.
Enfess !
Bereket sizin program zamanında
Sülün Osman’da yoktu. Yoksa garanti, oturduğu yerden değil İstanbul’u, tüm Türkiye’yi bile satmıştı..
Estetiğin bir iç mimar için işlevin önünde gelmesi, gayet anlaşılır bir şey.
Sıkmazsam tekrar edeyim.
Böyle araçlarla dünyayı keşfe çıkanların çoğunlukla macera ruhlu girişimci tipler olduğu, dünyayı da yerinde yani dışarıda yaşamak istediği, dolayısıyla karavanının içinden manzara seyretmeyi en azından pasif bulduklarını tahmin etmek zor değil. Onlar için işlev önde geldiğinden bakın, bulldog suratlı araçlarla gezmek bile zülfikarlarına dokunmuyor..
Estetiğin bağımsız olarak herkeze hitap etmesi ise tabi ki tartışmasız.
Ben de endamlı hatunlara bakmaktan gözümü alamıyorum ama benim hanımın yaşamımda eşsiz bir işlevi var..
Yanılıyor muyum, çekme karavanınızın yatak bölümünün pencerelerini son tasarımınızda zaten benzer nedenle daha muhafazekar çizmiş olmalısınız ?
Uzunca yollarda olanların ev özlemlerinin temelinde, izlenim
yorgunluğu kadar mahremiyetin kaybı da rol oynamakta.
Her neyse konu ‘idrar’ yarışına dönmeden burada keseyim..
Pencereleri büyük olsun, zaten perde koyarız, olur biter.
…
Davetinize teşekkürler, ben de tanışmak isterdim.
Her gelişimde zaten birkaç karavandaş ile buluşuyoruz. Biz bahar karavancısıyız. Seçimlerde Ege’deydik, Eylülde Sithonia’da olacağız.
Yani yine Ege’de..