Küresel Isınma

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan VitaEsMorte Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 105
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 48,331

VitaEsMorte

Zirve
Mesajlar
2,896
Tepkime Puanı
39
Bu konu başlığı altında ne yazık ki potansiyeli yeterince anlaşılamayan küresel ısınma konulu haberleri paylaşalım ve tartışalım.
 

Etiketler
Ynt: Küresel Isınma

Amerikan, İngiliz ve Avustralyalı bilimadamları ortak bir raporla dünyanın 10 yıl sonra çevre felaketleri açısından geri dönülemez noktaya geleceğini duyurdu. Çünkü dünya ısınıyor.

Karbondioksit oranı artıyor, okyanuslar ısınıyor, buzullar eriyor, deniz seviyesi yükseliyor, orman yangınları artıyor, buzul tabakaları parçalanıyor, göller küçülüyor, kurak dönemler uzuyor, ırmaklar kuruyor
Kış sıcaklıkları artıyor, ilkbahar erken geliyor, sonhabar gecikiyor, bitkiler erken çiçek açıyor, göç dönemleri değişiyor, yaşama alanları farklılaşıyor,
kıyı şeritleri erozyona uğruyor, mercan resifleri ağarıyor, kar yığınları azalıyor, bulut ormanları kuruyor, hastalıklar yayılıyor, yüksek enlemlerde sıcaklık artıyor, dünyaya neler oluyor?

Rapora göre 1960'lardaki kirlenme buzulların yüzde 20'sini eritti. 300 bilimadamının yürüttüğü araştırma sonuçlarına göre, Kuzey Kutbu'ndaki ısınma dünyanın geri kalanından iki kat daha hızlı. Bugünkü ise 2070'te dünyayı buzulsuz bırakacak, küresel çölleşme olacak, denizler yükselecek.

Dünya küresel ısınma yüzünden 10 yıl içinde geri dönülmez bir noktaya gelecek. Ormanların yok olması sonucu çölleşme yaşanacak, bu tarıma da yansıyacak, deniz seviyesi yükselecek ve dünya salgın hastalıkların pençesine düşecek. Bu felaket senaryoları "korkutucu" fakat "gerçek."
 

Ynt: Küresel Isınma

Şu anda Alaska'dan And Dağları'nın karlı zirvelerine kadar her yer ısınıyor, hem de hızla. Sıcaklıklar geçtiğimiz yüzyıldan bu yana Dünya genelinde 0,6 C arttı ancak en soğuk, en uzak noktalar çok daha fazla ısındı. Sonuçlar pek de iç açıcı değil. Buzullar eriyor, nehirler kuruyor, kıyılar erozyona uğruyor ve yakınlarda yaşayan toplulukları tehdit ediyor.

Yüzlerce yıldır ormanları kesiyor; kömür, petrol ve benzin yakarak bitkilerle okyanusların soğurabileceğinden çok daha büyük bir hızla karbon dioksit ve ısıyı tutan diğer gazları atmosfere salıyoruz. Atmosferdeki karbon dioksit düzeyi bugün, yüz binlerce yıl önce olduğundan çok daha yüksek. İklim uzmanlarından George Philander, "Bizler artık iklimi belirleyen süreç üzerinde etkili olabilen jeolojik unsurlarız" diyor.

Bazı şüpheciler, "Hemen karar vermeyin" diyor. İklim kararsızlığıyla ünlüdür. Bin yıl önce Avrupa ılımandı ve İngiltere'de şaraplık üzümler yetişiyordu; 400 yıl öncesine gelindiğinde ise iklim değişmiş, hava serinlemiş ve Thames belirli aralıklarla donmaya başlamıştı. Şu andaki ısınma da doğanın kaprisi, geçici bir durum olamaz mı? Uzmanlar, "Bundan çok da emin olmayın" diyor. Kuşkusuz, izleyen sayfalarda okuyacağınız ısınma belirtilerinin bazıları iklimin doğal ritmiyle açıklanabilir. Ancak gezegen genelinde ateşi yükselten bir diğer etken daha var.

IPCC (BM Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli), yüzyılın sonuna kadar 1,5 ila 5,5 C'lik bir sıcaklık artışı öngörüyor. Ancak ısınma aşamalı olmayabilir. Ve bazı uzmanlar günümüzdeki sıcaklık artışının yıkıcı bir iklimsel sendelemeyi hızlandırabileceği konusunda kaygılı.

IPCC, iklim sisteminin nasıl işlediğini ve insan etkinliklerinin bunu nasıl değiştirdiğini anlamamızı sağlayan daha güçlü kanıtları içeren üçüncü değerlendirme raporunu 2001 yılında yayınladı. Bu değerlendirmeye göre, "son 50 yılda gözlenen ısınmanın büyük bölümünün insan etkinliklerine bağlanabileceği konusunda yeni ve daha güçlü kanıtlar" vardır.

Raporda ayrıca, küresel ısınmanın daha önce düşünülenden daha hızlı ve şiddetli gerçekleştiği saptaması da yer almaktadır. Ve iklim modellemeleri, yanardağ ve güneş patlamaları gibi doğal iklim güçlerinin tüm bu ısınmayı açıklayamadığını gösteriyor.

IPCC, iklim değişiminin şu anda yaşandığına ilişkin şu kanıtları gösteriyor:
* 1990 yılı bilinen en sıcak onyıl, 1998 ise en sıcak yıl olmuştur (Not: BM Dünya Meteoroloji Örgütü'ne (WMO) göre, 1998 kaydedilmiş en sıcak yıl olmaya devam ederken, 2002 en sıcak ikinci yıl olarak 2001'i de geride bıraktı).
* Ortalama küresel yüzey sıcaklığı arttıkça, kar örtüsü ve buz alanları da azalmıştır.
* Ortalama küresel deniz düzeyi yükselmiştir ve okyanuslar ısınmaktadır.
* Bölgesel iklim değişiklikleri, özellikle de sıcaklık artışı, şimdiye kadar birçok fiziksel ve biyolojik sistemi etkilemiştir. Bu etkiler şunları içermektedir:
- Buzulların küçülmesi,
- Permafrost tabakasının çözülmesi,
- Nehir ve göllerdeki buz tabakalarının daha geç oluşması ve daha erken erimesi,
- Orta-yüksek düzeydeki büyüme mevsimlerinin uzaması,
- Bitki ve hayvanların yaşam alanlarında değişiklikler,
- Bazı bitki ve hayvan popülasyonlarında azalma,
- Ağaçların erken çiçeklenmesi, böceklerin erken ortaya çıkması, kuşların erken yumurtlaması
* Akdeniz bölgesi de tehlikeli iklim değişimi etkilerine karşı savunmasız durumdadır.

İklim değişimi; besin üretimi, içme suyu kaynakları ve sürdürülebilir kalkınma için bir tehdittir. Deniz düzeyinin yükselmesi, aşırı doğa olayları ve çölleşme, özellikle yoksul ülkelerde yaşayan milyonlarca insan için büyük bir tehlike oluşturmaktadır. Bugün ekonomik zorluklar yaşayan Akdeniz ülkeleri, büyük ölçekli, yıkıcı iklim felaketlerinin, yüksek ve önceden kestirilemeyecek maliyetleriyle başa çıkmak açısından da en az beceriye sahip ülkelerdir.

Isınmanın nedeni; son yüzyılda ciddi bir artış gösterdiği belirtilen küresel ısınmanın en önemli nedeni, seragazlarının (GHG) sanayileşmeyle birlikte insanoğlunun faaliyetleri sonucu atmosfer içindeki emisyonlarının çok önemli oranlarda artmasıdır.

İklim değişikliğine neden olan başlıca altı tane seragazı vardır. Bunların içinde en önemlisi CO2 gazıdır ve toplam seragazı miktarı içindeki payı % 80 civarındadır. Diğer seragazları ise büyüklük sırasına göre Metan (CH4), Azotoksit (N2O), Hidroflorokarbon (HFC), Perflorokarbon (PFC) ve KükürtHekzaFlorid (SF6) olarak sıralanabilir.

Seragazları içinde en önemlisi olan CO2 gazı salımı, çok önemli oranda ekonominin her sektöründe kullanılan fosil yakıtların (kömür, petrol, doğal gaz) yakılması sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle enerji politikaları ve çevre ilişkisi, seragazı salımlarının azatlımı açısından büyük önem arzetmektedir.
 

Ynt: Küresel Isınma

Kuzey Kutbu'nun uydudan çekilen fotoğraflarını inceleyen bilimadamları erimenin hızlandığını ve 100 yıl içinde buzulların eriyeceğini açıkladı.

Yüzde 9'u kayboldu
Küresel ısınma dünyamız üzerindeki etkisini en çok Kuzey Kutbu'nda hissettiriyor. Kuzey Kutbu'nun uydudan çekilen fotoğraflarını inceleyen bilimadamları, buzullardaki erimenin hızlandığını ve 100 yıl içinde buzulların tamamının eriyeceğini açıkladı. NASA'nın uydu aracılığıyla çektiği son fotoğraflarda, Kuzey Kutbu'ndaki buzulların 1979'dan bu yana yüzde 9'unun eridiği tespit edildi.

Deniz seviyesi yükselecek
Norveç'te açıklanan araştırma sonuçlarına göre 100 yıl içinde kuzeyde hiç buzul kalmayacak. Hazırlanan 1800 sayfalık raporda küresel iklim değişikliği ile birlikte felaket getiren seller yaşanacağı açıklandı. Bilimadamları, küresel ısınmanın neden olduğu buzul erimeleri ile okyanuslardaki su miktarının artacağını, bunun sonucunda da deniz seviyesine yakın bölgelerin sular altında kalacağını belirtti.

Isınma Buzulları Neden Etkiliyor?
Küresel ısınmanın buzullar üzerinde etki göstermesinin nedeni buzların beyaz olması. Beyaz renk güneş ışınlarını yansıtıyor. Yansıyan ışınlar daha koyu renkte olan okyanus ve karalar tarafından emiliyor. Bu da okyanus sularının daha çok ısınmasına sebep oluyor. Isınan okyanus suları buzulları eritiyor. Kısacası buzullar direkt güneş enerjisi ile değil suların ısınmasıyla eriyor.
 

Ynt: Küresel ısınma hastalık yayıyor

Araştırmacılar, küresel ısınma yüzünden Avrupa’da normalde görülmeyecek bazı hastalıkların ortaya çıkmaya başladığını vurguluyor.

NORWICH - İngiltere’deki East Anglia Üniversitesi profesörü Paul Hunter, sel ve kuraklığa neden olan değişken havanın, bulaşıcı hastalıkların yeniden ortaya çıkmasına sebebiyet verdiğini, bunun da yeni hastalık dalgalarını beraberinde getirebileceğini savunuyor. Hunter, ABD’nin güney sahillerinde görülen bir deniz organizmasının neden olduğu ‘Vibrio Vulnificus’ adlı hastalığın, Baltık denizine giren 4 kişide görüldüğü uyarısını yaptı.

Hunter, İtalya sahillerinde normalin üstünde ısınan deniz suları nedeniyle ‘Ostreopsis ovata’ adlı bir organizmanın habitatını genişlettiği belirterek, bu organizmanın da insanlara bulaşması tehlikesinin baş gösterdiğini ifade etti. Hunter, İtalya’da 100’den fazla tatilcinin ishal, deride kırmızı noktalar ve ateş gibi belirtilerle hastaneye kaldırıldığını vurguladı.

KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ
Hunter, ayrıca Türkiye’de de 50’den fazla kişinin ölümüne neden olan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’nin de son yıllarda, daha önce görülmediği bölgelere doğru genişlemeye başladığına dikkat çekiyor. Hunter’a göre bunun nedeni, yazların daha sıcak olmasından ziyade, kışların eskisi kadar soğuk olmaması.
 



Ynt: Küresel Isınma

Aslında dolaylı birçok etki oluyor. Kuş grib sonucu yapılan kanatlı hayvan itlafı ve bu hayvanların yediği böceklerden ve örümceklerden bulaşan hastalıklar...
 

Ynt: Küresel Isınma

Tehditin boyutları

WWF tarafından yapılan araştırmaya göre, küresel ısınma bu yüzyılın sonunda bitki ve hayvan habitatının üçte birini tehdit ediyor. Nadir görünen türler ve bölünmüş ekosistemler şimdiden kirlilik ve ormanların yok edilmesinden dolayı tehdit altında ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.

1990'lar geçen yüzyılın en sıcak yıllarıydı. Küresel ısınmanın etkileri en yüksek zirvelerden, okyanusun derinliklerine, Ekvator'dan kutuplara kadar hissediliyor. Küresel ısınmanın etkileri gezegenin her yanında görülüyor, milyonlarca insanı sel, kuraklık ve susuzlukla karşı karşıya bırakıyor.

Avustralya'da 2002 yılında yaşanan şiddetli kuraklığın ana nedeni küresel ısınmaydı. Kuzey Pasifik'te somon popülasyonunda, bölgedeki sıcaklığın normalden 6 derece artması yüzünden büyük düşüş görüldü.

Kalifornia kıyılarında yüzlerce deniz kuşunun, denizlerin ısınması yüzünden besin kıtlığı yaşamalarının sonucunda, öldüğü görüldü. Okyanuslardaki ısının artmasıyla mercan kayalıklarının büyük zararlar gördüğü belirlendi.

Avustralya'daki Great Barrier Reef, sürdürülebilir olmayan balıkçılık yöntemleri, yapılaşma ve iklim değişikliği yüzünden çok yakında kaybedilme tehlikesiyle karşı karşıya.

Şikago, Atina ve Yeni Delhi gibi şehirlerde ölüm çanları artarak çaldı, sıcak hava dalgalarından bunaldılar. Yükselen deniz seviyesi Pasifik adaları ve Hint Okyanusu'ndaki adaların çoğunu tehdit ediyor.

Büyük kasırgalar, seller, kuraklık ve sıtma gibi hastalık salgınları bizi bekliyor. Küresel ısınma, çevre felaketlerin etkilenen mültecilerin zorunlu göçleri yüzünden bölgesel çatışmalar yaşanabilir. Küresel ısınma yüzünden dünya ormanların ve hayvan türlerinin üçte biri tehdit altında.

Türkiye'de hava 3-3.6 derece ısınacak

Bilimadamları sadece 11 Avrupa ülkesinde 2001 yılında 80 kişinin seller yüzünden hayatını kaybettiğini belirtirken, sıcak dalgasından geçtiğimiz yıl 20 bin kişinin öldüğüne dikkat çekiyor. Son 5 bin yıldır Avrupa'daki buzulların şu an en alçak durumunda olduğuna da dikkat çeken Avrupalı bilimadamları, bu yaşanan ani iklim değişikliklerinin 600 bin kişiyi etkilediğini ve sadece geçen yıl 18.5 milyar dolarlık zarara yol açtığını kaydetti. Bilimdamlarının çıkardığı haritaya göre; Türkiye'de 3 ila 3.6 derece oranında ısınacak. Özellikle güneyde artış daha fazla görünüyor
 

Ynt: Küresel Isınma

Neler yapabilirsiniz?

Pek çok ülke, çevreye son derece zararlı olmasına karşın, özellikle kömür gibi fosil yakıtları kullanmaktadır.

Kyoto protokolü sera gazı emisyonlarını azaltmaları için OECD ülkelerine çağrıda bulunmaktadır. Kyoto'da 2008-12 yılları arasında toplam sera gazı emisyonlarının 1990 yılı seviyesinin %5.4 altına çekilmesi hedeflenmiştir.

WWF, dünya çapında yürüttüğü Powerswitch! kampanyasıyla, hükümetler ve iş dünyasını yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı konusunda sorumluluk almaya davet ediyor. Kampanya kapsamında, kömür, petrol, doğal gaz gibi fosil yakıtlar ve nükleer enerji yerine su, jeotermal, biyokütle ve güneş enerjisinin kullanılması teşvik ediliyor.

Ulusal enerji stratejileri en az 30 yıllık bir süreyi öngörür şekilde hazırlanmalıdır. Diğer enerji kaynaklarının geliştirilmesine ve güvenli kullanımına yönelik politikalar belirlenilmelidir. Ulusal enerji politikasının oluşumuna sivil toplum kuruluşlarının ve yerel halkın katılması sağlanmalıdır.

Çevresel Etki Değerlendirmesi yapılmak koşuluyla, yerel ölçekte rüzgar ve güneş gibi alternatif enerji kaynaklarından yararlanılmalıdır.

Tarım, amonyak ve metan gibi değişik emisyonların atmosfere karışmasına neden olmaktadır. Avrupa amonyak emisyonunun %90'ı çiftlik hayvanları ve kimyasal gübrelerden kaynaklanmaktadır. Kimyasal gübre kullanımı, bir sera gazı olan azotdioksit emisyonunu da artırır. Azot ve fosfor içeren gübrelerin kullanımı azaltılmalıdır.

Otomobilinizin hava ve yakıt filtrelerinin her zaman temiz olmasına dikkat edin. Çok tozlu ortamlara yaptığınız yolculuklardan sonra mutlaka filtrelerinizi temizletin. Kirli filtreler fazla yakıt harcanmasına yol açar.

Araç klimanızı yalnızca gereksinim duyduğunuzda çalıştırın. Klima daha fazla yakıt harcamaya yol açar.

Günümüzde çalıştırılmadan önce otomobillerin motorlarının ısıtılmasına gerek yoktur. Motoru ısıtmak daha fazla yakıt tüketmenize neden olur.

Pencerelerinizde çift cam tercih edin.

CFC içeren spreyleri kesinlikle kullanmayın. Etiketinde ozon dostu yazan ürünleri seçin.
 

Kuzey Kutbu Hem Fail Hem Kurban

Küresel ısınmayla, eriyen buzulların denize karışmasıyla Kuzey Buz Denizi giderek daha az tuzlu hale geliyor. Buna karşılık, Sibirya’daki buzul örtüsünün varsayılanın çok üstünde metan gazı saldığı ortaya çıktı.

236367.jpg

Kuzey Yarımküre'deki karaların yüzde 24'ü donmuş topraklardan oluşuyor.

Kuzey Buz Denizi, küresel ısınmanın yol açtığı olumsuz değişimle milyonlarca yıldır barındırdığı canlılara artık evsahipliği yapamayacak. ABD’de Marine Biological Laboratory uzmanı Bruce Peterson, Kuzey Buz Denizi’nin son 40 yıldaki meteorolojik geçmişini, ırmak, deniz ve kara buzulu erime verilerini inceledi. Bu faktörlerin deniz suyu tuzluluğunda yarattığı etkiyi hesaplayan Peterson, yağmur ve eriyen kar sularının, 1965-1995 yılları arasında denize 37.000 kilometre küp tatlı su kattığını ortaya çıkardı.

245445.jpg

Araştırma sonuçlarını NewScientist dergisine değerlendiren Peterson, küresel ısınmanın buzulları eritmesiyle denizlerdeki tuzluluk oranın ciddi oranda değiştiğini, okyanuslarda tuzlu suyun dağılımında küresel bir değişim olduğunu vurguladı. Peterson, bunun bölgedeki canlı hayatı olumsuz etkileyeceğini, kaçabilen canlıların kaçacağı, kaçamayanların ise akıbetinin belirsiz olduğunu ifade ediyor.

SİBİRYA DURDUĞU YERDE METAN YAYIYOR
Buna karşılık, Sibirya’daki göl ve bataklıkların, tahmin edilenden daha fazla metan gazı çıkardığı, bunun da yeryüzündeki iklimin ısınmasına neden olduğu ortaya çıktı. Nature dergisinin son sayısındaki makaleye göre, bilim insanları, Sibirya’da buz örtüsü kalkan sulak alanların önceki varsayımlardan yüzde 10 ila 63 daha fazla metan yaydığını tespit etti. Rus araştırmacılar, yeni teknikler kullanarak yaptıkları ölçümlerle, donu çözülen Sibirya göllerinden yayılan metan gazının, atmosferdeki metan gazlarının önde gelen kaynağı olduğunu belirledi.

Metan gazı ve karbon gazlarıyla birlikte, atmosferin Güneş ışınlarını hapsetmesine neden olan sera etkisini yaratıyor. Sibirya gölleri ve kutuplardaki donmuş topraklar, organik maddelerin oksijensiz kalarak çürümesiyle metan gazı meydana getiriyor.
 

Ynt: Küresel Isınma

Sonumuz gelmez inşallah .. Resmen kendi sonumuzu kendimiz hazırlıyoruz ...

İleriki 50 sene için Allah yardımcımız olsun ..
 



Ynt: Küresel Isınma

Öncelikle dengelerin bozulmasıyla, Atlantik'ten kuzey kutbuna giden sıcak akıntının durması sonucu Kutuptaki soğuk su Atlantik'e yayılarak Avrupa'da ekstrem soğuklara neden olacakmış, bu ülkemizi de etkileyecek. Denize cihazlar yerleştirmişler akıntının hızını tespit etmek için en azından ne zaman duracağını bilecez ama yapacak bişeyimiz yok şu an için :-\ Dünyada yağış dengelerinin de bozulmasıyla Amazonun yağmur ormanları kuraklık sonucu yok olacakmış :(
Yani öncelikli tehdit küresel ısınma sonucu, bölgesel soğuma ve kuraklık
 

Ynt: Küresel Isınma

‘Küresel ısınmayı reddetmek facia’

Eski ABD Başkan Yardımcısı Al Gore, New York Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada küresel ısınmanın uluslararası bir gündem maddesi olarak ele alınması gerektiğini savundu.

NEW YORK - ABD’de 2000 yılındaki tartışmalı seçimde kılpayı bir farkla George W. Bush’a yenilerek başkan seçilemeyen Gore, küresel ısınma konusunda rakibini sert bir dille eleştirdi. Bush ve diğer küresel ısınmaya reddeden politikacıları işin ciddiyetini anlamamakla kınayan Gore, küresel ısınmanın ‘küresel kriz’ olarak irdelenmesi gerektiğini vurguluyor. Gore, “Konuyu bilenlerin tehlikenin ciddiyetini telaffuz etmeye cesareti yok” diye konuştu.

Gore, Bush hükümetini küresel ısınmayı destekleyen bilimsel çalışmalara para aktarmayarak dolaylı olarak köstek olduğunu, devlete bağlı bilimsel kurumlara da küresel ısınmayı inkar etmeleri yönünde baskı yaptığını açıkladı. “Gelecek kuşaklar, bu bilimsel çalışmaları eninde sonunda yapacak, ama o zaman faciayı önlemek için geç olacak” diyen Gore, her geçen gün sayıları artan bilimsel kanıtların acil müdahaleyi zorunlu kıldığını ifade etti. Gore ayrıca küresel ısınmaya karşı yenilenebilir enerjilere yatırım yapılmasını savunuyor

Al Gore ve Bill Clinton’un döneminde ABD, Kyoto Protokolü’nün bir üyesiydi. Hatta Gore, gerek 30 yıla yakın senatörlük gerekse başkan yardımcılığı döneminde ABD’de çevre konularında önemli yasalar yapmış, halkın bilinçlendirilmesinde etkin rol oynamıştı. Gore, Kyoto Protokolü’nün de en ateşli savunucularındandı, ancak Bush başkan olur olmaz, ABD’yi Kyoto Protokolü’ndan çıkarmıştı.

ABD’de 2008’de yapılacak başkanlık seçimlerinde aday olmayacağını açıklayan Gore, şimdilerde tüm enerjisini ülkesinde ve dünyada kent kent dolaşarak küresel ısınma konusunda konferanslar yoluyla bilinçlendirmeye harcıyor.


NTVMSNBC
 

Ynt: Küresel Isınma

Kutuplardan alarm sesleri geliyor

Buzul tabakasında Avrupa'nın kuzeyinden kutba kadar devasa bir kırık tespit edildi

Avrupa Uzay Ajansı yetkilisi Mark Drinkwater, Buzul tabakasında Avrupa'nın kuzeyinden kutba kadar uzanan devasa bir kırık tespit edildiğini açıkladı.

Buzul tabakasında Avrupa'nın kuzeyinden kutba kadar uzanan devasa bir kırık tespit edildi. Avrupa Uzay Ajansı (ESA) yetkilisi Mark Drinkwater, kurumun internet sitesinde yayımlanan açıklamasında, Avrupa'nın kuzey ucundan kutba kadar uzanan çatlağın İngiltere'den büyük olduğunu belirtti. ESA yetkilisi, bu durumun, buzulların daha önceki erime mevsimlerinde gözlemlenenden farklı bir durum olduğunu kaydetti.

ESA uzmanları, bu çatlakları 23-25 ağustos arasında alınan uydu fotoğraflarını inceledikten sonra fark etti. Fotoğraflarda, Norveç'in uzak kuzey ucundaki Svalbard takımadalarıyla Sibirya'nın Severnaya ve Zemlya adalarından kutba uzanan bölgede geniş bir kırık belirlendi. Uzmanlara göre, normalde hiç erimeyen buzul tabakasının yüzde 5 ila 10'u yaz sonu fırtınalarıyla kırıldı. ESA'ya göre, bu kırılma buzul tabakasının ince ve kırılgan olduğunu gösteriyor. Drinkwater, kutupta bu eğilimin sürmesi halinde, Avrupa'yla Asya arasındaki deniz yolunun daha uzun sürelerle açık olacağını ve 20 yıla kadar yelkenlilerin yazın kutup okyanusundan geçerek dünya turu denemeleri yapmasının mümkün olabileceğini kaydetti. Kuzey kutbundaki buzul tabakası, iklimin ısınması yüzünden küçülüyor. 2005 yazı sonunda buzul yüzeyi 5,5 milyon kilometrekare ölçüldü. Oysa bu rakam, 1980'lerin başında 8 milyondu. ESA, uydu fotoğraflarını www.esa.int adresinde yayımlıyor.

HABERTÜRK
 

Ynt: Küresel Isınma

Küresel ısınmaya milyarder desteği

Sivil uzay havacılığının en önemli destekçilerinden İngiliz işadamı Sir Richard Branson, yenilenebilir enerjilere 3 milyar dolar yatırım yapıyor.

NEW YORK - Virgin Havayolları’nın sahibi Sir Richard Branson, şirketin gelecek 10 yıldaki tüm net karını küresel ısınmaya karşı yapılacak projelere aktaracağını açıkladı. ABD eski Başkanı Bill Clinton’un başını çektiği Clinton Global Initiative adlı yardım kuruluşunun New York’taki konferansında konuşan Branson, “İnsanoğlu acilen fosil bazlı yakıtları terketmeli, bugün yola çıksak dahi, bütünüyle yenilenebilir enerjiye geçmemiz yıllar alacak” dedi. Branson, yenilenebilir enerjiler konusunda araştırmalar yapacak Virgin Fuels adında bir şirket kuracak. Sir Branson’un kendi servetinden ayırdığı para miktarı, ABD devletinin bir yılda yenilenebilir enerjiye ayırdığı toplam bütçenin 3’te 1’ine denk düşüyor.

Sir Branson konuşmasında şunları söyledi: “Atalarımızdan masmavi, muhteşem güzellikte bir gezegen devraldık, şimdi bu güzelliği çocuklarımıza verip veremeyeceğimiz bizim elimizde, mevcut durumda sorumsuz davrandığımızı kabul etmemiz gerek. Bu işin karlılık analizini yapacak durumda değiliz, yenilenebilir enerjilere geçiş yapmalıyız.”
Bill Cliton'a göre, daha çok işadamı küresel ısınmaya para yatırmalı.

Clinton Global Initiative’in Başkanı ABD eski Başkanı Bill Clinton, “Sir Branson’un bir işadamı olarak küresel ısınmaya karşı yaptığı fedakarlık, gerek parasal miktarı gerekse iş dünyasında önemli bir düşünüş farkını ortaya koyduğu için devrim niteliğindedir” diye konuştu.


YENİ ŞİRKETİN ADI VIRGIN FUELS
Sir Branson’un Virgin Fuels şirketi, çevreci enerjilerin ArGe’sine 400 milyon dolar bütçe ayıracak. Virgin Fuels ilk etapta, mısırdan biyo-etanol üreten California merkezli Cilion şirketine 60 milyon dolar yatıracak. Ortaklık taslağına göre, 2009 yılına dek 7 adet biyo-etanol rafinerisi kurulacak. Virgin’in trenyolu kanadı Virgin Trains, dizel trenleri, biyo-dizelle çalışacak şekilde modifiye edecek. Virgin Havayolları sözcüsü daha önce de uçaklarda rüzgar enerjisinin kullanımı üzerine çalışmaları olduğunu açıklamıştı.

HAVAYOLU ŞİRKETLERİ VE KÜRESEL ISINMA
Tahminlere göre havayolu şirketlerinin ürettiği kirlilik küresel ısınmanın yüzde 15’ini oluşturacak. Küresel ısınma nedeni fosil bazlı yakıtların kullanımını azaltmayı amaçlayan Kyoto Protokolü, havayolu endüstrisini kapsamıyor. Dünya çapında birçok hükümet havayolu şirketlerine çevre vergileri koymayı amaçlıyor, ancak şirketler bunlara karşı çıkıyor. Sir Branson, Virgin Atlantic şirketinin halen bitkisel bazlı daha çevreci yakıt türlerini kullanılması üzerinde çalıştığını ifade ederek, diğer havayolu şirketlerini de yeni kuşak enerjilere yatırım yapmaya çağırdı.

Havacılık ve diğer nakliye şirketlerinin kullandığı petrol bazlı yakıtlar, küresel ısınmanın başlıca tetikleyicileri. Sir Richard Branson, fosil bazlı enerjilere dayanan nakliye ve havacılık şirketlerinin en kısa zamanda yenilenebilir enerji modellerine geçmesini savunuyor. Her gün binlerce uçak, binlerce kilometre yol katediyor ve bunun için milyonlarca litre fosil bazlı yakıt sarfediliyor ve bunların çıkardığı karbon diyoksit atmosfere karışıyor.

SİVİL UZAY HAVACILIĞI VE BRANSON
1972’de müzik şirketi Virgin Records’ı kuran Sir Richard Branson’un, şimdi havacılıktan, mobil operatörlüğe kadar birçok alanda yatırımları bulunuyor.
Branson, Virgin Galactic havayollarının ilk uzay yolcularından olacak.

Sir Branson ayrıca 2004’te uzaya çıkarak Ansari X yarışmasını kazanan SpaceShipOne adlı sivil uzay uçağının da finansörüydü. Sir Branson’un, Virgin Galactic adını verdiği sivil uzay havacılığı şirketi 2009’da ilk uzay seferlerine başlayacak. Richard Branson, 1999 yılında İngiltere Kraliçesi II. Elisabeth tarafından Şövalye ilan edilmiş ve ‘Sir’ ünvanı almıştı. Sir Branson, Forbes dergisinin En Zengin 500 sıralamasında 2.8 milyar dolar ile dünyanın 245’inci en zengini.

ABD’de devletin rüzgar, güneş, hidrojen ve biyo-etanol gibi yenilenebilir enerjilere aktardığı miktar yıllık 1 milyar dolar.

YENİ ŞİRKETİN ADI VIRGIN FUELS
Sir Branson’un Virgin Fuels şirketi, çevreci enerjilerin ArGe’sine 400 milyon dolar bütçe ayıracak. Virgin Fuels ilk etapta, mısırdan biyo-etanol üreten California merkezli Cilion şirketine 60 milyon dolar yatıracak. Ortaklık taslağına göre, 2009 yılına dek 7 adet biyo-etanol rafinerisi kurulacak. Virgin’in trenyolu kanadı Virgin Trains, dizel trenleri, biyo-dizelle çalışacak şekilde modifiye edecek. Virgin Havayolları sözcüsü daha önce de uçaklarda rüzgar enerjisinin kullanımı üzerine çalışmaları olduğunu açıklamıştı.

HAVAYOLU ŞİRKETLERİ VE KÜRESEL ISINMA
Tahminlere göre havayolu şirketlerinin ürettiği kirlilik küresel ısınmanın yüzde 15’ini oluşturacak. Küresel ısınma nedeni fosil bazlı yakıtların kullanımını azaltmayı amaçlayan Kyoto Protokolü, havayolu endüstrisini kapsamıyor. Dünya çapında birçok hükümet havayolu şirketlerine çevre vergileri koymayı amaçlıyor, ancak şirketler bunlara karşı çıkıyor. Sir Branson, Virgin Atlantic şirketinin halen bitkisel bazlı daha çevreci yakıt türlerini kullanılması üzerinde çalıştığını ifade ederek, diğer havayolu şirketlerini de yeni kuşak enerjilere yatırım yapmaya çağırdı.

Havacılık ve diğer nakliye şirketlerinin kullandığı petrol bazlı yakıtlar, küresel ısınmanın başlıca tetikleyicileri. Sir Richard Branson, fosil bazlı enerjilere dayanan nakliye ve havacılık şirketlerinin en kısa zamanda yenilenebilir enerji modellerine geçmesini savunuyor. Her gün binlerce uçak, binlerce kilometre yol katediyor ve bunun için milyonlarca litre fosil bazlı yakıt sarfediliyor ve bunların çıkardığı karbon diyoksit atmosfere karışıyor.

SİVİL UZAY HAVACILIĞI VE BRANSON
1972’de müzik şirketi Virgin Records’ı kuran Sir Richard Branson’un, şimdi havacılıktan, mobil operatörlüğe kadar birçok alanda yatırımları bulunuyor.
Branson, Virgin Galactic havayollarının ilk uzay yolcularından olacak.

Sir Branson ayrıca 2004’te uzaya çıkarak Ansari X yarışmasını kazanan SpaceShipOne adlı sivil uzay uçağının da finansörüydü. Sir Branson’un, Virgin Galactic adını verdiği sivil uzay havacılığı şirketi 2009’da ilk uzay seferlerine başlayacak. Richard Branson, 1999 yılında İngiltere Kraliçesi II. Elisabeth tarafından Şövalye ilan edilmiş ve ‘Sir’ ünvanı almıştı. Sir Branson, Forbes dergisinin En Zengin 500 sıralamasında 2.8 milyar dolar ile dünyanın 245’inci en zengini.

ABD’de devletin rüzgar, güneş, hidrojen ve biyo-etanol gibi yenilenebilir enerjilere aktardığı miktar yıllık 1 milyar dolar.

NTVMSNBC
 




Ynt: Küresel Isınma

‘Dünya farklı bir gezegen olacak’

Bilim insanları, Dünya’nın son 30 yılda 0.2 derece ısınarak ve yeryüzünde yıllık ortalama sıcaklığın 16 santigrat derece’ye çıktığı sonucuna vardı.

NEW YORK - Araştırmayı yürüten Rutgers University uzmanı Alan Robock ve NASA Goddard Enstitüsü uzmanı James Hansen, küresel sıcaklığın öngörüldüğü gibi 1 santigrat derece daha artması halinde, son 1 milyon yıldaki en üst ısı seviyesine ulaşılacağı uyarısını yapıyor. Robock, insan eliyle meydana gelen küresel ısınmanın giderek daha tehlikeli ve geri dönülmez bir sürece girdiğini vurguluyor.

Rutgers Üniversitesi’nin ABD Çevre Koruma Dairesi ile ortaklaşa yürüttüğü araştırma, insan eliyle üretilen sera gazlarının 50 yıldaki aşırı ısınmanın başlıca nedeni olduğunu savunuyor. Fosil bazlı yakıtların tükeetilmesiyle açığa çıkan karbon dioksit gibi gazlar, Güneş ışınlarının atmosferde hapsolmasına neden oluyor. Atmosfere hapsolan Güneş ışınları, bir serada olduğu gibi yeryüzünün fazladan ısınmasına yol açıyor; bu olaya ‘sera etkisi’ deniyor.

BUSH’UN UMARSIZ İNKARI
Bilim insanları, yeryüzünün 1 derece ısınacağına dair uyarı niteliğinde birçok araştırma yayınladı. Kyoto Protokolü, 2012’ye dek sera etkisine yol açan gazların salınımının 1990 seviyesine çeekilmesini öngörüyor. Ancak, ABD Başkanı George W. Bush, küresel ısınmanın bilimsel olarak kanıtlanmadığını iddia ederek, bu uluslararası anlaşmaya imza atmaya yanaşmıyor. Sera etkisine yol açan gazların yüzde 30’a yakınını ABD salıyor.

FARKLI BİR GEZEGEN OLACAK
Robock, 2000’li yılların ilk 5 yılının son birkaç bin yılın en sıcak dönemi olduğunu belirterek, “Buz Çağı’nın bitiminde de Dünya bugünküne yakın derecede sıcaktı, ancak korkulan olur ve 2 veya 3 santigrat derece daha ısınması halinde, alıştığımızdan farklı bir gezegende yaşıyor olacağız” diyor. Araştırma küresel ısınmanın en çok kutba yakın bölgelerde hasara yol açacağını, buzulların erimesine ve deniz seviyesinin yükselmesine neden olacağını vurguluyor. Dünya’nın bugünkü kadar sıcak olduğu, 3 milyon yıl önceki orta Pliosen çağında da deniz seviyesi bugünkünden 25 metre yüksekti.

HAYVANLAR KUZEYE KAÇIYOR
Güneş ışınlarından en az etkilenen bölgeler yüksek platolar veya dağ sıraları olacak, dolayısıyla yüzbinlerce yıldır belli sıcaklıklarda yaşamaya alışmış hayvanlar, mecburen yüksek bölgelere göç edecek. Bilim insanları, yaklaşık 1.700 çeşit hayvan ve bitkinin, her 10 yılda bir 6 kilometre kuzeye akın ettiğini vurguluyor. Ancak hayvanların bu kaçışı dahi küresel ısınmanın yarattığı sıcaklık dalgasının gerisinde kalıyor; zira son 30 yılda, Dünya en sıcak dönemini yaşıyor.


NTVMSNBC
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,759
Mesajlar
1,523,347
Kayıtlı Üye Sayımız
166,575
Kaydolan Son Üyemiz
Murat_Anıl

Çevrimiçi üyeler

SON MESAJLAR

SON KONULAR



Geri
Üst