Ynt: Kene Isırması - Kırım Kongo Kanamalı Ateşi
Kafkas Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zati Vatansever, kırsal alanda yaşayanlarda keneden korunma yöntemlerinin bir alışkanlık haline gelemediğini belirterek, "Bunun temelinde 'bunlar bizim keneler, bir şey yapmaz' şeklindeki yerleşik inanç yatıyor" dedi.
Vatansever, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kenelerin, insan ve hayvanlara 200 kadar hastalık bulaştırabildiğ ini, bunlardan "Lyme hastalığı"nın ABD'de yılda 25 bin kadar vakanın ortaya çıkmasına neden olduğunu söyledi.
Yine keneler tarafından bulaştırılan "kene ensefaliti"nin Avrupa'da büyük sağlık sorunlarına yol açtığını anlatan Vatansever, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'de birçok kene türü yaygın olarak bulunuyor. Bunlar insanlara Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) virüsünü, Lyme boreliyozu, TBE'yi (kene kökenli ensefalit) ve benekli humma gibi birçok bakteriyel etkeni bulaştırabilme potansiyeline sahiptir. Ancak Türkiye'nin iklim koşulları ve coğrafik yapısı ele alındığında, KKKA virüsü ve bunu insanlara bulaştıran hyalomma marginatum marginatum adındaki kene ön plana çıkıyor. Bu kene, yaşam tarzı itibarıyla beslenebilmek için erişkin kenelerin konakları olan büyük evcil hayvanlar ve küçük yaban hayvanları ile yerden beslenen yavru kenelerin konakları olan kuşlara bağımlı olduğundan, yaban hayvanları ile sığır gibi evcil hayvanların ortak yaşama alanlarına sahip olduğu yerlerde bulunur. Yani, kene kırsal bölgededir ve orada bu kene ile temas halinde olan insanlar, çoğunlukla tarlada çalışanlar ve çobanlardır. Dolayısıyla bilinçlendirme çalışmalarında hedef kitlemiz de bunlar olmalıdır."
"Kene ısırması"nın yanlış bir söylem olduğunu, "kene tutması" ya da "tutunması"nın en doğru terim olduğunu bildiren Vatansever, "Kene yapışması da kabul edilebilir. Ancak kene ısırması veya kene sokması diye bir terim kullanılmamalı dır. Keneler biyolojileri gereği bir konağa tutunduklarında orada günlerce sabit olarak kalıp kan emer. Yani, sivrisinek gibi sokup saniyeler içinde beslenmesini bitirmez" bilgisini verdi.
Kenenin tutunduğu gün sağlık kuruluşlarında test yaptırmanın bir anlamı olmadığının altını çizen Vatansever, hastalığın ancak belirtilerin ortaya çıkmasından sonra teşhis edilebildiğine dikkati çekti.
Vatansever, "Her kene tutanın hastanelere hemen başvurması gereksiz iş yükü ve panik oluşturmaktan başka bir işe yaramaz" dedi. KKKA'nin Nisan aylarında görülmeye başladığını, Haziran'da doruğa ulaştığını, Ağustos'ta ise bittiğini kaydeden Vatansever, "Bu yıl için henüz geçmiş yıllara göre bir sayısal artıştan bahsedemeyiz" diye konuştu.
Keneleri tamamen ortadan kaldırmanın olanaksız olduğunu, dünyada öncelikle kenelerle bulaşan hastalıklar konusunda toplumsal bilincin geliştirilerek korunma yöntemlerinin benimsetilip önerildiğini vurgulayan Vatansever, "çünkü, insana kenenin teması kesildiğinde bu tip hastalıklar da görülmez olacaktır" görüşünü dile getirdi. Vatansever, bu amaçla alınması gereken önlemlerle ilgili şunlara dikkati çekti:
- Kenelerin vücuda girip tutunmasını engelleyecek şekilde giyinilmelidir. Paçaların çorapların içine sokulması, uzun kolu elbiseler giyilmesi bu önlemlerden biridir. Kenelerin kolay fark edilebilmesi için de açık renkli giysiler seçilmelidir.
- Kırsal alanlarda, özellikle tarlada çalışanların yüzde 0.5 permethrin ile muamele edilmiş elbiseler giymeleri son derece yararlıdır. Permethrin, böcek öldürücü bir ilaçtır. Memeli hayvanlar için zehirliliği son derece düşük olup, elbiseler üzerinde uzun süre kalıcı etkisi vardır. Bu şekilde muamele edilmiş elbiseler, kenelerin insanın üzerine gelmesini engellemez. Ancak keneler bu tip elbiselere temas ettiklerinde yavaş yavaş ilaçtan etkilenmeye başlar ve kısa süre sonra ölürler. İlacın kalıcı etkisinden dolayı bu şekilde muamele edilmiş elbiselerin koruyuculuğu haftalarca devam etmektedir. Eczanelerde satılan bu tip ilaçlar prospektüslerine göre kullanılmalıdır.
- Cilde dietil toluamid, DEET gibi böcek kovucu (repellent) ilaçlar sürülerek kenelerin tutunması 2-4 saat kadar engellenebilir. DEET'in en az yüzde 30 konsantrasyonda olması gerekir. Ancak, Türkiye'de bu konsantrasyonda DEET içeren bir preparat yok.
- Keneler genellikle hastalık etkenlerini deriye tutunduktan belli bir süre sonra vermeye başlar. Deride tutundukları süre ne kadar fazla olursa, o kadar fazla miktarda mikrop verebilirler. Bu nedenle vücudun sık aralıklarla kene yönünden kontrol edilmesi son derece önemlidir. Aynı şekilde akşam yatmadan önce yapılacak genel bir vücut muayenesi de gözden kaçmış kenelerin bulunmasına yardımcı olacaktır.
- Kırsal alanlarda hayvanlar üzerinde bulunan keneler el ile kopartılıp eziliyor. Özellikle kadınlar bunu süt sağımı sırasında, çocuklar ise eğlence için sıklıkla yapıyor. Kenelere çıplak el ile dokunmak, bilinen herhangi bir risk oluşturmaz. Ancak, bunların el ile sıkıştırılarak ezilmesi veya parçalanması, mikrop bulunması durumunda bunun derideki çatlaklar ya da görünmeyen açıklıklardan girerek hastalık oluşturmasına neden olur. Bu gibi davranışlardan kesinlikle kaçınmak gerekir. Ağır seyreden KKKA'nın bazen ölümle sonuçlanabildiğ ini belirten Vatansever, spesifik bir tedavisi olmayan hastalıkta destek tedavisinin önem kazandığını söyledi. Türkiye'nin bu konuda oldukça başarılı olduğunu ifade eden Vatansever, diğer ülkelerde yüzde 30-80 olan ölüm oranlarının ülkede yüzde 5 civarında seyrettiğini bildirdi.
Türkiye'de KKKA'dan ölümlerin ihmalden kaynaklandığını, genellikle kenenin tutunduğu kişilerin baş ağrısı ve ateş gibi belirtileri grip ya da soğuk algınlığı ile karıştırıp sağlık kurumlarına başvurmadıkları nı anlatan Vatansever, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ne yazık ki kırsal alanda yaşayan insanlarımızda keneden korunma yöntemleri bir alışkanlık haline gelemedi. Bunun temelinde 'bunlar bizim keneler, bir şey yapmaz' şeklindeki yerleşik inanç yatıyor. Son yıllarda bu biraz kırılmaya başladı. Ancak korunma yöntemlerinin, özellikle permetrin ile muamele edilmiş elbiselerin kullanılması hala beklenen düzeyde değil. Oysa bu, en etkili korunma yollarından biridir. Bunların kullanımının mutlaka sağlanması gerekir."
Vatansever, kene tutanların yapması gerekenlerle de şunlara işaret etti:
- Paniklememeli, hastalığa neden olan kenenin kendisi değildir, tükürük bezlerinde taşıdığı virüstür. Erken fark edip uygun şekilde çıkartılırsa hastalık riski çok düşük seviyede kalacaktır.
- Keneyi çıkartmak için bir sağlık kuruluşuna gitmeye gerek yok. Bu çok basit bir işlemdir ve herkes yapabilir. Önemli olan parçalanma olasılığına karşı elle kene arasında bir bariyer koyup, kenenin çıplak deriyle temasının engellenmesidir. Bu amaçla ince pens, eldiven, ağaç yaprağı kullanılabilir. Kene deriye tutunduğu en yakın bölgeden tutulup yavaş ve sabit bir kuvvetle çekilip çıkartılmalıdır. Keneye bu süre içinde uygulanacak baskı, kusma gibi refleksleri tetikleyecek nitelikte olmadığından korkmaya gerek yoktur.
- Kene çıkarmak amacıyla pamuk ipliği veya diş ipi de kullanılabilir. Kenenin deriye tutunduğu yerde ağız organelleri etrafına bir düğüm atılıp ip çekilerek çıkartılabilir. Kenenin ağız organellerinin (başının) kopup deri içinde kalması hastalık açısından bir risk oluşturmaz. Bunlar kitin (tırnak) yapısında organeller olup salgı bezi içermezler. Bu, bir ağaç kıymığı batmasından farklı değildir. Gerekirse bu aşamadan sonra doktor müdahalesi istenebilir.
- Kene çıkartıldıktan sonra uygun bir kap içinde çamaşır suyu veya bir böcek öldürücü ilaç ile öldürülebilir. Kene çıkartılmadan önce kesinlikle üzerine herhangi bir madde uygulanmamalı veya yakılmaya, kesilmeye çalışılmamalıdır.
- Kene çıkartıldıktan sonra tutunduğu bölge tentürdiyot veya benzeri bir antiseptikle temizlenebilir.
- Kenenin tutunma tarihi itibarıyla 10 gün boyunca ateş, baş ve eklem ağrısı, aşırı kırgınlık gibi belirtiler yönünden dikkatli olunmalıdır. Bunların oluşması durumunda hemen doktora başvurulup kene tutunma hikayesi bildirilmelidir.
- Gereksiz ve bazen de yanlış birçok açıklamadan dolayı çok büyük oranda bilgi kirliliği oluştu. Vatandaşlarımızın Sağlık Bakanlığının uyarıları çerçevesinde hareket etmesi en doğru yoldur. Bunun dışındaki açıklamalara kuşku ile yaklaşılmalıdır.
Vatansever, riskli bölgelerde evcil hayvanların yaz boyunca eş zamanlı olarak ilaçlanmasının artan kene sayısını azaltmak için gerekli olduğunu, ancak ilaç seçimine dikkat edilmesi, et ve sütte kalıntı bırakan ilaçların kullanılmaması gerektiğini vurguladı.
KKKA hastalığının genellikle ekolojik dengelerin bozulması sonucu ortaya çıktığını, son yıllarda Türkiye ile eş zamanlı Rusya'nın güneydeki federal eyaletlerinde (Hazar Denizi ile Karadeniz arasındaki bölge) geniş çaplı bir KKKA salgını bulunduğunu kaydeden Vatansever, "Bunda sosyoekonomik faktörlerin yanında son yıllarda sıkça anılmaya başlayan küresel ısınmanın da payı göz önünde bulundurulabilir. Keneler ısıya bağlı olduklarından özellikle ilkbahar ve sonbahardaki elverişli ısı düzeyleri popülasyonları nın artışında etkili olabilir" diye konuştu.
Türkiye'de hastalığın bu denli büyük boyutlarda ortaya çıkışına neden olan faktörlerin henüz tam olarak açıklanamadığını belirten Vatansever, ancak tarım alanlarının terk edilmesi, köyden kente göç, yayla yasakları, av yasağı, yaban hayvanı sayısının artışı, bitki örtüsü değişimi ve küresel ısınmanın incelenecek faktörler arasında olduğunu söyledi.