Kendi Karavanını Yapanlar; Peugeot Boxer - Bekir Kemal Ataman (TA2RX)

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan TA2RX Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 883
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 353,250
Yurtdışında herkese kemeri bağlı olduktan sonra sıkıntı çıkacağını düşünmüyorum. Nitekim Türk plakalı bir araç olduğundan polisin bakacağı ilgili ülkeye usul ile girip girmediğiniz ve muayenesi olacaktır. Almanya'da çok şüphelenirse belki size kanatlara sokabilirler. Bu uygulama yazın orda çok oluyor.
 

Etiketler
Trafik cezasını ödedikten sonra yurt dışına çıkarsınız sanırım. Ama orada ne olur bilmem. Büyük ihtimalle Türkçe bilen bir polise denk gelmediğiniz sürece kimse ruhsatınızı istemez sanırım. :smiley:
2 kişilik ruhsatla 4 kişi avrupaya giden var . Slovenya da polis fazla yolcuyu indirmiş ceza yazmış . Ama döner polise görünmeden tekrar yolcuyu alır devam edersiniz . Ama hiç polise takılmadan problem yaşamadan 2 kişilik ruhsatla 4 kişi gidip gelen de var , şansınıza binin gidin . Yolcuları koltuklarda emniyet kemerli oturuyor görürlerse belki bişey demezler .
 


Annemin, babamın ve ağabeyimin ruhu için (çeşme yaptırmak yerine, suya daha çok ihtiyacı olanlar için) Afrika'da su kuyusu açtırma niyetiyle fiyatı 100.000 TL'ye kadar indirdim. Çanakkale'den karavancı bir çift görmeye geldiler. Ama daha çok beğendikleri bir başka araçta karar kıldılar. Temmuz başına kadar ilanı canlı tuttum. Ama ne yazık ki başka ciddi müşteri çıkmadı. Harcadığım onca emek ve masraftan dolayı fiyatı daha aşağıya çekmeyi de reddettim.

Açıkçası, ben insanları anlamıyorum. Maliyetinin yarısından ucuza, üstelik bir otomobil fiyatına, hem yaz hem kış kampları için tam donanımlı bir karavan sundum. Üstelik yapımının bütün aşamaları fotoğraflarla belgelenmiş bir karavan. 70-80.000 TL olmaz mı diye soranlar oldu. O fiyatlara ilan vermiş olsam 40-50.000 TL olmaz mı diyeceklerdi, eminim.

Bu yüzden, Temmuz başı itibarıyla karavanı satıştan kaldırdım. gezenbilir'de açtığım başlığı, yeni katılan bir arkadaşımız genel satılık ilanı sanıp altına kendi ilanını vermiş. O da bir fikir. Hatta belki başka bir işe yarar diye hoşuma gitti.

Velhasıl-ı kelam, satıştan ümidi kestiğim için kullanmaya karar verdim. Bir arkadaşımla beraber kısmet olursa Ağustos ayı içinde bir Doğu Anadolu turu yapacağız. Tapatalk'un kullanımından hoşlanmadığım için unutmazsam dönüşte bilgisayar üzerinden gözlemlerimi paylaşırım.
 

Hocam daha önce de yazmıştım,minibüs koltukları aracı kötü gösteriyor,karavan görüntüsünü bozuyor.Karavan işi zevk işi,şöyle bir bakınca, işte budur,tam hayalimdeki gibi diyebilmeli insan.Ama sizin aracınıza yan kapıyı açıp da bakan insan daha içeri girmeden araçtan soğuyordur,belki içine girip bakmak dahi istemiyordur diye tahmin ediyorum.Çünkü ben ilanınızı gördüğüm zaman(sizin aracınız olduğunu bilmiyordum) o koltukları görür görmez işte bir minibüsten devşirme çakma karavan daha diye düşünüp sayfayı değiştirmiştim.Bu kadar zaman bu kadar indirime rağmen satılmamasının başka izahı yok bence.Umarım yazdıklarıma alınganlık göstermezsiniz,karavan ilanlarını devamlı takip eden biri olarak samimi düşüncelerimi yazdım.
 



Hocam daha önce de yazmıştım,minibüs koltukları aracı kötü gösteriyor,karavan görüntüsünü bozuyor.Karavan işi zevk işi,şöyle bir bakınca, işte budur,tam hayalimdeki gibi diyebilmeli insan.Ama sizin aracınıza yan kapıyı açıp da bakan insan daha içeri girmeden araçtan soğuyordur,belki içine girip bakmak dahi istemiyordur diye tahmin ediyorum.Çünkü ben ilanınızı gördüğüm zaman(sizin aracınız olduğunu bilmiyordum) o koltukları görür görmez işte bir minibüsten devşirme çakma karavan daha diye düşünüp sayfayı değiştirmiştim.Bu kadar zaman bu kadar indirime rağmen satılmamasının başka izahı yok bence.Umarım yazdıklarıma alınganlık göstermezsiniz,karavan ilanlarını devamlı takip eden biri olarak samimi düşüncelerimi yazdım.

Biliyorum. Teşekkür ederim.

Ben bir arama-kurtarma gönüllüsüyüm. 17 Ağustos sürecinde insanların estetiğini beğendiği ama yapısal olarak çürük binalarda ölüşünü gördük. Benim için insan hayatı estetikten ve diğer herşeyden önde geliyor. Bu yüzden ikili koltuğu değiştirmeyeceğim. Satılmasının yolu koltuğu değiştirmekten geçiyorsa, varsın satılmasın. Çürük binalarda insanların ölümüne sebep olan müteahhitler gibi, bir insanın ölümüne sebep olmaktansa karavanın elimde kalmasını tercih ederim. Bu konuda fena halde takıntılıyım.

İlan metninde güvenlik manyaklığımı biraz yumuşatıp "güvenlik düşkünü" diye ifade ettim. Bu takıntım koltukla da sınırlı değil. Aynı zamanda İstanbul'un resmi kayıtlara geçmiş ilk ve tek gönüllü itfaiyecisiyim. Elektrik kaynaklı yangın risklerini elimine etmek için çoğu zaman gereğinden kalın kablolar kullandım. Sırf kabloya o zamanın parasıyla 1000 TL'nin üzerinde para harcadım. O zamandan bu yana bakıra gelen zammı göz önüne alsanız, bugün aynı işi yapmaya kalktığınızda bir kaç bin lira para harcarsınız.

Maliyeti çok daha düşük olsa da gaz tesisatında bakır boru kullanmamın sebebi de aynı. vs. vs.

Kısacası tercihler meselesi. Benim tercihim insandan yana. Bunu değiştirmeyi de düşünmüyorum. Eleştirileriniz için tekrar teşekkür ediyorum.
 



satıştan ümidi kestiğim için kullanmaya karar verdim. Bir arkadaşımla beraber kısmet olursa Ağustos ayı içinde bir Doğu Anadolu turu yapacağız. Tapatalk'un kullanımından hoşlanmadığım için unutmazsam dönüşte bilgisayar üzerinden gözlemlerimi paylaşırım.

11 günde toplam 2650km katedip 12 vilayetten geçtik. Karavanın hemen herşeyini test etme imkanı bulduk. Sonuç: gezenbilir'i enine boyuna okumuş olmam sayesinde oldukça iyi bir tasarım yapmışım. Bir kaç küçük hatam olmuş:
- Araçta paspas ve kova gerekiyormuş. Yolda aldım.
- Banyoya sabunluk koymayı unutmuşum, onu da yolda aldım.
- Benim gibi saat manyakları için yatağın yakınına dijital saat gerekiyormuş :smiley:
- Solar panelin lamba çıkışına bütün lambaları bağlamak hataymış. (Gerçi bende bir iki tane bağlı olmayan var.) Borçka Karagöl'de ağaçlık bölgede fazla kalınca solar panellerin şarjı yetmedi. İkinci alternatörü kullanmam gerekti. Panelleri devre dışı bırakınca karanlıkta kaldık ve bir süre ledli el feneriyle idare etmek zorunda kaldık. İkinci alternatörü kullanarak 12 dk.lık şarj yetti. (Bende her şey 12V. Buzdolabı ve lambalar dışında enerji tüketen bir şey yok. -- TV seyretmediğim için almış olduğum halde hala bağlamadım.) Bir ara lambaları genel sigorta paneline aktarmam gerekecek.

En büyük korkum banyo idi. 90lt su deposu iki kişinin duş yapmasına rahat rahat yetti. Muhtemelen üçüncü bir kişiye bile yeterdi. Benim duş teknem doğrudan yere konmak üzere (ayaksız) imal edilenlerden. Dolayısıyla yan yükseklikleri az. Aracın durduğu yerin eğimi ters olursa kapı altından su sızıyor. Ben aracı hafifçe sol yana eğimli yerlerde park edip duş yaparak hallettim. Ama yeni araç yapacakların kenarları yüksek duş teknesi alıp ayak tarafındaki fazlalığı kesmesini tavsiye ederim.

Biraz da gezi rotası hakkında bilgi: Giresun, Trabzon (Uzun Havuza gitmeyi düşünmedim bile), Rize Ayder yaylası ve Zilkale, Hopa, Artvin, Borçka, Maçahel, Savşat, Ardahan, Kars, Iğdır, Kars, Van, Van Gölü çevresi, Ağrı, Erzurum, Bayburt, Gümüşhane, Giresun.

Borçka Karagöl'de kamp yapmaya izin vermiyorlar. Şavşat Karagöl'de hesapça bir kamp alanı var ama fiilen yok. Konaklama tesisi civarında (ya da park alanında) kamp yapılabiliyor. Ama hiç bir hizmet vermeseler de 25 TL kamp ücreti alıyorlar. Dolayısıyla kendilerine iyi (!) niyetlerimizi bildirip yola devam ettik. Çoğunlukla cami yanı ya da benzinliklerde konakladığımız için karavanın tuvaletini hiç kullanmadık.

Daha önce görmüş olduğum halde Maçahel ve Karagöl'lerin her ikisini de tekrar görmekten büyük keyif aldım. (Ayder artık fazla kalabalık. Ama görmeyenler için cazip olabilir.) Van Gölü etrafı görülmeye değer. Özellikle İshak Paşa Sarayı, Ani Harabeleri, Muradiye Şelalesi, Ahtamar Adası ve Nemrut Dağı Krater Gölü mutlaka görülmeli. Kars'ta görülecek pek çok yer var: Rus evleri, Katarina köşkü, Kafkas Cephesi Müzesi. Dönüş yolunda Gümüşhane'de Karaca Mağarasına da uğradık; görülmeli.
 




Gürcüye neden geçmediniz ki?
Birincisi daha önce yeterince geçtim. Benim için orada ilginç bir şey yok. Bu seyahatin temel hedefi Doğu Anadolu turu, özellikle Van Gölü çevresiydi.

İkincisi Gürcistan'a önceki geçişlerimin birisi araçla olduğu için çekilen sıkıntıyı biliyorum, kimseye de tavsiye etmiyorum: Hem Gürcülerin feci trafik alışkanlıkları yüzünden, hem Gürcistan sınırında saatlerce bekleme mecburiyeti yüzünden. Bu yüzden son geçişlerimde hep aracı TR tarafında park edip sınırı yürüyerek geçmeyi ve diğer tarafta dolmuşa binmeyi tercih ettim.
 

Elbette tercih sizin.Şayet uygun saatte gümrük kapısına gelirseniz 10 -15 dakikada geçersiniz.(ilk geçişimde saatlerce bekleyince işin püf noktasını araştırıp daha sonrakilerde hemencecik geçtim yani sıranın olmadığı saatler).Gürcü sürücülerinin cambazlıkları eskisi gibi değil kurallara daha çok uyuyorlar.İlginçlik konusu hepimize göre değişiktir.Ben 13 senede 13 ayrı kere girip her yerini az buçuk gezdiğim halde bana yine ilginç geliyor hala gidip ziyaret etmeyi düşündüğüm yerleri var.
 

Elbette tercih sizin.Şayet uygun saatte gümrük kapısına gelirseniz 10 -15 dakikada geçersiniz.(ilk geçişimde saatlerce bekleyince işin püf noktasını araştırıp daha sonrakilerde hemencecik geçtim yani sıranın olmadığı saatler).Gürcü sürücülerinin cambazlıkları eskisi gibi değil kurallara daha çok uyuyorlar.İlginçlik konusu hepimize göre değişiktir.Ben 13 senede 13 ayrı kere girip her yerini az buçuk gezdiğim halde bana yine ilginç geliyor hala gidip ziyaret etmeyi düşündüğüm yerleri var.

Son gidişim bu sene Haziran ayındaydı. Trafikte hala aynı sorunlar var. Gümrükte bekleme süreleri daha feci olmuş. Sizin geçiş saatiniz nedir bilemiyorum. Benim geçiş saatimi genelde oraya kaçta vardığım belirliyor.
 

Ben bu sene mayıs sonu orada idim.Gün içinde Mesai bitimi sonrası kumar oynamaya gidenlerin yüzünden akşam üstlerinden itibaren akşam 9 a kadar gürcüye geçiş kuyruğu uzuyor.ve gece 12 den sonrada Türkiyeye giriş sırası uzuyor
 

Bu seneye kadar aracımı uzun yol binek ve/veya yük taşıma aracı olarak kullandım. Toplamda yaklaşık 70,000 km yol yaptım. Her 10.000 km.de bir düzenli olarak bakımlarını yaptırdığım ve çoğunlukla her 15 günde bir 50-60 km yol yapıp aracı hareket halinde tuttuğum için bugüne dek teknik bir sorun yaşamadım.

Bu yaz bir arkadaşımla beraber Doğu Karadeniz üzerinden Van tarafına inip,2650km'lik bir Van Gölü turu yaptığımızı yazmıştım. Aracımı sürekli bakımlı tuttuğum halde yolda fren boşaldı. Hem de balata sıfırlanıp düşecek kadar. Üstelik aracın ışıklı göstergeleri de hiç bir uyarı vermedi. Son balata değişiminden sonra 15.000 km geçtiği için ilk iş olarak ustamın tepesine bindim. (Üst kat komşum ve evlat yerine saydığım birisi.) Balatayı aldığı yere gidip kafalarına çakmalarını istedim. Bir süre düşündükten sonra aracın sürekli olarak yatmasından kaynaklanabileceğini söyledi. Şöyle ki: Balatayı ittiren mekanizma (galiba klape gibi bir şey demişti) uzun süre yatınca pas yapmıştır (Giresun'da yaşıyorum), freni bırakınca geri gelmiyordur gibi bir açıklama yaptı. Mekanizmayı söküp temizledi ve yağladı. Bu işlem sırasındaki fotoğraflarını gönderdi. Dediği doğru çıktı. Velhasılı, her işte bir hayır vardır sözü bir kez daha ispatlandı. Çünkü araç satılıp da alan kişi bu yüzden kaza yapsaydı, hayatım boyunca vicdan azabından kurtulamazdım. (Frenle ilgili ışıklı uyarıların müşürü tek taraftaymış. O yüzden yanmamıştır gibi bir açıklama geldi.)

Tek başıma olduğumda yeni yerler gezmek pek keyif vermiyor. Bu yüzden bu yaz bir de Giresun'dan çıkıp Ankara, Eskişehir, Bursa, Balıkesir, Çanakkale, İzmir, Muğla (Marmaris), sahilden Antalya, Ankara yoluyla eş, dost, ahbap, akraba ziyareti turu yaptım. Toplamda 5520 km yol yapıp 60'dan fazla insanı ziyaret ettim. Balıkesir'deyken bir arıza yaşadım. Kayışları çeviren kasnağın küçük bir parçası kırılmış. Bana toplamda 900 TL'ye mal oldu.

Giresun'a döndükten sonra bir kez daha Ankara'ya gitmem gerekti. Dönüşte yine bir arıza çıktı. Çorum'da iyi olduğu söylenen bir ustaya gittim. Önce aracın turbosu değişti. Sorun çözülmedi. Sibop kapakları sökülüp temizlendi, olmadı. Enjektörlere bakıldı, olmadı. Sonunda motor indirildi, piston kolları değişti. Yetmedi debriyaj balatası da eskimiş, o da değişti. Toplamda 6700 TL'ye nihayet iş çözüldü.

Velhasıl-ı kelam, binek / yük aracı olarak kullandığım sürece hiç bir sorun çıkarmayan aracım karavan olarak kullanmaya başladıktan sonra bana 8000 TL'ye yakın tamir masrafı çıkardı. Birilerinin gözü mü kaldı, nazar mı değdi, birileri beddua mı etti, yoksa yalnızca son bir kaç sene fazla yatmasının ürünü mü bilemiyorum ama aynı araç karavan olarak kullanmaya başladıktan sonra bana hiç iyi gelmedi. Bu yüzden sezon başlayınca tekrar satılığa çıkaracağım.
 



Bu seneye kadar aracımı uzun yol binek ve/veya yük taşıma aracı olarak kullandım. Toplamda yaklaşık 70,000 km yol yaptım. Her 10.000 km.de bir düzenli olarak bakımlarını yaptırdığım ve çoğunlukla her 15 günde bir 50-60 km yol yapıp aracı hareket halinde tuttuğum için bugüne dek teknik bir sorun yaşamadım.

Bu yaz bir arkadaşımla beraber Doğu Karadeniz üzerinden Van tarafına inip,2650km'lik bir Van Gölü turu yaptığımızı yazmıştım. Aracımı sürekli bakımlı tuttuğum halde yolda fren boşaldı. Hem de balata sıfırlanıp düşecek kadar. Üstelik aracın ışıklı göstergeleri de hiç bir uyarı vermedi. Son balata değişiminden sonra 15.000 km geçtiği için ilk iş olarak ustamın tepesine bindim. (Üst kat komşum ve evlat yerine saydığım birisi.) Balatayı aldığı yere gidip kafalarına çakmalarını istedim. Bir süre düşündükten sonra aracın sürekli olarak yatmasından kaynaklanabileceğini söyledi. Şöyle ki: Balatayı ittiren mekanizma (galiba klape gibi bir şey demişti) uzun süre yatınca pas yapmıştır (Giresun'da yaşıyorum), freni bırakınca geri gelmiyordur gibi bir açıklama yaptı. Mekanizmayı söküp temizledi ve yağladı. Bu işlem sırasındaki fotoğraflarını gönderdi. Dediği doğru çıktı. Velhasılı, her işte bir hayır vardır sözü bir kez daha ispatlandı. Çünkü araç satılıp da alan kişi bu yüzden kaza yapsaydı, hayatım boyunca vicdan azabından kurtulamazdım. (Frenle ilgili ışıklı uyarıların müşürü tek taraftaymış. O yüzden yanmamıştır gibi bir açıklama geldi.)

Tek başıma olduğumda yeni yerler gezmek pek keyif vermiyor. Bu yüzden bu yaz bir de Giresun'dan çıkıp Ankara, Eskişehir, Bursa, Balıkesir, Çanakkale, İzmir, Muğla (Marmaris), sahilden Antalya, Ankara yoluyla eş, dost, ahbap, akraba ziyareti turu yaptım. Toplamda 5520 km yol yapıp 60'dan fazla insanı ziyaret ettim. Balıkesir'deyken bir arıza yaşadım. Kayışları çeviren kasnağın küçük bir parçası kırılmış. Bana toplamda 900 TL'ye mal oldu.

Giresun'a döndükten sonra bir kez daha Ankara'ya gitmem gerekti. Dönüşte yine bir arıza çıktı. Çorum'da iyi olduğu söylenen bir ustaya gittim. Önce aracın turbosu değişti. Sorun çözülmedi. Sibop kapakları sökülüp temizlendi, olmadı. Enjektörlere bakıldı, olmadı. Sonunda motor indirildi, piston kolları değişti. Yetmedi debriyaj balatası da eskimiş, o da değişti. Toplamda 6700 TL'ye nihayet iş çözüldü.

Velhasıl-ı kelam, binek / yük aracı olarak kullandığım sürece hiç bir sorun çıkarmayan aracım karavan olarak kullanmaya başladıktan sonra bana 8000 TL'ye yakın tamir masrafı çıkardı. Birilerinin gözü mü kaldı, nazar mı değdi, birileri beddua mı etti, yoksa yalnızca son bir kaç sene fazla yatmasının ürünü mü bilemiyorum ama aynı araç karavan olarak kullanmaya başladıktan sonra bana hiç iyi gelmedi. Bu yüzden sezon başlayınca tekrar satılığa çıkaracağım.
Hocam başınıza gelenler , genel olarak motokaravancıların büyük bölümünün başına geliyor zannımca , nazar oluyor hocam nazar , çörekotu ve nazar boncuğu takmak lazım , ama ihmal ediyoruz .

Latife bir tarafa , yenilenmiş aracınızın müşterisi bol olsun inşaallah .
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,662
Mesajlar
1,521,816
Kayıtlı Üye Sayımız
166,519
Kaydolan Son Üyemiz
cagatayuysal

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst