Karavanımı Tekrar Yaparsam Yapmayacaklarım

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan janberkaydemir Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 120
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 46,173
.
Allaha Emanet Olun @Doğrucu Davut

Merak etmeyin Ahmet bey, kendisine ilk emanet edildiğimin üzerinden epey zaman geçti. Şimdilik umudum, bana göz kulak olmaktan artık bıkmış olmaması..
Son bir buçuk senedir işlerinin artması, arada kaynayıp unutulma ihtimalimi de oldukça büyülttü sayılır. 😉 Bakalım piyasa önümüzde ne gösterecek..
Nedense bu aralar sürümden kazandığı söyleniyor..😋

Herneyse bir de sizden ricam, iyi niyetli de olsa ad vererek kişi üzerindeki düşüncelerinizi en iyisi kişiyle özelden paylaşmanızın yerinde olacağı.
İnsanları ulu orta gerekçesiz mahcubiyete düşürmeye hakkınız olmamalı ? 🥴


Başlığı gereksiz yere işgal etmeyi bırakıp konuya dönersek.

Kanımca karavanda tekrar yapmayı düşünmediklerimiz, çözümlerimizin kendisini değil de sadece boyutlarını kapsıyorsa belki o kadar da dramatik sayılmayabilir ?
Buna en güzel örnek hemen yukarıda kendiniz için yazdıklarınız.
Hatta gereğinden daha büyük bir karavan seçtiğini sanan bir çiftin plan dışı yeni bir çocuğu olduğunu düşünün.

Tabi ne kadar öznel olsa da bu başlıktaki gibi onlar üzerine konuşmanın başkalarına faydası olabilir.
Sanırım yanlış yaptığını kabul etmekten daha fazla yanlışı önleyen başka bir şey yok ?

Bence felsefesi gereği karavan, En Küçük Yeterli İşlev (EKYİ) 😊 üzerine odaklanmalı.
Fakat konumuzun içinde insan olduğundan, bunu göreceli bir durum kabul etmeli.
Göreceli ama eğer başkası için az bile olsa siz kendi gereksinimlerinizi anlamsız aşarsanız, oradan itibaren de sizin somut yanlışınız başlıyor demektir.
İsterseniz bunu karavanın kendisi için de düşünebilirsiniz.
Neden bazıları karavanlarını satışa çıkarıyorlar ki ?

Örneğin fazla panel veya fazla akü sayısından çok, sistemin hesapsız kurulması yanlış. Ayni şey su ekonomisi için de geçerli. Yani hesapsız çözüm.
Bence yeni başlayanlar için tam da bu yaklaşım önemli, somut Ah, kg, m2 değerleri değil.

Bu açıdan burada yazılanların bazıları herkez için belki geçerli olmayabilir.



Karavancılık hoşgörü gerektiren ama bereket hoşgörüyü de destekleyen bir hobi. En gereklisi ise kendimize göstereceğimiz hoşgörü olmalı ?
Yoksa yeni yollar yeni yerler özlemiyle de olsa, evimizden on kere daha küçük bu afacana nasıl sığabilir, evimizden yine o derece alakasız yerlerde geceleyebilirdik ki ?
Şimdi tuvaletin vecibelerinden, daracık duştan ve tedirginlikle bakılan voltmetreden de dem vurup yeni başlayanları gereksiz yere korkutmanın bir anlamı yok..😊

İnsan nedense gerçeklerden çok, kendi inançlarına odaklı yaşamayı yeğleyen bir canlı.
İşte tam bu noktada "Var biraz da sen oyalan" diyen Yunus haklı olmalı ?.. 😉
 
Son düzenleme:

Etiketler
.


Merak etmeyin Ahmet bey, kendisine ilk emanet edildiğimin üzerinden epey zaman geçti. Şimdilik umudum, bana göz kulak olmaktan artık bıkmış olmaması..
Son bir buçuk senedir işlerinin artması, arada kaynayıp unutulma ihtimalimi de oldukça büyülttü sayılır. 😉 Bakalım piyasa önümüzde ne gösterecek..
Nedense bu aralar sürümden kazandığı söyleniyor..😋

Herneyse bir de sizden ricam, iyi niyetli de olsa ad vererek kişi üzerindeki düşüncelerinizi en iyisi kişiyle özelden paylaşmanızın yerinde olacağı.
İnsanları ulu orta gerekçesiz mahcubiyete düşürmeye hakkınız olmamalı ? 🥴


Başlığı gereksiz yere işgal etmeyi bırakıp konuya dönersek.

Kanımca karavanda tekrar yapmayı düşünmediklerimiz, çözümlerimizin kendisini değil de sadece boyutlarını kapsıyorsa belki o kadar da dramatik sayılmayabilir ?
Buna en güzel örnek hemen yukarıda kendiniz için yazdıklarınız.
Hatta gereğinden daha büyük bir karavan seçtiğini sanan bir çiftin plan dışı yeni bir çocuğu olduğunu düşünün.

Tabi ne kadar öznel olsa da bu başlıktaki gibi onlar üzerine konuşmanın başkalarına faydası olabilir.
Sanırım yanlış yaptığını kabul etmekten daha fazla yanlışı önleyen başka bir şey yok ?

Bence felsefesi gereği karavan, En Küçük Yeterli İşlev (EKYİ) 😊 üzerine odaklanmalı.
Fakat konumuzun içinde insan olduğundan, bunu göreceli bir durum kabul etmeli.
Göreceli ama eğer başkası için az bile olsa siz kendi gereksinimlerinizi anlamsız aşarsanız, oradan itibaren de sizin somut yanlışınız başlıyor demektir.
İsterseniz bunu karavanın kendisi için de düşünebilirsiniz.
Neden bazıları karavanlarını satışa çıkarıyorlar ki ?

Örneğin fazla panel veya fazla akü sayısından çok, sistemin hesapsız kurulması yanlış. Ayni şey su ekonomisi için de geçerli. Yani hesapsız çözüm.
Bence yeni başlayanlar için tam da bu yaklaşım önemli, somut Ah, kg, m2 değerleri değil.

Bu açıdan burada yazılanların bazıları herkez için belki geçerli olmayabilir.



Karavancılık hoşgörü gerektiren ama bereket hoşgörüyü de destekleyen bir hobi. En gereklisi ise kendimize göstereceğimiz hoşgörü olmalı ?
Yoksa yeni yollar yeni yerler özlemiyle de olsa, evimizden on kere daha küçük bu afacana nasıl sığabilir, evimizden yine o derece alakasız yerlerde geceleyebilirdik ki ?
Şimdi tuvaletin vecibelerinden, daracık duştan ve tedirginlikle bakılan voltmetreden de dem vurup yeni başlayanları gereksiz yere korkutmanın bir anlamı yok..😊

İnsan nedense gerçeklerden çok, kendi inançlarına odaklı yaşamayı yeğleyen bir canlı.
İşte tam bu noktada "Var biraz da sen oyalan" diyen Yunus haklı olmalı ?.. 😉
Değerli uyarınızı dikkate alarak ,
isim paylaşmadım, komşum ile bana o yorumları yapan kişi aynı kişi değil.:tearsofjoy:
 


Günaydın, sağlıklı, keyifli bir hafta diliyorum.

Patinaj konusunda ben de endişe duyuyorum.

Doğa gezilerinde tabelalar bazen sizi öyle yollara yönlendiriyor ki saplanıp kalıyor ve traktör yardımına muhtaç kalıyorsunuz.

Bu nedenle ben vinç taktırmayı planlıyorum fakat off road yapanlar kafamı karıştırıyor. Onlar Warn markasında ısrarcılar fakat fiyat farkı neredeyse diğerlerinin 2 hatta 3 katı.

Gerçi "paraşüt hayatta bir kez lazım olur" halinin bilincindeyim. Dolayısıyla para harcayıp da başa bir hal geldiğinde de "keşke" demek de istemem.

Çok nadir gereksinim duyulacak vinç konusunda alternatif olabilecek ekonomik bir ürün tecrübesi olanların tavsiyesinin yararlı olacağını düşünüyorum.
linkteki gibi bir şaftı bir ucu elinizde şarjlı matkap ile dreksiyon başında cam açık şaft öne doğru uzar şekilde, diğer ucuda seyyar bir vinç sistemi ile ön çeki demirine monte demonte takılıcak şekilde tasarlamayı düşünüyorum.
 

Öncelikle motokaravanımı o ustaya yaptırmazdım.
Yapılırken başından ayrılmazdım.
Elektrik kablolarını mutlaka görüp arızalarını giderebileceğim şekilde yerleştirtirdim.
O güneş geçirmeyen ama yağmur geçiren yan tenteyi almazdım.
Ford transitte yatağı enine değil boyuna konumlandırır, wc yi bir arka kapıya dayalı konumlandırırdım. Kasetli wc nin kasetini arka kapıyı açınca çıkarılacak gibi yerleştirir, su girişi, dış duş girişini de buraya alır aracı yandan deldirmezdim.
Mutlaka otomatik vites, hız sabitleyici olmasını, yeni model ve şu anki gibi 4x4 bir araç olmasını isterdim.
Su ve ortamı ısıtan Thruma kombinin aynı zamanda 220 volt ile de çalışanını tercih ederdim.
Thruma soba koymak da isterdim ki enerji harcamadan da ısınabileyim.
Yatağın altında bulunan Thruma kombi ve su sistemini aracın ortalarına konumlandırırdım ki soğukta donup korumaya geçmesin, borular donmasın.
İçerideki 100 litre haricinde bir temiz su deposu da aracın altına koyar, su ihtiyacı için sık sık araçla gidip gelmezdim. (Bunu yaptım. Kışın dış depoyu donmaması için tamamen boşaltabiliyorum.)
Yan tente kullanmaz, yarı esnek güneş panellerinden bir tente yapar, yola çıkmadan önce aracın tavanındaki güneş panellerinin altına sürerdim. Böylece hem enerji toplamayı iki katına çıkarır hem de su ve ısı geçirmeyen bir tentem olurdu.
Vincim, yedek yakıt depolarım, bataklık krikom, kuyudan su çekip depolarımı dolduracak 12 v dalgıç pompam vs mevcut olduğundan çıkamamak gidememek gibi bir sorunum hiç olmadı.
Eksi 32 derece Allahuekber dağlarında kaldığım da vakidir. Bundan dolayı yazın at lastik kışın hem kar lastiği hem de 4 adet zincirsiz dolaşmam.
2 kwa lık çanta jeneratörümü line her zaman yanımda bulundurmaya devam ederdim.
4 yanı yine uzaktan ra izlenebilen kameralarla donatırdım.
Açık bırakıp yatabileceğim camların içine yine dışarıdan açılamayacak kafes koyardım.
Ön ve arka çelik tamponu yaptırırken Maşpiyer altına da koruyucu demir koyardım.
Öne tepeye uzaktan kumanda edilebilen hareketli projektörümü yine koyardım.
Şimdi seyyar olarak kullandığım yaklaşanı haber veren alarm cihazlarımı aracın dört kenarına port bagaja konumlandırırdım.
Yine siyah rengi tercih ederdim. Nedense kimse bulaşmak istemiyor.
 



.
Donanımlarınızın karavancıların çoğuna birkaç numara büyük geleceğinden korkarım.
Sanırım zaten başlık gereği siz de sadece kendinizden bahsediyorsunuz.

Böyle off-road bir karavan için, serde izcilik olmalı..😊




Araç rengi için haklısınız.
Koyu renklerin ısı faktörü abartılıyor. Fakat beyaz, kiri en az gösteren renk.
Ayrıca bu yeknesak renk için panelvanların karavan yapımı yerine, aslında ticari araç olarak üretildikleri atlanmamalı.

Alüminyum çerçeveli solar panellerin altına koymayı düşündüğünüz eğer esnek metal levhalı olanlar ise bu cinslerinin hücreler arası bağlantılarının kopmaması için montaj dışında hareketli bükülmeye maruz kalmaması istenmekte. Diğer pahalı plastik yapılı olanlarını ise düşündüğünüz gibi konumlandırmalarının oldukça sorunlu olma durumu var.
Panel sayısı yerine, önce akılcı tüketime odaklanabilirsiniz.

Karavanını ilk yapanların denenmişlerden sapmamaları, faydalarına olmalı ?
Birçok sıkıcı çözümün geçmişinde, heyecanla yapılmış yanlışlar var. 😉
 
Son düzenleme:

Öncelikle motokaravanımı o ustaya yaptırmazdım.
Yapılırken başından ayrılmazdım.
Elektrik kablolarını mutlaka görüp arızalarını giderebileceğim şekilde yerleştirtirdim.
O güneş geçirmeyen ama yağmur geçiren yan tenteyi almazdım.
Ford transitte yatağı enine değil boyuna konumlandırır, wc yi bir arka kapıya dayalı konumlandırırdım. Kasetli wc nin kasetini arka kapıyı açınca çıkarılacak gibi yerleştirir, su girişi, dış duş girişini de buraya alır aracı yandan deldirmezdim.
Mutlaka otomatik vites, hız sabitleyici olmasını, yeni model ve şu anki gibi 4x4 bir araç olmasını isterdim.
Su ve ortamı ısıtan Thruma kombinin aynı zamanda 220 volt ile de çalışanını tercih ederdim.
Thruma soba koymak da isterdim ki enerji harcamadan da ısınabileyim.
Yatağın altında bulunan Thruma kombi ve su sistemini aracın ortalarına konumlandırırdım ki soğukta donup korumaya geçmesin, borular donmasın.
İçerideki 100 litre haricinde bir temiz su deposu da aracın altına koyar, su ihtiyacı için sık sık araçla gidip gelmezdim. (Bunu yaptım. Kışın dış depoyu donmaması için tamamen boşaltabiliyorum.)
Yan tente kullanmaz, yarı esnek güneş panellerinden bir tente yapar, yola çıkmadan önce aracın tavanındaki güneş panellerinin altına sürerdim. Böylece hem enerji toplamayı iki katına çıkarır hem de su ve ısı geçirmeyen bir tentem olurdu.
Vincim, yedek yakıt depolarım, bataklık krikom, kuyudan su çekip depolarımı dolduracak 12 v dalgıç pompam vs mevcut olduğundan çıkamamak gidememek gibi bir sorunum hiç olmadı.
Eksi 32 derece Allahuekber dağlarında kaldığım da vakidir. Bundan dolayı yazın at lastik kışın hem kar lastiği hem de 4 adet zincirsiz dolaşmam.
2 kwa lık çanta jeneratörümü line her zaman yanımda bulundurmaya devam ederdim.
4 yanı yine uzaktan ra izlenebilen kameralarla donatırdım.
Açık bırakıp yatabileceğim camların içine yine dışarıdan açılamayacak kafes koyardım.
Ön ve arka çelik tamponu yaptırırken Maşpiyer altına da koruyucu demir koyardım.
Öne tepeye uzaktan kumanda edilebilen hareketli projektörümü yine koyardım.
Şimdi seyyar olarak kullandığım yaklaşanı haber veren alarm cihazlarımı aracın dört kenarına port bagaja konumlandırırdım.
Yine siyah rengi tercih ederdim. Nedense kimse bulaşmak istemiyor.
Bir de araç yalıtımı için borlu püskürtme sistemini denemek isterdim. Yalıtımda çok başarılı olduğunu dinliyorum.
 

.
Donanımlarınızın karavancıların çoğuna birkaç numara büyük geleceğinden korkarım.
Sanırım zaten başlık gereği siz de sadece kendinizden bahsediyorsunuz.

Böyle off-road bir karavan için, serde izcilik olmalı..😊




Araç rengi için haklısınız.
Koyu renklerin ısı faktörü abartılıyor. Fakat beyaz, kiri en az gösteren renk.
Ayrıca bu yeknesak renk için panelvanların karavan yapımı yerine, aslında ticari araç olarak üretildikleri atlanmamalı.

Alüminyum çerçeveli solar panellerin altına koymayı düşündüğünüz eğer esnek metal levhalı olanlar ise bu cinslerinin hücreler arası bağlantılarının kopmaması için montaj dışında hareketli bükülmeye maruz kalmaması istenmekte. Diğer pahalı plastik yapılı olanlarını ise düşündüğünüz gibi konumlandırmalarının oldukça sorunlu olma durumu var.
Panel sayısı yerine, önce akılcı tüketime odaklanabilirsiniz.

Karavanını ilk yapanların denenmişlerden sapmamaları, faydalarına olmalı ?
Birçok sıkıcı çözümün geçmişinde, heyecanla yapılmış yanlışlar var. 😉
Bazıları denemeli ama :smiley:)
Bir de belki hem serde hem de halâ izcilik vardır :smiley:
 





Bir daha karavan yapsam araç klimasını tepede tutmam. Yazın klimasız araç kullanılmaz dedik ama arkadan önü soğutana kadar bir varacağımız yere geliyoruz. :smiley: Bunun için araca uzunca bir kraft boru olarak direk öne vermeyi planlıyorum. Aracı yaparken bunları gizli geçiremedik çünkü Renault Master'da direk içlerinde Ducatolardaki gibi boşluklar yoktu.

Tuvalet için kesinlikle kompost tuvalet yapardım. Şimdi portopotti portatif tuvalet kullanıyorum ama 20 litre 2 maksimum 3 günde doluyor. Çok güzel bir yer bulsam bile orada tuvalet dolana kadar kalabiliyorum. Sonrasında boşaltacak yer aramak eziyet. Hatta bazen sırf bunun için kampinglere girmek zorunda kalmakta cabası. Kompost tuvalette bu dertler yok. büyüklüğüne göre 10 ile 20 gün arası boşaltma derdide yok.

Duş teknesini deliksiz olanlardan alırdım. Böylelikle istediğim yerden delerdim. Aklıma bu gelmediği için ince ve ortadan delikli bir model almıştım. Sıra duş giderini açmaya gelince duşun gideri şaseye denk geldi. :smiley: Şaşeyi delmemek için tabiiki L yaptım ama bu seferde eğim uygun olmazsa (yani L'nin tersine doğru eğim varsa) su gitmesinde sıkıntı olabiliyor. Bu yaz bu işe tekrar bir el atacağım. :smiley:
 

Bir daha karavan yapsam araç klimasını tepede tutmam. Yazın klimasız araç kullanılmaz dedik ama arkadan önü soğutana kadar bir varacağımız yere geliyoruz. :smiley: Bunun için araca uzunca bir kraft boru olarak direk öne vermeyi planlıyorum. Aracı yaparken bunları gizli geçiremedik çünkü Renault Master'da direk içlerinde Ducatolardaki gibi boşluklar yoktu.

Tuvalet için kesinlikle kompost tuvalet yapardım. Şimdi portopotti portatif tuvalet kullanıyorum ama 20 litre 2 maksimum 3 günde doluyor. Çok güzel bir yer bulsam bile orada tuvalet dolana kadar kalabiliyorum. Sonrasında boşaltacak yer aramak eziyet. Hatta bazen sırf bunun için kampinglere girmek zorunda kalmakta cabası. Kompost tuvalette bu dertler yok. büyüklüğüne göre 10 ile 20 gün arası boşaltma derdide yok.

Duş teknesini deliksiz olanlardan alırdım. Böylelikle istediğim yerden delerdim. Aklıma bu gelmediği için ince ve ortadan delikli bir model almıştım. Sıra duş giderini açmaya gelince duşun gideri şaseye denk geldi. :smiley: Şaşeyi delmemek için tabiiki L yaptım ama bu seferde eğim uygun olmazsa (yani L'nin tersine doğru eğim varsa) su gitmesinde sıkıntı olabiliyor. Bu yaz bu işe tekrar bir el atacağım. :smiley:
Ben bu kompost tuvaletter de taharet musluğu olmadığını , insanların sadece tuvalet kağıdı kullandığını duydum,doğrumudur?
 

.
Kompost tuvaletlerin püf noktası, gaitaya idrar ve suyun karışmaması.
Sonuçta. tuvalet kağıdının talaşa tercih edilmesi de tabi ki daha uygun. 😉

Kısaca durum, popo hijyeni kültüründe sert bir değişim anlamına geliyor. 😋


...Kompost tuvalette bu dertler yok. büyüklüğüne göre 10 ile 20 gün arası boşaltma…
Melih bey, bu tuvaletlere ancak ~8 litre idrar deposu sığabilmekte. Kişi başı günde ~1,5 litre olarak sizin gibi çocuklu bir aile için idrar boşaltımını hergün yapma zorunda kalacağınızı hesap etmelisiniz.
Zaten yaz aylarında idrar, hemen ikinci günün ortalarından itibaren amonyak yapmaya başlamakta. Yani daha büyük depo veya daha az kişi bile sonucu pek değiştirmiyor. 🙁
Kompost tuvalet üzerine yazılanlarda (özellikle reklamlarında) bu noktanın bilerek atlatıldığını tahmin ediyorum..
Üstelik bu cins tuvaletlerin diğer bazı dezavantajları da bulunmakta.

Fakat gaita için ~3 hafta boşaltım zamanı doğru sayılmalı..
 
Son düzenleme:

.
Kompost tuvaletlerin püf noktası, gaitaya idrar ve suyun karışmaması.
Sonuçta. tuvalet kağıdının talaşa tercih edilmesi de tabi ki daha uygun. 😉

Kısaca durum, popo hijyeni kültüründe sert bir değişim anlamına geliyor. 😋



O zaman çok sıkıntılı bir temizlenme şekli bu.Hijyenik olduğunu düşünmüyorum.
 

.
Hacettepe Üniversitesinde yapılan bir araştırmada; dışkıdan el teması yoluyla ağızdan bulaşmakta da olan Hepatitis A (Sarılık) hastalığının Türkiye’de 10 yaşındaki çocukların %50 sine, belirtisiz bile olsa bulaşmış olduğu tespit edilmiş. (Ben de ortaokulda sarılıktan birkaç hafta boyunca hasta yatmıştım)
Bazı bulaşıcı hastalıkların temas yollarından biri de bilindiği üzere, ellerimizi yetersiz yıkamak. Taharet esnasında dışkı ile doğrudan temas eden ve sonradan ellerini aşağıdaki şekilde uzunca yıkamayanların bu ve benzeri hastalıkların yayılmasında önemli rolleri olduğu bilinmekte.
Bkz. Bazı (çoğu) lokantalardaki mutfak çalışanları. 😉
el-hijyeni.jpg


Tuvalet kağıdını, taharet fıskiyesinin temassız kullanımı sonrası kurulamak amacıyla uygulamak, bazı uzak doğu ülkelerince de benimsenen konforlu ve sağlıklı bir yöntem. Avrupa bu açıdan hala "çorak" bir yapıda. Buralarda tek umut ancak ıslak tuvalet kağıdı oluyor.
Bizdeki alaturka tuvaletlerde teknik olarak bulunamayan taharet fiskiyesinin ise durumu daha da zorlaştırdığı, hatta sorunlu yaptığı kabul edilmeli.
Dışkının yukarıdaki potansiyel tehlikesini iki sömestir okuduğum hijyen dersinde bütün yönleriyle öğrenmiştim. Kısaca gaita ile doğrudan temas etmemek en sağlıklısı..

Kimsenin ‘arkasından’ konuşmadan söyleyeyim, galiba sonuçta durum, bilim ile inanç arasındaki tercihe kalıyor olmalı.. 😋
 
Son düzenleme:



.
Hacettepe Üniversitesinde yapılan bir araştırmada; dışkıdan el teması yoluyla ağızdan bulaşmakta da olan Hepatitis A (Sarılık) hastalığının Türkiye’de 10 yaşındaki çocukların %50 sine, belirtisiz bile olsa bulaşmış olduğu tespit edilmiş. (Ben de ortaokulda sarılıktan birkaç hafta boyunca hasta yatmıştım)
Bazı bulaşıcı hastalıkların temas yollarından biri de bilindiği üzere, ellerimizi yetersiz yıkamak. Taharet esnasında dışkı ile doğrudan temas eden ve sonradan ellerini aşağıdaki şekilde uzunca yıkamayanların bu ve benzeri hastalıkların yayılmasında önemli rolleri olduğu bilinmekte.
Bkz. Bazı (çoğu) lokantalardaki mutfak çalışanları. 😉
Ekli dosyayı görüntüle 639345

Tuvalet kağıdını, taharet fıskiyesinin temassız kullanımı sonrası kurulamak amacıyla uygulamak, bazı uzak doğu ülkelerince de benimsenen konforlu ve sağlıklı bir yöntem. Avrupa bu açıdan hala "çorak" bir yapıda. Buralarda tek umut ancak ıslak tuvalet kağıdı oluyor.
Bizdeki alaturka tuvaletlerde teknik olarak bulunamayan taharet fiskiyesinin ise durumu daha da zorlaştırdığı, hatta sorunlu yaptığı kabul edilmeli.
Dışkının yukarıdaki potansiyel tehlikesini iki sömestir okuduğum hijyen dersin,de bütün yönleriyle öğrenmiştim. Kısaca gaita ile doğrudan temas etmemek en sağlıklısı..

Kimsenin ‘arkasından’ konuşmadan söyleyeyim, galiba sonuçta durum, bilim ile inanç arasındaki tercihe kalıyor olmalı.. 😋
Kişisel tercihler ve gelenek ağır olsa da güncel yaşamda ki olanaklar taharet fiskiyesine gerek bırakmıyor düşüncesindeyim. Ev kullanımında bir kaç firma dışındaki vasat ürünler daha problemli sonuçları ortaya çıkarmakta. Karavan da kullanımı sınırlı olan suyun fazla tüketilmesi de bir dezavantaj.
Biz çok acil bir gereklilik olmadığı sürece hergün sabah portatif tuvaleti boşaltıyoruz. Tabi ki bu çözüm uzun süre tek bir nokta da konaklama yapanlar için zor bir durum. Bu doğal olarak taşınan su miktarını ve boşaltma aralığını arttırıyor.
Kompost tuvalet de idrar ile ilgili durumu @Doğrucu Davut yukarıda özetlemiş. Kullandığımız Fiamma ürünü ince dik bir bidon görünümünde olduğu için her mekanda rahatlıkla boşaltmaya imkan sağlıyor.
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,743
Mesajlar
1,523,053
Kayıtlı Üye Sayımız
166,559
Kaydolan Son Üyemiz
Sercantetik

SON KONULAR



Geri
Üst