Yazın uyumak dışında karavanda pek zaman geçirdiğim söylenemez. Ege, Akdeniz gibi bölgeler de yaşayan karavancıların kıştan korkmalarını gerektiren bir durumun pek olacağını sanmıyorum.
Dönüşümünü yapmaya çalıştığım aracın öncelikle maksimal ses yalıtımı , amaca yönelik(ağır ses bariyerleri ile mümkün.) Aynı zaman da ısı kayıp ve kazançlarını engelleyerek enerji tüketimini azaltmak, (minimal düzeyde ihtiyaç duymak).
Yalıtımsız bir araç veya mekanda yaşanabilir bir konfor sağlayabilmek, verdiğiniz geniş hacimli yalıtımsız yurtlarda devamlı yanıp enerji tüketen tezek sobası veya benzer bir ısı kaynağı ile mümkün olduğu görülmekte. Ancak söz konusu karavanda devamlı enerji tüketme lüksümüz yok!
Isı yalıtımı,
ısıyı hapsetmek için uygulanan yönteme denildiği düşünüldüğünde, ve ısı akışının her zaman sıcaktan soğuğa doğru aktığı bilindiğinden, bu durumda özellikle karavanlarda güçlükle kazanılan ısı enerjisinin dışarıya akışını yavaşlatmanın sadece doğru malzeme ve maksimal kalınlık ile mümkün olabileceği aşikar.
uzmanlık alanlarımdan biri ses fiziği akustik, ve yalıtım konuları. Yalıtım ve malzemeleri ile çokça haşir neşir biri olarak ,sözü edilen yalıtım uzmanı arkadaşın yapılan abartı uygulamaları anlamayıp bu anlamda serzenişte bulunması ve dolayısıyla sözde kaçış yolu olmayan tespiti sanırım sadece benim değil tüm Avrupa'nın temel alması gereken bir husus olduğunu görüyorum.
İçinde yaşadığımız yapıların frigorifik yapıda olmadıkları düşünüldüğünde ve ülkemizde yalıtımda uygulanan kalınlığın bölgelere göre değişkenlik gösterse de ortalama 5 cm olarak öngörülür iken, Avrupa’da bu rakamlar 15-20 cm gibi kalınlıklar artık standart kabul görülüyor. Isı yalıtımında Avrupa’nın en az 10 katı kadar enerji tüketiyoruz. Batı ülkelerinin günümüzde yıllık enerji tüketimleri yalıtımlı binalarda 15-20 kwh/m2 arası iken bizde bu değer iklim olarak avantajlı bir ülke olmamıza rağmen 120 kwh/m2.
Bahsi edilen ülkelerde pasif Ev olarak tabir edilen yıllık 15 kwh/m2 nin de altında olan yapılara dönüşüm hedefleri için bir takım yönetmelik değişiklilerine gidilip yasalaştırılması düşünülürken. Bizde ise zaten oldukça yetersiz olan 5 cm olarak ön görülen kalınlığın yeni yönetmelik değişiklikleri ile neredeyse daha da aşağılara çekiliyor.
Isı yalıtımı sanıldığı kadar pahalı bir uygulama değil, bir karavan dönüşümünün veya binanın toplam inşaat maliyetinin % 3 ila 5’i kadardır. (
15-17
m3) araca çoğu zaman 6-7 bi tl ye alınan 32-42 inch tv uydu sistemi ve yine bir çok gereksiz yapılan masraf yerine ½ fiyatına yalıtım üst düzeyde çözülebilir ki bankalarıyla papaz olma olasılıkları da ortadan kalkar.
Yalıtımda kalınlık artıkça ısı akışı yavaşlar tüketim azalır tasarruf artar. Yalıtım, temelde soğuktan korunmak için değil sıcağı mümkün olan en uzun süre ortamda tutabilmek içindir.
Bu durumda kalınlığın abartıldığını düşünen arkadaşa aşağıda konusunda uzman mühendis-mimarların frigirofik olmayan binaların duvar kalınlığının en az 20-25 cm olan ve üzerine yine en az 15-20 cm yalıtım takviyesi uyguladıklarını ve bu uygulamanın fizik, mantık çerçevesinde bir kaçışının olamayacağını dolayısıyla esas temel alınması gereken doğrusu olan bu uygulamanın aksi olan düşünce biçimini mantıklı bir gerekçeye dayandırabilecek bir açıklama yapabilmesini isterdim.
Toplam yüzeyin 1/10 kadar olan panelvan camları veya termos kapağı için ısı iletim hızına verilen örneğin, yaşadığımız evlerin cam ve kapıları içinde örnekleyebiliriz. Standart cam ve kapıların, ilgili yapının yalıtımlı duvarları kadar iyi bir yalıtım dirençleri olmasa da en az yalıtımlı genel yapı kadar bir iyileştirme yapmak mümkün iken sırf bu durum için yapının tamamının standartlara uygun izole edilmesinin gereksiz abartı olduğu düşüncesi all-or-none law prensibini fazlaca benimsemiş ve sadece bu durumun kesinliğine inanmış olup, konunun odağından çıkmayıp ilgili diğer başka olasılıkları göz ardı ettiği, ifadesinden açıkça anlaşılabiliyor.
(* Elastomerik kauçuk kullanılmayan karavan cinsileri sadece çekme karavanlar olmakta. )cümlenizi bilerek yanlış anlayıp bunu lehime nasıl veya neden kullanacağım hakkımda şu an düşündüğümde bile aklıma hiçbir fikir gelmiyor.Dolayısıyla cümlenizden ilk akla gelen gerek ülkemizdeki gerek ise diğer tüm üretilen çekme olmayan karavanlara Elastomeriğin kullanılıyor olması.
Bu durumda aklıma ilk gelen, örneğini verdiğim Adria nın çekme frigirofik kasa olmayan ve korumasız camlara sahip motokaravanlara kauçuk kullanma gereği duymadığı ve istediğinde daha uygun maliyetlere panelvan tipleri dahi diğer tüm motokaravan türlerine yeterli kalınlıklarda ve kauçuğa muadil diğer farklı malzemelerinde kullanılabileceği idi.
Örneğini verdiğiniz butik karavan üreticileri panelvan kasa tipi araçlara maksimum 1-2 cm kauçuk kullandıkları görülüyor, bunun hem alandan hem de maliyetten tasarruf için yapıldığı açık. Ancak iç ortam ısı akışını yeterince yavaşlatamayacağı ve dolayısıyla ideal ısı ortamını korumak ve bunun telafisi için devamlı enerji tüketileceği gerçeğini değiştirmemekte. İfadelerim de kauçuğun yanlış bir malzeme olduğunu değil, aksine kullanılan kalınlığın yetersiz ve beklentileri karşılayamayacağının üzerinde duruyor olmam..
Nihai amaç elbette frigirofik kasalar kadar mutlak bir yalıtıma değil,ancak mümkün olan en yakın değerlere ulaşıp minimal enerji tüketimi ile maksimal fayda sağlamak.
1-2 cm lik yalıtımın sağlayacağı faydayı yalıtımsız bir araçta en fazla % 20-30 enerji tüketimini artırarak telafi etmek mümkün. Bu açıdan bakıldığında devamlı ve yeterli ısı kaynağı ile aslında yalıtıma dahi ihtiyaç duyulmayabilir ,westfalia tarafından üretilen motokaravanların Eberpacher D2 ısıtıcı ile -10 lara varan ortamda sorun yaşamadan yaşanabildiği örneği gibi.
Diğer örneğini verdiğiniz bazı firmaların vakum çekmeli plastik kaplama uygulamaları da yine yeterli mesafede iki cidar arasına hapsedilip devinimi kontrol altına alınmış hava, mevcut tüm yalıtım malzemelerin üstünde bir performans sergileyebileceği açık bilinen ve bir çok bina yapılarda ısıcam olarak ta tabir edilen PVC –ABS ve diğer hava geçirmeyen malzemeler ile de uygulanabilen bir yöntem.
Polyster malzemenin 5 cm uzağından gelen ısı kaynağının yüksek oranda %80 gibi yüzeyinde hissedilip ölçümlenebilmesi mümkün iken ısı transferi metal sac gibi olmayan oldukça yavaş bu malzemenin alt yüzey kısmına dokunup veya ölçümlendiğinde ısıyı aynı hızda geçirmediğini görmemiz normal.
Güneş panellerinin yaydığı ısının, sac tavana sahip araçlarda büyük dezavantaj oluşturacağını belirtmiştim.
Yalıtımlı veya yalıtımsız bir aracın iç ortam sıcaklığını dış ortam sıcaklığına, mevcut birkaç pencere veya kapıyı açıp hızlı bir akış sağlayarak kısa sürede eşitlemek mümkün.
Son bir yıldır Köyceğiz’deyim karavan dönüşümü bittiğinde tam zamanlı ve artık her yerde olmayı planlıyorum.
Teşekkürler. Selamlar…