750 kg. altı, 390 çekme karavan kullandım. Tavana dönen büyük pencereli olanlardan. Bende sorunuzun yanıtı tercih değil. Yani ne tavana dönen camı tercih ederim, ne de tavanda dolapları.
Önce cam:
-İçeriye nispeten daha fazla ışık girmesini sağlamaktan başka hiç bir artısı yok. Geceleri yattığınız yerde öyle yıldızları falan seyredemiyorsunuz, çünkü şehir ışıkları öyle güçlü ki, neredeyse 16 yaşımdan beri şöyle dolu dolu bir yıldızlı gök yüzü görmedim. En son Ankara Kızılcahamam Soğuksu'da izcilik faaliyeti sırasında gece ormanda sırt üstü yatıp seyrettiğim ve yıldızların çokluğuna anlatamayacağım kadar şaşırdığım o geceden bu yana bir daha öyle bir gök yüzü görmedim. Görülebilen bir yer kalmış mıdır, merak da ediyorum.
-Karavanın havalandırması fonksiyonel değilse, soğuk gecelerin sabahında tüm camlardan (ve tavandakinden de) şıpır şıpır yoğuşmuş nefesin suları akıyor. Tabii, tavandaki camdan akanlar, tavandan akmış oluyor.
-Yazın perdeyle sıcak bir miktar önlenebiliyor. Kışın ise, karavan park halindeyken o perde açık bırakılınca, güneşin ısıtma gücü tavandan girip içeriye faydalı olabiliyor.
- Bu özellik evet, bir moda. Şu anda yapılan karavanımın modelinde de böyle bir cam var. Benim tercihim değil ama, başka özellikleri nedeniyle beğendiğim karavanın kalıbı böyle. Yapacak bir şey yok. Tercih olanağınız varsa, tavana dönen cam en son tercihlerinizden biri olsun.
Tavan dolapları:
- Bir çekme karavanda daha tehlikeli bir donanım düşünemiyorum. Yerden yükseğe koyacağınız her şey, birim olarak çok hafif olsalar da, toplamda büyük ağırlıklara ulaşabiliyor ve bunlarla yolculuk etmek istemezsiniz. İsterseniz de, istemeyin bence.
- Tavan dolapları bence "sıfır" yararlı bir donanımdır. Onlar yerine oturma grubunun altını, alt ranzanın altını, tavana kadar çıkmayan, aks ve çevresine yerleştirilmiş alçak yükleme alanlarını ve çeken aracın bagajını kullanmak en doğrusu.
Yani, benim fikrim; tavana dönen camlar umulduğu kadar yarar sağlayan bir donanım değil, tavan dolapları da yararlı değil, zararlı donanımlar.