Karavana Ne Kadar Para Verebilirim ?

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan Doğrucu Davut Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 38
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 6,132
.
Bunlar işin fantezisi.
Dünya kuru kuru çekilmiyor Yücel bey.. 😋

Umarım bizde de tefe koyulacağına aldırmadan benzerini yapanlar çıkar.
Aslında fantezi ve hayal ciddi işler..
Bu ikisi olmayan toplumların yaratıcılıkları dumura uğramış olmalı ?
Hani şu “Bize icat çıkarma” diyenleri kast ettim..
 
Son düzenleme:

Karavancı olmak isteyen kendi istek ve olanaklarına göre bir karavan alıyor.

Karavanla ne kadar gezebileceğimiz konusunu sanırım ayrı değerlendirmek lazım.

2017 yılından bu yana yaptığım gezilerin masraflarını karṣılaṣtırınca ilginç bir durum ortaya çıkıyor. 2018 yılındaki 7 haftalık Isveç gezimiz, gezi süresini de dikkate aldığımda, mazot hariç en ucuz gezimiz oldu.

Isveç aslında pahalı bir ülke. Son yıllarda ama marketlerde yiyecek konusunda çok alternatifler var.

Kamping ve karavan parklar uçuz değil ama kamp dıṣı konaklamak için çok olanak var. Konaklanan yerlerin hemen hepsinde WC var. WC’lere kaset boṣaltmak hemen her yerde yasak olsa da, çevrede, genellikle fazla yol gitmeden kaset ve atık su boṣaltacak yelerler, temiz su doldurma olanakları var.

Kaset ve atık su boṣaltacak, temiz su dolduracak yerlerin olması çok önemli. Hem çevrenin temiz kalmasına hemde gezilerimizde masraflarımızın biraz az olmasına yarıyor. Bir de böyle yerlerde biraz uzunca kalınca çevreden alıṣveriṣ yapıyoruz. Çevredeki esnafta kazanıyor.

Ikinci bir konuda, karavanın TÜV, sigorta ve vergi konusu. Bu bakımdan Almanya’daki sistem daha karavancı dostu gibi. Iki yılda bir TÜV, çok düṣük sigorta ücretleri karavanın masrafını azaltıyor.

Sonuç olarak belediyelere ve Türkiye’yi yönetenlere karavancılık konusunda daha çok anlatmamız gereken ṣeyler var.
 

@Doğrucu Davut hocam,

sizin de belirttiğiniz gibi koskoca otellerin, avm'lerin fizibilite raporu olmadan bodoslama yapıldığı bir kültürde, bireylerin ellerindeki çok sınırlı kaynakları verimli değerlendirmesi pek mümkün görünmüyor. Tam da bugün bu konuyla ilgili detaylı örnekler veren bir video izledim Cihat Çiçek'in.

Hesapsız kitapsız işe girişmek sadece karavanla veya otomobille sınırlı olsa yine iyi. Bunları en azından biraz zararla satıp parayı geri almanız mümkün. Bizim mahallede ayda birkaç tane yeni işyeri açılır. Bir senesini bile dolduramaz çoğu. Yeni bir işyeri açılırken eşimle artık iddiaya giriyoruz ne kadar açık kalacak diye. İşin şakası bir yana çok üzücü bir durum. Çünkü bu insanlar sadece kendi paralarını değil; eşinin zor günler için biriktirdiği altınlarını, dostunun ve akrabalarının paralarını da yakıyorlar.

Sonuçta kazanan alüminyum-demir doğramacılar, pimapenciler, reklam tabelası yapanlar, mobilya sandalye masa satanlar oluyor. Bir bakıma ekonomiyi canlı tutuyorlar denebilir tabii ama kendileri açısından hem önlenebilir gereksiz psikolojik bir baskı ve moral bozukluğu yaratıyorlar hem de çevrelerindeki insanlara zarar verdikleri için ilişkileri kalıcı olarak bozuluyor. Benim de çevremde bu şekilde davranıp hem kendine hem de çevresine zarar veren insanlardan var veya vardı geçmişte.

Bu bakımdan forumda karavanla ilgili paylaşımlarda sık sık işin finansal okur yazarlık boyutunu siz başta olmak üzere vurgulasak da, çoğu insan için sivrisinek saz modundan ileri gitmediğini bilmek insanı bezginliğe sürüklüyor. İşin en can sıkıcı tarafı ise bazı insanların defalarca aynı hatayı yapmasına rağmen bu hatalarından hiç ders almaması. Velkam tu Törki, beybi! :sweat:
 

Bu soruyu ilk başladığımda görseydim kefal gibi yeme atlardım. Ancak şu an durum biraz farklı.

İlk başladığımız zamanlarda karavan kültürü bizi ailecek çok etkiledi. İlk karavanım uydu antenli TV'sinden klimasına, güneş panelinden dimmerli aydınlatmasına kadar dopdolu bir çekme karavandı. Dezavantajı ise çok ağır olmasıydı. Bu karavanla çok keyifli kamplar yaptık. Ağırlığı nedeniyle bu karavanı satıp bütçemizin elverdiği daha küçük bir karavan almaya karar verdik. O gün bütçem müsait olsaydı bugün sahibi olduğum karavan yerine gücümün yettiği kadar donanımlı bir avrupa karavan alırdım. Buna fazlasıyla değerdi.

Bugüne geldiğimizde ise durum şu. Kamplar full çakılı. Arz talep dengesi sağolsun fiyatlar rekor seviyelerde. Oldu ki kampa girebildiniz diyelim; Eski karavancılar kamplarda azınlıkta kaldığından eski kültür yerini 5 yıldızlı otel müdavimi yeni nesil tatil kültürüne terk etmiş. Serbest kamp yapılan yerlerdeki durumlar zaten ortada. Yerel halkı illallah ettirene kadar altında otlar çıkmış, yosun bağlamış mülteci kampı görünümlü karavan yerleşkeleri kuruluyor.

Karavan sayısı artarken tesis sayısı neredeyse hiç değişmedi. Üstüne bir de enflasyonist ortam ve döviz dalgalanmaları gelince yakıt doldururken efkarlanmamak mümkün değil. Hele hele kullanmadığımda kafam rahat olsun karavan parka bırakayım derseniz aylık ödediğiniz rakamlar muazzam, biz ilk girdiğimiz fiyattan enflasyon oranında zamlara rağmen böyleyiz. Yeni girenlerin ödediği aylık parklama rakamlarıyla geçen sene lüks sitede 4+1 daire tutardınız.

Biz çalışan bir aileyiz. Çocuklarımız da öğrenci. Dolayısıyla yıl içinde kampa ayırabileceğimiz zaman çok kısıtlı. Bu şartlar altında "karavan tatili ucuz yaa" diyenlerin ağzını gözüme kestirip etrafta kürek arıyorum.

Bu sebeplerle ben bu şartlar düzelene kadar karavancılığa bir mola vermeye karar verdim. Mart-Nisan ayı gibi karavanımı satıp mevcut durum düzelene kadar bungalow / glamping tatilleri planlamak benim için her açıdan daha sağlıklı ve daha ekonomik olacak.
 
Son düzenleme:

Bu soruyu ilk başladığımda görseydim kefal gibi yeme atlardım. Ancak şu an durum biraz farklı.

İlk başladığımız zamanlarda karavan kültürü bizi ailecek çok etkiledi. İlk karavanım uydu antenli TV'sinden klimasına, güneş panelinden dimmerli aydınlatmasına kadar dopdolu bir çekme karavandı. Dezavantajı ise çok ağır olmasıydı. Bu karavanla çok keyifli kamplar yaptık. Ağırlığı nedeniyle bu karavanı satıp bütçemizin elverdiği daha küçük bir karavan almaya karar verdik. O gün bütçem müsait olsaydı bugün sahibi olduğum karavan yerine gücümün yettiği kadar donanımlı bir avrupa karavan alırdım. Buna fazlasıyla değerdi.

Bugüne geldiğimizde ise durum şu. Kamplar full çakılı. Arz talep dengesi sağolsun fiyatlar rekor seviyelerde. Oldu ki kampa girebildiniz diyelim; Eski karavancılar kamplarda azınlıkta kaldığından eski kültür yerini 5 yıldızlı otel müdavimi yeni nesil tatil kültürüne terk etmiş. Serbest kamp yapılan yerlerdeki durumlar zaten ortada. Yerel halkı illallah ettirene kadar altında otlar çıkmış, yosun bağlamış mülteci kampı görünümlü karavan yerleşkeleri kuruluyor.

Karavan sayısı artarken tesis sayısı neredeyse hiç değişmedi. Üstüne bir de enflasyonist ortam ve döviz dalgalanmaları gelince yakıt doldururken efkarlanmamak mümkün değil. Hele hele kullanmadığımda kafam rahat olsun karavan parka bırakayım derseniz aylık ödediğiniz rakamlar muazzam, biz ilk girdiğimiz fiyattan enflasyon oranında zamlara rağmen böyleyiz. Yeni girenlerin ödediği aylık parklama rakamlarıyla geçen sene lüks sitede 4+1 daire tutardınız.

Biz çalışan bir aileyiz. Çocuklarımız da öğrenci. Dolayısıyla yıl içinde kampa ayırabileceğimiz zaman çok kısıtlı. Bu şartlar altında "karavan tatili ucuz yaa" diyenlerin ağzını gözüme kestirip etrafta kürek arıyorum.

Bu sebeplerle ben bu şartlar düzelene kadar karavancılığa bir mola vermeye karar verdim. Mart-Nisan ayı gibi karavanımı satıp mevcut durum düzelene kadar bungalow / glamping tatilleri planlamak benim için her açıdan daha sağlıklı ve daha ekonomik olacak.
Bu kararınıza üzüldüm. Bana göre bir karavan sırf durduğu yerde içinde kahve içmek için bile alınır.
 






Bu soruyu ilk başladığımda görseydim kefal gibi yeme atlardım. Ancak şu an durum biraz farklı.

İlk başladığımız zamanlarda karavan kültürü bizi ailecek çok etkiledi. İlk karavanım uydu antenli TV'sinden klimasına, güneş panelinden dimmerli aydınlatmasına kadar dopdolu bir çekme karavandı. Dezavantajı ise çok ağır olmasıydı. Bu karavanla çok keyifli kamplar yaptık. Ağırlığı nedeniyle bu karavanı satıp bütçemizin elverdiği daha küçük bir karavan almaya karar verdik. O gün bütçem müsait olsaydı bugün sahibi olduğum karavan yerine gücümün yettiği kadar donanımlı bir avrupa karavan alırdım. Buna fazlasıyla değerdi.

Bugüne geldiğimizde ise durum şu. Kamplar full çakılı. Arz talep dengesi sağolsun fiyatlar rekor seviyelerde. Oldu ki kampa girebildiniz diyelim; Eski karavancılar kamplarda azınlıkta kaldığından eski kültür yerini 5 yıldızlı otel müdavimi yeni nesil tatil kültürüne terk etmiş. Serbest kamp yapılan yerlerdeki durumlar zaten ortada. Yerel halkı illallah ettirene kadar altında otlar çıkmış, yosun bağlamış mülteci kampı görünümlü karavan yerleşkeleri kuruluyor.

Karavan sayısı artarken tesis sayısı neredeyse hiç değişmedi. Üstüne bir de enflasyonist ortam ve döviz dalgalanmaları gelince yakıt doldururken efkarlanmamak mümkün değil. Hele hele kullanmadığımda kafam rahat olsun karavan parka bırakayım derseniz aylık ödediğiniz rakamlar muazzam, biz ilk girdiğimiz fiyattan enflasyon oranında zamlara rağmen böyleyiz. Yeni girenlerin ödediği aylık parklama rakamlarıyla geçen sene lüks sitede 4+1 daire tutardınız.

Biz çalışan bir aileyiz. Çocuklarımız da öğrenci. Dolayısıyla yıl içinde kampa ayırabileceğimiz zaman çok kısıtlı. Bu şartlar altında "karavan tatili ucuz yaa" diyenlerin ağzını gözüme kestirip etrafta kürek arıyorum.

Bu sebeplerle ben bu şartlar düzelene kadar karavancılığa bir mola vermeye karar verdim. Mart-Nisan ayı gibi karavanımı satıp mevcut durum düzelene kadar bungalow / glamping tatilleri planlamak benim için her açıdan daha sağlıklı ve daha ekonomik olacak.
Sayın Pasolvan ,
Karavanınızdan ayrılacak olmanıza üzüldüm . Umarım sorununuza bir çözüm bulursunuz belkide bu satış park yeri problemi daha az olan motokaravana geçiş için vesile olur.
 

Sayın Pasolvan ,
Karavanınızdan ayrılacak olmanıza üzüldüm . Umarım sorununuza bir çözüm bulursunuz belkide bu satış park yeri problemi daha az olan motokaravana geçiş için vesile olur.
Güzel temennileriniz için çok teşekkür ederim. Hayat ne gösterir göreceğiz ömrümüz yettiğince.

@tapatalk
 



Bu arkadaşımız hiç para vermeyip :smiley: elindeki malzemeleri değerlendirmiş,

Screenshot_20230131-141549_Video Player.jpg
 

"Kamp" olayını anlamayan biri için bunun bir sınırı; hava atabileceği kadar görgüsüzce bütçesinin bir ölçüsü kadardır. Hava atmayanları tenzih ediyorum :smiley:

Bunu da bir noktaya kadar anlamak gerek bence. Frued Amcamızı az çok biliyorsanız canlıların genetiğine kodlanmış bir durum olduğunu bilimsel olarakta ispatlamış.

Nasıl ki --erkek-kadın farketmez-- güzel bir vucuda sahip birinin, teşhir anlamında bu güzelliğini paylaşıma açıyorsa, aynı kişi bütçesine göre sınırları zorlayacak kadar ileri gidebilir.

Diğer yandan İstanbul gibi bir memlekette özellikle orta -alt- gelir grubuna dahil çekme karavanın güvenliği gibi bütçeleri zorlayacak önlemler insanları zorluyor sanırım. Ankara'da bile bunlar mesele.

Kutsal bilgi kaynağının videolu hali Youtube'da ballandıra balladıra Ankara'da bir daire kirası kadar park ücreti isteyen ve bunuda normalmiş gibi video çekenlerle dolu.

Karı-koca çalışan belli zaman aralıklarında tatil yapabilen kişi kullanmayacağı ama sırf Avrupa malı bak işte bulaşık makinası/çamaşır makinası v.b aletler alıp, akünün bütün soy kütüğünü darma dağın edebiliyor.

Kamp alanlarıda bunları gördükçe oooo ballı kaymaklı bunlar deyip, sıradan yabancı karavancının (Euro>>TL) bile park4night'da, oha bu ne bu kadar yazdıklarını şahit oluyoruz.

Benim aracın dış aydınlatması patlamış, nette en düşük fiyatlar 800-900 TL civarında (sanel marka), tabii ki aynısı almayacam. Silikonlu su geçirmez şerit led ile daha uyguna halletmiş olacaz.

Karavancı kategorisini genişletebiliriz bir de. Karavankondularla bir gittiği yerde kırım kongo kanamalı hastalık gibi yapışan, aylarca o noktayı terk etmeyenlerin yüzünden artık sahil kenarları anti-karavancı/otel pansiyon sahibi v.b.. insan ya da Demre Belediyesi gibi karavan düşmanı kurumlar açığa çıkıyor.

Ortada karavanın resmî olarak karşılığı bile yok. Yönetmeliği yazan, kafası kalın bürokrat treyler, römork ya da benzeri araçlarla bir tutmuş, ona göre TüvTürk ya da TSE işlem yapıyor. Kimse de kalkıp yav millet CİMER'e o kadar yazı yazıyor, bunları bir düzene sokalım.

En son yapılan yenilik kamp alanlarında alınan % 2 lik ek vergi.

Bu kültür olayı, zamanla en ufak ilçeler bile wc ve su istasyonları olan park alanları inşaa edecekler, insanlar az biraz kendisine, çevreye görügülü olacaktır umarım.

Şişmiş abartılı fiyatlarda doğru orantılı iner inşallah.
 

"Kamp" olayını anlamayan biri için bunun bir sınırı; hava atabileceği kadar görgüsüzce bütçesinin bir ölçüsü kadardır. Hava atmayanları tenzih ediyorum :smiley:

Bunu da bir noktaya kadar anlamak gerek bence. Frued Amcamızı az çok biliyorsanız canlıların genetiğine kodlanmış bir durum olduğunu bilimsel olarakta ispatlamış.

Nasıl ki --erkek-kadın farketmez-- güzel bir vucuda sahip birinin, teşhir anlamında bu güzelliğini paylaşıma açıyorsa, aynı kişi bütçesine göre sınırları zorlayacak kadar ileri gidebilir.

Diğer yandan İstanbul gibi bir memlekette özellikle orta -alt- gelir grubuna dahil çekme karavanın güvenliği gibi bütçeleri zorlayacak önlemler insanları zorluyor sanırım. Ankara'da bile bunlar mesele.

Kutsal bilgi kaynağının videolu hali Youtube'da ballandıra balladıra Ankara'da bir daire kirası kadar park ücreti isteyen ve bunuda normalmiş gibi video çekenlerle dolu.

Karı-koca çalışan belli zaman aralıklarında tatil yapabilen kişi kullanmayacağı ama sırf Avrupa malı bak işte bulaşık makinası/çamaşır makinası v.b aletler alıp, akünün bütün soy kütüğünü darma dağın edebiliyor.

Kamp alanlarıda bunları gördükçe oooo ballı kaymaklı bunlar deyip, sıradan yabancı karavancının (Euro>>TL) bile park4night'da, oha bu ne bu kadar yazdıklarını şahit oluyoruz.

Benim aracın dış aydınlatması patlamış, nette en düşük fiyatlar 800-900 TL civarında (sanel marka), tabii ki aynısı almayacam. Silikonlu su geçirmez şerit led ile daha uyguna halletmiş olacaz.

Karavancı kategorisini genişletebiliriz bir de. Karavankondularla bir gittiği yerde kırım kongo kanamalı hastalık gibi yapışan, aylarca o noktayı terk etmeyenlerin yüzünden artık sahil kenarları anti-karavancı/otel pansiyon sahibi v.b.. insan ya da Demre Belediyesi gibi karavan düşmanı kurumlar açığa çıkıyor.

Ortada karavanın resmî olarak karşılığı bile yok. Yönetmeliği yazan, kafası kalın bürokrat treyler, römork ya da benzeri araçlarla bir tutmuş, ona göre TüvTürk ya da TSE işlem yapıyor. Kimse de kalkıp yav millet CİMER'e o kadar yazı yazıyor, bunları bir düzene sokalım.

En son yapılan yenilik kamp alanlarında alınan % 2 lik ek vergi.

Bu kültür olayı, zamanla en ufak ilçeler bile wc ve su istasyonları olan park alanları inşaa edecekler, insanlar az biraz kendisine, çevreye görügülü olacaktır umarım.

Şişmiş abartılı fiyatlarda doğru orantılı iner inşallah.


Videoyu izleyince ne yazacağımı ṣaṣırdım. Altyapısı olmadan bu kadar karavan trafiğe çıkarsa böyle durumlar kaçınılmaz.

Sorunun çözümü, paylaṣımımın altındaki imzada görülen Fransa örneğinde var.

Fransa Tütkiye’nin 2/3 büyüklüğünde ve daha az sahilleri var.

Fransız belediyelerinin açtığı ve iṣlettiği 2000 civarında kamping var. Fransa’daki tüm kampingler 8 binin üzerinde.

Buralarda çok kaldım. Fiyatları dar gelirliler ve çocuklu ailelerinde kalabileceği yükseklikte.
 

.
Sevgili devlet babam,
baştan hürmetle ellerinden öper, candan saygı ve sevgilerimi sunarım.

Medeni Kanunu, Borçlar Kanunu ve İcra ve İflas Kanununu İsviçre’den,
Ceza Kanununu İtalya’dan,
Ticaret Kanunu, Ceza Mahkemeleri Kanunu, Deniz Ticaret Kanununu Almanya’dan,
İdare Kanununu da Fransa’dan aldığını ve son zamanlarda da bir hayli AB formatında uyum yasa ve yönetmelikleri çıkardığını biliyoruz.
Bu yasaların orijinallerinden çevrilmesinin ne kadar zorlu bir uğraş olduğundan asla şüphemiz yok. Fakat biliyorsun artık zamanımızda çevrim makinaları bu işi gayet kolaylıkla becerebilmekteler.

Biz karavancı evlatların olarak boş bir vaktinde bir işe daha el atmanı ve diğer yasalarda yaptığın gibi örneğin Almanya’dan karavancılıkla ilgili bir kaç yönetmenliği çevirtip yürürlüğe koymanı hasretle beklemekteyiz.
Çünkü karavancılığımızın neredeyse her şeyi karman çorman. Halk ve yerel yönetimle ilişkilerimiz gergin. Bir çok konusu başıbozuk durumda.
Daha evvelki yüzyıllarda diğer 15 devletli ecdatlarının zamanlarında bile, onların koyduğu düzenlerle kervanların yollarda olduğunu ve yurtların kurulduğunu biliyoruz.
Sanırım TÜV için yaptığın düzenlemeler esnasında, nedense bizler gözünden kaçmış olmalıyız. Trafik yasa ve yönetmeliklerinde de yine nedense bizden pek bahsetmiyorsun.

Gereğini yapacağını umar, seni tekrar sevgi ve saygıyla kucaklarız.


Not
Seni kucaklarken sakın seni fazla sıkamadığımıza şaşırma.
Biliyorsun kullarının maalesef böyle bir kabiliyeti yok ve daha hayli bir zaman olacağa da benzemiyor.
Galiba biz nasılsak sen öyle, sen nasılsan bizler de öyle olmalıyız ?..

Bir de sevgini her fırsatta bizleri “öperek” göstermesen fena olmazdı..
 
Son düzenleme:

Tüv fren testleri de cekme karavanlarin frenlerini bozacak sekilde yapılıyor eğer yapan kişi bilmiyorsa, sanki tır fren testi yapılıyor. Bu nedenle muayeneye götürmeyenler var.
Her taraf yamuk :smiley:
 



Tüv fren testleri de cekme karavanlarin frenlerini bozacak sekilde yapılıyor eğer yapan kişi bilmiyorsa, sanki tır fren testi yapılıyor. Bu nedenle muayeneye götürmeyenler var.
Her taraf yamuk :smiley:
@bartek yogun taleplerimiz sonrası TUV artık karavan fren testlerini yapmıyor. Yakında kaybettigimiz Arkın Kaplan 'nın bu konuda gayretleri unutulmaz
@Doğrucu Davut , @Akdeniz45 bu cografya insanının hizmet ve bedava ilişkisi artık yoldan çıkmış devletin yaptığı parkların ve piknik alanlarının , kentlerin durumu ortada. Aşağıda paylaştığım foto dün gece aynı zamanda karavan ile konakladığımız Ankara'da ki çok tartışılan Saray bölgesi içindeki kütüphanede her akşam yaşanan içler acısı bir durum. Çevremizdeki insanların geldiği durum ve umursamazlık utanç verici.

Biz ikametimizde park etme sorunumuz olsaydı bir karavan düşüncesine asla girmezdik. Bu matematiğin sonuçsuz olduğunu biliyorduk.
Yaptığımız yurtdışı / yurtiçi gezilerimizdeki tespitlerimiz ile yurtiçi kamp alanlarının gelişmiyecegini buralarda ki konaklamaların huzur
verici olmayacağını önceden tahmin ettik.
Yolculuk rotalarımızda aslında bize keyif verecek , hic sorun yaratmayacak sayısız konaklama yerleri var. Karavan işgal yerlerine ve mülteci kampı görünümlü lokasyonlara yaklaşmadan bu keyif sürdürülebilir.

( Her iki üç masa yanında büyük çöp kutuları oldugu halde tüm masaları bu şekilde bırakıp kalkıyor bu görüntüler nispeten temiz olanlar, koltuklara ayakkabıları ile basıyorlar. )
Görevliler artık bıkmış onlar öyleler diyerek kabullenmisler.

IMG20230201010023.jpg


IMG20230201005742.jpg
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,735
Mesajlar
1,522,912
Kayıtlı Üye Sayımız
166,555
Kaydolan Son Üyemiz
07ZirveNet

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst