Ynt: Kamplı Gezi Önerisi (29 Ekim 2010)
Gezi sanırım olmayacak
Önce İnsel hocam'a geçmiş olsun dileklerimizi sunalım, ardından inceden geyiğe sardıralım
Uzun zamandır dilimin ucuna kadar gelip de bir türlü söyleme, yazma fırsatı bulamadığım güzel bir konuya Bülent değinmiş. Kampçılık ve karavancılık aslında tüm doğa sporlarıyla iç içe. Trekking, hiking, dağcılık, yamaç paraşütü, motokros, bisiklet, kayak, tur kayağı, dalış, amatör balıkçılık, kano, kürek, rafting ve daha aklıma gelmeyen bir çoğu..
Bütün bu sporlara gençler inanılmaz ilgi gösteriyor. Ciddi anlamda derneği, federasyonu olan bir tek dağcılık var bildiğim kadarıyla. Hani biz toplu gezilerden bahsediyoruz ya, karavanı, çadırı olsun ya da olmasın aramıza katılabilecek binlerce insan var aslında. Kullanılan malzemelerin, gidilebilecek rotaların bir çoğu ortak ihtiyaç ve beğeni ekseninde birleşiyor. Doğa sporlarıyla ilgilenen çok geniş bir kitle gümbür gümbür geliyor. İstiyorum ki, artık sağda solda, yol kenarında, dağda, ormanda yürüyüşçüler, kampçılar görüldüğünde uzaylı görmüşçesine bakmasın insanımız. Bu sporlar ilerlesin, gelişsin, kendi kültürünü temellendirsin ve hepsinden önemlisi talep yaratsın. Bilmiyorum hala çok uzak mı acaba o günler?
Bedfordun içi tam anlamıyla tarzımı yansıtıyor. Ama çok yol almak isteyenler için pek uygun değil gibi. Zaten dağınık, dökülse ne olur diyeceksiniz ama, düzenli bir dağınıklık var. Çok hoşuma gitti
Gerçek bir karavanım olsaydı eğer........ En çok bu mevsimde gezmek isterdim. Ortalıktan el ayak çekildiği, kargaların şehirlere akın ettiği, havaların serinlemeye başladığı, hüzünlü ama dinlendirici akşamüstlerinde..... kahvemi yudumlayarak.. yağmur yağması için dua ederdim..
