İki İhtilal; 1789 Fransız İhtilali ve 1917 Bolşevik İhtilali

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan mete Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 26
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 12,385

mete

Zirve
Mesajlar
1,851
Tepkime Puanı
4
Gerek Fransa’da krallık rejimine karşı yapılan 1789 ihtilali, gerekse Rusya’da Çarlık rejimine karşı yapılan 1917 Bolşevik ihtilali sonrası ortaya çıkan güçlü fikir akımları, dolaylı veya dolaysız hemen hemen bütün ülkeleri etkileyerek rejimlerin ve sınırların değişmesine sebep olmuştur. Birazda, bu ihtilallerin Avrupa ülkelerine ve dolayısı ile Osmanlı İmparatorluğu’na ve Cumhuriyet Türkiye’sine etkilerini tartışalım.
 

Etiketler
Ynt: İki İhtilal

Fransız ihtilali ile yayılan gelişen milliyetçilik akımı, Osmanlıyı kötü vurmuştur, balkanlarda bir çok toprak kaybetmesine sebebiyet vermiştir.
Avrupa'da, her azınlık kendi bağımsızlığını kazanma düşüncesine sahip olmuştur. İtalya, Almanya gibi ülkelerin birleşmesinde önemli rol oynamıştır bu düşünce, fakat Avrupa'daki bu hareketlenmeyle Osmanlı'nın da dahil olduğu imparatorluklar çözülme sürecine girmiştir.
Bu gibi etkileri olmuştur Fransız ihtilalinin, o zamanki devletler ve toplumlar üzerinde.
 

Ynt: İki İhtilal

Evet Onur özetle bu söylediklerin oldu. Şimdi biz bu olayların biraz daha detayına girerek Fransız ihtilali döneminden başlayarak gelişen fikir akımlarını ve Osmanlının o günkü yönetim durumunu ele alıp olayı tam manası ile masaya yatıralım.
Fikri alanda diğer Avrupa devletlerinden daha ileride olan Fransa’da, Montesquieu (1698–1755) gibi bir hukukçu, Voltaire (1694–1778) gibi bir yazar, Jan Jacqes Rousseau (1712–1778) gibi bir düşünür ve filozof hep aynı dönemde yetiştiler. 1789’da Aydınlar tarafından yönlendirilen sokaklar dolusu aç insan, önce Bastil’i basarak mahkûmları kurtarması, sonra krallık rejimine karşı yönlenerek, hürriyetçilik hareketi ve beraberinde anayasal düzeni getirmesi, özellikle, Avrupa’daki çok uluslu devletlerde panik havası estirmişti. Kendilerini koruma içgüdüsü ile düşman olanlar dahi bir araya gelerek, Fransa ve Fransız etkisine karşı birlik oluşturdular. Sınırların ve rejimlerin korunması adına yapılan bu çalışmalar birçok savaşa sebep oldu. Aynı yıllarda (1789), Annesi ve birinci karısı Fransız olan I. Abdulhamid ölmüş, III. Selim tahta geçmişti. Avrupa’da halk hürriyetçilik akımı tesiri ile krallıkları yıkıp anayasal düzeni kurmak isterken, krallar tahtlarını korumaya çalışıyorlardı. Osmanlı içerisinde ise tam tersi bir durum vardı. Saray içerisinde hâkimiyeti kaybetmiş olan Padişahlar, en azından sarayda egemenliği ele geçirmek ve savaşlarda sıkça yaşanır olan mağlubiyetleri durdurmak adına yenilik peşinde idi. Buna karşı ise hem halk, hem de sarayda hâkimiyeti elinde tutan Enderuniler yeniliklere direniyorlar, yeniçerilerin ve din’in gücünden istifada ederek durumu muhafaza etmeye çalışıyorlardı. Avrupa’daki kralların aksine, Selim yenilikçi bir politika gütmüştü. Yani bir manada Avrupa sarayları yeniliğe karşı birleşip, yenilik taraftarı halk'a karşı kendilerini korumaya çalışırken, Osmanlıda tam tersi halk'a rağmen yenilikler yaparak saltanatı koruma gayreti vardı.
 

Ynt: İki İhtilal

Şimdi bu ihtilalle doğan fikir akımlarıı tanımakla devam edelim.

Liberalizm

Fransız ihtilaliyle ortaya çıkan Liberalizm kısaca bırakın yapsınlar, bırakın geçsinler sözleri ile ifade edilen, özgürlüğün, serbestliğin savunulduğu fikir sistemidir. Günümüzde daha çok ekonomik anlamda kamunun iktisadi hayata müdahale etmemesi şeklinde kullanılıyorsa da İhtilal sonrasında bireysel, daha sonraki günlerde de toplumsal özgürlük şeklinde algılanmıştır.
Fransa’da ortaya çıkan bu özgürlük hareketi, komşu devletlerden başlamak üzere diğer krallıklarca desteklenmesi düşünülemezdi. Bundan böyle, özgürlük hareketi girdiği her ülkede rejimi etkileyeceği muhakkaktı. Bu sebeple Avrupa’daki büyük-küçük bütün krallıklar Fransız ihtilaline cephe aldılar. 1792’den itibaren, Fransa Napolyon’un liderliğinde Avrupa’ya korku saldı. Avrupa devletleri ile Fransa arasındaki savaşlar yaklaşık 20 yıl sürdü. Nihayet 1814’te Fransa’yı yenerek kaybettikleri toprakları kazanan İngiltere, Avusturya, Rusya ve Prusya Viyana kongresini topladı. Bu meydana getirilen konsey, bundan böyle çıkacak hürriyetçi hareketleri beraber önleme, aynı zamanda da küçük devletleri aralarında paylaşma kararı aldı. Çok uluslu milletlere dönüşen bu büyük krallıklar içerisinde ayaklanmaların sonu gelmiyor, hürriyetçilik fikrinin girdiği her toprak kana bulanıyordu. Konsey, her ayaklanmayı kanlı bir şekilde bastırıyordu. Fakat her şeye rağmen 1850’lere kadar Avrupa’da birçok anayasal devlet kuruldu.
 

Ynt: İki İhtilal

Bu ihtilallere sanırım Çin ide dahil etmek gerekir.Ve sanırım Fransa için Bourbon mutlakçığının çelişkilerini,Çin için göksel imparatorluktan sistemin çöküşünü,Rusya içinde az gelişmişlik kavramlarının analiz edilmeleri gerekir.Elbet bu ihtilallerin dünya üzerinde kalıcı etkileri olmuştur.Yani demek istediğim dönemi anlarsak ,sonuçlarını daha iyi kavrarız.
 



Ynt: İki İhtilal

yalnız 1917 devriminden önce rusyadaki 1905 devrimi, anadoludaki II. meşrutiyet devrimini etkilemiştir. 1905 devrimini ise I.meşrutiyet etkilemiştir. 1908 Türk devriminden sonra Türklerin çanakkale savunması sayesinde bolşevikler 1917 proleterya devrimini yapmışlardır arkasından ise Rus devrimi 1923 Türk Cumhuriyet devrimini tetiklemiştir.
 

Ynt: İki İhtilal

Evet sizlere katılıyorum. Fransız ihtilalinden başlayarak zincirleme gelişen fikir akımlarını sırası ile ele alarak gidelim. Böylece daha anlaşılır olur. Ve dünya savaşlarının sebepleri siyasi gelişmeler ve hatta bu günkü sosyal problemlerimizin siyasi cephesi elle tutulur hale gelir.
 

Ynt: İki İhtilal

ATATÜRK'ün (Türkiye Cumhuriyeti' nin) temel ilkeleri

Cumhuriyetçilik (Fransız Devrimi)
Milliyetçilik (Fransız Devrimi)
Laiklik (Fransız Devrimi)
Devrimcilik
Halkçılık (Sovyet Devrimi)
Devletçilik (Sovyet Devrimi)


Bütün bu ilkeler bu iki devrimin esintileri, Türk devrimci ve ihtilalci ruhuyla bütünleşerek kendi iç dinamikleriyle harmanlanarak ülkemizde uygulanmış ve uygulandığı süre zarfında başarılı olmuştur.
 

Ynt: İki İhtilal

Necoli' Alıntı:
ATATÜRK'ün (Türkiye Cumhuriyeti' nin) temel ilkeleri

Cumhuriyetçilik (Fransız Devrimi)
Milliyetçilik (Fransız Devrimi)
Laiklik (Fransız Devrimi)
Devrimcilik
Halkçılık (Sovyet Devrimi)
Devletçilik (Sovyet Devrimi)


Bütün bu ilkeler bu iki devrimin esintileri, Türk devrimci ve ihtilalci ruhuyla bütünleşerek kendi iç dinamikleriyle harmanlanarak ülkemizde uygulanmış ve uygulandığı süre zarfında başarılı olmuştur.

İşte burada size katılmıyorum genelde inkilapları değerlendirenler aynı hataya düşüyorlar. Meşrutiyet için bunlar söylenebilir ama Atatürk inkılapları temellerini Türk Devlet Geleneğinden almıştır.

Cumhuriyetçilik (Fransız Devrim)
Milliyetçilik (Türk Devlet Geleneği)
Laiklik (Türk Devlet Geleneği)
Devrimcilik
Halkçılık (Türk Devlet Geleneği)
Devletçilik (Türk Devlet Geleneği)
 

Ynt: İki İhtilal

acemi80' Alıntı:
İşte burada size katılmıyorum genelde inkilapları değerlendirenler aynı hataya düşüyorlar. Meşrutiyet için bunlar söylenebilir ama Atatürk inkılapları temellerini Türk Devlet Geleneğinden almıştır.

Cumhuriyetçilik (Fransız Devrim)
Milliyetçilik (Türk Devlet Geleneği)
Laiklik (Türk Devlet Geleneği)
Devrimcilik
Halkçılık (Türk Devlet Geleneği)
Devletçilik (Türk Devlet Geleneği)

Bazı yerlerde size katılmıyorum. milliyetçilik fransız devrimiyle ortaya çıkmıştır ayrıca Türk toplumu islam dinini kabul edince Türk öz kültüründen bazı ödünler vermişlerdir. Laiklik islamiyet sonrası Türk devletlerinde görülmemiştir. ve devletçilik ise zaten ''genel olarak'' sanayi devriminden sonra ortaya çıkmıştır.
 




Ynt: İki İhtilal

Necoli' Alıntı:
Bazı yerlerde size katılmıyorum. milliyetçilik fransız devrimiyle ortaya çıkmıştır ayrıca Türk toplumu islam dinini kabul edince Türk öz kültüründen bazı ödünler vermişlerdir. Laiklik islamiyet sonrası Türk devletlerinde görülmemiştir. ve devletçilik ise zaten ''genel olarak'' sanayi devriminden sonra ortaya çıkmıştır.

Osmanlı'da laik uygulamalar ve bazı alanlarda laikleşmeyle ilgili çabalar mevcut benim bildiğim. Zaten Osmanlı'nın devlet işlerinde, şer'i hukuk'tan ziyade, Osmanlı'nın yarattığı islam&hukuk sentezli değişik bir yapı mevcut..
Yanılıyor muyum ?
 

Ynt: İki İhtilal

fastjunkie' Alıntı:
Osmanlı'da laik uygulamalar ve bazı alanlarda laikleşmeyle ilgili çabalar mevcut benim bildiğim. Zaten Osmanlı'nın devlet işlerinde, şer'i hukuk'tan ziyade, Osmanlı'nın yarattığı islam&hukuk sentezli değişik bir yapı mevcut..

Osmanlı imparatorluğu ümmet kavramı üzerine kurulmuş bir imparatorluktu ve laiklik adına hiç bir şekilde ''benim şahsi fikrim'' şeyhülislam gibi birimlerin ve devlet başkanı yani imparatorun aynı zamanda halife olması nedeniyle laiklik çalışmasından bahsemeyiz...
 

Ynt: İki İhtilal

Necoli' Alıntı:
Osmanlı imparatorluğu ümmet kavramı üzerine kurulmuş bir imparatorluktu ve laiklik adına hiç bir şekilde ''benim şahsi fikrim'' şeyhülislam gibi birimlerin ve devlet başkanı yani imparatorun aynı zamanda halife olması nedeniyle laiklik çalışmasından bahsemeyiz...

Gayrimüslimlere uygulanan kanunlarla ilgili ne diyeceksiniz peki ?
Şer'i Hukuk Osmanlıda zaten uygulanmıyordu, öteyandan müslümanlara uygulanan hukuk kuralları, gayrimüslimlere uygulanmıyordu, çünkü bu kurallar islam dinini barındırıyordu içerisinde.. Bence burada bazı laiklik fikirleri mevcut.
 

Ynt: İki İhtilal

fastjunkie' Alıntı:
Gayrimüslimlere uygulanan kanunlarla ilgili ne diyeceksiniz peki ?
Şer'i Hukuk Osmanlıda zaten uygulanmıyordu, öteyandan müslümanlara uygulanan hukuk kuralları, gayrimüslimlere uygulanmıyordu, çünkü bu kurallar islam dinini barındırıyordu içerisinde..

benim o konuya sözüm yok haklısınız ancak devletin yönetim şekli ve asıl olan ana temeller hep islam kurallarıyla birebirdi.
 



Ynt: İki İhtilal

Necoli' Alıntı:
benim o konuya sözüm yok haklısınız ancak devletin yönetim şekli ve asıl olan ana temeller hep islam kurallarıyla birebirdi.

Bana göre, Osmanlı Devleti'nde, Şer'i Hukuk uygulamaları mevcutmuş gibi görünse de milli ve örfi bir hukuk uygulanmıştır.
Zaten İmparatorluk olmuş bir devletin Şeriatla yönetilebilmesi imkanlar dahilinde değil. Kaldı ki bu Osmanlı'nın Hoşgörü Politikası'na da ters düşer.

En azından, şu an anladığımız Şeriat sistemi (baskıcı islam rejimi) mecvut değildi..
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,743
Mesajlar
1,523,046
Kayıtlı Üye Sayımız
166,559
Kaydolan Son Üyemiz
Sercantetik

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst