Günübirlik Verçenik Zirve Tırmanışlarımız Başlamıştır

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan murat Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 1
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 2,655

murat

Ana Kamp
Mesajlar
30
Tepkime Puanı
20
Yer
Trabzon
Web
merakligezgin.com
Teknik rapor olmaktan uzak biraz ama olsun.

Toplam 19 saat suren Trabzon'dan gece yola cikip Vercenik Zirve yapip tekrar ayni gun Trabzon'a dondugumuz bir tirmanisin kafa utuleyen yazisi :p

---

Herseyde oldugu gibi dagcinin da gobeklisi makbuldur diyordum kac zamandir da yok efendim o gobegi kaldirip bir yere gidilmez de bir yere cikilmaz diyorlardi. Bal gibi de oluyor. Gerci biraz klasik yontemden farkli sekilde oluyor. Ama oluyor yani, ustelik cok da guzel oluyor.

Kac zamandir niyet vardi aslinda Vercenik'e tirmanisa gitmek icin. Ama bu sekilde degildi elbet. Sercan'la ayakustu 5 dakikada tirmanis planimizi yaptik. Hizli bir tirmanis olacakti, o yuzden oncelikle cadiri ve tulumu biraktik. Sabaha karsi Trabzon'dan yola cikacak Vercenik yaylasina kadar arabayla gidecektik. Oradan da tirmanisa baslayip ayni gun geri donecektik. Kagit uzerinde guzel duruyor, kulaga hos geliyordu.

Cuma aksami kolda bulusup malzemeleri ayarladik. Mumkun oldugunca yanimiza malzeme almayacaktik ama iste ayip olmasin diye ip ve emniyet kemeri atmak zorunda kaldik cantaya, 1-2 tane karabin, sikke, cekic, perlon... Aaa bi de ocak ve kamp seti aldik; ne isimize yarayacaksa. Aslinda alinacak iki onemli sey daha vardi; ilkyardim cantasi ve bivak. Kolda masanin uzerine cikarmistim alacagiz diye ancak tum malzemeleri alip kapiyi kapatirken bu ikisi hala masanin uzerine duruyordu.

Yola ciktigimizda saat sabaha karsi 3'tu. Bu tirmanista sunu anladim. Oncelikle uykusuz hic bir ise kalkismayacaksin, sonra gece yola cikmayacaksin. Aslinda bu ikisi de birbiriyle baglantili seyler. Ben aksamdan erken yatayim diye niyetlenmistim ancak bir turlu firsat olmadigindan uyumak nasip olmadi. Haliyle bunyede uyku olunca akil da bes karis havada oluyor. Iste tirmanista ihtiyacimiz olacak en onemli seyde buydu.

Yola ciktiktan yaklasik 1 saat sonra Arsin civarinda mola verdik. Malum ac ayi oynamaz. Sansimiza tam kapanmak uzere olan bir market bulup iceri daldik. 1 yuvarlak ekmek, 2 adet salatalik, 4 adet domates, 100 gr kadar zeytin, bi parca peynir... Hepsi bu kadar, tum yiyecegimiz. Hani hizlica gidip gelicez ya acikmayacagiz nasil olsa. Ayrica ocagimiz ve kamp setimiz de var yanimizda. Zirve donusu cay yapacagiz; bak sen!

Camlihemsin sapagindan yukari donerken coktan aldigimiz ocagin bir ise yaramayacagi fikrini kabullenmistik; cunku benzin almayi unutmusuz. Sonra yol ustunde bir petrol ofisine rastladik. Sans bu ya adam iceride misil misil uyuyordu. Ehh yarim litre benzin icin de adami uyandirmak olmaz ki. Ayiptir sabahin 5'inde. Sessizce arabaya binip yolumuza devam ettik. Aci gercekleri de yolda farkettik ya. Iyi ki adami uyandirmamisiz, cunku alacagimiz benzin hic bir ise yaramayacakti. Oncelikle yanimizda ne cakmak ne de kibrit vardi. Neyle yakacaksak? Hadi diyelim ki yaktik ne icecez. Hani yaylada cay icecek olan bizler var ya. Hah iste yanimizda ne cay vardi, ne seker; birsey olursa corba yapar iceriz sicak sicak dusuncesi de dusuncede kalmisti coktan. Sicak birsey icelim desek icebilecegimiz tek sey su olacakti. Ama olmadi kismet. Guzelim buz gibi soguk yayla suyu. Daha ne olsun yahuu...

Sabahin ilk isiklariyla Firtina Vadi'sine girmistik. Camlihemsin'den itibaren yaklasik 45kmlik bir yol bizi bekliyordu. Yaklasik 4 yil once yuruyerek gittigim bu yolu simdi arabayla gecmenin zevki bir baskaydi. Uyandirdigi his ise salakliktan baska bir sey degildi. Akil var mantik var, bu kadar yol yurunur mu yahuu? Gencmisiz o zamanlar cidden. Yuruyerek gecince insan yollarin bu kadar bozuk oldugunu anlamiyormus, arabayla gecerken besikteymis gibi sallanip durduk. Yaklasik 2 saatlik yolculuk sonunda 7.30 gibi Vercenik Yayla'sina ulasmistik. In cin top oynarken onlara keci surusu ve coban kopekleri eslik ediyordu. Bu kopeklerin ne yapacaklari hic belli olmadigindan, kendi hallerinde oldugunda oldum olasi korkarim. Arabadan inip esyalari hazirlarken neyiz ne degiliz diye anlamak icin bacagima kadar yapisan kopek adrenalimi sagolsun zirveye kadar cikartti. Sonra usulca donup arkasini gitti. Gitmesi guzeldi, kotu olan taraf ise bizim gidecegimiz yone dogru suruyle birlikte gitmesiydi.

Hizli bir sekilde esyalari cantalara doldurup yola cikmaya hazir hale geldik. Ilkyardim cantasini Trabzon'da almayi unutmustuk. Yolda arabanin ilkyardim cantasindan bandaj vs ne varsa yanimiza aliriz diye konusmutuk. Ancak arabadan bunlari almadigimizi yaklasik 1 saat sonra gole ciktigimizda farkettik. Teknik malzeme disinda yiyecek de ayri bir dertti. Ne de olsa hemen gidip donecegiz diye yiyecekleri arabada biraktim. Tabii birsey yemedigimiz konusunu atlamisim. Sercan'in "oglum biz kahvalti yapmadik hatirliyorsun di mi?" sozleri uzerine yemek posetini de cantaya atip yola koyulduk. Biz giderken keci surusu ve kopekler sagli sollu vadiye girmislerdi. Sansimiza coban da arkadan gidiyordu yavas yavas. Onu yakalayip kopeklerin saldirip saldirmayacagini sorduk. Birsey olmaz demesi uzerine iki surunun arasindan hizli bir sekilde gecip gittik. Onceki gelisimde dinlenmis vaziyette yayladan gollere 2 saatte cikabilmistik. Bu sefer tum yorgunlukla, arabada gecen eziyetle, uykusuzluklu birlikte 1 saatte meshur Vercenik gollerine ulastik. Burada oturup kahvalti yaptik. Kahvalti dedigimizde iste 1 domates, yarim salatalik, zeytin. Boyle bir plan yapip buraya gelmek zaten kafayi peynir ekmekle yedigimizin ispati. Bundan dolayi peynir ve ekmegi ayri belirtmeye gerek yok.

Isin asil eglencesi buradan sonra basliyordu. Bu noktadan sonra yaptigimiz seyin aslinda literaturde bir aciklamasi yok. Tamam disaridan bakildiginda adina dagcilik, tirmanis falan denilebilir belki ama yaptigimiz isin bunla uzaktan yakinda alakasi yok. Zira ne kadar kural, ne kadar dikkat edilmesi gereken sey varsa hepsini atladik. Ben Vercenik'e bundan 5 sene once dagciliga ilk basladigim zamanlarda gelmistim. O zaman yanlis rotaya girdigimiz icin yolu bulamamistik, gec saatlere kaldigimizdan dolayi da mecburen dagda gecelemek zorunda kalmistik. Bi tasin ustunde uc kisi sabaha kadar uyumus (?) gunes dogduktan sonra donmustuk. O yuzden pek de iyi anilarimiz yoktur dagla. Gecen sefer rotayi bulamadigimizdan kalmistik. Bu sefer yine rotayi bilmiyorduk. Tum tirmanis boyunca dagcilik adi altinda yaptigimiz en mantikli sey de donus icin karar almakti. Rotayi bulsak da bulamasak da ogleden sonra saat 3'de donuse baslayacaktik. Tabii bu kararin da ne kadar dogru oldugu tartisilir. Zira Kackarlarda bize tirmanis icin rota soran herkese yaptigimiz ilk oneri mutlaka ogleden sonra saat 1 'de geri donmeye baslayin. Cunku buralarin havasi boyledir. 13:00'dan sonra sis, yagmur gelir, kaybolur kalirsiniz.

Aslinda golun kenari muthisti. Gunes var ama yakmiyor, hafif soguk bir ruzgar, golun yanindan akan derenin sesi... Zaten yorgunuz, uykuluyuz. Yatip uyumak en temizi aslinda. Ama yok, rahat batiyor yola cikiyoruz. Eziyet gibi gorunen carsak 1 saat 45 dakika sonra bitiyor ve kayalar basliyor. Bu esnada da zirvede hava toplamaya basliyor. Vercenik paratoner gibi bir dag. Bizim de zaten hic niyetimiz yok cikmaya. Sercan'la birbirimize bakiyoruz birimiz donelim desek de donsek. Bu arada hic mola vermedigimizi hatirlayip biraz durup durumu degerlendiriyoruz. Etrafta rotanin nereden basladigina dair bir isaret yok. Tepede hava kapatiyor. Yanimizda yagmura yakalanma durumunda giyecegimiz hicbirsey yok. Aslinda yagmurluk var ama bosuna tasimayayim yanimda diye arabada duruyor. Biraz dinlenip iki damla su ictikten sonra donus planlari yapar vaziyette buluyoruz kendimizi. Inip golun kenarinda uyuruz 1-2 saat. Sonra arabayla Elevit, Polovit, Tirovit yaylarini gezip doneriz. Hersey tamam simdi geriye sadece donmek kaliyor. Ancak ne hikmetse donemiyoruz. Ikiye ayriliyoruz. Sercan vadi boyunca carsaktan yukari gidecek bende kayalardan direkt yukari cikip rota ariyacagim. Baktik bulamadik geri donecez. Bu anlasmadan sonra yaklasik yarim saat daha yukseldik. Sercan altta ben yukarida. Ve bekledigimiz kaya babasini bulduk. Rota oradan yukariya dogru dar bi vadiden devam ediyordu. Eh simdi donersek de ayiptir diyerek dar vadiden yukari dogru yukselmeye basladik. En azindan bacaya kadar cikalim. Bacayi buluruz oradan doneriz bari diyerek cikiyoruz. Bu arada yaklasik 3000-3200 metre civarlarindayiz. 10 saatten daha kisa bir zamanda bu kadar irtifa kazanmamiz haliylen bas agrisini da beraberinde getiriyor. Dagda ilac icmek hic adetim degildir ama basimin zonklamasi, gozlerimi kapatinca kendi donuyormus gibi hissetmem ve kalbimin artik agzimda atiyor olmasini goz onunde bulundurarak bi tane ativerdim agzima.

Rotanin girisini bulmustuk. Bundan sonra geriye asil onemli yer kalmisti. Vercenik tirmanisinin kilit noktasi olan bacayi bulabilmek. Vadi boyunca yukariya dogru 1 saati askin bir sure devam ettik. Vadi yer yer o kadar darlasiyordu ki onumuzdeki etaplari gecebilmek icin sirtimizdaki cantayi cikarip cantasiz gecebiliyorduk. Hani duz yol olsa neyse de yer yer 90 dereceye varan bolumler cidden zorluyordu. Bagira bagira, isteksiz isteksiz devam ede ede rotayi bitirip V centik denilen yere varmistik. V centige cikabilmek icin onumuzde son bir etap vardi. Ama burasi digerlerinden biraz daha zordu zira orayi gecebilmek icin artik neredeyse negatif bir parkuru cikmamiz lazimdi. Yine cantalari cikardik. Onden Sercan'i arkadan cantalari yolladim. Gececegimiz yerin sagi ve solu neredeyse dumduz kaya duvarlariydi. Karsimizda ise cikmasi mumkun olmayan bir kaya vardi. Sol taraftan kayanin ustune cikilabiliyordu. Benden once sercan cikmisti. Ayaklarimiz camur, su oldugundan dolayi bir kisi ciktiktan sonra kayalar feci kayiyordu. Bu sefer bana patlamisti kaya. Birinci deneme... Ikinci deneme... Ucuncu deneme derken artik bezmistim. Oyle ki Sercan sen git ben kaliyorum abi burada diyesim geldi. Son bir deneme daha derken de sıkışıp kalıyordum iki kaya arasına. Hamle yapacak yer olmadigindan sirtimi arkaya dayayip dizimle karsimdaki kayaya bastirip o sekilde yukselmeyi denedim. Ilk hareket guzel oldu ama ikincisinde sıkışıp kaldim. Sol dizimi yukari atacam ama ne mumkun. Dizim yerinden hareket etmiyor, diger taraftan ayagimi bosa alsam dusecegim kesin. Son bir can havliyle surte surte dizimi cekip yukari attim kendimi.Nispeten duz bir yere ulasmak sevindirici. Ben yukari cikmakla ugrasirken Sercan'da rotaya bakiyordu ki buldu da rotayi. Tam bulundugumuz yerin karsisinda baca tum ihtisamiyla karsimizda duruyordu. Ama ona ulasmadan once onumuzde bacadan daha kotu duran bir gecis vardi. Tam bulundugum noktadan karsiya gecmemiz lazim. Bulundugumuz yerden karsi kayadaki disa bombeli duran kayaya atlayip oradan saga dogru gececegiz. Atlayacagimiz yerde yarim adimlik bir cikintisi olan kayalik. Soyle kafayi saga cevirip asagiya bakinca insan durup dusunuyor haliyle, adimi kacirinca olacaklari. Sercan'la yine yuzyuze geldik, birbirimize bakiyoruz. Hadi ip acalim diyecem demesine de icim elvermiyor. Sirttan cantayi indir, ac, ipi cikar, emniyet kemerlerini cikar, git, hat kur falan bir suru is. Neyse hadi bi deniyelim diye cantadan ipi cikardik. Cikardik cikarmasina da girmeye hic niyet yok. Sercan bi bakalim diye kayanin basina geldi. Bir iki hoopp karsiya gecti. Ehh bu saatten sonra ip acmak olmazdi tabi. Bende tum esyalari tekrardan cantalara bastim. Bagira cagira karsiya gectim. Ilk bolumu bitirmistik, sira son bolume gelmisti. Onumuzde 50 metrelik Vercenik tirmanisinin en teknik etabi olan baca duruyordu. Isin kotu tarafi tum rota islakti, yukaridan su akiyordu. Rotaya baktigimizda cesitli yerlerde sikkelerin, perlonlarin oldugunu gorduk. Zaten cikis icin ip acmamiz gerekiyordu, es kaza birsey oldu mu asagiya dogru oldukca uzun bir yol var; zaten kayalar da islak sudan dolayi. Neyse altta hazir ana emniyet vardi. Once Sercan girdi ipe. Yanimiza uzun bir ip de almamistik. Bu yeter diyerekten kesik iplerden birini almistik. Tek seferde rotanin bitmeyecegi kesindi. O yuzden arada durup emniyet kuracakti. Ben yanina cikacaktim sonra tekrardan boyle devam edecektik. Emniyeti ben aldim. Sercan'da malzemeleri kusandi. Yukaridaki emniyet icin sikkeleri de verdim. Basladik tirmanisa... Tirmanisa baslamasindan 30 saniye sonra sonra bana seslendi: "Murat ben cekici almayi unuttum. Sen gelirken getirirsin." Boylece emniyet kurmak icin aldigi sikkelerin bir anlami kalmadi. Nispeten duz bir yere ciktiktan sonra emniyet aldi. Pesinden ben gittim. Bu arada baca felaket soguktu.Hava da kapatmis. Kayalar buz gibi, yaninda da bir de eriyen karlarin suyu akiyor. Hepten soguk. Biz yazin tirmanis yapiyoruz ya. Havalar sicak olacak ya. Ne eldiven ne bir sey. Eller ciplak, kafa ciplak gidiyoruz. Parmaklarimi yeniden hissetmeye basladigimda Sercan'in yanina coktan cikmistim. Yanina ciktigimda Sercan'in soyledigi sey tipki digerleri gibi pek ic acici degildi: "Murat pursukler bu ipte tutmuyor." Bu da bir baska guzel olan taraf. Madem hicbirsey bir ise yaramiyo bizde hic birsey kullanmayiz diyerekten ipi ve malzemeleri cantaya atip bacanin kalan 30 metresini ipsiz ciktik. Daha sonra 10 dakikalik bir kac etabin ardindan zirvedeydik.

Evet evet. Hic niyetimiz yokken ha donduk hadi donelim derken es kaza cikmistik Vercenik'in zirvesine. Daha onceden ikimizde ayri ayri gercekten zirveye cikmak icin geldigimizde daga rota bulamayip gerisin geri donmustuk. Ama bu sefer hersey yolunda gitmisti. Biraz oturduk zirvede, bir kac sey atistirip bir iki yudum su ictik, defteri yazdik, fotograf cektik, cekildik. Sonraki dusuncemiz yemekti. Zira acliktan oluyoduk. Yemegi zirvede mi yiyelim asagida mi. Bi taraftan hava geliyordu. Eger ki bacada veya yan geciste yagmura yakalanirsak ayvayi o zaman yiyecektik. Asagida yeriz umuduyla hizlica toparlanip donuse gectik.

Artik ikimizde yorulmustuk. Trabzon'dan gece 3'te yola cikmistik. 0'dan 3700 metreye, saat 12:45'de neredeyse ac karnina, yorgun ve uykusuz bir halde cikmistik, donuyorduk. Bu saatten sonra bizi daha fazla yoracak seylerle ugrasamayacagimizdan dua ede ede bacadan asagiya ipsiz indik. Sadece en altta giris etabinin inisinde ip acsak mi diye dusunurken tembellik burada da agir basti ve ip cantada kaldi. Son dualarla beraber basladigimiz yere inmistik. Nispeten rahatlamistik geriye sadece yan gecis kalmisti. Ama oncesinde yapilacak cok daha onemli bir sey vardi! Yemek! . Kalan yarim ekmekle beraber yarim salatalik, 1 domates, zeytin, peynir ve luks olarak da 1 adet sivri biber yedik. Iki yudum su icip toparlandik. Yan gecis icin de ip acmaya niyetimiz yoktu. Sercan gecip bir iki zorladi karsi tarafa gecmek icin ama bu sefer yemedi. Mecburen ip acmak zorunda kaldik. Ip acincada yana gecis yapmak yerine direk asagiya inmenin daha iyi ve hizli olacagini dusunduk. Hazir duvarda cakili olan sikkeden vadiye inip oradanda direkt asagiya donduk.

Bundan sonrasi tam bir eziyetti gole inene kadar. Carsak, tas, kaya... Kayarak, atlayarak, surunerek gecen eziyetli 2 saat. Gol kenarina varinca uzerimize coken bir rahatlama. Hani zaman olsa direkt gole girecegiz. Ancak onun yerine sadece ayaklari cikarip gole sokarak rahatlamakla idare etmek zorundaydik. Gerci ayaklari cikarmak da kotu oldu. Bir agri var diyordum cikarinca farkettim. Sag ve sol ayakta muhtelif yerlerde bol miktarda su toplamis, ezilmis bolge vardi. Eldeki kesikleri saymiyorum, onlara alistim zaten. Golun kenarida yarim saat oturduktan sonra havanin da kararmaya baslamasiyla yaylaya donmek uzere yola ciktik. Hic varamayacakmisiz gibi gelen yaylaya 45 dakika sonra varmistik. Esyalari bagaja atip derhal donuse basladik. 7 kmyi 1.5 saatte gittikten sonra Ortakoy'de mola verip su alip yola devam ettik. Tam zamaninda dagdan kaciyorduk. Zira biz asagiya inerken sis ve yagmur yukari dogru cikmaya baslamisti.

Donus yolculugu ise gidisten cok daha yorucuydu. Bitmek bilmeyen yol. Uykusuz araba kullanmak gercekten hem zormus hem kotuymus. Her ne kadar karanlik cokmeden orman icindeki yoldan cikmak istesek de olmadi maalesef. Bu da tabii hayal olarak bana geri donus yapti. Zira giderken etraftaki agaclari insanlara, yerdeki taslari hayvanlara benzetip durdum. Oyleki zaman zaman Sercan'a surada insan var mi bu gercek mi diye sordugumu bile hatirliyorum. Yol boyunca da yerdeki taslari artik kuslarla o kadar ozdeslestirmisim ki zaman zaman ezilmesinler diye epey saga sola gittim. Bunlar yetmezmis gibi gecigimiz hic bir yol da tanidik gelmiyordu neredeyse. Buradan gectik mi olm bu yola daha onceden hic girmemistik galiba seklindeki sorularla Sercan'in basini epey agrittim. Bir sekilde ana yola indikten sonra rahat edecegimiz dusunurken aynen durum devam ediyordu. Ayni zamanda algi olayi da sifira yaklasmisti. Hayal meyal gidiyorduk. Bi taraftadan da agriyan sag bacak iyiden iyiye rahatsiz ediyordu. Ah vah ederken gece 23:00 sularinda sonunda basladigimiz yere Trabzon'a donmustuk.

Aslinda genel olarak baktigimizda superdi. 1 gunde Vercenik'e cikip donebilmistik. Ustelik yolunda giden hic birsey yokken. Hani insan sansli olacak derler ya... Biz gercekten, her acidan acayip derecede sansliydik. Aksi halde hic de keyifli olacagini dusunmedigimiz seylerle ugrasmak zorunda kalacaktik. Neyse artik simdi bunlari degilde onumuzdeki gunubirlik tirmanislari dusunelim biz.
 

Etiketler
Ynt: Günübirlik Verçenik Zirve Tırmanışlarımız Başlamıştır

trabzonda bu işleri yapan tur firmaları varmı acaba?günübirlik veya birkaç günlük verçenik yada trans kaçkar..
teşekkürler...
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,475
Mesajlar
1,518,498
Kayıtlı Üye Sayımız
172,126
Kaydolan Son Üyemiz
Mev

SON KONULAR



Geri
Üst