Mesaj yazıp yazmamakta çok kararsız kaldım . Bazı bilgiler edinmeye çalışırken siteyi tesadüfen buldum. Öncelikle şu alıntıyı yapmak istedim :
İnsanoğlu hala,eskiden beri bildiğimiz gibi,hala barbar,hala şiddet tutkunu, saldırgan, açgözlü, rekabetçi..
ve inşa ettiği toplum da bu değerler üzerine kurulu.Bu denli hastalıklı bir topluma iyi entegre olmak,
sağlıklı olmanın bir ölçüsü olamaz.”
Jiddu Krishnamurti
Çoğu kimse hayatı boyunca farkında olmadan sistemin kölesi olarak çalışır , bilinçaltında birşeyler ona işlerin yolunda gitmediğini anlatmaktadır . Bu kavram bazı insanlarda bilinçüstüne çıktığında doğaya kaçış olarak tezahür eder. Yaşadığını hissedebileceği yegane alan. Bu alan delirmemek için bize dayanak vazifesi görür. Kendini doğa ile içiçe gören insan aslında kendi gerçekliğini bastırmaktan başka birşey yapmamıştır.
İlk olarak aklımda şehrin biraz dışında kırsal alanda sulak küçük bir arazi almak ve yerleşip kendime yetebileceğim bir hayat sürmek vardı. Çoğunuzun hayal ettiğide bu değil mi ? Kendi adıma bunu gerçekleştirebilmem için sanırım en az 60 yaşına kadar çalışmam gerekebilir Hayat felsefemde parayı biriktirmek gibi bir düşüncenin yeride olmadığına göre sonu gelmeyecek bir hayal gibi göründü. Çok uzatmayacam çünkü gün içinde işten güçten kafayı kaldırıp kendime vakit ayırdığım pek olmuyor. Ne güzel dünya . Bir yazı okudum geçenlerde kısaca şöyleydi : İnsanoğlu başlangıçta avcılık ve toplayıcılık yapıyordu , zamanla bereketli topraklara yerleşip çiftlik kurdu ve etrafını çevirdi , oydu buydu kapitalizm emperyalizm teknoloji vs. bu noktaya geldik ; şimdi diyoruzki emekli olunca çiftliğe yerleşecem kendi yiyeceğimi kendim üretecem. Şahane fikir bencede. Ama bunu yapmak için ort. 60-65 yaşına kadar köle gibi çalışmak niye ? neyin sahibi oldunuzki ? zaten amaç bahçeye çiftliğe yerleşmek ve kendi yiyeceğini yetiştirmekse o zaman neden senelerce başkaları para denen illete sahip olup insanları köleleştirsin diye katkı veriyoruz ? mantığı nerde ? İşte tüm bu düşünceler içinde uzun zamandır araştırma yaparak ve çözüm üretmeye çalışarak kendimi kandırdığımı fark ettim. Sistemden çıkışın yolu yine sistemde sahip olunacak olan paraydı. Sanırım bu herşeye veda edemediğim için kendime uydurduğum bir bahaneydi fark etmem uzun sürmedi. Hayatımı sürdürmek için paraya ihtiyacım yok.
Peki bu kadar yazdın eleştiri koydun kendin bu işin neresindesin derseniz eğer ; Kamp konusunda çok profosyonel olduğumu söyleyemem ama uzun süredir göl kenarlarına çadır kuruyoruz. Resimdende görüldüğü gibi balık avcılığım vardır. Şimdi nihai hedefim yeterince kendimi geliştirdiğime inandığım anda çantamı yüklenip gezgin olarak kaldığım yerden olmak istediğim yerden devam etmek. Hayatı olması gerektiği gibi yaşamak. Sanırım konar göçer bir hayatla gezginlik arasında gidip geliyorum. Yola koyulursam belki birgün gittiğim yerlerden birine yerleşebilirimde. İşte bu belirsizliğe tav oldum ben , yarının ne getireceğini önceden planlamaktan sizde bıkmadınızmı ? Geleceğin için endişe edip dururken bugünü kaçırdığının ne zaman farkına varacaksın insanoğlu ?
Diyeceğim o ki bu yaz farklı bir deneyim yaşamaya karar verdim , daha önce gitmediğim AZMAK merkez olmak üzere 2 haftalık bir keşif gezisi düşünüyorum . Aslında bir yol güzergahı ve uğranacak yerler listesi çıkarmıştım ama gerek araç yokluğu gerekse plansız yola çıkmanın cazibesi beni direk AZMAK' a gidip ordan keşfederek gezme düşüncesine yöneltti.
Bu arada Konya'da ikamet ediyorum. Çıkış tarihim net belli değil kimseyede bağlı değilim. Bayramın başlangıcıyla birlikte her tarihte gidebilirim. Sırt çantamda olta takımım, çadırım, sandalyem ,uyku tulumum ve diğer ufak tefek lazım olabilecek eşyalarım olacak . bu yolculuğa beraber çıkmak isteyebilecek ve dostluk yarenlik edebileceğim arkadaş veya arkadaşlarlada tanışıp beraber yola koyulmak isterim(bay bayan farketmez.). güzergahı veya planı olan kişilerede uyabilirim. Okuduğunuz için teşekkür ederim.