Gezilerimizden Trajikomik Anılar

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan Akdeniz45 Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 65
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 10,410

Etiketler
1985 yılında, Ҫakraz’da tanıṣtığımız Hollandalı aileyle Sinop yakınlarında bir kampingteyiz. Kampingte bizden baṣka karavancı yok. Hollandalı arkadaṣın Yunanistan ve Türkiye’de yolda bulduğu iki kedisi var. Kediler sokak kedisi olduğu iҫin devamı ҫevreyi geziyorlar. O zamanlar kampinglerde ne ҫadırda ne de karavanlarda buzdolabı vardı. Geceleri yemekler, özelllikle balıklar serin olan yerlerde asılıydı. Her sabah kediler balıklarımızı yediler diye Hollandalıya gelener olurdu, anlaṣamayınca da ben tecümanlık yapardım.

Birgün günlük alıṣveriṣ iҫin Sinop’a giderken Hollandalı arkadaṣ kedileri iҫin et spariṣ verdi. „Kasaptaki en iyi eti al“, dedi. Kasap en iyi etten bir kiloyu ҫok özen göstererek hazırlarken, kasaba gerek yok et kediler iҫin diyemedim. Aklımdan geҫenleri ama hiҫ unutmam.

Yakında bir baṣka anıyı anlatacağım.
 
Son düzenleme:

Sanirim 2014 ya da 2015 yaziydi. İnbükü'de kamp yapiyorduk. Genel olarak guzel bir kitle olsa da arada tuhaf insanlar gozlemliyorduk. Bu tuhaf insanlardan birkaçı denizde biraz ilerimizde yuzuyorlardi. Az acikta da demirlemis Alman bayrakli yelkenli bir tekne vardi. Yanimizdaki aile Alman bayragini ve teknenin uzerinde dolasan Almanlari gorunce "Hay Hitler, Haay Hitleer!" (Heil Hitler manasinda) diyerek el sallayarak bagirmaya basladilar yuzlerinde memnun bir gulumsemeyle. (Sanirim Turkiye de Yahudilere uyguladigi soykirim yuzunden Hitler'e hayranlik besleyen hasta bir kesim mevcut ve bu aile de onlardan biriydi" Teknedeki Almanlardan biri canı epey sıkılmış sekilde "No, Noo! No Hitler!" diye bagiriyordu. Aile de buna karsilik hala "Yes, Yes Hitler" diyerek gulumsuyorlardi. Bunun karsisinda yelkenli demir aldi ve koydan hizla uzaklastilar. Aile de ne oldugunu anlayamadi ve hala el sallamaya devam ediyorlardi. Baskasinin adina cok utandigim anlardan biriydi ama bir yandan da ailenin cehaleti ve Almanlar'in dehsete dusmus bir sekilde kacmasi trajikomik bir deneyimdi.
 

2014 yılıı nisan ayında eşimle birlikte venediğe geçtik.Vapur(vaporetto) için bilet almak istediğimizde uzun kuyruk vardı.
Bu sırada yanımıza yaklaşan biri ingilizce olarak "elimde fazladan 2 bilet var. Size 15 euroya vereyim boşuna sırada beklemeyin" dedi.
Aklıma italyanların bizdeki gibi karaborsacısı olacağını düşünerek eşime Türkçe olarak "sen beklet onu fiyatlarına bakayımda durduk yerde kazıklanmayalım" dediğimde, bize bilete satmak isteyen kişi birden Türkçe olarak "abi siz Türkmüsünüz ? " diye sorunca karşılıklı kısa süreli bir şaşkınlık yaşadık. Kendisi aslen adanalıymış ve Çekyada yaşıyormuş.

Neyse bilet fiyatları aynıydı. O arkadaş ve onunla birlikte gezen 4 çek vatandaşı ile birlikte venedikte dolaştık.
Daha öncede Venediğe geldikleri için onlar sayeseninde labirent gibi sokaklarından kaybolmadan dolaştık ve güzel bir restorada lezzetli yemeklerimizi yedik.
Bizim için güzel bir tesadüf ve anı oldu.
 
Son düzenleme:




Ben de karavanımla turlarken afyon da bir kaplıca da mola verdim.Kaplıcaya girip çıktıktan sonra vatandaşın birinin karşımda ki bir bank da oturup beni takip ettiğini fark ettim ama önemsemedim.Ben çayımı demleyip kahvaltı türü bir şeyler hazırlarken beni takip eden bu vatandaş,sabrı tükenmiş bir şekil de yanıma gelip ,ne zaman açacaksınız diye sordu.Meğerse adam beni köfteci sanıyormuş:smiley:
 

merhaba dostlar emekli olduktan sonra memleketim çanakkale ye yerleştim eceabat tarafında gökçeada gemilerinin kalkış yerinde güzel bir orman kampı olduğunu piknik alanı olduğunu biliyordum ancak buraya hep gemi ile karşıya geçmek durumunda olmamız sebebi ile ve hafta sonları genelde aksi istikamet olan asos tarafında çadır kamp yapmamız sebebi ile bu alanı hep erteliyorduk 15 temmuz tatili olunca perşembe günü günü birlik buraya geçelim dedik yanımıza malzemelerimizi aldık eşimle karşıya geçmek için gemi ye geldik aa birde baktık hiç gemi kuyruğu yok hemde gemi hiç dolmadan bizi karşıya geçirmeye başladı çok mutlu oldum kendimi şanslı hissettim ancak eceabat tarafı gözükünce anladım sevincim kursağımda kaldı karşı taraf hep işgal edilmiş tüm istanbullular yola revan olmuş gemi bekliyor karşıda 10 km sonra piknik alanına kadar yol kenarı istanbullu arabaları sıra olmuş gemi bekliyor o gün deniz boğazımda kaldı hiç tadı çıkmadı hep akşamı düşündüm saat:17.00 da toplandık birde anayola çıktık ki araba kuyruğu sonu nerdeyse geliboluya kadar gelmiş jandarma bizi sıranın en gerisine gönderdi o gün gece 24.00 gibi karşıya geçtik
 

.
Mehmet bey aman sakın köprüyü dört gözle bekliyorum falan demeyin, yoksa hemen zılgıtı yersiniz..😊
Ben de sizinki gibi trajik olmayan bir anımdan bahsedeyim.
Başlığa tam uygun olmasa da belki ilginç bulanı olurdu ?

Bundan altı yedi sene kadar evvel bir yaz Yunanistan Dedeağaç’daki kampingde ebeveynlerine özenerek T2 Vosvos ile uzak doğuya doğru yola çıkan iki Alman genciyle ahpap olmuş ve emekli olarak kışları birkaç ayı uzak doğuda geçirdiğimizden iletişim bilgilerimizi değiş tokuş etmiştik.

Bu çift Rusya, Moğolistan ve Çin üzerinden o kış bizim de bulunduğumuz Tayland’a ulaştıklarında araçlarını ülkeye geçiremediklerinden Bangkok’tan 350 km uzakta kaldığımız yere bisikletleriyle bizi ziyarete geldiler.
Daha sonra Avustralya’dan Yeni Zelanda’ya geçip, orada aldıkları külüstür bir aracı birkaç günde (!) karavana (?) çevirip yollarına devam etmişlerdi.

T2 de portatif tuvaletleri bile olmadığı gibi, Gelibolu’da nereden piknik tüpü alabileceklerini tarif etmiştim. Hatta önerdiğim offline da çalışan Maps.me Moğolistan’da çok işlerine yaramış.

Bu anı da karavanlarını düzmek için saçını başını yolanlara armağan olsun.. 😊
 
Son düzenleme:

merhaba ORDU ilinde çalışırken bir kez zorunlu olarak bizi HAZİRAN ayının 14 ünde izne ayırdılar haziran ayında çanakkale ve kuzey egede deniz soğuk olabiliyor hiç de memnun olmadan mecburen ayrıldık ilk önce biraz Antalya sonra çanakkale ye gelecektik ancak ORDU Hep yağışlı ve soğuktu ANKARA ya kadar hep soğuk ve yağışlı idi benim umudum iyice kalmadı ankara dan konya sonrasında toroslar derken hava git gide soğuk ve yağmur devam stres tavan derken toroslara tırmanışta bir delikanlı mısır kaynatıp satıyordu durduk mısır aldık 2 muhabbet yaptık benim aklım havada hani 1 2 gündür mü böyle hava açarmı vs delikanlı üzerinde gocuk benzeri bir şey ağbi buraları böyle serindir dedi ben kalacağımız oteli aradım resepsiyondaki arkadaş günlük güneşlik dedi ben içimden hadi bizi kaçırmamak için mi söylüyor acabalarım devam etti eşim oğlan herkes tedirgin neyse toroslara tırmandık aşağı antalya ya inmeye başladık ki işte o zaman yurdumuzun güzelliklerini bir kez daha anladım pırıl pırıl bir hava mis gibi güneş yurdumuzun dört köşesi ayrı güzel hoş bir tatil yaptık
 

Bir keresinde motosikletimle İzmir'den Denizli Pamukkale'ye kampa giderken yolda lastiğim patladı. Ne yapacağım diye düşünüp dururken sanki allah göndermiş gibi Salihli motosiklet kulübü'nden bir arkadaş geldi. Hemen başkanı ve ustasını aradık. Usta motoruyla gelip sorunu çözdü. Biraz paramı da almıştı ama sonuçta sıkıntım çözülmüştü. Kul sıkışmazsa hızır yetişmezmiş. Sıkınşınca bir yardım sanki allah tarafından gelir gibi geliyor bazen...
 



....... Kul sıkışmazsa hızır yetişmezmiş. Sıkınşınca bir yardım sanki allah tarafından gelir gibi geliyor bazen...

Buna inanırım.Kalbinden art niyetli olmayan bir şey çok istersen bir şekilde Allah tarafından gerçekleşiyor yada oluyor.

Uzun yıllar önce istanbuldan antalya ya otobüsle seyahat etmek için Ulusoydan bilet aldım.O zamanlarda ulusoy ve varan daha pahalı ve kaliteli hizmet veriyordular.
Araç yola çıktı ,saatler sonra benim tuvalet ihtiyacım doğdu
Oldukca sıkıştım ......bari bir istasyonda yada tesiste dursada işimi halletsem diye sıkıntılı şekilde bekliyorum.

Zaman geçtikce dayanılmaz hale gelince, muavin için çağrı ışığını yaktım , geldiğinde durumu anlattığımda bana " ilk kez mi biniyorsun bu araclara" dedi. Hadi gene iyisin bu araclarda wc var git işini hallet dedi ve yerini tarif etti.

O andaki rahatlığımı ve aldığım keyfi ,üniversiteden mezun olurken almamıştım.
Ulusoy o andan itibaren tek tercih ettiğim firma olmuştu.

WC yi yanında taşımak kadar büyük keyif ve güven duygusu olamaz.
Karavanlarda banyo şart değilde wc mutlaka olmalı.
 
Son düzenleme:

2011 senesi Ağbimle beraber '' Koşar Adım Karadeniz turu'' yaptığımız zamanlar,
Uzungöl'deyiz böyle biraz yüksek bir noktadan ibiş koltuklarına yayılmış göl manzarasını seyrediyoruz,
keyfimiz süper,
seyrederken uykuya dalmış gitmişim,
ne kadar zaman sonra uyandım bilemiyorum ama her yerim tutulmuş, sandalyeden zor kalktım yürüyemiyorum, resmen buz kesmişim haberim olmadan, ağbime baktım oda aynı durumda uyuya kalmışız, yaylanın serinliğini hesaba katmadığımız için kitlenip kaldık, karavana zor attık kendimizi, çay demleyip biraz kendimize geldik dedik ama ben gece kusma-ishal sabahı ettim, ağbimde bir şey yok Allahtan.
Bu anlardan hatırladığım en iyi şey sabahlarken
'' ulen iyiki banyo tuvaleti yapmışsın yoksa sen seyreyle rezillikleri'' diye söylenmem kendimi takdir etmem:p:p
 

yıllar önce asosta çadır kamp yapıyorduk her akşam bir delikanlı sanırım o civarda bir köyde kalıyor muş muntazam saat:21.00 gibi balık adam elbisesi ile geliyor zıpkın ile dalıyor ve bir müddet sonra denizden çıkıyor kamp sahibi ile konuşuyor tuttuğu çıpraları gösteriyordu kimisi satın alıyordu o zaman piyasadan 5-10 TL kg sını fazlaya satıyordu bende aldım hatta bizimkiler ile yedik iyi idi gayet lezzetli yada bize iyi gelmişti bu görsel neyse ertesi yıl ben yine aynı yerde kamp yapıyorum kamp sahibine sordum ağbi geçen sene zıpkınla balık tutan bir arkadaş vardı buralarda mı balık alsaydık dedim kamp sahibi bana dediki ya boş ver o üç kağıtçıyı o migrostan çiftlik çupralarını alıyor bir iki ok atıyor sağına soluna sonra denizde yakalamış gibi satıyormuş dedi tabii biraz bozuldum ama o geçen sene yediğim çupranın tadını hala alamadım demek çok inanmışım o arkadaşa
 

Benim anılarım daha çok beynin koşullanması ile ilgili, örneğin " bu taksici bizi çok gezdiyor, pusulam fırıl fırıl dönüyor " ( navigasyon olmadığı dönemlerde saate takılı pusula ile gezerdim) dediğim taksicinin Almanya'da Türk çıkması, ya da Ürdün'de sabah arapça dua sesi ile uyandığımızda , ne güzel Kuran okuyorlar dememiz üzerine sesin Kilise'den geldiğini anlamamız...
Bir keresinde Bolu Gölcük'e gitmiştik. Hava bir karardı, sanki savaş alanı gibi herkes silahını ateşlemişti. Pılı pırtıyı toplayıp Poyrazlara kaçmıştık.
 
Son düzenleme:




Desenize, sizinki plasebo çupraymış..😋
valla beyin hem taze hemde doğal şartlanıp tad duygumu etkilemiş demek iyi geldiydi belkide bizim yediğimiz gerçek çupraydı demek isterdim o olaydan sonra o bölgedeki tüm balıkçıları mercek altına aldım 1 hiç zıpkınla vuran görmedim 2 olta ile tutanlardada çıpraya rastlayamadım :smiley:
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,662
Mesajlar
1,521,807
Kayıtlı Üye Sayımız
166,519
Kaydolan Son Üyemiz
cagatayuysal

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst