Gezilerimizden Trajikomik Anılar

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan Akdeniz45 Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 65
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 10,411
1985 yılındaki Karadeniz gezimizdeki anılara devam edeyim.

Sinop’ta Hollandalı dostlarımızdan ayrıldık. Biz Samsun, Sivas, üzerinden Akdenize gittik, Hollandalı dostlarımızda Karadenizi gezmeye devam ettiller.

O zaman Samsunda bir Karayolları kampı vardı ve bizde orada gecelemye karar verdik.

Kapıcı pasaportlarımıza baktı. Eṣimle ҫocuklarımızın Alman benimde Türk pasaportum olması durumu karıṣtırdı. Kapıcı bizi kampın yabancılar bölümünemi yoksa Türklerin kaldığı bölümemi göndermesi konusunda bir türlü karar veremiyordu. Bir süre benimle konuṣtuktan sonra telefonla ṣefini aradı ve ona durumu anlattı. Ṣef bizi yabancıların olduğu bölüme gönderdi.

Yabancılar bölümünde karṣılaṣtığım bir durumu daha önce anlatmıṣtım.
 

Etiketler
merhaba dostlar size bir anımı daha paylaşayım hafta sonuna güzel girelim her ne kadar emekli olsam da benim oğlan halen üniversitede okuduğu için destek vermek üzere çalışmaya devam ediyorum çalıştığım işyerinde bahçede mizansen olsun diye 4-5 tane ördek aldık tüm gün bahçede dolaşıyorlar havuz var içine giriyorlar misafirlerimiz içinde değişik bir atmosfer yaratıyorlardı. İşyerinde bir abimiz vardı çorumlu kendisi hem bahçe ile ilgileniyor hemde bu ördekler ile yemlerini veriyordu.Her sabah ördekler ile konuşuyor onları yumurtlamaları işe yaramaları her yeri kaka ile doldurmalarının bir karşılığı olması gerektiği konusunda yönlendiriyordu , ördeklerde sanki ona cevap veriyor gibi bir durum vardı bizede hayvan bakımı ile ilgili üstten üstten bilgi yağmuruna tutuyordu.Aynı yerde çalışan bir arkadaşımızın dikkatini çekmiş bizim çorumlu ağbi nin ördekler ile arkadaşlığı mutfaktan 2 adet yumurta almış kimse gelmeden ördeklerin yuvasına koymuş yumurtaları, neyse çorumlu ağbi sabah kontrollerine gitti ördeklerin kapısını açıp yem veriyor bir sevinç çığlıkları atmaya başladı biz yanına gittik gördünüz mü bak yumurtlamışlar dedi bana döndü müdürüm bunlar benim kusura bakma dedi bende tamam ağbi ayıp ettin dedim bu yumurtaları aldı sağa sola döndürünce üzerinde yumurtanın üretildiği tarih damgasını görünce çiftlik yumurtası olduğunu anladı yüzü allak bullak oldu nasıl üzüldü anlatamam bu kadar üzüleceğini bilsek yapmazdık sonra beraber güldük ama o bize biraz kızdı sanırım aklıma geldi paylaşayım dedim sağlıkla kalın yüzünüz hep gülsün dostlar
 

2015 yılında oğlumla birlikte yaptığımız Norveç turunun 25. günü sogne fiyordun karşı tarafına geçmek için feribota binme sırası bize geldiğinde aracımız marş basmasına rağmen çalışmadı karavanı biraz kenara itip önce sigortaları sonra röleleri kontrol ettik ama nafile.istanbuldan görüştüğümüz bir kaç ustadan aldığımız direktifle araç kendini resetlesin diye akünün kutup başlarını söküp bir gece bekledik yine sonuç alamadık
Mazot pompasına bakın dediler onu da yaptık olmadı.kontağı açtığınızda yanan ikaz lambalarının hepsi sönüyor sadece kilit işareti olan sönmüyordu ikinci gün bir çekici bulduk önce 600 euroyu kredi kartından çekti sonra karavanı çekiciye yükledi ve bizi 70 km uzaklıktaki Forde şehrinin beş km dışında bir göl kenarındaki fiat servisine götürdü.Serviste ki ustalar aracı bilgisayara bağlayıp iki gün uğraştılar fakat arızayı bulamadılar,akşam saat dört olunca karavanı bahçeye itiyor sabah servistekiler gelince içeri alıyorduk,ustaya arızanın aracın beyninde olduğunu söylüyoruz fakat bizi dinlemiyor önce yüz taneden fazla kabloyu,sırasıyla röleleri ondan sonra beyini kontrol edeceğiz diyor.belirsizlik bizi yavaş yavaş karamsarlığa sürüklüyordu,hafta sonu geldi karavan arızalanı beş gün olmuştu,biz servisin bahçesinde zorunlu kampa devam ediyorduk.Şansımıza servisin tuvaletini ve internetini kullanabiliyorduk,Norveç’in fiyortlarında araç arızasından yolda kaldığımızı facebookta paylaşınca gezenbilirden Nermin ve Ferhat şirin dostlarımız sağolsunlar bize maltepedeki tamirci hakan ustanın telefonunu verip aramamızı söylediler,ustaya durumu anlatınca büyük ihtimalle aracın beyninde bir arıza olduğunu ve beyinci yusuf ustayı aramamızı tavsiye etti.Yolda kaldığımızın beşinci günü olmuştu moralimiz sıfırdı pazar akşamı olmasına rağmen yusuf ustayı arayıp durumu anlattık.Usta kontağı açtığımızda gösterge tablosunu videoya çekip kendisine göndermemizi istedi,aracın modelini falan sordu daha sonra bize bir araç beyin şemasının fotoğrafını gönderdi ve Yusuf ustanın telefon talimatlarıyla beynin kapağını söktük,tv kartı gibi bir şey çıktı üstünde röleler vardı hepsini çıkardım bir kablonun ucuna taktığım ampulu kontrol kalemi gibi kullanıp beynin elektrik olması gereken yerleri kontrol ettim her şey normal görünüyordu soketlerin ayaklarını temizleyip taktım.Yusuf usta marşa basmamızı söyledi oğlum emre direksiyona geçip marşa bastı aman Allahım motor çalışıyordu biz sevinçten ne yapacağımız şaşırmıştık,beş gündür bizi perişan eden servisin bile yapamadığı arızayı kendiniz yapmıştık.Tekrar stop ettik yine çalıştı,Yusuf ustaya teşekkür edip hemen toparlanmaya başladık,ertesi gün pazartesi olduğunda servistekiler gelirse yapamadıkları iş için bize hesap çıkarırlar diye gece onbirde oradan ayrıldık.Nortcap’a gitmekten vazgeçip Türkiye’ye doğru yola çıktık ve hiç durmadan bin km yol yaptık.Yusuf ustanın dediğine göre aracın beynindeki soketler oksitlenmiş veya sıcak soğuk farkından dolayı nem yapmış.Türkiye'ye geldiğimizin ertesi gün ilk işimiz kocaman bir alman çikolatasıyla birlikte Yusuf ustaya teşekkür ziyareti oldu.Bize yardımcı olan Nermin ve Ferhat Şirin’e de minnet borçluyuz,Norveç’in Forde şehrindeki servisin ustaları pazartesi işe geldiklerinde bizi bulamayınca nasıl gittiğimizi merak edip güvenlik kameralarından olanları izleyince surat ifadelerini hala merak ederim.
 

2015 yılında oğlumla birlikte yaptığımız Norveç turunun 25. günü sogne fiyordun karşı tarafına geçmek için feribota binme sırası bize geldiğinde aracımız marş basmasına rağmen çalışmadı karavanı biraz kenara itip önce sigortaları sonra röleleri kontrol ettik ama nafile.istanbuldan görüştüğümüz bir kaç ustadan aldığımız direktifle araç kendini resetlesin diye akünün kutup başlarını söküp bir gece bekledik yine sonuç alamadık
Mazot pompasına bakın dediler onu da yaptık olmadı.kontağı açtığınızda yanan ikaz lambalarının hepsi sönüyor sadece kilit işareti olan sönmüyordu ikinci gün bir çekici bulduk önce 600 euroyu kredi kartından çekti sonra karavanı çekiciye yükledi ve bizi 70 km uzaklıktaki Forde şehrinin beş km dışında bir göl kenarındaki fiat servisine götürdü.Serviste ki ustalar aracı bilgisayara bağlayıp iki gün uğraştılar fakat arızayı bulamadılar,akşam saat dört olunca karavanı bahçeye itiyor sabah servistekiler gelince içeri alıyorduk,ustaya arızanın aracın beyninde olduğunu söylüyoruz fakat bizi dinlemiyor önce yüz taneden fazla kabloyu,sırasıyla röleleri ondan sonra beyini kontrol edeceğiz diyor.belirsizlik bizi yavaş yavaş karamsarlığa sürüklüyordu,hafta sonu geldi karavan arızalanı beş gün olmuştu,biz servisin bahçesinde zorunlu kampa devam ediyorduk.Şansımıza servisin tuvaletini ve internetini kullanabiliyorduk,Norveç’in fiyortlarında araç arızasından yolda kaldığımızı facebookta paylaşınca gezenbilirden Nermin ve Ferhat şirin dostlarımız sağolsunlar bize maltepedeki tamirci hakan ustanın telefonunu verip aramamızı söylediler,ustaya durumu anlatınca büyük ihtimalle aracın beyninde bir arıza olduğunu ve beyinci yusuf ustayı aramamızı tavsiye etti.Yolda kaldığımızın beşinci günü olmuştu moralimiz sıfırdı pazar akşamı olmasına rağmen yusuf ustayı arayıp durumu anlattık.Usta kontağı açtığımızda gösterge tablosunu videoya çekip kendisine göndermemizi istedi,aracın modelini falan sordu daha sonra bize bir araç beyin şemasının fotoğrafını gönderdi ve Yusuf ustanın telefon talimatlarıyla beynin kapağını söktük,tv kartı gibi bir şey çıktı üstünde röleler vardı hepsini çıkardım bir kablonun ucuna taktığım ampulu kontrol kalemi gibi kullanıp beynin elektrik olması gereken yerleri kontrol ettim her şey normal görünüyordu soketlerin ayaklarını temizleyip taktım.Yusuf usta marşa basmamızı söyledi oğlum emre direksiyona geçip marşa bastı aman Allahım motor çalışıyordu biz sevinçten ne yapacağımız şaşırmıştık,beş gündür bizi perişan eden servisin bile yapamadığı arızayı kendiniz yapmıştık.Tekrar stop ettik yine çalıştı,Yusuf ustaya teşekkür edip hemen toparlanmaya başladık,ertesi gün pazartesi olduğunda servistekiler gelirse yapamadıkları iş için bize hesap çıkarırlar diye gece onbirde oradan ayrıldık.Nortcap’a gitmekten vazgeçip Türkiye’ye doğru yola çıktık ve hiç durmadan bin km yol yaptık.Yusuf ustanın dediğine göre aracın beynindeki soketler oksitlenmiş veya sıcak soğuk farkından dolayı nem yapmış.Türkiye'ye geldiğimizin ertesi gün ilk işimiz kocaman bir alman çikolatasıyla birlikte Yusuf ustaya teşekkür ziyareti oldu.Bize yardımcı olan Nermin ve Ferhat Şirin’e de minnet borçluyuz,Norveç’in Forde şehrindeki servisin ustaları pazartesi işe geldiklerinde bizi bulamayınca nasıl gittiğimizi merak edip güvenlik kameralarından olanları izleyince surat ifadelerini hala merak ederim.

Iskandinavya’da aracın arıza yapması büyük sorun. Forde ṣehrindeki fiat servisi „Norveҫ’te 50 yıl önce aҫılan en tecrübeli Fiat servisiyiz“ diyor.:sweatsmile:

Birinci Linki aҫıp aṣağıya doğru giderseniz ustaların resimlerini görebilirsiniz..

Bilforhandler - AS Autoservice



Google Maps
 

Iskandinavya’da aracın arıza yapması büyük sorun. Forde ṣehrindeki fiat servisi „Norveҫ’te 50 yıl önce aҫılan en tecrübeli Fiat servisiyiz“ diyor.:sweatsmile:

Birinci Linki aҫıp aṣağıya doğru giderseniz ustaların resimlerini görebilirsiniz

Bilforhandler - AS Autoservice



Google Maps
Servis şehirden beş km uzakta çok güzel bir gölün kenarındaydı,keşke oralara bir daha gitebilsem,kafası çalışmayan ustayı fotoğrafından tanıdım,bizim olaydan sonra patronu işten çıkarmamış:(

09D029FC-3F52-4270-B9B3-6EA4638ADCF9.jpg
 




Servis şehirden beş km uzakta çok güzel bir gölün kenarındaydı,keşke oralara bir daha gitebilsem,kafası çalışmayan ustayı fotoğrafından tanıdım,bizim olaydan sonra patronu işten çıkarmamış:(

Forde ṣehrinden 2011 ve 2017 yıllarında iki defa geҫtim. 2017 yılında, ṣehrin güneyindeki ҫok güzel bir yerde geceledik.

Google Maps

Burada ҫektiğim bu resim ҫok hoṣuma gider.
SAM_1115.JPG


Ҫevre ҫok güzeldi.
SAM_1093.JPG

SAM_1100.JPG


Yolunuz tekrar o tarafa düṣerse burada geceleyebilirsiniz.

Bugün Bavyera televizyonunda Norveҫ’le ilgili bu belgesel film vardı.

Norwegen - Zwischen Fjorden und Fjells
 

Forde ṣehrinden 2011 ve 2017 yıllarında iki defa geҫtim. 2017 yılında, ṣehrin güneyindeki ҫok güzel bir yerde geceledik.

Google Maps

Burada ҫektiğim bu resim ҫok hoṣuma gider.
Ekli dosyayı görüntüle 638411

Ҫevre ҫok güzeldi.
Ekli dosyayı görüntüle 638412
Ekli dosyayı görüntüle 638413

Yolunuz tekrar o tarafa düṣerse burada geceleyebilirsiniz.

Bugün Bavyera televizyonunda Norveҫ’le ilgili bu belgesel film vardı.

Norwegen - Zwischen Fjorden und Fjells

Forumda sudaki yansımalar diye bir başlık vardı. İlk resim tam oraya göre imiş.
 

Forde ṣehrinden 2011 ve 2017 yıllarında iki defa geҫtim. 2017 yılında, ṣehrin güneyindeki ҫok güzel bir yerde geceledik.

Google Maps

Burada ҫektiğim bu resim ҫok hoṣuma gider.
Ekli dosyayı görüntüle 638411

Ҫevre ҫok güzeldi.
Ekli dosyayı görüntüle 638412
Ekli dosyayı görüntüle 638413

Yolunuz tekrar o tarafa düṣerse burada geceleyebilirsiniz.

Bugün Bavyera televizyonunda Norveҫ’le ilgili bu belgesel film vardı.

Norwegen - Zwischen Fjorden und Fjells
Resimler çok güzel. Tebrikler...
 

Forde ṣehrinden 2011 ve 2017 yıllarında iki defa geҫtim. 2017 yılında, ṣehrin güneyindeki ҫok güzel bir yerde geceledik.

Google Maps

Burada ҫektiğim bu resim ҫok hoṣuma gider.
Ekli dosyayı görüntüle 638411

Ҫevre ҫok güzeldi.
Ekli dosyayı görüntüle 638412
Ekli dosyayı görüntüle 638413

Yolunuz tekrar o tarafa düṣerse burada geceleyebilirsiniz.

Bugün Bavyera televizyonunda Norveҫ’le ilgili bu belgesel film vardı.

Norwegen - Zwischen Fjorden und Fjells
Fotoğraflarınız gerçekten çok güzel.Elinize gözünüze sağlık.
 




2015 yılında oğlumla birlikte yaptığımız Norveç turunun 25. günü sogne fiyordun karşı tarafına geçmek için feribota binme sırası bize geldiğinde aracımız marş basmasına rağmen çalışmadı karavanı biraz kenara itip önce sigortaları sonra röleleri kontrol ettik ama nafile.istanbuldan görüştüğümüz bir kaç ustadan aldığımız direktifle araç kendini resetlesin diye akünün kutup başlarını söküp bir gece bekledik yine sonuç alamadık
Mazot pompasına bakın dediler onu da yaptık olmadı.kontağı açtığınızda yanan ikaz lambalarının hepsi sönüyor sadece kilit işareti olan sönmüyordu ikinci gün bir çekici bulduk önce 600 euroyu kredi kartından çekti sonra karavanı çekiciye yükledi ve bizi 70 km uzaklıktaki Forde şehrinin beş km dışında bir göl kenarındaki fiat servisine götürdü.Serviste ki ustalar aracı bilgisayara bağlayıp iki gün uğraştılar fakat arızayı bulamadılar,akşam saat dört olunca karavanı bahçeye itiyor sabah servistekiler gelince içeri alıyorduk,ustaya arızanın aracın beyninde olduğunu söylüyoruz fakat bizi dinlemiyor önce yüz taneden fazla kabloyu,sırasıyla röleleri ondan sonra beyini kontrol edeceğiz diyor.belirsizlik bizi yavaş yavaş karamsarlığa sürüklüyordu,hafta sonu geldi karavan arızalanı beş gün olmuştu,biz servisin bahçesinde zorunlu kampa devam ediyorduk.Şansımıza servisin tuvaletini ve internetini kullanabiliyorduk,Norveç’in fiyortlarında araç arızasından yolda kaldığımızı facebookta paylaşınca gezenbilirden Nermin ve Ferhat şirin dostlarımız sağolsunlar bize maltepedeki tamirci hakan ustanın telefonunu verip aramamızı söylediler,ustaya durumu anlatınca büyük ihtimalle aracın beyninde bir arıza olduğunu ve beyinci yusuf ustayı aramamızı tavsiye etti.Yolda kaldığımızın beşinci günü olmuştu moralimiz sıfırdı pazar akşamı olmasına rağmen yusuf ustayı arayıp durumu anlattık.Usta kontağı açtığımızda gösterge tablosunu videoya çekip kendisine göndermemizi istedi,aracın modelini falan sordu daha sonra bize bir araç beyin şemasının fotoğrafını gönderdi ve Yusuf ustanın telefon talimatlarıyla beynin kapağını söktük,tv kartı gibi bir şey çıktı üstünde röleler vardı hepsini çıkardım bir kablonun ucuna taktığım ampulu kontrol kalemi gibi kullanıp beynin elektrik olması gereken yerleri kontrol ettim her şey normal görünüyordu soketlerin ayaklarını temizleyip taktım.Yusuf usta marşa basmamızı söyledi oğlum emre direksiyona geçip marşa bastı aman Allahım motor çalışıyordu biz sevinçten ne yapacağımız şaşırmıştık,beş gündür bizi perişan eden servisin bile yapamadığı arızayı kendiniz yapmıştık.Tekrar stop ettik yine çalıştı,Yusuf ustaya teşekkür edip hemen toparlanmaya başladık,ertesi gün pazartesi olduğunda servistekiler gelirse yapamadıkları iş için bize hesap çıkarırlar diye gece onbirde oradan ayrıldık.Nortcap’a gitmekten vazgeçip Türkiye’ye doğru yola çıktık ve hiç durmadan bin km yol yaptık.Yusuf ustanın dediğine göre aracın beynindeki soketler oksitlenmiş veya sıcak soğuk farkından dolayı nem yapmış.Türkiye'ye geldiğimizin ertesi gün ilk işimiz kocaman bir alman çikolatasıyla birlikte Yusuf ustaya teşekkür ziyareti oldu.Bize yardımcı olan Nermin ve Ferhat Şirin’e de minnet borçluyuz,Norveç’in Forde şehrindeki servisin ustaları pazartesi işe geldiklerinde bizi bulamayınca nasıl gittiğimizi merak edip güvenlik kameralarından olanları izleyince surat ifadelerini hala merak ederim.
Avrupada ki ustalar bilgisayar icat olduktan sonra düşünmeyi bırakmışlar.Arızayı bilgisayar söylesin onlar parçayı değiştirsin o kadar.Youtube da gezilerini takip ettiğim çaylak ihtiyarlar amerika da halen karavanlarını tamir ettirmeye uğraşıyorlar.
 

Avrupada ki ustalar bilgisayar icat olduktan sonra düşünmeyi bırakmışlar.Arızayı bilgisayar söylesin onlar parçayı değiştirsin o kadar.Youtube da gezilerini takip ettiğim çaylak ihtiyarlar amerika da halen karavanlarını tamir ettirmeye uğraşıyorlar.

Ҫok doğru bir tespit
 

Bayadır bir şeyler yazmıyorum foruma, biraz parmak egzersizi olsun.

İlk karavanım olan Erba 5.25'i 2018 yılının sonlarında almıştım. Ben diyeyim vakit bulamamak siz deyin cesaret edememek olsun ilk gezimiz 2019'un haziran başını buldu. Acemilikten olsa gerek karavanımızda gerekli gereksiz bir sürü donanım var. Mobil klimadan güneş paneline 200AH aküden ısıtıcısına, televizyonundan uydusuna kadar. Karavanın yürür ağırlığı 1800 kilo civarında, çekici araç ise 2000 kilo civarlarında 2.0'lık benzinli 4x4 suzuki grand vitara.

Araç uzatma aynalarımızı taktık, Karavanın durduğu kamptan 2 babayiğit bir de ben ancak ittirebildik ki 2 tonluk karavanı çeki demirine bağlayabilelim. Çoluk çocuk arabaya doluştuk. Google Maps'den hedefi seçtik. İstikamet Çanakkale Kum Kamp. Hesaplarımıza göre 5-6 saat sonra orada olmalıyız.

Kullananlar bilir. Hayatında ilk kez karavan çekiyorsanız aracınız size yabancı gelir. Arkadan sizi çeken ve bazen iten çok ağır yürüyen bir şeyin varlığı garipsenir. Ömerli'den kamp alanından çıktık. Silivri civarlarına geldiğimizde artık düz yolda 80km/h hızı geçmeden problemsiz ilerlemeyi öğrenmiştik. E anlattıkları gibi o kadar da zor değildi bu iş diye düşünmeye başladık. Tekirdağ yoluna girdiğimizde Marmara Ereğlisi civarlarında ışıklarda durmak bile oldukça kolay olmuştu. Ara sıra çıktığımız rampaları inerken otomatik vites araç hızı çok arttırdığında manual moda alıp vites düşürmek ve yüksek devirde inmek karavanın hızını kontrol etmek için yeterli oluyordu ve düz yoldaki en büyük derdimiz buydu.

Malkara'ya varmadan hemen önce şehir içinde seve seve kullandığım google haritalar uygulaması kestirme bir yol buldum süreyi 1 saat kısaltıyor uyarısı verdi. Alışkanlığımın verdiği refleksle yeni rotayı kabul ettim. Başları çok keyifliydi. Bilirsiniz tarla arasından akan gidiş dönüş dümdüz bir yol. Etrafta çeşit çeşit kuşlar uçuyor, etrafınız göğün mavisi, günebakanların ve buğdayların sarısı, yaprak ve ağaçların yeşili ile sarılı. Klimayı kapatıp camları açtık ki keyfimiz katlansın. Esintiyle gelen gübre kokusu burnumuza sinyal çakıyor. 4-5km kadar bu şekilde ilerledikten sonra yol ufaktan daralmaya ve çöküntüler çıkmaya başladı. Normaldir traktörler filan da bu yolu kullanıyordur dedim. Tarlada çalışanlara, çobanlara selamlar vere vere ilerliyoruz. Derken Kavakçeşme diye bir köye vardık ve burada navigasyon bize Balabancık / Evreşe yoluna dönmemizi söyledi. Buraya kadar yolun gezi keyfimizi katlamasıyla ağzımıza "Evreşe Yolları Dar" türküsünü de yerleştirip keyifle dönüşümüzü yaptık.

Yaptık yapmasına ama artık girdiğimiz yollar dar ve bakımsız köy yollarıydı. Kelimenin tam anlamıyla köstebek yuvası gibi her yeri derin çukurlarla doluydu. Aklıma ister istemez bir kaç yıl önce gecenin bir yarısı yine navigasyon azizliğiyle girdiğim buna benzer bir orman yolunda lastiği yarmam, aracı durdurup lastiği kontrol ettiğimde etrafımı bir kaç çakalın sarması ve jant üzerinde en yakın köye kadar sürmek zorunda kalmam ve sonuç olarak dingili eğmem geldi. Arkamdaki karavanın lastikleri C tipi olmasına rağmen 1800 kilo olması sebebiyle aküple halinde ileri direksiyon derslerimiz bu yollarda başladı. Her türk erkeğinin yapacağı gibi bu zorlu göreve radyonun sesini kısarak başladım :smiley:

Karavanın lastiklerini bu çukurlardan korumak için hızımızı 10-20km/h kadar düşürdük. Artık o uzatma aynaların ne işe yaradığını çok daha iyi anlayabiliyordum. Kaçamadığımız noktada karavanı o çukurlara nasıl yumuşak indireceğimi de öğretti bu yol bana. E tabi 1 saat önceki neşeli halimiz artık yerini son derece stresli bir hale bırakmaya başlamıştı.

Yol boyunca en az 10 köyün içinden geçtik ve köylülerin ne işiniz var bu şekilde bu yollarda bakışları altında ilerliyorduk. Navigasyon yola girdiğimizde 2 saat sonra hedefe varacaksın diyordu ancak biz bu yola gireli 2 saatten fazla olmasına rağmen hala bu kestirme(!!!) yoldan bile çıkamamıştık. Köy yollarının sonlarına doğru görece daha düzgün bir yola çıktık ve Evreşe tabelaları ile karşılaşmaya başladık. Hani keyifli zamanlarımızda söylediğimiz evreşe yolları dar türküsü var ya? İşte onu uygulamalı olarak yaşadık. O kadar da keyifli bir türkü olmadığını düşünmeye başladık. İlerledikçe zorluk seviyesi artan bir bilgisayar oyununa dönmüştü artık yolculuk. Biz de oyun sonu canavarını bekliyorduk ki çok geçmeden onunla da karşılaştık :smiley: Bundan sonrasında daha önceden bu geziyle ilgili yazdığım şu konudan alıntı ile devam edeyim.


"İlerledikçe yol şartları daha beter hale gelmeye başladı. Bazı bölgelerde toprak kaymaları olmuş ve yol iyice daralmıştı. Aynaları yola indirip o şekilde bu yollarda bir şekilde ilerledik. Daha ileriye gittiğimde Çanakkale köprüsü çalışmalarına denk geldim. Çanakkale boğaz köprüsü otoyolu bu yol üzerine kurulacakmış. Bu nedenle bazı bölgeleri kazıp toprak haline getirmişler. Yer yer mıcır dökmüşler. Bu şekilde dikkatli bir şekilde ilerlerken yol birden bire tahminen 1 km'lik ben diyim 15 sen de 20 derecelik mıcır toprak karışımı rampa haline döndü. Gözümü karartıp emektar çekiciyi aldım arazi vitese hadi aslan parçası dedim. Verdim gazı. Ya tırmanacağım ya bırakacağım karavanı orada traktör arayacağım sonra. Neyse emektar beni pek şaşırtmadan keçi gibi tırmandı 5000 devirde o yokuşu. O yokuştan sonra yol nispeten standart köy yoluna döndü. yine köstebek yuvası gibi yollarda ilerlerken birden bire yağmur yağmaya başladı. Bardaktan boşanır gibi yağsa sorun değil de sadece yolları ıslatıp tozu ıslatacak kadar yağıyor namussuz. Tam kayabileceğimiz ortam oluştu sözün özü.

Ben bitsin artık bu yol diye hanımla çocuklara çaktırmadan dua ederken bu defa çıktığımız o rampanın inişi karşıma çıktı. Vitesi manuale çekip önce 3e sonra 2ye attım. Yolun eğiminden karavan araca yaslanıp fren yapmaya başladığında ıslak ve kaygan zemin nedeniyle karavan arkamda birden bire yalpalamaya başladı. Hızım deseniz yokuşun ivmesiyle en fazla 40-50. Aracım nispeten ağır olmasına rağmen yine de sağa sola aracı yalpalatacak bir ağırlık uyguluyordu. İşte burası tüm bildiklerinizi uygulayacağınız ve fizik kurallarını kullanarak doğaçlama yapacağınız an oluyor. Forumdan bir yazıda sol aynadan gördükçe fren yaparak kontrol altına almaktan bahsediyordu. Tam da bunu uygulayarak hem çekicinin hızını düşürebildim hem de karavanın salınımını durdurabildim.

Burada bir es verelim. Ben bu yalpalama durumunu çok araştırmıştım. Üstadların da başlarını çok ağrıtmışımdır. En korktuğum şeydi karavanın arkamda dans etme ihtimali. Bilimsel araştırmalara, tezlere kadar bu konuyu araştırdım. Ancak benim araştırmalarım en sık olan yan rüzgara ve hıza bağlı yılan hareketleriydi. Hangi hızdaki yan rüzgarda karavanın hangi hızından sonra bu slalom başlıyora kadar araştırmıştım. Ancak yaşadığım durum yabancı 1-2 forumda karşıma çıkmıştı ancak çok seyrek konusu açılan bir konuydu. O nedenle hazırlıksız yakalandım denilebilir.

Bu şoku da atlattıktan sonra bir köy çeşmesi bulup karavanın çamur ve gübreyle batan ön cephesini bir güzel yıkayıp stresimizi attıktan sonra yine yola çıktık. Nihayet evreşe tabelasını gördüğümüzde tamı tamına 3 saat geçmişti. Nihayet ana yola çıkabildik.

Sonuç olarak Google'ın sana kestirme buldum 1,5 saat yerine 52 dakika dediği 45km'lik Malkara-Evreşe yolunu toplamda 3 saatte bitirebildim."


Hani başlarda düz yolda ben bu işi öğrendim diye kendi kendime hayıflanıyordum ya. Benim çekme karavan çekmeyi öğrenmem şansıma ilk gezimde bu gezi sayesinde oldu. Gerek ilk çekme karavan seyahatimiz olması gerek maceralı bir yolculuk olması nedeniyle aklımızdan çıkmayacak gezilerden birisi olarak aklımıza mıhlandı. O anlarda yaşadığımız stres ara sıra aklımıza gelir ve o halimize hala güleriz. Bu yolculuktan sonra Sygic Truck navigasyon satın aldım ve rahat ettim. Sizlere de tavsiye ederim.

Bonus : Evreşe Yolları Dar
Video: https://www.youtube.com/watch?v=xexMd7Fapxo


Bu kamptan bir fotoğraf ta iliştirelim yazımıza tam olsun.

ee6728d5-3334-4e0b-91e8-38fa9e96b946.jpg
 
Son düzenleme:

Malkara'ya varmadan hemen önce şehir içinde seve seve kullandığım google haritalar uygulaması kestirme bir yol buldum süreyi 1 saat kısaltıyor uyarısı verdi. Alışkanlığımın verdiği refleksle yeni rotayı kabul ettim. Başları çok keyifliydi. Bilirsiniz tarla arasından akan gidiş
Aynı hatayı, ben de ilk çekme karavan seyahatimde geçen yaz yaptım. Malkara'dan Evreşe yollarına gelene dek çok zorlandım. Bir de şimdi Çanakkale köprüsü yol inşaatları var. Git işte, Keşan'dan dön , bilemedik :smiley:
 



Aynı hatayı, ben de ilk çekme karavan seyahatimde geçen yaz yaptım. Malkara'dan Evreşe yollarına gelene dek çok zorlandım. Bir de şimdi Çanakkale köprüsü yol inşaatları var. Git işte, Keşan'dan dön , bilemedik :smiley:
Zor yoldan öğrenmek böyle oluyor. Sygic Truck çok kullanışlı karavan çekerken. Ayrıca ağır karavan her anlamda zormuş. Şu an kullandığım karavanı tek başıma rahatlıkla itip çekebiliyorum. Gereksiz donanıma da gerek yokmuş. Akü bile yok şu an benim karavanımda :smiley:
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,662
Mesajlar
1,521,812
Kayıtlı Üye Sayımız
166,519
Kaydolan Son Üyemiz
cagatayuysal

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst