Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Tuzpazarı Caddesi'nde, sebze hali (bugünkü Belediye Çarşısı) bitişiğindedir. 1590'da Tellalzade Süleyman Çavuş yaptırmış, yıkılan minaresi 1958'de yenilenmiştir. Kesme taş ve kare planlı tek kubbelidir. Kuzeyde camla kaplı olan son cemaat yeri sonradan eklenmiş olup, üç sivri kemer üzerine üç kubbeyle örtülmüştür. Minaresi tek şerefelidir. Mihrabı sonradan yapılmış ve beyaz mermerle kaplıdır.
Bedesten Çarşısı
Tarihi Bedesten Çarşısı binası 1914 tarihinde, Hacı Bekir Tiryaki tarafından Fransız mimara ve Ermeni bir ustaya yaptırılan Bedesten Genç Dönem Osmanlı yapılarındandır.
Volkanik bir kaya kütlesi olan ve 226 m yükseklikteki kale, M.Ö.1350 yıllarında Hitit İmparatoru II.Murşil zamanında, Arzava seferinde müstahkem mevkii olarak kullanılmış ve Hapanuva adını almıştır. Daha sonra Bizans ve Selçuklular zamanında da önemli çarpışmalara sahne olmuştur. Kale zirvesinde M.Ö.1200-700 tarihleri arasında Anadolu'da yaşamış olan Frigler dönemine ait kültür izlerine rastlanmakta olup, Ana Tanrıça Kübele'ye adanmış birçok tapınma yerleri ile 4 adet büyük sarnıç (su çukurları) bulunmaktadır. Surları Seçuklu Sultanı Alâaddin Keykubat zamanında kale dizdarı olan mimar Bedrettin Gevhertaş tarafından 1235 yılında onarılmış, ayrıca kaleye küçük bir mescit ile yanına saray yaptırılmıştır. 1573'te Osmanlı Sultanı II.Selim'in emri ile Mahmut Bey tarafından burçları, sarnıçları ve kulesi tekrar onarılmıştır.
Sultan Veled'le başlayan Mevlevilik, burada Sultan Divani ile doruğa ulaşmış ve buradan dünyaya yayılmıştır. Bugünkü camii 1844'de Abdülmecit tarafından camii ve dergah olarak yaptırılmış, 1905'de II. Abdülhamit zamanında da büyük onarım geçirmiştir. Camii içinde Sultan Divani ve diğer Mevlevî şeyhlerinin mezarları bulunduğu için Türbe Camii de denilmektedir.
Afyon'un merkezinde bulunan bu caminin kitabesi olmadığından ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Günümüze kadar ulaşan sırlı tuğla minaresinden XIII.yüzyıl Selçuklu eseri olduğu anlaşılmaktadır. Minare temelindeki bir kuyudan ötürü Kuyulu Mescit ismi buraya yakıştırılmıştır.
Kare planlı tek kubbeli bir camidir. Mescidin doğu,batı ve mihrap yönündeki pencerelerden aydınlanmaktadır. Kuzey doğu köşesindeki minare orijinal olup bir sıra taş ve iki sıra tuğlalı,yıldız şeklinde üçgen dolgulu silindirik gövdesi bulunmaktadır. Gövdede baklava şeklinde firuze renkli tuğlalar kullanılmıştır.
Yapımı ile ilgili bir yazıtı bulunmadığı için yapım tarihi konusunda kesin bir bilgi olmamakla birlikte, XVII-XVIII. yy osmanlı hamamlarına benzemektedir. Evliya çelebinin Afyonkarahisar'ı ziyaret ettiği XVII. yy ın II. yarısından sonra inşa edildiği düşünülmektedir. Moloz ve kesme taş örgülü kargir bir yapıdır. Ermeni ustalar tarafından yapıldığı, bu yüzden "Gavur Hamamı" olarak adlandırıldığı, daha sonra "Millet Hamamı" olarak anıldığı kaydedilmektedir. Gerek Osmanlılar gerekse Cumhuriyet döneminde kullanılan hamam evlerdeki banyoların fonksiyonlarının artması üzerine son yıllarda özelliğini yitirerek terkedilmiştir. Yıkılmaya yüz tutan tarihi hamam 1981 yılında korunması gerekli eski eser olarak tescil edilmiştir. 2003 yılında il özel idaresinin isteği üzerine bu kuruma tahsis edilen hamam 2003-2005 yılları arasında restore edilmiş, kadın ve çocukların her alanda eğitimlerini gerçekleştirmek üzere 09.11.2005 tarihinde "Afyonkarahisar Kültür ve Semt Evi" olarak hizmete açılmıştır.
Yapıda, 93 kişilik toplantı salonu, kadınların nakış ve benzeri el işlerini yapacakları özel donanımlı bir oda, el sanatlarının, özellikle mermer-mozaik kurslarının öğretileceği bir salon, plastik sanatlar ve müzik çalışmaları yapılacak bir salon, çocuk satranç odası, kadın sağlığı hizmetleri için düzenlenmiş bir oda, kadınların sosyal, kültürel ve yaşam becerilerini geliştirmek üzere eğitim alacakları bir bölüm bulunuyor.
Afyonkarahisar'ın en büyük camilerinden birisi olan Ulu Cami, Afyon şehir merkezi Çavuşbaş Mahallesindedir. Ziyaret saatleri sadece namaz vakitlerinin hemen öncesi ve sonrasıdır. Camiikebir Caddesi'ndedir. Anadolu Selçukluları devrinde Selçuklu Veziri Sahip Ata Fahrettin Ali'nin oğlu Afyon Sancak Beyi Nasredüddin Hasan tarafından (1272-1277) yıllarında yaptırılmıştır. Kendi adı ile anılan mahallede kargir dört köşe kalın duvarlar üzerine toprak damlı iken, şimdi bakır kaplı çatı ile örtülmüş çatı beş sırada sekizerden kırk ahşap sütun üzerine oturtulmuştur. Ahşap sütunlar üzerine konan ahşap sütun başlıkları sarkıt ve baklava dilimlidir. Başlıklar üzerine konan ahşap atıkların yan yüzeyleri renkli motiflerle işlenmiş ise de, bugün çok az izleri kalmıştır. Doğuya, batıya, kuzeye bakan üç kapısı vardır. Selçuk tarzı oymalı iki kanatlı minber kapakları üzerindeki kitabede sureler ile ilk yapım tarihini belirten yazı vardır. Mimarı Emir Hacı Bey'dir. Caminin ilk büyük onarımı M. 1341 yılında Muzafferüddünoğlu Minüddün Emir Abdullah Bey tarafından yaptırılmış ve doğu cephedeki kapı üzerine bir yazıt konulmuştur.
Zamanımızda eski biçimi korunarak yeniden onarılan cami, ahşap mimarisi ve sırlı tuğlalı baklava dilimi tuğla mimarisiyle Selçuklu döneminin eşsiz örneklerinden biridir.
Ahmet Turani, Seyit Battal Gazi ile yan yana savaşmış ve Afyon Kalesi'ni almak için mücadele ederken, birlikte şehit düşmüştür. Harp esnasında şiddetli kasırga neticesinde Battal Gazi'nin cenazesi şimdiki medfun olduğu Eskişehir Seyit Gazi ilçesine götürülmüştür. Ahmet Turani ise Kale eteğine defnedildi.
Adeyze Camii
Günümüzdeki idari yapılanmaya göre Hacı Evtal Mahallesi'nde bulunan cami, vakıf kayıtlarında Mollabahşi Mahallesi'nde diye zikredilmektedir. Ekim 1649 tarihli mahkeme kaydında mâbedi, mescit olarak Mollabahşi adlı hayırseverin yaptırdığı belirtilmektedir. Mescidin daha sonraki yıllarda yıkılarak yenilendiği anlaşılmaktadır. Mescidin yeniden yapılışıyla ilgili bilgileri kitabesinden öğreniyoruz. Mescit, kitabesine göre, 1831-32/H.1247 yılında Hacı Alizâde Hacı Mustafa Ağa taraşndan yaptırılmıştır.