Ynt: Cumalıkızık Köyü
saira' Alıntı:
Merhaba,
Yorumunuzu okuyunca biraz haksızlık edilmiş gibi hissettim.Sizinle aynı dönemde ben de oradaydım;bayramın ikinci günü.Ve ben etrafta pislik göremedim.Ayrıca gözlemeler 4-5 lira civarında.Bunu zaten büyük şehirlerde en kıytırık büfeye ödemiyor muyuz,kaldı ki lüks restorant parası demişsiniz.Ayrıca sanırım sizin şansınıza cimriler denk gelmiş;zira ben gittiğimde baklava ve cevizli çörek ikramları ile karşılaştım.Evet burada eleştirebilmek adına bulunduğumuz,birbirimize bildiklerimizi aktarabilmek için bulunduğumuz kesin ama ne olur biraz insaf.
Selam ve sevgilerimle
Nedense ilk kez gören yada arada sırada giden büyükşehirli bayanlara çok otantik geliyor. Sizin romantik bakış açınızı değiştiremeyeceğimi biliyorum ama Cumalıkızık'a 30 yıldır gidip geliyorum. Dolayısıyla yozlaşmayı ve kirlenmeyi en iyi görebilenlerdenim. Ben büyükşehirde yaşıyorum ama 2 gözleme, 2 bardak ayrana şehir merkezinde 20TL vermiyorum. Girişteki köy meydanında 4TL'na satılan gözlemelerin ise nasıl yapıldığını, bardakların nasıl yıkandığını gördükten sonra parasını verip masadakilere dokunmadan kalkmışlığımız vardır.
Bana göre günde 100 gözleme satan bir ev değil kapısının önündeki çöpleri süpürmek, her bir kaldırım taşını cilalayıp parlatsa yine azdır. Sokaklardaki hazır yiyecek ambalajlarını, sigara izmaritlerini, evlerin önünde açıkta bırakılan çöp poşetlerini, sokaklara akıtılan bulaşık sularını pislikten saymıyorsanız o sizin bakış açınızdır.
Hepsinden önemlisi son gittiğimizde en çok moralimizi bozan şey, orman yolları ve patikaların girişine yerleştirilmiş ''yassah'' tabelaları ve bekçilerdi. Kazandığı onca paraya rağmen ziyaretçilerin daldan koparacağı iki elmayı kıskanan zihniyet tarlasını telle çevirmek zor geldiği için Allahın ormanına girişi yasaklıyor. Kapıya da laf anlamaz iki nöbetçi dikiyor. ''Muhtarın emri yasak'' ''Tarım alanıdır giriş yasak''
Bitleri bu kadar kanlanmadan önce bu yasak olan bölge yürüyüş parkuları ve trekking alanı olarak tanıtılmaya çalışılıyordu.
Kendini bilmez ziyaretçiler tarafından tarım alanlarına zarar verilmiş olabilir ama o ziyaretçilerden aldıkları, tarımsal faaliyetten elde ettikleri gelirin o kadar üzerinde ki.. En azından ziyaretçilere uyarı yapılabilirdi ama böyle ceberrut bir uygulamaya gidilmemeliydi diye düşünüyorum.
Cumalıkızık biz Bursa'lı doğaseverler için yalnızca gözleme yiyip ayran içilecek, hediyelik eşya alınacak bir yer değil. Buradan Uludağ'ın zirvelerine ulaşan sayısız yürüyüş parkurları var. Ormanın tapusu onlara ait değil. Bu durumu şiddetle kınıyorum.
Yürüyüş parkurlarına köy dışından farklı bir rotadan ulaştık. Yıllar önce ormanda karşılaştığımızda şu an size yapılan gibi hoşgeldiniz diyerek karşılayan, ikramlarda bulunan köylüler bu günlerde kötü kötü süzerek selam bile vermeden geçiyor yanınızdan. Hani biraz daha üzerine gitseniz kavga çıkaracak. Ormanın kendilerine sunduğu tüm olanaklardan sonuna kadar faydalanan köylü, yakından geçen derenin tüm suyunu sulama suyu olarak kendi köyüne çevirmekten ve köyün molozlarını da ormanın içine dökmekten geri kalmıyor.
Konuya göstermiş olduğunuz ilgi ve bana tanıdığınız daha ayrıntılı açıklama fırsatı için teşekkürler..