Bir Vosvosun Penceresinden "Ege" (11-18 Temmuz 2009)

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan tayfunvw Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 33
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 22,494

tayfunvw

Kamp II
Mesajlar
209
Tepkime Puanı
7
Yer
istanbul
Web
tayfunsunayezgi.blogspot.com
solda güneş yükseliyordu, güneye giderken!

5 yıldan bu yana gerek sosyal sorumluk projeleri, gerek farklı etkinlikler olsun, gerekse keşfe açık rotalara bıraktığı izler olsun Anatolia Vosvos Derneği (AVD) farklılıklar yaratmıştır. Kuruluş gününden bugüne değin ‘Bir Vosvosun Penceresinden Anadolu’ şiarı ile yavaş yavaş ülke sathını gezen Anatoliacılar, geçtiğimiz yıl, ‘Karadeniz’in doğasına sahip çıkıyoruz’ sloganı ile tüm Karadeniz’i kat etmişler, ‘Barış Akarsu’ ve Kazım ‘Koyuncu’nun memleketlerine İstanbul’dan selam götürmüşlerdi.

Bu yıl ise, Ege Bölgesi’nde 9 günlük bir gezi organize ediyoruz ve ‘Ege’nin Antik kentlerine ve tarihine sahip çıkıyoruz’ diyoruz. Allionai, Şirince, Efes, Knidos ve daha nicesi ise bu gezide ‘iz’ bırakılacak yerler…

Detaylı plan, yol notları yavaş bu konuda…

1. gün; 11 Temmuz 2009, Cumartesi
04:00’de Mahmutbey Gişeler’de toplanıyoruz. ‘Günaydın’ faslının ardından yola çıkıyoruz. İlk kampımızı yapacağımız yer olan Ayvalık’a Bursa üzerinden değil, Çanakkale üzerinden gidiyoruz, çünkü biz bu yolu daha çok seviyoruz… Tekirdağ ‘Namık Kemal Tesisleri’nde kahvaltımızı yapıp, Kilitbahir’den feribot ile Çanakkale’ye geçiyoruz. Öğle vakitlerinde Ayvalık’ta olmayı umuyoruz.
Kamp yapacağımız yer: Vosvos Camping, Ayvalık
Gezilecek yerler: Ayvalık şehir içi, Şeytan Sofrası, saat durumuna göre Cunda Adası

101smn.jpg


102eju.jpg


104umh.jpg


103fxa.jpg




2. gün; 12 Temmuz 2009, Pazar
Sabah kahvaltısının ardından, çadırcıların toparlanmasıyla birlikte yola çıkıyoruz. Günün ilk durağı Bergama. Burada vakit geçirdikten sonra İzmir’e uğramadan doğrudan Selçuk’a varıyoruz. Buradaki mesaimiz ise uzun…
Kamp yapacağımız yer: Garden Camping, Selçuk
Gezilecek yerler: Bergama Allionai, Efes, Meryem Ana

201mbl.jpg


202kfb.jpg


203dhq.jpg


204f.jpg




3. gün; 13 Temmuz 2009, Pazartesi
Sabah kahvaltısı için Şirince Can Restoran’dayız. Cumhur’un hazırladığı envai çeşit kahvaltılıklarla karnımızı doyurduktan sonra mini bir Şirince turu ile öğlene varmadan Şirince’den ayrılıyoruz. Bafa Gölü kıyısında akşamüstünün yorgunluğunu atıp, bolca doğa fotoğrafı çekerek Datça’ya doğru yola koyuluyoruz. Gece yarısı Datça’dayız.
Kamp yapacağımız yer: Ilıca Camping, Datça
Gezilecek yerler: Şirince, Bafa Gölü

301qlj.jpg


302oop.jpg


303sxc.jpg


304pbn.jpg




4. gün; 14 Temmuz 2009, Salı
Datça

Gece yarısı vardığımız datça'da Ilıca Camping'e yerleşiyoruz. Burası aslında medeniyetle son temasımız. Dünyanın en temiz denizleri sıralamasında en tepelerde olan Datça sahillerinde atıyoruz kendimizi masmavi sulara... Kükürtlü Göl'de yol yorgunluğunu atıp, kısa bir şehir merkezi gezisi, Can Baba'nın mezarında anısına şarap tokuşturup, Eski Datça'da Yaşar ve Erol ile hasret giderip Betçe yoluna çıkıyoruz. İhtiyaçlar Datça 3M Migros'tan...

2788896521cc4ceecdf1.jpg


249281212hqltvcfs.jpg


img0019n.jpg




5. gün; 15 Temmuz 2009, Çarşamba
Hayıt bükü, Ocabükü, Palamutbükü

Eski Datça'da Yaşar'ın kafeed kahvaltımızı edip, Betçe yollarına düşüyoruz. İlk durak Hayıtbükü. Fatih Öcel ile hasret giderip, denize giriyoruz, Fazla oyalanmaya gelmez sırada çoook bük var. Ovabükü'nü aynı gün ziyaret ediyoruz. Tabii ki denizdeyiz yine. Palamutbükü'ne geçiyoruz akabinde. Yemek faslı (gözlemeler, envai çeşit zeytinyağlılar ve kabakçiçeği dolması)... Akşama doğru ilk kamp alanımıza ulaşıyoruz. Akvaryum koyu, ıssız dağların arasında tamamen bize ait. Elektrik, su, tesis yok. Huzur, denizin sesi ve cırcırböcekleri var ...

Hayıtbükü
img1397qmc.jpg


Ovabükü
333env.jpg


Akvaryum (Kamp Alanımız)
1934005.jpg




6. ve 7. Gün; 16-17 Temmuz 2009, Perşembe ve Cuma

Betçe'de ilerlemeye devam. Büklere girip çıkıyoruz. 2. kamp yerimiz efsanevi Tosbağa Bükü'nün yanındaki Bükceğiz... Araçlar sahile inebilecek. Yine su, elektrik yok. En yakın köy 15 km uzaklıkta. Bük bize ait... Betçe yarımadasının artık en ucundayız. Tosbağa Bükü bizi bekliyor. Kamp gecelerinde ahtapot avlamaya, ağı bükün girişine atmaya, denize girmeye Tosbağa Bükü'ndeyiz. Tosbağa bükü Knidos'un dış mahallelerinin içinde. Köylüler ve kölelerin yaşam alanları bu bükte imiş.


Bükceğiz bükü (Kamp alanımız)

26064487.jpg


bkeiz.jpg



Tosbağa bükü

1002508g.jpg


1002507m.jpg


59324774.jpg




8. Gün; 18 Temmuz 2009, Cumartesi
Knidos

Tatilin 8. günü. Bu günlerde artık istanbul, gürültü, kirlilik, stres hafızalardan silinmiş olur. Sanki yüzyıllardır buralarda yaşıyormuş gibi hisseder insan... Knidos'ta, yani Datça yarımadasının en ucundayız... Knidos antik dünyanın en önemli limanlarından. Günümüzde 6.000 kişinin yaşadığı Datça yarımadasında miladdan önce 60.000 insan yaşadığı rivayet edilir. Çiplak Afrodit heykeliyle bütün Akdeniz'in ilgisini çekmiş. Knidos kentini bir günde ve o sıcakta tamamen gezmek imkansız. Kısmen de olsa gezip, amfora ve sütun kalıntıları arasında denize giriyoruz. Artık Akdeniz dalgalıysa Ege'ye, Ege soğuksa Akdeniz'e ...!

knidosjpg.jpg


knidos06.jpg




9. gün; 19 Temmuz 2009, Pazar


Datça'da bazıları için son gün. Bazılarımız için ise tatil yeni başlıyor...

solda güneş yükseliyordu, güneye giderken!
 

Etiketler
Ynt: Bir Vosvosun Penceresinden "Ege" (11-18 Temmuz 2009)

İşte organizasyon,işte birliktelik,işte gezgin ruhuna hitap budur...
Bu organizasyona başka diyecek birşey bulamıyorum. Her şey gönlünüzce olsun.
Gezi yazılarını ve fotoğrafları bizlerden esirgemeyin...
 

Ynt: Bir Vosvosun Penceresinden "Ege" (11-18 Temmuz 2009)

Datça ya ben girerken siz çıkıyordunuz sanırım, Datça - İstanbul tabelalı araçlarınıza ilgi ile bakmış boxer motor sesinize hayran olmuştum bir kez daha.
İyi yolculuklar size.
 

Ynt: Bir Vosvosun Penceresinden "Ege" (11-18 Temmuz 2009)

Hala Datcadalar. Ben de onlara gidiyorum.
 

Ynt: Bir Vosvosun Penceresinden "Ege" (11-18 Temmuz 2009)

İyi yolculuklar İnsel hocam...
Datçadaki dostlarla beraber bizler içinde birer kadeh şarap tadın...
Neşeniz daim olsun...
Umarım bu topikteki yazı ve resimler devam eder ve bizlerde keyifle okuruz...
 



Ynt: Bir Vosvosun Penceresinden "Ege" (11-18 Temmuz 2009)

çok güzel bir paylaşım...

sizlerin yaptıgı gibi bende eger ayvalık,edremit veya altınoluga gideceksem çanakkale üzerinden gidiyorum..yol daha keyifli oluyor...

teşekkürler..
 

Ynt: Bir Vosvosun Penceresinden "Ege" (11-18 Temmuz 2009)

Sayın Tayfunvw,

Öncelikle, VW'in bir tutku olduğunu belirtmek isteriz.. 30 yılın 22 yılını fiilen VW ların içinde yaşadık.. Önce 65 model bir kaplumbağamız, sonra karavana dönüştürdüğümüz 72 model bir BUS,, daha sonra da yine karavana dönüştürdüğümüz 82 model CARAVELLE minibüsümüz oldu.. Onlarla bütünleştik, adeta.. Her elimizden çıkardığımız VW un ardından hüzünlendik..

Şimdi, gelelim, Ege'ye.. Çanakkale'den Datça'ya kadar bütün güzellikleri Tanrı Ege'ye vermiş... Ancak biz insanlar değerini bilemiyoruz.. Geçen haftaki Foça yangınını unutmaya çalışırken, şimdi de İzmir'in Çiçekliköy'ü yanıyor.. İçimiz yanıyor..

Ege gezinizde (zamanınızın kısıtlı olması nedeniyle herhalde), Foça'ya, Urla'ya uğramamışsınız.. Özellikle Foça'yı görmelisiniz...Koyları, pırıl pırıl denizi....
Ege'nin bir başka güzelliği de adaları.. Gökçeada, Bozcaada..

Her yeri bir başka güzel ülkemizin.. Ne olur, değerini bilelim.. Çocuklarımıza, torunlarımıza yaşadığımız güzelliklerden birazını olsun bırakabilelim...
Tüm GEZENBİLİR üyelerine selamlar.. saygılar..

Ülker&Yavuz
 

Ynt: Bir Vosvosun Penceresinden "Ege" (11-18 Temmuz 2009)

Sayin bornovvali, dediginiz yerlere donuste ugrayacaklar. Onlar Datcadan geriyeyukari dogru cikmaya basladilar bile.
 

Ynt: Bir Vosvosun Penceresinden "Ege" (11-18 Temmuz 2009)

Sayın TAYFUNWW çok güzel gezi ve paylaşımınız.Tebrikler ve nice güzel geziler diliyorum.Bende bir WW T3 sahibi ve geziye meraklıyım.Ama kısa kısa geziler günübirlik gidiş gelişler yapıyorum.Foça ,Gümüldür,Kuşadası.Güzelbahçe .Sizleri ve paylaşımlarınızı ilgiyle izliyor ve çok keyif alıyorum.SEVGİŞ ve SAYGILAR.
 

Ynt: Bir Vosvosun Penceresinden "Ege" (11-18 Temmuz 2009)

İyi dilekleriniz için teşekkürler. Gezenbilirden bir iki arkadaş izlenimlerimizi istemişti. Sizleri sıkmazsa Anatolia VW derneğinden Mustafa ve Burcunun tuttuğu notlar ve yaklaşık 9,000 fotoğraftan elde edilen günceyi paylaşmak isterim.
 



Ynt: Bir Vosvosun Penceresinden "Ege" (11-18 Temmuz 2009)

bu günce avd’nin 10 temmuz’da başlayıp 26 temmuza kadar uzayan ‘bir vosvosun penceresinden ege gezisi’nin neredeyse tüm detaylarını içermektedir. günceye başladığımız ilk günler saat saat, dakika dakika bilgileri girerken, artık turun sonlarına doğru saatlerin çok da önemli olmadığını anladık. bu yüzden bazı yerlerde saatler yer alırken, bazı yerlerde bu bilgileri göremeyeceksiniz. ayrıca bazı noktalarda ‘gezi’, bazı noktalarda ‘tur’, bazense ‘tatil’ kavramlarını kullansak da hepsi aynı kapıya çıkmaktadır.

bu günceyi hazırlarken meraklı gözlerle okumanızı, gelemediğiniz için “ah keşke…” demenizi, mümkünse ortadan ikiye çatlamanızı amaçladık. 15 güne yayılan, 2.800 kilometreye uzanan, 50’ye yakın insanın, 13 adet aracın bir şekilde dahil olduğu bu gezinin güncesi başlıyor !




1.gün; 11 temmuz 2009, cumartesi:
huriye’nin (ki huriye md’nin t2 bus’u olmaktadır) kilometre ibresi 51.875’i, saatlerse 03:10’u gösteriyordu yola çıktığımızda. güney ve melih arkada tezahüratlar yaparlarken (ki bu tezahüratlar gezi boyunca hep sürdü), md salına salına şoför mahaline oturuyordu. ben de (yani burcu) kağıt kalem edinip gezi güncesi yazmam konusunda görevlendirilmiştim :smiley: güney’in görevi ise masraf listesini tutmak va araç içi yolculara eşit bir şekilde paylaştırmaktı. neyse boğaz köprüsü’nü geçip, mecidiyeköy’de bizi bekleyen berk’i aldık. kısa bir süre sonra da mahmutbey gişeler’e varmıştık.

13473523.jpg


51180956.jpg


ali dayı, furkan ve bizimle ayvalık’a kadar gelecek iki arkadaş da oradaydı. ardından tayfun, sunay ve ezgi yeşil westy ile göründüler. dursun, nuray, ergün ve mezzy de fazla bekletmeden geldiler. bora ve orkun tayfalarıyla bize tekirdağ’da yetişeceklerdi. o sebeple biz de yola koyulduk ve soluğu tekirdağ namık kemal tesisleri’nde aldık. bir süre sonra turuncu bus’u ile (çokonat) bora, merve, ece, orkan ile lacivert vosvos nuri ile orkun ve deniz de geldiler. ekibin ilk bölümünde eksiğimiz yoktu…

kahvaltının ardından yola koyulduk, bolayır’da verilen kahve molasının ardından arka tarafta sıcaktan bunalanlar için tahtakale’den alınan çin malı 20 liralık fanlar monte edildi. oldukça faydalı olan bu ürünler 12v ile çalışıyor ve enerjiyi de çakmaktan alıyordu. taa ki yolda bir şekilde bozulana kadar. mefta olan bu fanlar çalıştığı süre boyunca oldukça faydalı bir iş çıkarmıştı…

57223505.jpg


94490410.jpg


neyse kahve molasının ardından kilitbahir’e vardık. en ucuz ve en çabuk feribot buradandı. bus başına 20 lira, araç başına 15 lira vererek 8-9 dakikada çanakkale’ye geçtik. saatler de 12’ye varmış, öğle sıcağı da bunaltmaya başlamıştı. çanakkale çıkışında verdiğimiz benzin molasında tayfun’un westy’si kermit’in deposundan taşan benzin önce deponun delinmiş olabileceğine, ardından da webasto’dan gelebileceğine dair işkillenmemize neden olsa da sonra deponun taştığını anladık.

94086999.jpg


15183838.jpg


bu esnada sunay’ın hazırladığı yaprak sarmalar 3-5 dakika içinde piranalar tarafından yok edildi. sonra yolumuza devam ettik. ezine’ye varmadan bozcaada’ya giderken gerçekleştirdiğimiz ritüellerden biri olan peynir helvası olayını gerçekleştirdik. afiyetle peynir helvalarını hüplettikten sonra, ezine’ye doğru yol aldık. ezine çıkışında istanbul’dan arkadaşımız bora kırmızı vosvosuyla konvoya takıldı ve bizimle ayvalık’a kadar geldi. küçükkuyu yakınlarında yol kenarında bizi bekleyen süha dede’yle de 10 dakika da olsa hasret gidermek, iki laklak yapmak güzeldi. ayvalık’a kısa bir süre kala dursun’un tekerlekten garip sesler gelmeye başlamıştı. sorun “bilye dağıttık” diye açıklanınca biraz keyfimiz kaçsa da biraz daha hızımızı azaltarak ayvalık’a doğru yol aldık.

70319504.jpg


91545411.jpg


16:30 civarı ayvalık’a giriş yaptık, 17 sularındaysa vosvos camping’e yerleşmiştik. hemen mayoları giyip kendimizi denize attık… ekibin birçoğu denizde yüzdü, bir kısmı da dinlenme modundaydı. mangal ekibi hazırlıklara başlarken, konvoyun biraz arkasında kalan arkadaşlar alışveriş işini organize etti. akşam yemeği mangalda pişen etlerden oluşuyordu. bu mangal 15 günlük turumuz boyunca toplu halde yakılan ilk ve tek mangaldı :smiley: horon tepen, gitar çalan, eğlenen gençlerin neşesi herkese yansıyordu. gece yarısı olcay, yosun ve gizem kampa katıldılar. bandırma üzerinden feribot ile geldiler ve hemencecik yerleştiler. gecenin ilerleyen saatlerinde alkolün de etkisiyle yavaş yavaş uyku ön plana çıktı ve herkes inzivaya çekildi…

devam edecek...
 

Ynt: Bir Vosvosun Penceresinden "Ege" (11-18 Temmuz 2009)

2.gün; 12 temmuz 2009, pazar

kampın geneli erkenden kalktı. gece yarısı kampa katılmasına karşın en erken kalkanlardan biri yine olcay’dı. el birliğince masalar kuruldu, yumurtalar sucuklarla birleştirildi, çaylar demlendi. keyifli bir kahvaltının ardından bir çırpıda çadırlar toplandı, mıntıka temizliği yapıldı. hakuna matata vosvos camping’in emektar apo’su ve ilgilisi aykut abi ile vedalaştıktan sonra her şey dahil araç başı 20 lira ödeyerek kamptan ayrıldık. saatlerimiz 10:30’a geliyordu…

43244702.jpg


82982146.jpg


hemen çıkışta sarımsaklı’ya henüz varmadan ayvalık hatırası fotoğrafı çektirdik ve yolumuza devam ettik. dursun, ses gelen tekerleği göstermek üzere bizden ayrıldı. bizse tüm ekip bergama’ya doğru yoldaydık. bergama güzel bir yer. evleri, sokakları ferahlık vericiydi. burada ihtiyaç molası için durduk. ee tahmin edileceği üzere ihtiyaç molasını kabaca yirmi kişi üzerinden hesapladığınızda bir saate yakın orada kaldık. dondurmalar bir önceki gün dolmalarını yediğimiz sunay’dandı… benzincinin arka tarafına gizlenmiş bir beyaz pre 67 ise hemen ilgi odağı oldu. molanın ardından tırmanmaya başladık ve yaklaşık 20 dakika tırmandıktan sonra saat 12 sularında akropol’e vardık. müze kartı olmayan vatandaşlar burada kısa sürede 20 liraya 1 yıl kültür bakanlığı’na bağlı tüm müzelerde kullanabilecekleri müze kartlarını çıkarttılar. zira çıkartmasalar sadece bergama bileti için 20 lira ödeyeceklerdi…

72000303.jpg


53824513.jpg


bergama (pergamon) akropol tepede yer alıyor. oldukça havadar bir yer. kalıntılar yaygın ve akropol’ün arka tarafından da görünen bir baraj gölü (google bizi yanıltmıyorsa bakırçay) bulunuyor. akropol’ün en geniş alanı athena tapınağı olarak kullanılan kısım. tarihi akropol’den zindanların bulunduğu kısma doğru yürürken, dursun’dan “yahu problem yokmuş, bijon atmış, birazdan ordayız” telefonu gelince rahatladık. zindanlardan tiyatro bölümüne geçerken de dursunlar geldiler zaten. tiyatro ise oldukça dik bir halde inşa edilmiş yer kıtlığından dolayı. toplu ve bireysel fotoğrafların ardından ana kapıya döndük. burada kovboy şapkalarından edinip saat 13.30 sularında akropol’den ayrıldık.

64190241.jpg


98882632.jpg


bergama içine geldiğimizde meydan restoran’ın yemeklerinin methini duymuştuk. hemen o noktaya doğru yol aldık. leziz yemeklerle donatılan masaların tümünde bizim tayfa oturuyordu. tabiri caizse ‘mekanı kapatmıştık’. afiyetle yediğimiz dönerlerin, yemeklerin ardından yeniden yollara düşme vakti gelmişti, güzergah selçuk’tu… 15 sularında bergama’dan yola çıktık, izmir’den abimiz tanju usta da konvoya katıldı. birlikte yola devam ettik. izmir içinden geçerken ergün’ü bıraktık. kendisi izmir’de kalacaktı, vedalaştık ve ayrıldık… aydın otobanında, daha önceden kaybettiğimiz zamanları biraz telafi edip performans denemesi yaptık (ne deneme ama ). tayfun’a biraz pahalıya (yakıt anlamında) patlayan bu deneme sonrasında saatler 18.30’u gösterirken selçuk garden camping’deydik.

68466248.jpg


97807760.jpg


selçuk kalesi’nin hemen arkasında yer alan garden camping’in tüm alanı çimendi. daha uzamamış ağaçlardan ziyade gölgeyi sağlayan yegane şey selçuk kalesi’ydi. yol yorgunu olanlar hemen kendilerini campingin havuzunda buldular. küçük de olsa serinlemek isteyenler için oldukça iyi gelen havuz seçeneği deve güreşlerine bile sahne oldu. bu sırada tanju usta vedalaşıp bizlerden ayrıldı. akşama makarna – köfte – salata menüsünde herkes mutabıktı. çeşit çeşit makarnalar yapıldı, köfteler pişti.

gece sohbetleri, yer hamağında yer kapmacalar, uyku tulumunu kapıp çimenlere uzananlar, kale ihtişamına aldanıp hayallere dalanlar, kampet düşkünleri gecenin güzelliğiydi. selçuk’ta gece ertesi sabah ‘şirince’de yapılacak enfes kahvaltı’ vaadiyle son buluyordu.

devam edecek...
 

Ynt: Bir Vosvosun Penceresinden "Ege" (11-18 Temmuz 2009)

harika bende sizin gezinizin alt kısmı göcekten ıtibaren pataraya kadar uzanmaya çalıştım
harika yerlerde bulunmuşunuz ..
 

Ynt: Bir Vosvosun Penceresinden "Ege" (11-18 Temmuz 2009)


3.gün; 13 temmuz 2009, pazartesi

selçuk kalesi’nin kolları altında güne uyandık. çimenlerin üzerine uyku tulumlarını atıp uyuyakalanlar yeni yeni kalkıyorlar daha. şarap şişeleri elinde uyuyakalmışları ise dürterek uyandırıyoruz. kahvaltımızı yapacağımız şirince’ye gitmek üzere garden camping’den ayrılıyoruz. kamping ücreti olarak araç başı 5 lira, kelle başı 5 lira, çadır başına 4 lira ve elektrik için de 5 lira veriyoruz.

69724346.jpg


71027554.jpg


saat 09.45 sularında şirince’ye vardık. araçlarımızı park ettikten sonra, 2006 yılında tanıştığımız cumhur abi’nin mekanı can restoran’a doğru çarşı içinden yürüdük. kendisi yoktu, hemen telefonla bağlantı kurduk, tanıdı ama görüşemedik bu sefer. bizler masalara yerleşirken emektar sercan ile tanıştık. açlık gözümüzü henüz kör etmeden bize unutamayacağımız bir masa hazırlıyor. masa da yok yok. bittikçe yenisi geliyor, müthiş şeyler var. ballı muz, ballı kaymak, patlıcanlı gözleme, rende patates… yumurtaları, peynirleri, reçelleri saymıyorum bile. tarih bazılarımız için kısmi tekerrüre uğruyor. masadan mutsuz ayrılan, doymadan kalkan yok adeta. bu esnada eskişehir’den arkadaşımız bahtiyar çıkageliyor. üzerinde buswagen tişörtü, kulağında küpesiyle hiç asker görünümü yok. şirince’ye 1 saat mesafede askerliğini yaptığı özdere’den atlamış dolmuşa gelmiş cengâver. neyse kahvaltı bitiyor, kahve ve çay molaları için üst kattaki sundurmaya geçiyoruz. yer yastıklarının üzerine adeta uzanıyoruz. çaylar, kahveler içiliyor. fallara vakit kalmadan can restoran’a teşekkür edip mekândan ayrılıyoruz.

72268680.jpg


65562075.jpg


yıllardır tadilatı bir türlü bitmeyen kiliseye uğruyoruz. kilise bahçesindeki para atılan havuzda en şanslılarımız burcu ve gizem. dilek tuttularsa amenna, tutmadılarsa şanslarına küssünler. kilise çıkışında köy ekmeği satan teyzeden sıcacık köy ekmeklerinden alıyoruz. çarşı içine geldiğimizde meyve şarabı hastaları bir bir gösteriyorlar kendilerini. 2 haftalık gezi boyunca tüketeceği 2 koli şarabı satın alan mezzy alışveriş rekoru kırıyor. diğer arkadaşlar da cabası.

89881801.jpg


44978908.jpg


saatler 13’ü biraz geçerken şirince’den ayrılıyoruz. 13.30’da efes’teyiz. rehberimiz aydoğdu amcamız sevimli mi sevimli. belli ki yıllardır bu işi yapıyor. bize tane tane her taşı, her yerleşim yerini anlatıyor. güneş tepemizde yakıyor. antik kent efes’in her yerini keyifle geziyoruz. evlerin bulunduğu kısmı, celsius kütüphanesinin ihtişamını, o zaman ‘aşk evi’ denen günümüz ‘genel ev’ini, ilginç tuvaletlerini geziyoruz. tuvalet kısmı en ilginç olan yer. o dönem tüm ticaret ilişkileri tuvaletlerde yapılırmış. o yüzden oturaklı kubur şeklinde inşa edilen, yan yana duran onlarca tuvaletin ortasına da o döneme özel fıskiye (veya havuz) gibi bir şey koymuşlar. insanlar bir yandan hacetini görürken diğer yandan da ticaret yapıyorlarmış. eh biz de bu durumdan oldukça feyz aldık ve anı fotoğrafları çektirdik bu ilginç ‘hela’da. efes turu’nun son kısmı ise antik tiyatro kısmıydı. oldukça büyük olan tiyatronun içinde bir süre oturduk, akustiğini test ettik. efes turu 1,5 saatte son buldu.

61895213.jpg


12011320.jpg


71509068.jpg


saatlerimiz 16’ya varmaktaydı ki biz meryemana evi’ndeydik. isa’nın annesi meryem’in yaşamının son yıllarını burada geçirdiği rivayet edilir. üç kere gelen kişinin hacı olacağı söylenir. md bu ziyaret sonrası hacı oldu, ayrı bir şeref nişanı da takılabilir kendisine, kutluyoruz :smiley: bahçede bulunan dilek ağacına benzeyen çaput bağlanan yere de arkadaşlar çeşitli dileklerde bulunarak çaput bağladılar. çaput bağlayanların bir kısmının dileği ‘arızasız ve az yakıt harcanan bir gezi olması’ yönündeydi. ve bu dilekler gerçek oldu… italyan vatandaşların yaptığı ayin oldukça etkileyiciydi. bizler de bir kenarda, kimseyi rahatsz etmeden ‘sordum sarı çiçeğe’ ilahisini seslendirerek ufak bir ayin yaptık sayılır.

meryemana evi ziyareti sonrası selçuk’ta bahtiyar’la vedalaştık. göz açıp kapayıncya dek bitecek askerliğinin sonrasında yine etkinliklerde, kamplarda birlikte olacağız zaten… sonrasında yönümüz yine güneydi. otobana attık kendimizi. 19.30 sularında sakar geçidi’nde durduk ve gökova körfezi’ne doğru derin bir nefes aldık. araçların en fazla zorlandığı kısım bu sakar geçidi bölümüydü. ayarlarımız biraz bozulsa da herhangi bir aksilik yaşamadık. sakar’dan aşağıya vurup inbükü’ne doğru yol almaya devam ettik. marmaris’te bir grup alışveriş molası verdi. bir grup da önden gidip kamp alanına bakmaya gitmiştik.

310ifh.jpg


311r.jpg


datça’ya 50 km vardı ve biz inbükü mesire yeri’ne varmıştık. saatlerse 22’yi biraz geçmişti. toprak yol ikiye ayrılıyordu. sol kısımdan kamp alanına, sağ kısımdan da günlük ziyaretçilere ayrılan koya gidiyordu. haliyle kamp alanına doğru girdik. kamp alanının insan ve araç yığını olduğunu görünce görevlinin “yan taraf da günübirlikçilerin yeri var ama orada elektrik yok, çeşme yok sadece duş var, bir de tuvalet biraz uzak” demesine aldırmadan oraya geçtik. tam deniz kıyısına inecekken kocaman bir çukur olduğunu gördük. sanırım bu çukur günübirlikçiler geldiklerinde araçlarını buraya sokamasın diye açılmış bir çukurdu. ama tüm gezi boyunca bizlerle olan dostumuz ali dayı’nın jipi önden geçme denemesi yaptı. o geçince ardından bizler de denizin kıyısına çektik araçlarımızı. manzara müthiş, ortam müthiş, deniz müthiş, ay müthişti… bizden başka kimse yoktu. hemen jeneratör çalıştı ve yemek masamızın üzeri aydınlatıldı. karpuzlar kesildi, soğuk biralar bir bir açıldı, peynirler, domatesler masaya renk kattı. atıştırılan yemeklerden sonra kampın delileri denizdeydi. saatler gece yarısına varmıştı. ay turuncu haliyle tüm denizi ve kamp alanını aydınlatıyordu. ve deli deniz severler denizin içindeydi tebessüm halinde. gece uzadı, uzadı, uzadı… şunun şurasında ne kaldı ki datça’ya?

devam edecek...
 

Ynt: Bir Vosvosun Penceresinden "Ege" (11-18 Temmuz 2009)

Ne yedik içtik gezdik be. Anlatılmaz yaşanır diyorum. Hatta bu geziden sonra Amerikaya yerleşmeyi bile 4 kez düşünmem gerekecek :smiley: Şu Şirince'deki kahvaltı adamı öldürür. Ama zevkten. Her gün ayrı bir maceraydı :smiley:

Bendeki 2. haftanın toplu fotolardan bişeyler koyayim. Bir de afrodit fotoğrafımız var :smiley:


Behram Kale Hatırsaı
5252_227900650190_734465190_8076077_5080066_n.jpg


Behramkale Otobüsü. Ama Sunay acil durum frenini çekmiş sanırım
5252_227896955190_734465190_8075998_789007_n.jpg


İmece evinde bilgilendirme faaliyetleri
5252_227910840190_734465190_8076275_1183_n.jpg


Venüs mü desem Afrodit mi. Eli yüzü düzgün. Bir içim su :smiley:
5252_227913505190_734465190_8076333_6165161_n.jpg
 



Ynt: Bir Vosvosun Penceresinden "Ege" (11-18 Temmuz 2009)

Gezinizi keyifle izledik.
Paylaşım için teşekkürler
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,741
Mesajlar
1,523,014
Kayıtlı Üye Sayımız
166,558
Kaydolan Son Üyemiz
yldrmsvs58

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst