Ynt: Baharı Camper'la Kovalamak; İstanbul'dan Beyşehir'e Bir Rota
Baharı Camper'la Kovalamak; İstanbul'dan Beyşehir'e bir rota-2. Gün
Daha önceki gezilerde Eğirdir Gölünü hep sağ taraftan dolaşıp aşağılara ineriz. Bu seferde sol taraftan dolaşıp, Çay, Karacaören, Büyükkabaca, Barla üzerinden Eğirdir’e gidelim istedik. Gecelemeyi burada yapacağız. Yaklaşık 200-250 km kadar yolumuz var. Afyonkarahisar içinde kısa bir çay molası sonrası Karacaörene’e kadar hiç durmadan devam ettik. Burada bir tepede yol kenarında durup hem ayaklarımızı açmak ve hem de yol kenarında gördüğümüz kır çiçeklerini fotoğraflamak istedik. Aman Allahım! Burası tam bir cennet. Bayır aşağıya indikçe çiçekler çeşitleniyor. Süsenlerin hiç görmediğim çeşitleri, arap sümbülleri ve adını bilmediğim çok sayıda çiçek var. Bol bol fotoğraflama yaptım. Bu arada ekip yol kenarı, ayak üstü nevalesini hazır etmiş bile. Giderayak 1-2 dolmada ben yedim. Yolun devamında karşımıza Karakuş dağları ve Hoyran gölü çıktı. Daha sonra da Büyükkabaca’yı geçtikten sonra Kayaağzı mesire yerine rast geldik. Güneşin alçalmaya başladığı bir zamanda hemen bu mesire yerine girip, aracımızı park ettik. Hoyran Gölü aslında Eğirdir Gölünün bir uzantısı ve kuzeyde kalan kısmı. Zamanında burası ve Eğirdir iki ayrı gölmüş, sonradan birleşmiş diye okudum. Biz işte bu iki kısmın en dar kısmına yakın yerde olan bir mesire yerinde yaklaşık bir saat geçirdik. Burası tertemiz bir yerdi ve bir de kuş gözlem evi vardı. Burada bir güzel çay demlendi ve kalan yollukları ve çayımızı önümüzde göl, arkamızda zirvelerinde hala kar olan dağ manzarasını seyrede seyrede yedik ve içtik.
Baharı Camper'la Kovalamak; İstanbul'dan Beyşehir'e bir rota-2. Gün
Daha önceki gezilerde Eğirdir Gölünü hep sağ taraftan dolaşıp aşağılara ineriz. Bu seferde sol taraftan dolaşıp, Çay, Karacaören, Büyükkabaca, Barla üzerinden Eğirdir’e gidelim istedik. Gecelemeyi burada yapacağız. Yaklaşık 200-250 km kadar yolumuz var. Afyonkarahisar içinde kısa bir çay molası sonrası Karacaörene’e kadar hiç durmadan devam ettik. Burada bir tepede yol kenarında durup hem ayaklarımızı açmak ve hem de yol kenarında gördüğümüz kır çiçeklerini fotoğraflamak istedik. Aman Allahım! Burası tam bir cennet. Bayır aşağıya indikçe çiçekler çeşitleniyor. Süsenlerin hiç görmediğim çeşitleri, arap sümbülleri ve adını bilmediğim çok sayıda çiçek var. Bol bol fotoğraflama yaptım. Bu arada ekip yol kenarı, ayak üstü nevalesini hazır etmiş bile. Giderayak 1-2 dolmada ben yedim. Yolun devamında karşımıza Karakuş dağları ve Hoyran gölü çıktı. Daha sonra da Büyükkabaca’yı geçtikten sonra Kayaağzı mesire yerine rast geldik. Güneşin alçalmaya başladığı bir zamanda hemen bu mesire yerine girip, aracımızı park ettik. Hoyran Gölü aslında Eğirdir Gölünün bir uzantısı ve kuzeyde kalan kısmı. Zamanında burası ve Eğirdir iki ayrı gölmüş, sonradan birleşmiş diye okudum. Biz işte bu iki kısmın en dar kısmına yakın yerde olan bir mesire yerinde yaklaşık bir saat geçirdik. Burası tertemiz bir yerdi ve bir de kuş gözlem evi vardı. Burada bir güzel çay demlendi ve kalan yollukları ve çayımızı önümüzde göl, arkamızda zirvelerinde hala kar olan dağ manzarasını seyrede seyrede yedik ve içtik.