Ynt: Ankara'da Doğada Çadır Kurulabilecek Yerler
Bu konu ile ilgili bir anekdot da ben aktarayım....
Yıllar önce Saroz-Erikli- Orman kampında gündüzden çadırı kurduk..... Büyük bir aile çadırı ve içi iki odalı... Bacanak, baldız ve yeğenler falan... Gündüz hava cam gibi açık ve güneşli idi.. Çadırı kamptaki diğerleri gibi çam ağaçlarının altına kurduk.... Bir tek biz çadırın etrafına oluk açtık... Hatta bacanak bu güzel yaz havasında çadırın etrafındaki olukları açmamın gereksizliğinden bahsetti... Ben yeğenlere örnek olsun görerek öğrensinler diye kamp ve çadırla ilgili uygulamalı yapmak amacıyla bu işlemleri yaptım...
Neyse,,, akşam mangal , gece çay faslından sonra yattık.. gece yarısından sonra bir yağmur bir fırtına, etrafı sel götürdü.. Tüm kamp alanındaki çadırları sel götürdü.. Bir tek bizim çadıra su girmedi, sular çadırın etrafındaki oluklardan dere olup aktı....
Şu da var ki, çadır kalabalık olduğundan çadırın önündeki sundurmada yazlık tulumda yatmıştım... Gece tulumun içindeki birtakım kıpırtılardan rahatsız olup uyandım.. El fenerini yaktım (o zamanlar kafa lambası falan yok tabi) ve tulumu silkelediğimde, koyungözü diye tabir edilen sert kabuklu solucana benzeyen bir böcek türünden yüzlercesinin tuluma girdiğini ve benim de tüm vücudumda dolaştıklarını gördüm... Korku filmi gibi bir görüntüydü.. Neyse ki bu tür şeylerden ne tiksinirim, ne de korkarım... Tulumu silkeleyip tekrar yattım... Sabah yine aynı görüntü..... Meğer bu böcekler nemli ve sıcak yerlere bayılıyorlarmış..... Tulum da bu şartlar için ideal ortam.... Sabah diğer çadırları da incelediğimde çadırların üstünde nem boşaltan yerlere bu hayvancıkların yüzlercesinin konuşlandığını gördüm...
Neticede zarar görmedim ama görmeyeceğimizin garantisi de yok.... Çadırın sinekliğinin dışına çıkmamak gerektiğini bir kere daha görmüş oldum.... Hiç bir şey olmasa bile, sivrisineklere bol bol kan bağışında bulunmanın gereği yok..
Saygılarımla