cygnet
Kamp I
- Mesajlar
- 199
- Tepkime Puanı
- 24
Bodrum'un Güvercinlik mahallesinde ki bir kamping yerinde 2013 yaz sezonunda "sabit düzen" oluşturduğumuz karavanımızda 2 nci yılımızı yaşadık..Son derece huzurlu, sakin ve bol oksijenli ortamda çok sevdiğimiz komşularımızla mutlu bir yaz sezonu yaşayıp 7.Ekimde İstanbul'a döndük..Gözümüz arkada kalarak..Çünkü sonbahar havası yerine yazdan artmış günler olarak saydığımız o bol güneşli günler , sütliman deniz hiç aklımızdan çıkmıyordu.
Gelgelelim 25.Kasımda Güvercinlik körfezinde doğan hortum afeti sahile doğru ilerleyerek Güvercinlikte ki 2 kampingde kalan karavanların bazılarını pert ederek karaya doğru yönelip Mumcular ilçesinde de uzun süre hatırlardan çıkmayacak büyük zararlar vermiş..
Pert olan karavanlardan biri de bizim karavanımız oldu..
Olayın öncesini anlatmamda fayda var.
Kamping içinde yüksekliği 20 mt yi bulan 30-35 senelik okaliptus ağaçları bulunuyor..Kampingde sabit düzen halinde bulunan 11 karavandan 6 sı bu ağaçların hemen dibinde lokalize olmuş durumda..Bizim karavanımız da bu ağaçlardan ikisinin hemen yanındadır.
Kamping yöneticisi ve sahibi olan aile zamanla uzayan ve budanması gereken dalları kesmek için gerekli çabayı göstermiş olmakla birlikte (belediyeden vinçli araç talebinde bulunarak) belediyenin umursamaz tavrı nedeniyle dallar kesilemedi..Hortum afeti esnasında da bu ağaçlardan birini ortasından dilim gibi kesen hortum ağacı bizim karavana doğru devirmiş ama Allaha şükürler olsun ki , ağacın kalın gövdesi onun önünde duran daha kalın gövdeli bir ağaca çarpıp yana düşerken budanamayan dallardan biri bizim karavanın çatısını delerek 60 cm çapında bir göçük oluşturmuş..Birlikte yağan yağmur suyu da bu delikten içeri girerek karavanın içinde birikim oluşturmuş..
TV haberlerinde dikkatle izlerken "Bodrum'da hortum" haberini duyduğumuzda hemen kampingde yaz-kış kalan bir aileyi aradık.. Bize üzülmeyelim diye öncesinde gerçeği söylemediler..Ama aradan 2 gün geçip de devrilen ağacın kesilerek düştüğü yerden kaldırılmasını müteakip , karavanımızın üzerine adam çıkarmışlar ve gerçek manzarayı görünce tel ile haber verdiler.
Kayınvalidemin geçireceği küçük bir operasyonun tarihi de aynı olayla çakışınca önceliği bu operasyona verip 2 gün geçtikten sonra kampinge ulaştık..Manzara beklediğimizden hatta bize tel da aktarılan da fazla üzücüydü..Karavana girdiğimizde yerlerde 1 cm kalınlığında yağmur suyu vardı..Karavanın arka tarafında ki oturma grubunun tavanında ise tam ortada bir insanın içinden geçebileceği irilikte bir delik bulunuyordu.
Göçük oluşur oluşmaz kamptaki aile hemen bir sera naylonu ile karavanı komple örterek sonradan yağacak yağmurun önünü almışlar..Sonradan yağan yağmur da bu göçüğün üzerinde bir havuz oluşturmuştu..
Manzarayı görünce eşim ağlamaya başladı..Teselli edip onu yatıştırdım ve ağlamayı kesince ne yapılması gerektiğine karar vermeğe çalıştık. Akşamın olmasına ve karanlığın çökmesine 2 saat vardı ve biz bu zaman içinde acilen yapılması gerekeni yapmalıydık..Önce yerdeki yağmur suyunu tahliye edip karavanın içini temizledik..Sonra tavan dolaplarında ki giyim ve yatak eşyalarımızı dışarı çıkardık..Onların kupkuru olması bizi biraz rahatlattı..Mutfak dolabı içindeki mutfak malzemelerinde de zaiyat yoktu...Detaylı bir incelemede hasarın sadece tavanda ki göçük olduğunu görünce içimize biraz daha su serpildi..
Göçüğün oluşması ve sonrasında yağan yağmurdan sonra bizim oraya 2 gün sonra ulaşmamıza rağmen karavan içinde son derece hafif bir nem kokusu vardı ..
O geceyi yakında ki bir otelde geçirdik ve ertesi sabah havanın da güneşli olmasına şükrederek erkenden olay yerine geldik..2 sene önce Pino karavandan aldığım Pİ2010 model bir mini karavanımız da kampingin otoparkındaydı..Eşyalarımızın neredeyse tümünü o mini karavana doldurduk..Büyük hacımlı ve ebatlı olanları ise karavana bitişik nizamda duran çardağın içine yaydık..Böylece hasarlı karavanı boşalttık..
Kampingde kendilerine ait çelik konstriksiyonla sabit bir konteynır yapmağa çalışan Denizli'den mühendis bir arkadaş ekibiyle gelmişler ve çalışma yapıyorlardı..Bizi görünce yanımıza geldiler ve onlara manzarayı gösterdim..Tabi çok üzüldüler , bizim yıkılımış halimizi görünce üzüntüleri arttı..Önce havuz yapan yağmur suyunu karavanın içinden yukarı doğru iterek tahliye ettik..O havuzu boşalttık...Daha sonra kendilerine kullanmak için getirdikleri OBS denilen kalın yongaların sıkıştırılmasıyla imal edilmiş bir cins suntadan 2m2 lik bir parça kesip göçüğün üzerine koyup onu kapadılar..OBS üzerine benim İstanbul'Dan getirdiğim branda parçasını yadılar en son olarak da sabahleyin nalburdan alıp yanımda getirdiğim 80 m2 lik sera naylonunu beni hiç işin içine sokmadan kendileri karavan ve çardağın üzerine serip , iplerle 2 kez sarmalayarak bana sonucu teslim ettiler..
Kendi işlerini bırakıp benim işimle 45 dk kadar zaman harcayan bu yardımsever karavan dostlarına buradan da teşekkür etmek isterim.
Biz yapılması gerekenleri yaptık, karavanı kışın yağacak sakin yağmurlara karşı tedbirli hale getirdikten sonra içimiz biraz ferahlayarak geceyi geçireceğimiz otelimize döndük...Ertesi sabah (dün) da İstanbul'a hareket ettik..Karavanımız artık Allah'a emanet..
Gelelim işin kampingi ilgilendiren boyutuna.
Kampinglerde uzun süreli kalan karavan sahiplerinin hiçbirinin kamp yöneticisi veya sahibi ile aralarında yapılmış bir kontrat olmadığını biliyoruz..Bu durum kamp yönetimini herhangi bir afet durumunda görünürde "haklı" duruma getiriyor. Zarar gören karavan sahibinin elini kolunu bağlıyor ve onu kaderiyle başbaşa bırakıyor..İş tamamen kamp sahibinin yüreğinin genişliğine kalıyor..Zararı tazmin etmek gibi.
Biz ve orada bizden eski kalan 12 e yakın karavancı aile kamp sahibine her sene belli bir bedel kira ödüyorlar..Çünkü kamping kışın da açık olduğundan karavanları kışın başka yere nakledilmesi konusu yok.
Herhangi bir tabiat olayında veya yangın da olsa karavanların göreceği zararı nasıl ve kim karşılayabilir?
Bu soruyu gezenbilir'de bu sayfayı okuyan herkese sormak isterim..Buna benzer daha önceden yaşanmış bir uygulama varmıdır?..
Biz kamp sahibine nasıl bir yaptırımda bulunabiliriz ?..Hasarlı karavanımızla başbaşa kalmak kaderimiz mi olacak ?
Bizim düşüncemize göre ağacın dalları budanmış olsaydı o kesilmesi gereken dal , kesilmiş olacağı için bizim karavanın çatısını delmeyecekti..
Burada kamping sahibi kendi üzerine düşeni yani kesim işini yapan ilçe belediyesine yaptığı talebi ısrarla üstelemediği için suçlumudur?.
Yoksa belediye mi suçludur ?
Kamping dahibinin yaptığı talep sadece tel ile yapılmış olduğundan,yazılı bir belge olmadığından ispatı mümkün değildir. Böyle olunca da beldeiye kendini kolay savunacaktır..."Böyle bir talep gelmedi" gibi.
Bugün olay bizim başımıza geldi..Dünyada iklim şartları değişiyor...Güvercinlikte oluşan bu hortum 30 seneden sonra olan ilk olaymış..Seneye tekrarlamayacağının garantisi yok..Veya olay Güvercinlikte olmayıp , Alanya'da veya bir başka tatil yöresinde de olabilir...Hatta yazın dahi olabilir..
Hortum olayını da bıraktım, kamp alanında yangın çıksa ve karavanlar zarar görse ve kamp idaresi yeterli ekipman ve söndürücüden , faaliyetteb uzak olsa zararınızı kim ödeyecek?
Bu soruyu sizler de kendinize sorun ve kamping idare edenlerle konaklayan arasında hukuki bir sözleşmenin yaratılmasında ön ayak olun..
Bugün bana , yarın size olabilir..Ve bu sayfalara siz yazıyor olabilirsiniz..
Gelgelelim 25.Kasımda Güvercinlik körfezinde doğan hortum afeti sahile doğru ilerleyerek Güvercinlikte ki 2 kampingde kalan karavanların bazılarını pert ederek karaya doğru yönelip Mumcular ilçesinde de uzun süre hatırlardan çıkmayacak büyük zararlar vermiş..
Pert olan karavanlardan biri de bizim karavanımız oldu..
Olayın öncesini anlatmamda fayda var.
Kamping içinde yüksekliği 20 mt yi bulan 30-35 senelik okaliptus ağaçları bulunuyor..Kampingde sabit düzen halinde bulunan 11 karavandan 6 sı bu ağaçların hemen dibinde lokalize olmuş durumda..Bizim karavanımız da bu ağaçlardan ikisinin hemen yanındadır.
Kamping yöneticisi ve sahibi olan aile zamanla uzayan ve budanması gereken dalları kesmek için gerekli çabayı göstermiş olmakla birlikte (belediyeden vinçli araç talebinde bulunarak) belediyenin umursamaz tavrı nedeniyle dallar kesilemedi..Hortum afeti esnasında da bu ağaçlardan birini ortasından dilim gibi kesen hortum ağacı bizim karavana doğru devirmiş ama Allaha şükürler olsun ki , ağacın kalın gövdesi onun önünde duran daha kalın gövdeli bir ağaca çarpıp yana düşerken budanamayan dallardan biri bizim karavanın çatısını delerek 60 cm çapında bir göçük oluşturmuş..Birlikte yağan yağmur suyu da bu delikten içeri girerek karavanın içinde birikim oluşturmuş..
TV haberlerinde dikkatle izlerken "Bodrum'da hortum" haberini duyduğumuzda hemen kampingde yaz-kış kalan bir aileyi aradık.. Bize üzülmeyelim diye öncesinde gerçeği söylemediler..Ama aradan 2 gün geçip de devrilen ağacın kesilerek düştüğü yerden kaldırılmasını müteakip , karavanımızın üzerine adam çıkarmışlar ve gerçek manzarayı görünce tel ile haber verdiler.
Kayınvalidemin geçireceği küçük bir operasyonun tarihi de aynı olayla çakışınca önceliği bu operasyona verip 2 gün geçtikten sonra kampinge ulaştık..Manzara beklediğimizden hatta bize tel da aktarılan da fazla üzücüydü..Karavana girdiğimizde yerlerde 1 cm kalınlığında yağmur suyu vardı..Karavanın arka tarafında ki oturma grubunun tavanında ise tam ortada bir insanın içinden geçebileceği irilikte bir delik bulunuyordu.
Göçük oluşur oluşmaz kamptaki aile hemen bir sera naylonu ile karavanı komple örterek sonradan yağacak yağmurun önünü almışlar..Sonradan yağan yağmur da bu göçüğün üzerinde bir havuz oluşturmuştu..
Manzarayı görünce eşim ağlamaya başladı..Teselli edip onu yatıştırdım ve ağlamayı kesince ne yapılması gerektiğine karar vermeğe çalıştık. Akşamın olmasına ve karanlığın çökmesine 2 saat vardı ve biz bu zaman içinde acilen yapılması gerekeni yapmalıydık..Önce yerdeki yağmur suyunu tahliye edip karavanın içini temizledik..Sonra tavan dolaplarında ki giyim ve yatak eşyalarımızı dışarı çıkardık..Onların kupkuru olması bizi biraz rahatlattı..Mutfak dolabı içindeki mutfak malzemelerinde de zaiyat yoktu...Detaylı bir incelemede hasarın sadece tavanda ki göçük olduğunu görünce içimize biraz daha su serpildi..
Göçüğün oluşması ve sonrasında yağan yağmurdan sonra bizim oraya 2 gün sonra ulaşmamıza rağmen karavan içinde son derece hafif bir nem kokusu vardı ..
O geceyi yakında ki bir otelde geçirdik ve ertesi sabah havanın da güneşli olmasına şükrederek erkenden olay yerine geldik..2 sene önce Pino karavandan aldığım Pİ2010 model bir mini karavanımız da kampingin otoparkındaydı..Eşyalarımızın neredeyse tümünü o mini karavana doldurduk..Büyük hacımlı ve ebatlı olanları ise karavana bitişik nizamda duran çardağın içine yaydık..Böylece hasarlı karavanı boşalttık..
Kampingde kendilerine ait çelik konstriksiyonla sabit bir konteynır yapmağa çalışan Denizli'den mühendis bir arkadaş ekibiyle gelmişler ve çalışma yapıyorlardı..Bizi görünce yanımıza geldiler ve onlara manzarayı gösterdim..Tabi çok üzüldüler , bizim yıkılımış halimizi görünce üzüntüleri arttı..Önce havuz yapan yağmur suyunu karavanın içinden yukarı doğru iterek tahliye ettik..O havuzu boşalttık...Daha sonra kendilerine kullanmak için getirdikleri OBS denilen kalın yongaların sıkıştırılmasıyla imal edilmiş bir cins suntadan 2m2 lik bir parça kesip göçüğün üzerine koyup onu kapadılar..OBS üzerine benim İstanbul'Dan getirdiğim branda parçasını yadılar en son olarak da sabahleyin nalburdan alıp yanımda getirdiğim 80 m2 lik sera naylonunu beni hiç işin içine sokmadan kendileri karavan ve çardağın üzerine serip , iplerle 2 kez sarmalayarak bana sonucu teslim ettiler..
Kendi işlerini bırakıp benim işimle 45 dk kadar zaman harcayan bu yardımsever karavan dostlarına buradan da teşekkür etmek isterim.
Biz yapılması gerekenleri yaptık, karavanı kışın yağacak sakin yağmurlara karşı tedbirli hale getirdikten sonra içimiz biraz ferahlayarak geceyi geçireceğimiz otelimize döndük...Ertesi sabah (dün) da İstanbul'a hareket ettik..Karavanımız artık Allah'a emanet..
Gelelim işin kampingi ilgilendiren boyutuna.
Kampinglerde uzun süreli kalan karavan sahiplerinin hiçbirinin kamp yöneticisi veya sahibi ile aralarında yapılmış bir kontrat olmadığını biliyoruz..Bu durum kamp yönetimini herhangi bir afet durumunda görünürde "haklı" duruma getiriyor. Zarar gören karavan sahibinin elini kolunu bağlıyor ve onu kaderiyle başbaşa bırakıyor..İş tamamen kamp sahibinin yüreğinin genişliğine kalıyor..Zararı tazmin etmek gibi.
Biz ve orada bizden eski kalan 12 e yakın karavancı aile kamp sahibine her sene belli bir bedel kira ödüyorlar..Çünkü kamping kışın da açık olduğundan karavanları kışın başka yere nakledilmesi konusu yok.
Herhangi bir tabiat olayında veya yangın da olsa karavanların göreceği zararı nasıl ve kim karşılayabilir?
Bu soruyu gezenbilir'de bu sayfayı okuyan herkese sormak isterim..Buna benzer daha önceden yaşanmış bir uygulama varmıdır?..
Biz kamp sahibine nasıl bir yaptırımda bulunabiliriz ?..Hasarlı karavanımızla başbaşa kalmak kaderimiz mi olacak ?
Bizim düşüncemize göre ağacın dalları budanmış olsaydı o kesilmesi gereken dal , kesilmiş olacağı için bizim karavanın çatısını delmeyecekti..
Burada kamping sahibi kendi üzerine düşeni yani kesim işini yapan ilçe belediyesine yaptığı talebi ısrarla üstelemediği için suçlumudur?.
Yoksa belediye mi suçludur ?
Kamping dahibinin yaptığı talep sadece tel ile yapılmış olduğundan,yazılı bir belge olmadığından ispatı mümkün değildir. Böyle olunca da beldeiye kendini kolay savunacaktır..."Böyle bir talep gelmedi" gibi.
Bugün olay bizim başımıza geldi..Dünyada iklim şartları değişiyor...Güvercinlikte oluşan bu hortum 30 seneden sonra olan ilk olaymış..Seneye tekrarlamayacağının garantisi yok..Veya olay Güvercinlikte olmayıp , Alanya'da veya bir başka tatil yöresinde de olabilir...Hatta yazın dahi olabilir..
Hortum olayını da bıraktım, kamp alanında yangın çıksa ve karavanlar zarar görse ve kamp idaresi yeterli ekipman ve söndürücüden , faaliyetteb uzak olsa zararınızı kim ödeyecek?
Bu soruyu sizler de kendinize sorun ve kamping idare edenlerle konaklayan arasında hukuki bir sözleşmenin yaratılmasında ön ayak olun..
Bugün bana , yarın size olabilir..Ve bu sayfalara siz yazıyor olabilirsiniz..