2010- İzmir Çevresi Gezilerimiz

[egeli]

Ynt: 2010- İzmir Çevresi Gezilerimiz

2010- Kasım İZMİR DOĞAL YAŞAM PARKI'ndayız...

İzmir'lilerin ve İzmir'i gezmeye gelenlerin görmesi gereken yerlerden biri.. İzmir Doğal Yaşam Parkı.
İzmir'in Çiğli İlçesi sınırları içinde 425.000 m2. arazi üzerine kurulmuş, 120 türde 1200 den fazla hayvan barındıran bir yer burası.. Türkiye'nin en büyük hayvanat bahçelerinden Gaziantep, Samsun, Ankara hayvanat bahçelerinden çok farklı.. Burada hayvanlar kafesler içinde değil, doğada yaşadıkları yerlere benzer ortamlarda barınıyorlar.. Böylece, onlar da kendilerine özgü davranışlarda bulunabiliyor, bizler de onları daha yakından görme imkanı bulabiliyoruz..

[attachment=1]

Örneğin; kuşlar.. sülünler, tavus kuşları hemen yanınızda, ayaklarınızın dibinde geziyorlar...

[attachment=2]
[attachment=3]
[attachment=4]
[attachment=5]

 

[egeli]

Ynt: 2010- İzmir Çevresi Gezilerimiz

[attachment=1]

Uykudan yeni uyanan dişi aslan..

[attachment=2]

Bahçesindeki ağaca sürtünerek sırtını kaşımaya çalışan bir ayıcık..

[attachment=3]

İştahla yemeğini yiyen bir kızıl şahin...

[attachment=4]

Ve ömrünün büyük bir bölümünü İzmir Hayvanat Bahçesinde geçirmiş, buranın maskotu haline gelmiş fil Pak Bahadır'ın görkemli mezarı..

[attachment=5]

 

[yugun]

Ynt: 2010- İzmir Çevresi Gezilerimiz

Ben Bahadır'ı yaşarken görmüştüm, Öldüğünü de duymuş ve üzülmüştüm ama buraya gömüldüğünü bilmiyordum.
İzmir Bahadır'ı o kadar sevmiş ki anıtmezar bile yapmış ona, gerçekten çok ilginç, Dünya'da böyle bir şey var mıdır acaba başka? Sanmıyorum. İşte bu şehri sevmek için bir neden daha...
Bu güzel yerleri paylaşmaya devam ettiğiniz için teşekkürler.

 

[egeli]

Ynt: 2010- İzmir Çevresi Gezilerimiz

Tropikal iklim ortamının ısı ve nemiyle aynen yansıtıldığı kısımda, bu iklime ait bitkiler ve hayvanlar sergileniyor.

[attachment=1]
[attachment=2]
[attachment=3]
[attachment=4]

Bu arada, bugünkü gazetelerden öğrendiğimize göre; Doğal Yaşam Parkının sakinlerinden Asya fili çiftinin 70 kg. ağırlığında minicik bir bebekleri olmuş. Ana-babayı kutlar, minik (!) bebeğe sağlıklı, uzun ömürler dileriz..

Sadece bir kaçının fotoğrafını yüklediğimiz bu geniş hayvanlar mahallesini ziyaret ettiğinizde saatlerin nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz.. Yorulduğunuzda veya acıktığınızda kafeteryalar hizmetinizde..

Biz, burayı gezmekten büyük keyif aldık.. Sizlerle paylaşmak istedik..
Hoşça kalın...

 

[drares]

Ynt: 2010- İzmir Çevresi Gezilerimiz

Doğal yaşam parkına gideceklere bazı önerilerim olacak; Öncelikle bir kaç saat sürecek bir geziye hazırlıklı olsunlar.Açık bir alanda 3-4 saat geçirecekler ve yaya yürüyecekler. Yaz için ince elbise, şapka, güneş gözlüğü, spor ayakkabı, sıvı içecek ilk akla gelenler. Kış ayları içinse sıkı giyiinmek, şemsiye bulundurmak, yine yürüyüşe uygun ayakkabı giymek tavsiye edilir. Ayrıca tropik alan yaz kış oldukça sıcak ve rutubetli, Gezerken kendinizi amazon ormanlarında sanıyorsunuz. Buradan çıktığınızdaysa yapış yapış terli oluyorsunuz. Dış ortamda kafeler var ancak çok sık değil, ulaşmak için bir hayli yürümek gerekiyor. Bu güzel geziyi bizimle paylaştığınız için teşekkürler

 

[egeli]

Ynt: 2010- İzmir Çevresi Gezilerimiz


Haşmet Bey,

Benim atladığım ( hatta düşünemediğim) bir konuyu ele almak çok yerinde olmuş.. Önerilerinizin, gidecekler için yararlı olacağından eminim. Teşekkürler.. Selamlar...

 

[egeli]

Ynt: 2010- İzmir Çevresi Gezilerimiz


2010 - Ocak TİRE'deyiz...

Tire, İzmir'in 80 km. uzaklıkta, yemyeşil, şirin bir ilçesi.. Ege'nin tüm tipik özelliklerini taşıyan bir yer. Bir başka özelliği de, İstanbul gibi yedi tepe üzerine kurulmuş olması.. Bunlar; Toptepe, Duatepe, Maltepe, Karatepe, Kohoz, Hacı Kalfa, Buğday Dede olarak adlandırılmış..
Buğday Dede Tepesinin, daha doğrusu tepeye bu adın verilişinin bir öyküsü var.. Bu tepede yaşayan yaşlı bir çift, yoksul gördükleri kişilere çuvalla buğday verirlermiş. Fakat, bu çiftin anbarlarında buğday hiç bitmez, aksine her geçen gün çoğalırmış... Şimdi bu tepede, bu iyiliksever çiftin eski, yıkık-dökük mezarları bulunuyormuş.

[attachment=1]

Havanın güzel olması, bir de (bilmeden gittiğimiz halde) o gün pazar kurulmuş olması nedeniyle, yoğun bir araç trafiği ve kalabalıkla karşılaştık.
Tire Pazarı, yerli halkın kendi bahçesinde yetiştirdiği sebze ve meyveleri, evde yapılan reçel, salça, tarhana, erişte gibi ürünleri sattığı şirin bir yer.. Bir de buranın ünlü 'çamur peyniri' var..

[attachment=2]

Tire Pazarının bir diğer bölümü de, özellikle hanımların ilgisini çeken 'elişi pazarı'.. Tireli hanımlar yaptıkları elişlerini bu pazarda satışa çıkarıyorlar.. Yemeni oyaları, tığ işi örtüler, danteller, çeşitli iğne oyaları çevre il ve ilçelerden gelen hanımları alışverişe heveslendiriyor...

[attachment=3]
[attachment=4]

 

[egeli]

Ynt: 2010- İzmir Çevresi Gezilerimiz

[attachment=1]

Tire, eski bir yerleşim yeri olduğundan çok sayıda tarihi yapıya sahip.. Kurşunlu Han, bunlardan biri..

[attachment=2]
[attachment=3]

Merkezde Necippaşa Kütüphanesi.

[attachment=4]

Veeee... Ünlü Tire köftesi.. Görüntüsü bile iştah açıyor...

[attachment=5]

Aslında, Tire'yi gezmek için bir gün, özellikle de kısa olan bir kış günü kesinlikle yetmiyor.. Çünkü gezilecek, görülecek öyle çok yeri var ki.. İlk fırsatta tekrar gelmeyi düşünüyoruz, ayrılırken.. Fakat kesinlikle pazarın kurulduğu gün olmayacak , bu gezi.. Çünkü, pazara girince saat mefhumu kalmıyor. Bir bakıyorsunuz, hava kararmış, akşam olmuş...

Not: Gitmeyi düşünen arkadaşlara salı haricinde gitmeleri, Yavuz'un şiddetle önerisidir..

 

[gezmen]

Ynt: 2010- İzmir Çevresi Gezilerimiz

Aslında, Tire'yi gezmek için bir gün, özellikle de kısa olan bir kış günü kesinlikle yetmiyor.. Çünkü gezilecek, görülecek öyle çok yeri var ki.. İlk fırsatta tekrar gelmeyi düşünüyoruz, ayrılırken.. Fakat kesinlikle pazarın kurulduğu gün olmayacak , bu gezi.. Çünkü, pazara girince saat mefhumu kalmıyor. Bir bakıyorsunuz, hava kararmış, akşam olmuş...

Not: Gitmeyi düşünen arkadaşlara salı haricinde gitmeleri, Yavuz'un şiddetle önerisidir..

Yavuz Beye katılamadığımı belirtmeliyim. Tire gezisi için, bir gün yetmez zaten; koşuşturmaca ile geçer. 2-3 gün ancak yeter ve bir gün ise muhakkak yalnızca salı pazarına ayrılmalıdır. Böyle bir gezi için, yılın tüm ayları uygun olsa bile benim tercihim, ilk ve sonbahardır.
Kaplan'a çıkmamışsınız sanıyorum Ülker Hanım; bir daha giderseniz salık veririm.

İyi geziler!
Cavid Sezen

 

[Çöl Kartalı]

Ynt: 2010- İzmir Çevresi Gezilerimiz

Harika bir dizi gezi için çok teşekkürler. Bu yıl kısmet olursa bu yerleri görmek istiyoruz. Her zamanki gibi anlatım ve fotoğraflarınız süper

 

[freegraf]

Ynt: 2010- İzmir Çevresi Gezilerimiz

Sn.abimiz elinize ve OPTK inize sağlık iyi bir paylaşım olmuş.sayenizde biraz iç tarafları pazarları ve sade ege halkını bir daha hatırladık.iyi gezmeler.

 

[mayıstosböce]

Ynt: 2010- İzmir Çevresi Gezilerimiz

Yemek güzel,göller güzel,hayvanlar güzel,pazar güzel hepsi güzel olurmu bana göre hepsi güzel.
Yeni doğan file isim yarışması başlatmışlardı,sonucunu bilmiyorum.

 

[egeli]

Ynt: 2010- İzmir Çevresi Gezilerimiz

Cavid Bey,
Daha önceki gezilerimizde çıktığımızdan bu kez Kaplan'a çıkmadık. Akşam için bir programımız olduğundan, Cambazlı'ya kadar çıkıp, döndük..
Salı günü dışında bir gün gidilmesi önerisi ise, günübirlik geçişler içindi. Çünkü, biz hanımlar pazarda o kadar çok zaman harcıyoruz ki, başka bir yer gezmeye fırsat kalmıyor..

Her zaman gezilmesi keyif veren bir yer, Tire...

Selamlar..
Ülker&Yavuz

 

[egeli]

Ynt: 2010- İzmir Çevresi Gezilerimiz

Sn. Çöl Kartalı,
Sn. freegraf,
Sn. mayıstosböce,

Yurdumuzun her köşesi öylesine ilgi çekici, öylesine güzelliklerle dolu ki.. Yeter ki, bizler tad almasını bilelim..
İlginizle bizi yüreklendirdiğiniz için teşekkür borçluyuz, sizlere..

İyi günler dileklerimizle..

Ülker&Yavuz

 

[gezmen]

Ynt: 2010- İzmir Çevresi Gezilerimiz

Cambaz'a değin gittiğinize göre, karadut reçelleri çokça alınmış olsa gerek; yarasın diyorum!...
Tire, bizim için Türkiye'de "top 10" listesinde olan bir yer; çok seviyoruz, görmeyenlere de kesinlikle salık veririm..

Cavid Sezen

 

[egeli]

Ynt: 2010- İzmir Çevresi Gezilerimiz

İşte bu şehri sevmek için bir neden daha...

Veee... İzmir ve çevresinin çok güzel bir geleneğinden sözetmek istiyoruz.. Lokma döktürmek... Yeni bir işyeri açan, bir dileği yerine gelen, hastası şifa bulan kimse, bir başkası vefat eden yakınlarının ruhuna sokağın bir köşesine kurulan lokma tezgahlarında lokma döktürür.. Bu lokmalar, gelen-geçen herkese ikram edilir. Kısaca acı veya tatlı olaylar lokma döktürme nedeni olabilir. Lokma döktürmek için ille de bir neden gerekmez.. İsteyen herkes, istediği zaman, istediği yerde hayır için lokma döktürebilir..

[attachment=1]
[attachment=2]

İzmir'e yeni taşındığımız günlerden birinde, bir dükkanın önünde lokmacıyı görünce, hemen sıraya girdik. Lokmalarımızı aldıktan sonra, ücretini kime ödeyeceğimizi sorduğumuzda; 'Siz, yabancısınız, herhalde..' yanıtı şaşırttı, bizi.. Ücretsiz olduğunu, istediğimiz kadar alabileceğimizi söylediklerinde, şaşkınlığımız biraz daha arttı. Çünkü, böyle bir şeyi özellikle İstanbul'da görmek imkansızdır..

[attachment=3]

Bu yörenin bu güzel geleneği sürdürüyor olması, buraları sevmek için bir başka nedendir....