Geçen hafta sonu gezdiğimiz Midilli Adası’nın uluslararası adı Lesvos (=Λέσβος)’tur.En büyük yerleşim yerinin adı Mitilini olduğundan biz bu adayı Midilli olarak adlandırmışız.Ege Denizi’nde dev bir çınar yaprağı şeklinde bulunan Midilli Adası,yaklaşık 1600 kilometrekarelik yüzölçümüyle Girit ve Eğriboz’dan sonra Yunanistan’ın en büyük üçüncü adasıdır.Toplam nüfusu günümüzde yüz bin civarındadır.
Ada,başta zeytinyağı üretimi olmak üzere,uzo üretimi,balıkçılık ve turizme dayalı bir ekonomiye sahiptir.
1462’de Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı topraklarına katılan adada 451 yıl süren Osmanlı hakimiyeti,Balkan Savaşları sonrasında 1913 yılında Londra Antlaşmasıyla son bulmuş ve ada yunan egemenliğine geçmiştir.Ege Denizi’nde bulunan diğer adalar ile kıyaslandığında yeşilden yana zengin olan adanın verimli ovalarında yetişen meyva ve sebzeler doğrudan Osmanlı sarayına gönderilirmiş.Bu özellikleri nedeniyle Midilli Adası tarihte “Zümrüt ada” ya da “İmparatorluğun bahçesi" olarak da adlandırılmıştır.
1922 yılındaki mübadeleyle adadaki türkler,Anadolu’daki rumlar ile yer değiştirir.Adada yaşayan türklerin büyük bir kısmı Ayvalık, Edremit, Dikili ve Bergama’ya yerleştirilir.İkinci Dünya savaşında ada,alman ordusu tarafında işgal edilince bu kez çok sayıda adalı Türkiye’ye sığınmış ve savaş bitene kadar ülkemizde misafir olmuşlardır.
Midilli Adası’nın Türk tarihi açısından bilinmesi gereken iki önemli şahsiyeti vardır.Kanuni Sultan Süleyman döneminin kaptan-ı deryası Barbaros Hayreddin Paşa(1478-1546) Midilli Adası’ndaki Plomari Kasabası doğumludur.Yine ünlü vatan şairimiz Namık Kemal ise 1879-1884 yılları arasında mutasarrıf olarak görev yaptığı Midilli’de pek çok Türk okulu açmış ve Celaleddin Harzemşah gibi ünlü eserleri ile Vaveyla, Murabba, Vatan mersiyesi gibi şiirlerini bu adada iken yazmıştır.
Ada,başta zeytinyağı üretimi olmak üzere,uzo üretimi,balıkçılık ve turizme dayalı bir ekonomiye sahiptir.
1462’de Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı topraklarına katılan adada 451 yıl süren Osmanlı hakimiyeti,Balkan Savaşları sonrasında 1913 yılında Londra Antlaşmasıyla son bulmuş ve ada yunan egemenliğine geçmiştir.Ege Denizi’nde bulunan diğer adalar ile kıyaslandığında yeşilden yana zengin olan adanın verimli ovalarında yetişen meyva ve sebzeler doğrudan Osmanlı sarayına gönderilirmiş.Bu özellikleri nedeniyle Midilli Adası tarihte “Zümrüt ada” ya da “İmparatorluğun bahçesi" olarak da adlandırılmıştır.
1922 yılındaki mübadeleyle adadaki türkler,Anadolu’daki rumlar ile yer değiştirir.Adada yaşayan türklerin büyük bir kısmı Ayvalık, Edremit, Dikili ve Bergama’ya yerleştirilir.İkinci Dünya savaşında ada,alman ordusu tarafında işgal edilince bu kez çok sayıda adalı Türkiye’ye sığınmış ve savaş bitene kadar ülkemizde misafir olmuşlardır.
Midilli Adası’nın Türk tarihi açısından bilinmesi gereken iki önemli şahsiyeti vardır.Kanuni Sultan Süleyman döneminin kaptan-ı deryası Barbaros Hayreddin Paşa(1478-1546) Midilli Adası’ndaki Plomari Kasabası doğumludur.Yine ünlü vatan şairimiz Namık Kemal ise 1879-1884 yılları arasında mutasarrıf olarak görev yaptığı Midilli’de pek çok Türk okulu açmış ve Celaleddin Harzemşah gibi ünlü eserleri ile Vaveyla, Murabba, Vatan mersiyesi gibi şiirlerini bu adada iken yazmıştır.