İklim Değişikliğinin Tehditkâr Etkileri Outdoor Yaşamı Nasıl Etkileyecek?

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan ertunk Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 7
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 609

ertunk

Kamp II
Mesajlar
205
Tepkime Puanı
300
Küresel ısınma ülkemiz iklim kuşağını tropikalleştirmekte.

Kuraklık yaşanan coğrafyamızda ani yağışlar sel baskınlarına ve heyelanlara neden olmakta.

İmarı ve iskanı doğru yönetemeyen siyasilerin bilimsel raporlara, mahkeme kararlarına rağmen doğal yaşamı tahrip eden projelere onay vermesinin sonuçları ya doğal afet ya da kadercilikle savuşturulmakta.

Bilindiği üzere 2008 yılında Esat Edin Kaz dağlarında kamp çadırının sele kapılması sonucu 3 çocuğuyla birlikte yaşamını yitirdi.

Karadeniz’de yoğun yağışlar sonucu oluşan heyelanlar karayolunun kapanmasına, araçların üzerine düşen kaya kütleleri ise ölümle sonuçlanan kazalara neden olmakta

Kırklareli iğneada’da longoz ormanlarında kamp yapanlar ve bungolovlarda tatilini geçirenler sele kapıldı yaşamlarını yitirdi.

Antalya yöresinde ani sele kapılan araçlar karavanlar can ve mal kayıplarına yol açtı.

Kamuoyuna mal olmamış onlarca felaket yaşanmış olabilir.

Kısaca ne şehirde ne dağda-yaylada ne ormanda ne akarsu çevresinde ne kumsalda artık güvende değiliz zira bulunduğumuz çevrenin doğal dokusunun ne şekilde değiştirildiğini bilmiyoruz ve çevresel etkilere yönelik ÇED raporlarında dikkat çekilen tehlikelerden bi haberiz ve sonuçlarını “Kader ya da doğal afet” diyerek kabullenmekteyiz.

Atalarımızın yüzyıllarca gözlemleyerek kayıt altına aldığı bilgiler artık çöp değerinde zira ne fırtına takvimi ne de yağış mevsimi kaldı. Tüm ezberler bozuldu.

Outdoor yaşam tarzını benimsemiş kişilere yönelik yeni bir risk haritasının çıkarılması ve alınması gereken önlemler ve tavsiye içeriklerinin sil baştan yazılması ve tehlikeli bölgelerin uyarı tabelalarıyla donatılması gerekiyor.

Kısaca outdoor hafızasının resetlenmesi şart oldu.

Kamp Karavan STK’larının önümüzdeki dönem en önemli çalışmasının konu başlığı bu olmalı düşüncesindeyim.

Tüm gezginlerin ziyaret ettiği, konakladığı yerlerin iklimsel değişikliğe bağlı yaşanan olumsuzlukları yerelden bilgi toplayarak raporlamasıyla böyle bir hafızanın yeniden oluşturulması mümkün olacaktır.

Forumda böyle bir derleme yapılabilirmi? Klasörlenebilir mi? Güncellenmesi sağlanabilirmi? Bilemiyorum.
 

Küresel ısınma ülkemiz iklim kuşağını tropikalleştirmekte.

Kuraklık yaşanan coğrafyamızda ani yağışlar sel baskınlarına ve heyelanlara neden olmakta.

İmarı ve iskanı doğru yönetemeyen siyasilerin bilimsel raporlara, mahkeme kararlarına rağmen doğal yaşamı tahrip eden projelere onay vermesinin sonuçları ya doğal afet ya da kadercilikle savuşturulmakta.

Bilindiği üzere 2008 yılında Esat Edin Kaz dağlarında kamp çadırının sele kapılması sonucu 3 çocuğuyla birlikte yaşamını yitirdi.

Karadeniz’de yoğun yağışlar sonucu oluşan heyelanlar karayolunun kapanmasına, araçların üzerine düşen kaya kütleleri ise ölümle sonuçlanan kazalara neden olmakta

Kırklareli iğneada’da longoz ormanlarında kamp yapanlar ve bungolovlarda tatilini geçirenler sele kapıldı yaşamlarını yitirdi.

Antalya yöresinde ani sele kapılan araçlar karavanlar can ve mal kayıplarına yol açtı.

Kamuoyuna mal olmamış onlarca felaket yaşanmış olabilir.

Kısaca ne şehirde ne dağda-yaylada ne ormanda ne akarsu çevresinde ne kumsalda artık güvende değiliz zira bulunduğumuz çevrenin doğal dokusunun ne şekilde değiştirildiğini bilmiyoruz ve çevresel etkilere yönelik ÇED raporlarında dikkat çekilen tehlikelerden bi haberiz ve sonuçlarını “Kader ya da doğal afet” diyerek kabullenmekteyiz.

Atalarımızın yüzyıllarca gözlemleyerek kayıt altına aldığı bilgiler artık çöp değerinde zira ne fırtına takvimi ne de yağış mevsimi kaldı. Tüm ezberler bozuldu.

Outdoor yaşam tarzını benimsemiş kişilere yönelik yeni bir risk haritasının çıkarılması ve alınması gereken önlemler ve tavsiye içeriklerinin sil baştan yazılması ve tehlikeli bölgelerin uyarı tabelalarıyla donatılması gerekiyor.

Kısaca outdoor hafızasının resetlenmesi şart oldu.

Kamp Karavan STK’larının önümüzdeki dönem en önemli çalışmasının konu başlığı bu olmalı düşüncesindeyim.

Tüm gezginlerin ziyaret ettiği, konakladığı yerlerin iklimsel değişikliğe bağlı yaşanan olumsuzlukları yerelden bilgi toplayarak raporlamasıyla böyle bir hafızanın yeniden oluşturulması mümkün olacaktır.

Forumda böyle bir derleme yapılabilirmi? Klasörlenebilir mi? Güncellenmesi sağlanabilirmi? Bilemiyorum.
Evet. Önemli bir probleme parmak bastınız. Su kıyısında bir kampinge gittiğimde acaba buraya sel gelir mi diye hep aklıma gelir. Bu her zaman için bir risk dahilinde sanırım. Tehlikeli bölgelere karşı özellikle konumlanırken uyanık olunması gerekiyor sanırım. Kampçıları riskli bölgeler konusunda uyarabilecek dökümanlar bence de çok iyi olurdu. Kampçılık konulu STK'lar bu konuya eğilmeli.
 


Fransa’da bir kampingin giriṣinde sel halinde hangi yöne kaçılacağını gösteren bir plan dikkatimi çekmiṣti. Akarsuya yakın düz bir yerdeki kampingte selden kaçayım derken yanıṣlıkla selin tehlikeli olabileceği yönede gidilebilir.

Özellikle akar su kenarında olan kampinglerin böyle bir plan yapması lazım. Tanıdığımız böyle bir kamping varsa burada tanıtabiliriz.

Konu çok önemli.
 

Malasef özellikle Doğu Karadeniz'e doğru ilerledikçe dere, çay, ırmak kenarları tümüyle yapılaşma dolu. Her sel felakatinde aynı masalı yöneticiler söyler,icraat sıfırdır.

İnsanın insanı merkeze alan kültürünü gelişirse, liyakat denen makanizma işlerse, afet denilen aslında doğal olaylar karşısında daha tedbirli oluruz.

Diğer yandan kamp yapacak kişinininde bölgeyi önceden belirlemesi, tedbirini alması şart. Yerel unsurladan bilgi alması gerek.

Wikiloc tarzı (sadece rota değil) benzeri gibi yerel durumların, son kullancılar tarafından devamlı güncellendiği bir uygulama güzel olabilir.
 



Diğer yandan kamp yapacak kişinininde bölgeyi önceden belirlemesi, tedbirini alması şart. Yerel unsurladan bilgi alması gerek.
Sorun da tam burada. Tüm ezberler değişti, Yerel unsurların da artık bilgisi yetersiz, en basiti 26 Kasım Pazar haber bültenleri ülke genelinde yaşanan fırtınanın tahribat görüntüleriyle dolu.

Marmara'da fırtına takvimi değişti, "Yıkıcı lodos" kış mevsiminde 2, 3 kez tekrarlardı şimdi neredeyse ayda 2 kez vurmaya başladı.

Güvenli kabul edilen sahiller artık değil. Dolgu alanlara kurulan parklardaki ağaçlar sert hava koşullarına dayanamayıp devriliyor.

Yamaçlara yapılan dik yokuş sokaklar en ufak yağışta nehir yatağına dönüşüp önüne kattığı her şeyi sürüklüyor. Yokuşlardan inen yüksek debili sel suları düzlükte daha yıkıcı sonuçlar doğuruyor.

Ruhsatsız kaçak kamping işletmelerini geçtik ruhsatlandırılanların dahi çevresel etki değerlendirilmesi yapılmadan açılışına izin veriliyor.
Doğal afet yönetmeliği ya yok, ya da alınması gereken önlemler alınmıyor, yönlendirme işaretlemeleri ise yapılmıyor.

Doğada yaşam tecrübesi olmayan kampçılar olası çevresel tehlikeleri okuyamıyor ve en küçük olayda can ve mal kaybıyla sonuçlanan talihsizlikler yaşıyor.

Sel felaketine dönüşen her yağışta ölüm haberleri kanıksanmaya başladı.

Bundan sonra kah ölüp kah sakat kalarak edinilecek tecrübelerle çizilecek yeni outdoor rotalar.
 

Bizde kurallar sade vatandaş içindir. Kurallar da devlet geleneğinden ötürü yeterlidir çoğu zaman. Hangi parti olsun fark etmez, belediye ile ilişkin kuvvetli ise bu kurallar değişir. Sade vatandaş tek kat çıkamaz , ucuza satar, işi bilen 10 kat diker.
 

"Felaket" olarak adlandırdığımız olgu, aslında bir türlü aymayan kafaların doğal olaylar için "tedbir" almak yerine, olaylar gerçekleştiğinde "tekbir" getirme kolaycılığından kaynaklanan ve asla ders alınmayan, temel kavramından kopmuş bir kadercilik anlayışına saplanarak öylece yaşanıp kabullenilen "alın yazısı" kisvesine sokulmuş, öğrenilmiş alıklıktan başka bir şey değil.

"Ortadoğulu" olmak kavramı böyle bir anlayış ve davranış biçimiyle özdeş. Maalesef biz de "Ortadoğuluyuz." O nedenle, "felaketler" asla peşimizi bırakmayacak, doğal afetlere karşı gerçek tedbirler asla alınmayacak. Çünkü doğal afetin felakete dönüşmemesi için alınacak önlemlerin gerekliliğine ve yararına hiç kimse inanmıyor. Yöneticiler inanmıyor, halkımızın ezici çoğunluğu inanmıyor. Kimisi işine geldiği gibi, kişisel çıkarları doğrultusunda davranmayı tercih ettiği için inanmıyor, daha doğrusu aldırmıyor. Kimisi de aklınca yorumladığı "kader" anlayışı nedeniyle tedbirlere aldırmıyor. "Benim başıma gelmez" alıklığıyla, selde boğulabiliyor, depremde ölebiliyor, fırtınada evinin çatısı uçabiliyor, belki masum birisi de o çatının altında kalıp ölüyor. Güya yetkili ve sorumlu kurumlar da genelge yayınlayıp, dikkatli ve tedbirli olunması için uyarıda bulunarak görevlerini yapmış oluyorlar(!)

Kampçılar ve karavancılar da bu toplumun birer ferdi. Kimisi bilinçli, kimisi değil. Kamp yapabilecekleri alanlar belirli ve oldukça da sınırlı. En basit hijyen koşullarını bile yerine getiremeyen bu alanların işletmecilerinden tedbir beklemek çok iyimser bir ütopya. Duşundan su akıtamayan, tuvaletinin musluğunu tamir edemeyen, yaşı ilerlemiş karavancıların çömelip kalkmadaki sorunlarını aklına bile getirmeden alafranga tuvalet (klozet) yaptırmayan bir işletmenin sele karşı kaçış ve kurtulma planlarını bilimsel olarak öngörüp, ilan panosunda belirtebileceğini düşündüğümde bile gülesim geliyor ve güldüğüm için utanıyorum ama bütün bu olgular karşısında asıl sorumlulardan utanan da yok.

İklimler değişebilir, doğa hırçınlaşabilir, bunda insanoğlunun katkısı vardır ya da tüm bunlar uzun periodlardaki doğal döngülerden ibaret olabilir. Belki küresel bir ısınma ve kuraklığa doğru gidiyoruz, belki dünya yeni bir buzul çağına adım atıyordur. Hiç farketmez. Bu olanlar kader değildir, zeki olduğunu iddia eden bir cins olarak bunları öngörmek, önlem almak ve en az zararla üstesinden gelmek görevimizdir. Yeterki anlayabilelim ve kabullenelim. Zaten gelecekte hayatını, varlığını sürdürebilecek olan toplumlar bunu yapabilenler olacak. Ortadoğulular değil.

Kamp alanlarındaki tek tehdit sel değil. Yangın da büyük bir tehlike. Buna, orman kamplarında izin verilen ateş yakılması serbestliğini izlerken derinden ürpererek şahit oldum. Öngörüsüz, tedbirsiz, akılsız ve sorumsuz bir toplumuz. Bu bir gerçek maalesef. Üzücü, ama korkunç bir gerçek...
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,438
Mesajlar
1,517,957
Kayıtlı Üye Sayımız
172,091
Kaydolan Son Üyemiz
Engin Koygun

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst