Karacehennem Boğazı- Ersizlerdere Kanyonu Geçişi

Türkiye Kanyon Araştırmaları Kulübü Tarih 21 Ağustos 2010

Sabahın köründe kalmak zorundasın hep , yüklenmelisin onca çantayı ve yola koyulmalısın beklemez kimse seni herkez heycanlıdır yine bir kanyon geçilecektir çünkü, kanyon aşısını alınca insan duramaz şafak gününü iple çeker , işte böyle bir günde kendimizi yine yollarda bulduk 5 kişi olarak , neyseki bu sefer değişik bir yüz olacaktı kanyonda ve ona hoşgeldin bilgileri vere vere 18:00'de Kastamonu merkeze geldik yöresel yemekler tadalım derken mideden oluyorduk oysaki tiridinde bandım şarkısı ne güzeldi tiridine simitiyle yapılan yemeğe inat .

Küre ilçesine geldiğimizde rakım 1200 hava sıcaklığı ise 15 dereceydi yol boyunca Kürenin üstünde olan bulutlar moralimizi bozmuştu hatta tümülüs bulutları demiştik onlara ne olursa olsun girmeliydik bu kanyona çünkü henüz keşfedilmemiş bir kanyon sayılırdı tarih boyunca sadece 4 insanın geçtiği bir o kadarda girşimin Jandarma kurtarmalarına konu olduğu bir kanyondu neyseki Küre'ye girdiğimizde yüksek rakımdan dolayı sadece sis olduğunu gördük , kanyonun çıkışı olan Ersizlerdere Köyüne gittik Emin Abi'nin dinleme tesisine ancak tesis kapalıydı bizde kanyonun çıkışına geçtik kafa lambalarıyla bir keşif turuna başladık ve çıkış olmasına rağmen kanyon içindeki kayaların büyüklüğü bile zorlu bir kanyon olacağını gösteriyordu bize . Erken yatmalıydı bilinmez bir kanyondu çünkü sabah 07:00'de bir gün önce konuştuğumuz Küre Taksinin sahibi Zeki Abi bizi almaya geldi , yol boyunca eğer ilerlemeyezseniz arayın beni diye defalarca telkinde bulundu bize bir çok başarısız girişimciyi o götürmüştü ne de olsa Karadonu Köyüne , sabah kahvaltısını Küre'de bir kırathanede Zeki Abinin bize aldığı sıcak poğçalar ile geçiştirdik ve 09:00 gibi kanyona girilen Karadonu köyüne geldik önümüzde 1.5 km bir yürüyüş vardı , bizlere Neoprenleleri giydiren Bahadır Bey uyanıklık yaparak kanyon girişinde giymeyi tercih etti valla bunun intikamı kötü olacak Bahadır bilesin , ilk kanyonda sırf seni giydirip onca çantayı sana verip kurdeşen dökmeni izleyeceğiz zevkle. Bizler ki kanyonların hamallarıydık küfe yerine çanta taşırdık bolca , efsanevi ağırlıkta çantalar taşımıştık oysaki onca kanyon , kanyon psikolojisi değilde çanta taşıma psikolojisi yüzünden delireceğimiz zamanlar olmuştu , bu sefer ip çantası dışında bir tane kuru çantamız vardı ve leylek gibi sekebiliyordun taşırken ama yinede rahat battıya çanta taşıma inadı çıktı aramızda komedisine , sevmezsen burada ne işin vardı ama şu kanyon girşilerine yürünen yol ve çıkışında ana kampa gidilen yol insanı yoruyordu para versen çekilmeyecek çile kanyon ekibinin ve kanyonun güzelliğiyle unutulup gidiyordu . Kanyon girişinin önünde bir futbol sahası büyüklüğünde yemşeşil çimlerle ve ağaçlarla çevrili bir alan vardı , keşke akşamki kampı burada yapsaydık derken kanyon duvarları yükselmeye başladı , rakım yüzünden su inanılmaz soğuktu daha yüz metre gitmeden ilk ip inişine geldik ilk kez bir kanyonda bu kadar erken bir inişile karşılaşmıştık 6 metre uzunluğunda bir kaya bloğuydu sağından veya solundan geçiş imkansız olunca ilk boltumuzu çakmaya başladık , bolt canavarı Murat 5 dakikada hazır etmişti inişi bize . Ardından bir ip inişi ardından bir ip inişi derken ilk molamızı isimisizin yerinde verdik bizden önce burayı geçen ikinci kişi olan Bülent Demir'in patlamış karabinası gözümüze çarptı , işte böyle bir şeydi kanyon geçmek her an tehlikenin göbegindesiniz ne yazık ki , daha çok yol vardı söylenen 2 km olduğuydu kanyonun uzunluğu ve 5 ip inişi var denilmişti ama biz 5. ip inişini yaptığımızda hala kanyon duvarları düşmemişti aksine artıyordu bile , ekibin az kişi olması ve işinin ehli olması geçişimizi hızlandırıyordu bunu takibinen 6-7-8-9 ip inişi derken 10. ip inişinin ardından güzel bir havuzda şenlendik ve kanyon duvarları düşmeye başladı . Şimdi yine ızıdrap yolunu geçecektik o sıcakta ekipmanlarla kendimizi ana yolda bulduk ve bir zorluğu daha aştık.

Kanyon öncesi ve Sonrası farklılıkları ;

- Kanyonda 5 ip inişi var denilmişti ancak 10 ip inişiyle finale ulaştık.
- Suyu Ağustos ayı olmasına rağmen gördüğüm en soğuk suydu.
- Girdiğim kanyonlar içinde doğası en bozulmamış olan ve en az insan izi olan kanyondu .
- 2 km deniyordu ancak girişinden itibaren yaklaşık 3 km. bir kanyon.
- Keşfedilmemiş bir kanyon olduğu için albenisi düşük olduğunu düşünüyorduk ama tersine bir çok güzel ip inişinin olduğu , çimebileceğin bir çok kazan ve havuzun olduğu bir kanyondu.
- Önceki girdiğimiz kanyona göre herkez teknik olarak üstüne birşeyler koymuş bu da ekip adına çok artı bir puandı
- Baba Kurt ve Ben bolca pineklerken Ahmet ve Murat tüm iş yükünü halletmişti oysaki bu kanyonda miskin kediliği bırakıp birşeylerin ucundan tutacağım demiştim o da yalan olmuş oldu
- İnsanı hiç yormayan ama bir o kadarda teknik geçişlerin üst üste olduğu bir kanyondu.
- Yöre halkı inanılmaz derecede yardımsever ve saygılı .

Ekip ;

- Şevki Turgay : 46 ekibindensin artık , hasta hasta kanyona giren 46 arkadaşımız .
- Murat : Bolt canavarı . Kaskı asdırmam sana .
- Ahmet : Kanyon güzeli , ipli boncuğu deneyecektik üstünde.
- Bahadır : Emeklilik günlerini yaşıyor , bir tuali eksik resim çizmek için kanyonda.
- Fahri Nilgün : Kanyonun fahri elemanı seçtik seni , olmasanda kanyonda yüreğin bizimleydi ve bizimde seninleydi .








yaklaşık 150 resim var ; http://www.facebook.com/photo_search.php?oid=34310611866&view=all#!