XtrmPrgrmmr
Yürür de yürürüm...
Merhaba,
Daha önce Performans Yürüyüşü demiştim adına ama sanırım bir seri olacak. Özellikle Ormana Giriş yasağına bağlı olarak Doğa Yürüyüşü yapılamayan Yaz Dönemi'nde "Akıllı adamın zaten dağda bayırda ne işi var?" ;D felsefesine bağlı kalarak (hatta bu durumu abartarak) saçma yürüyüşlerimi "Yürüyerek DE Gidilir!" olarak seri haline getirmeye çalışacağım. Madem yıl boyunca yürüyoruz ve kondisyonumuz var, öyleyse bunu başka amaçlarla da kullanabiliriz diyorum ve hem kondisyonumu korumak hem kendimi denemek hem de "YÜRÜNEBİLECEĞİNİ" göstermek için deneyeceğim bakalım. Umarım 3., 4. olur.
Önce yürüyüş notları, sonrasında da çekmiş olduğum birkaç fotoğraf ve yaptığım yürüyüşün GPS kaydı.
Not: Fotoğraflarımı çok beğenmediğim için Gezenbilir'e yüklemedim. Eğer beğenilen olursa yüklemek isterim tabiki...
Önce notlar
---------------------------------------
Yürüyerek DE Gidilir: Konak > Karşıyaka
Parkur: Konak - Karşıyaka
Grup: Ben
Tarih: 24.05.2009
Hava: Sıcak
Selam,
Umarım kısa ve sık yazılara başlıyorumdur. (yani bundan sonra Normal günde 10 dakikalık işi bir saatte anlatıyorum; 2 saatlik yürüyüşü uzun uzun anlatırım artık... )
Bir süredir düşündüğüm yürüyüşleri başlatmak istiyordum. (Gerçi daha önce Eski Foça'dan Yeni Foça'ya yürümüştüm. Ama sanırım düzenli yapılabilir?) 1-2 gündür Google Earth (GE) üzerinden şöyle yürüyebilecek uzunca bir yol arıyordum. (Tabi bir kriter de, yolun saçma olması ) GE'de yolun 10 kilometreden uzun olduğunu görünce başlayasım geldi.
Pazar sabahı 9 gibi kalkınca önce bir zor geldi. Sonra da yaklaşık bir hesap yapınca öğlene kadar hallederim diyip hızlı bir şekilde çantamı hazırladım. (Tabi bir de Karşıyaka'ya gitmenin vapurla dönme sefası eklenince karar sürecim daha da hızlandı.) Neyse, çantamı 2 litre su, yedek tişört, acil durum meyvesi ve dönüş kitabı (vapurda kitap iyi gider ) ve yedek pil ile hazırlayıp yola revan oldum. Planı doğru ve düzenli tutmanın yolu olarak Konak İskele - Karşıyaka İskele olarak parkurumu belirledim ve metro yoluyla o büyük yelkenlerin altında yürüyüşe hazırlandım.
İlk adım ile başladık bakalım. Tabi başlarken Konak'tan Karşıyaka nasıl görünüyor'u almayı unutmadım. Hava ısınıyordu. Saat 10'da başlamanın sıkıntısı hemen kendini göstermişti. Konak Pier'den Heykel' geldiğimde dikkatimi birşey çekti. Hatta ben de fotoğrafını çektim. Benim aldığım hissi alır mısınız bilmem ama Atatürk heykeli ve arkasındaki 3 oteli öyle görünce aklımdan bin türlü şey geçti. Tanıyanlar bilirler, yabancı düşmanı değilimdir ama ne bileyim. O fotoğrafa (ben gerçeğini gördüm tabi) uzun uzun bir bakın bakalım, olmuş mu? iyi yapmış mıyız? Emanete iyi bakmış mıyız? Bilmiyorum...
Sonra Alsancak'tan çimlere serilmiş, koşan, yürüyen, muhabbet eden İzmir'lilerin arasından yürüyüp ilk molayı Alsancak'ta Liman'da veriyorum. Sanırım çok yorulmadığımdan tüm molalar 2şer dakika sürüyor. Aslında moladan kasıt farklı yollara girerken soluklanma arası. Konak'tan buraya kadar deniz kenarından gelip şimdi otoban turuna başlıyoruz. Araçla geçmiş olanlar hatırlar, bundan sonrası Bornova ayırımına kadar otoban kenarından gidiliyor. Yolu değiştirmeden molamızı verip devam ediyorum.
Sürekli araba yanından, önce Liman paralelinde sonra körfez paralelinde otoban kenarındaki dar yaya yolundan yürüyorum. Aklınızda olsun; otobanda kaza yaparsanız yandaki bariyerlere çarpmayın. Zira oraları düzeltmiyorlar. Benim gibi manyaklar veya gerçekten ihtiyacı olanlar oradan yürümeye kalktığında sürekli engellerle karşılaşıyorlar. Bornova'dan gelişte Liman'a inen otoban çıkışı noktasında bir bisikletli ile karşılaşıyorum. Hafifçe selam verdiğimde sürekli "Kim bu salak?" bakışına maruz kaldığını tahmin ettiğim dostum, sanırım ilk kez birisine bu gözle bakıyordur. Çünkü normal (!) insanlara onun yaptığı bisiklet turu ne kadar saçma geliyor ise bir de benimkini düşünün. ("Normal"i ayrıca tartışırız tabi???) O Alsancak yönüne devam ediyor, ben Karşıyaka yönüne devam. (Belki bunu da okuyorsundur, dostum? )
Bayraklı girişinde otobandan yeşile çıkıyorum. Burada bir minibüs durmuş, itmeye çalışıyor 2 kişi. Bir de onlara katılıyorum. Sanırım yorulmamışım, 3 kişi minibüs itip çalıştırıyoruz bir de. Sonra Bayraklı boyunca yapılmış Yenilenme Alanı (veya Yeşil Alan) İnsanlar yeni yeni yerleşip mangalları yakmaya başlamış. Tabi burada bakışlar anormal değil. Çünkü benim de sırtçantamda bira ve mangal olabilir değil mi? Bayraklı biterken Bayraklı Gençlik Şenliği gibi birşeye denk geliyorum. İlkokul çocuklarına voleybol turnuvası falan yaptırıyorlar sanırım. Bir fotoğraflarını alıp, bir yudum su içip yeniden otobana giriyorum.
Otobandan indiğim yer, askeri alan. Astsubayım sağolsun Karşıyaka'ya deniz kenarına geçişin yolunu gösteriyor. Deniz kenarından yürümeye devam ediyorum. 12:20 itibariyle bu kez Karşıyaka İskelesinden Konak'ın fotoğrafını çekmeyi başarıyorum. Bir mutluluk vesilesi daha Sırtçantam dergisini (Hemde gazetecideki tek kopyayı) almayı başarıyorum. 12:40 vapuru ile Konak'a dönüyorum.
Alınacak tecrübe;
_Kondisyonum yetmediği bir durumda 6 km/saat ile yürüyebiliyorum. Sanırım biraz tempo kazanırsam iyi olacak.
_Havalar ısınıyor. Daha erken çıkmam lazımdı.
_Güneş kremi sanırım artık zorunlu.
_Bundan sonraki turu 12 kmden uzak yapmalı. En azından 1 gün sürmesi için...
Bir de YÜRÜYEREK DE GİDİLİYORMUŞ. Tavsiye ederim...
GPS Kayıtlarına göre;
Mesafe: 13 kilometre.
Ortalama hız: 5.8 km/saat
Toplam süre: 2 saat 20 dakika (140 dakika)
Zaman çizelgesi:
10:00 - Konak İskele'sinden hareket
10:35 - Alsancak Liman'da mola (2 dakika)
11:20 - Bayraklı Piknik Alanı sonunda mola (2 dakika)
12:20 - Karşıyaka İskelesi'ne varış
Yazının Orjinali: http://xtrmprgrmmr.blogspot.com/2009/05/yuruyerek-de-gidilir-konak-karsyaka.html
--------------------------------------
Şimdi fotoğraflar...
Daha önce Performans Yürüyüşü demiştim adına ama sanırım bir seri olacak. Özellikle Ormana Giriş yasağına bağlı olarak Doğa Yürüyüşü yapılamayan Yaz Dönemi'nde "Akıllı adamın zaten dağda bayırda ne işi var?" ;D felsefesine bağlı kalarak (hatta bu durumu abartarak) saçma yürüyüşlerimi "Yürüyerek DE Gidilir!" olarak seri haline getirmeye çalışacağım. Madem yıl boyunca yürüyoruz ve kondisyonumuz var, öyleyse bunu başka amaçlarla da kullanabiliriz diyorum ve hem kondisyonumu korumak hem kendimi denemek hem de "YÜRÜNEBİLECEĞİNİ" göstermek için deneyeceğim bakalım. Umarım 3., 4. olur.
Önce yürüyüş notları, sonrasında da çekmiş olduğum birkaç fotoğraf ve yaptığım yürüyüşün GPS kaydı.
Not: Fotoğraflarımı çok beğenmediğim için Gezenbilir'e yüklemedim. Eğer beğenilen olursa yüklemek isterim tabiki...
Önce notlar
---------------------------------------
Yürüyerek DE Gidilir: Konak > Karşıyaka
Parkur: Konak - Karşıyaka
Grup: Ben
Tarih: 24.05.2009
Hava: Sıcak
Selam,
Umarım kısa ve sık yazılara başlıyorumdur. (yani bundan sonra
Normal günde 10 dakikalık işi bir saatte anlatıyorum; 2 saatlik yürüyüşü uzun uzun anlatırım artık... )Bir süredir düşündüğüm yürüyüşleri başlatmak istiyordum. (Gerçi daha önce Eski Foça'dan Yeni Foça'ya yürümüştüm. Ama sanırım düzenli yapılabilir?) 1-2 gündür Google Earth (GE) üzerinden şöyle yürüyebilecek uzunca bir yol arıyordum. (Tabi bir kriter de, yolun saçma olması
) GE'de yolun 10 kilometreden uzun olduğunu görünce başlayasım geldi. Pazar sabahı 9 gibi kalkınca önce bir zor geldi. Sonra da yaklaşık bir hesap yapınca öğlene kadar hallederim diyip hızlı bir şekilde çantamı hazırladım. (Tabi bir de Karşıyaka'ya gitmenin vapurla dönme sefası eklenince karar sürecim daha da hızlandı.) Neyse, çantamı 2 litre su, yedek tişört, acil durum meyvesi
ve dönüş kitabı (vapurda kitap iyi gider ) ve yedek pil ile hazırlayıp yola revan oldum. Planı doğru ve düzenli tutmanın yolu olarak Konak İskele - Karşıyaka İskele olarak parkurumu belirledim ve metro yoluyla o büyük yelkenlerin altında yürüyüşe hazırlandım.İlk adım ile başladık bakalım. Tabi başlarken Konak'tan Karşıyaka nasıl görünüyor'u almayı unutmadım. Hava ısınıyordu. Saat 10'da başlamanın sıkıntısı hemen kendini göstermişti. Konak Pier'den Heykel' geldiğimde dikkatimi birşey çekti. Hatta ben de fotoğrafını çektim. Benim aldığım hissi alır mısınız bilmem ama Atatürk heykeli ve arkasındaki 3 oteli öyle görünce aklımdan bin türlü şey geçti. Tanıyanlar bilirler, yabancı düşmanı değilimdir ama ne bileyim. O fotoğrafa (ben gerçeğini gördüm tabi) uzun uzun bir bakın bakalım, olmuş mu? iyi yapmış mıyız? Emanete iyi bakmış mıyız? Bilmiyorum...
Sonra Alsancak'tan çimlere serilmiş, koşan, yürüyen, muhabbet eden İzmir'lilerin arasından yürüyüp ilk molayı Alsancak'ta Liman'da veriyorum. Sanırım çok yorulmadığımdan tüm molalar 2şer dakika sürüyor. Aslında moladan kasıt farklı yollara girerken soluklanma arası. Konak'tan buraya kadar deniz kenarından gelip şimdi otoban turuna başlıyoruz. Araçla geçmiş olanlar hatırlar, bundan sonrası Bornova ayırımına kadar otoban kenarından gidiliyor. Yolu değiştirmeden molamızı verip devam ediyorum.
Sürekli araba yanından, önce Liman paralelinde sonra körfez paralelinde otoban kenarındaki dar yaya yolundan yürüyorum. Aklınızda olsun; otobanda kaza yaparsanız yandaki bariyerlere çarpmayın. Zira oraları düzeltmiyorlar. Benim gibi manyaklar
veya gerçekten ihtiyacı olanlar oradan yürümeye kalktığında sürekli engellerle karşılaşıyorlar. Bornova'dan gelişte Liman'a inen otoban çıkışı noktasında bir bisikletli ile karşılaşıyorum. Hafifçe selam verdiğimde sürekli "Kim bu salak?" bakışına maruz kaldığını tahmin ettiğim dostum, sanırım ilk kez birisine bu gözle bakıyordur. Çünkü normal (!) insanlara onun yaptığı bisiklet turu ne kadar saçma geliyor ise bir de benimkini düşünün. ("Normal"i ayrıca tartışırız tabi???) O Alsancak yönüne devam ediyor, ben Karşıyaka yönüne devam. (Belki bunu da okuyorsundur, dostum? ) Bayraklı girişinde otobandan yeşile çıkıyorum. Burada bir minibüs durmuş, itmeye çalışıyor 2 kişi. Bir de onlara katılıyorum.
Sanırım yorulmamışım, 3 kişi minibüs itip çalıştırıyoruz bir de. Sonra Bayraklı boyunca yapılmış Yenilenme Alanı (veya Yeşil Alan) İnsanlar yeni yeni yerleşip mangalları yakmaya başlamış. Tabi burada bakışlar anormal değil. Çünkü benim de sırtçantamda bira ve mangal olabilir değil mi? Bayraklı biterken Bayraklı Gençlik Şenliği gibi birşeye denk geliyorum. İlkokul çocuklarına voleybol turnuvası falan yaptırıyorlar sanırım. Bir fotoğraflarını alıp, bir yudum su içip yeniden otobana giriyorum. Otobandan indiğim yer, askeri alan. Astsubayım sağolsun Karşıyaka'ya deniz kenarına geçişin yolunu gösteriyor. Deniz kenarından yürümeye devam ediyorum. 12:20 itibariyle bu kez Karşıyaka İskelesinden Konak'ın fotoğrafını çekmeyi başarıyorum. Bir mutluluk vesilesi daha Sırtçantam dergisini (Hemde gazetecideki tek kopyayı) almayı başarıyorum. 12:40 vapuru ile Konak'a dönüyorum.
Alınacak tecrübe;
_Kondisyonum yetmediği bir durumda 6 km/saat ile yürüyebiliyorum. Sanırım biraz tempo kazanırsam iyi olacak.
_Havalar ısınıyor. Daha erken çıkmam lazımdı.
_Güneş kremi sanırım artık zorunlu.
_Bundan sonraki turu 12 kmden uzak yapmalı. En azından 1 gün sürmesi için...
Bir de YÜRÜYEREK DE GİDİLİYORMUŞ. Tavsiye ederim...
GPS Kayıtlarına göre;
Mesafe: 13 kilometre.
Ortalama hız: 5.8 km/saat
Toplam süre: 2 saat 20 dakika (140 dakika)
Zaman çizelgesi:
10:00 - Konak İskele'sinden hareket
10:35 - Alsancak Liman'da mola (2 dakika)
11:20 - Bayraklı Piknik Alanı sonunda mola (2 dakika)
12:20 - Karşıyaka İskelesi'ne varış
Yazının Orjinali: http://xtrmprgrmmr.blogspot.com/2009/05/yuruyerek-de-gidilir-konak-karsyaka.html
--------------------------------------
Şimdi fotoğraflar...
