Ynt: Yurt Dışında Beğendiğimiz Camping'leri Paylaşalım
Biz güzelliklerimizi turizm için pazarlayabiliyor muyuz?
Hüseyin (Akdeniz45)
Aslında ekstra başlık konusu olabilecek bir soru.
Bence "
hayır" demek son 20 yılımıza haksızlık olur.(
Militan cevrecilere kalsa bu işde bir "Hayır" var derlerdi.
) Ama daha alınacak yolumuz var, politikada ayni düşüncede sanırım.
Karakterini tüketimin belirlediği çağımız, eşyanın tabiatı icabı, herşeyi meta yapıyor. 1-2 gün için hiçbir hazırlık yapmadan gidilen yada geçilen ülkeleri, yerleri gördüm diye listelere eklemeyi,
prestij kazanmak olarak düsünmek, maalesef ortak payda. Hangimiz bu konuda günahsız ki?
T. Adorno doğru söylemiş
"Yanlış hayat doğru yaşanmaz."
Bu noktada Hüseyinin sorusu anlam kazanıyor. Değerine deymez şeyler piyasa değeri kazandığı gibi, bazı değerli şeyler de turizmde reklam olmadan malesef yeteri kadar önem kazanamıyor. Bu bizim ülkemizde de böyle. Erken endüstileşmiş tüketim toplumlarının kültürel geçerlilik avantajlarınıda kullanarak, bu konuda bizlerden ileri olması sanırım, malumun ilamı. Özellikle sinema edebiyat v.s. düşünülürse. Profesyonel reklam ise çok önemli ve zaten Almanyada yapılan reklamları da biliyoruz, haklarını yemiyelim ilgililerin.
Ama ben iyimserim nasıl THY bu gün Global Player ise, zaten bu noktadaki turizmimizinde daha fazla basamak atlaması sorun olmamalı.
Tuz Gölü örneği enfesdi !
Not.
Turizmde tarz değişikliği ise bence daha önemli ve efektif.
Örneğin Yunanistan ile karşılaştırılmamız diğer yeni bir başlık konusu olabilir?