Yılan Sokması

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan fataliti Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 25
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 24,247

fataliti

Yeni Üye
Mesajlar
2
Tepkime Puanı
0
Arkadaşlar ben siteye yeni üye oldum ve hemen doğadaki en büyük korkum olan yılan sokması hakında bir sorum olacak. Askerde ögrendiğim Atropin diye bir aşı vardı. Bizlere yılan, akrep sokması ve n.b.c taruzlarına karşı kulanmamız söylenmişdi, ama iki yıl önce bir veterinerin elinde üzerinde Atropin yazan bir kutu gördüm. Ne icin kulandıgını sorunca şaşırdım, ineklerdeki zehirlenmeler için kulanıyormuş. Hayal kırıklıgına ugradım dogrusu. Acaba sizlerin bildigi böyle genel maksatlı bir panzehir var mı?
 

Etiketler
Ynt: Yılan Sokması

Türkiye'deki birçok yılan türü zehirsizdir, çok az sayıda olan zehirli yılanların zehirleri de (alerjik bir durumu yoksa!) insanı öldürmeye yetecek kadar değildir. Atropini bilmiyorum ama panzehirlerin rastgele uygulanmaması gerektiğini (zaten çoğu zaman gerekmez), eğer panzehir tedavisi yapılacaksa sokulan kişinin mutlaka ama mutlaka panzehire karşı alerjisi olup olmadığının test edilmesi gerektiğini biliyorum. Ayrıca yine bildiğim kadarıyla sağlıklı bir insan hayatı boyunca sadece 1 yada 2 kez panzehir tedavisi görebilir... Yani bu iş eczaneden ampulu alayım, yılan sokunca enjekte edeyim gibi basite alınmamalı.

Ülkemizdeki en zehirli yılan mısır kobrasıdır. Urfa ve bölgesinde yaşar ama nesli tehlikede olan türler arasında yer aldığı için 2 sene kadar önce görüldüğünde basına çıkacak kadar ender olan bir türdür...

Bu konunun uzmanı Yaşar hocamdan da cevap bekleyelim bakalım o ne diyecek :smiley:
 

Ynt: Yılan Sokması

bilgilendirdiginiz için teşekür ederim saten yılan bana sokacak kadar yaklaşırsa korkudan ölürüm herhalde 9 veya 10 yaşında iken iki arkadaş ilcemizde bulunan bağlarda gezerken görmeden bir yılana cok yaklaşmışım inanmazsınız beni bir kilometre kadar kovaladı domuza kurta eyvallah saten onlar kacıyor ama yılan nesli ister tükensin ister tükenmesin ne bulduysam atarım üzerine ondan sonra tabana kuvet
 

Ynt: Yılan Sokması

Bence siz yılanla karşılaşmış olmanın korkusuyla yanlış görmüşsünüzdür :smiley: Sıkıştırılmadıkça saldıran yılan ne gördüm ne duydum. Şimdiye kadar çok defa yılanla karşılaştım ve her defasında yılanların büyük bir hızla kaçtığına şahit oldum. Bir yılanla karşılaştığınızda durup onu izleme keyfine varamıyorsanız, üzerine birşeyler atıp ona zarar vermek yerine mümkün olduğunca hızlı kaçın derim; çünkü o da diğer yöne doğru hızla kaçıyor olacaktır ;D
 

Ynt: Yılan Sokması

Selamlar herkese,

Yılan sokması konusu biraz çetrefilli bir konu. Konu ile ilgili yapılacak ilk yardım bilgileri www.amanoslar.net adresinde hatayda on sıcak gün isimli bir e-kitap var orada ilk yardım konusunda ayrıntılı olarak yazılı. Konu acil tıp uzmanı iki hoca tarafından kaleme alınmıştı derleme bir yazı değil yani. Ayrıca, üzerine basılmadıkça yılanlar kolay kolay insanı sokmazlar ve insandan kaçmayı tercih ederler. Bir ayrıntı daha, türkiyede genel kanı kara yılanın zehirsiz olduğudur, ancak urfada yakın zamanda bulunan mısır kobrasının da siyah olduğu unutulmamalı ve her kara yılanın zehirli olmadığı konusu yeniden irdelenmelir. Türkiyedeki en zehirli yılanlar mısır kobrasından sonra engerek türleridir. Yılan görünce korkmayın, unutmayın her yıl insanlarca öldürülen binlerce ve onbinlerce yılana karşılık yılanlar tarafından ısırılsa da ölen insana pek rastlamayız. Unutmamamız gereken korkulacak yaratıkların yılanlar değil insanlar olduğudur. "Abi bugün kafam atık bi kaç insan ısırayım" diyen bir yılan yoktur ama "abi bugün çocuklarla toplanıp kayalıklara yılan öldürmeye gidiyoz sen de gelsene" diye bi dolu insana rastlamak mümkündür. Ek olarak yılanlar doğanın dengesinin sağlanmasında fare gibi kemiricilerin sayılarının sınırlanmasında çok önemli role sahiptirler.
 



Ynt: Yılan Sokması

yol' Alıntı:
Ülkemizdeki en zehirli yılan çöl kobrasıdır. Urfa ve bölgesinde yaşar ama nesli tehlikede olan türler arasında yer aldığı için 2 sene kadar önce görüldüğünde basına çıkacak kadar ender olan bir türdür...

Yaşar hocam doğru dediniz, aklımda çöl kobrası kalmış. Mısır kobrası olarak düzeltiyorum... Verdiğiniz bilgiler için de ayrıca teşekkürler :smiley:
 

Ynt: Yılan Sokması

Zehirli Yılan Isırması Durumunda Yapılacaklar
Yılan sokması neticesinde tedavi uygulanması tamamen doktorların işidir. Burada yazılanlar, tamamen konu hakkında bilgi edinmek isteyen kişileri bilgilendirme amacı taşımaktadır.
Doktorculuk oynamak bazen yılan sokmasından daha tehlikeli durumlara neden olabilir. Bu nedenle ısırma yerini mekanik emme usulüyle emdikten sonra hastayı fazla hareket ettirmeden en yakın hastaneye sevk etmek, istenmeyen olayların meydana gelmemesi için yapılacak en mantıklı hareket olacaktır. Tabii ki en akıllıcası kendinizi yılana hiç ısırttırmamaktır.


Giriş:

Zehirli yılan sokmalarında yapılması gereken ilkyardımı bilmek bir çok bakımdan faydalı olacaktır ancak daha önemlisi yılana kendinizi hiç ısırtmamaktır. Dolayısıyla kendinizi yılanlara ısırtmamak için yapmanız gerekenleri bilirseniz tatsız durumlarla hiç karşılaşmamız olursunuz.

Öncelikle yılanlar insanlara durduk yere kesinlikle saldırmazlar, tersine kaçarlar. Bu bakımdan bir yılanla karşılaştığınızda eğer kaçmıyorsa onu rahatsız etmeden yanından geçebilirsiniz. Böyle bir durumda sopa ile yılanı rahatsız etmek veya taş atarak kaçırmaya çalışmak doğru davranışlar değildir.

Yılanlar sağırdırlar ve duyamazlar çünkü dış ve ortakulakları bulunmaz, sadece yerdeki titreşimleri algılayabilirler, dolayısıyla normal bir yürüyüş temposuyla yürüdüğünüzde çevredeki yılanlar titreşimleri algılayacak ve kaçacaklardır ancak sessizce yürüdüğünüz takdirde bir yılanla karşılaçabilirsiniz ki bu durumda onu rahatsız etmezseniz size karşı her hangi bir zararı olmayacaktır.

Yılanlar dişlerini bir ayakkabıya yada kalın bir kot pantolana batıramazlar dolayısıyla bu gibi yerlerde bu tür ayakkabı ve pantolonla dolaşanlar emniyette olacaklardır.
Bulunduğunuz ortamdaki kaya ve kütükleri asla kaldırmayınız. Eğer kaldırmanız gerekirse kütüğü ileri doğru yuvarlamak yerine ilerisinden tutup kendinize doğru çekin böylelikle yılan size doğru değil, ileri doğru kaçacaktır.

Yılanlar aşırı korkmadıkça, rahatsız edilmedikçe, köşeye sıkıştırılmadıkça ve üzerlerine basılmadıkça asla bir insanı ısırmazlar. Türkiyedeki yılanların çoğunun zehirleri sağlıklı bir insanı öldürecek düzeyde değildir yine de canınızı oldukça yakabilir. Kalp ve damar hastalıkları, şeker, tansyon ve böbrek yetmezliği durumları olan kişilerde veya yüksek miktarda alkol almış kişilerde ise çok daha tehlikeli sonuçlar ortaya çıkabilir. Bu bakımdan yılan sokmaları ciddiye alınmalı ve en kısa sürede bir hastaneye gitmelidir. Türkiyede kayıtlara göre yılan sokmasıyla ölüm olayına rastlanmamakla birlikte tedbiri elden bırakmamak da fayda vardır.

Yılanlar genellikle çalı altlarında ve bir yere öbek olarak yığılmış, saman, yada çalı çırpı altında saklandıklarından ateş yakmak için çalı ararken dikkatli olmalı ve bu gibi yerlere çıplak elinizi sokmayınız. Önce bir sopa ile çalılarda gürültü yaparak yılanın kaçmasını sağlayınız.

Harabe yada terk edilmiş kulube gibi yerlere girerken çok dikkatli olmalı bu ve bu gibi yerlerde yılanların bulunabileceği düşünülmelidir.

Kamp kurarken kamp yeri seçimi çok önemlidir, taşlık, kayalık ve çalılık yerlere kamp kurmayınız çünkü bu gibi yerler yılanların sıkça bulunduğu ve bulunmaktan hoşlandığı yerlerdir.

Zehirli yılanlar genellikle güneşin battığı ve doğduğu alacakaranlık saatlerinde avlanırlar ve bu saatlerde ortaya çıkarlar bunun için ateş için odun toplama işini bu saatlere bırakmayınız.

Yerde gördüğünüz delikler genellikle tarla faresi, köstebek gibi hayvanların açtığı deliklerdir ancak yılanlar da bu deliklere girip kemirgenleri yedikten sonra saklanmak amacıyla kullanabilirler.

Ne olursa olsun zehirli veya zehirsiz hiç bir yılanı kesinlikle öldürmeyiniz! Bir çok yılan ülkemizde koruma altındadır ayrıca kemirgenleri yiyerek sayılarının artmasına engel olduklarından faydalıdırlar.

Zehrin yayılması:

Zehirli Yılan ısırınca, zehir dişlerinden akan sıvı vücut içine iki koldan yayılır. Bunlardan biri kan dolaşım sistemidir. Fakat zehir dişinin doğrudan damar içine batması ender görülen bir olaydır. Böyle olduğunda zehir çabuk yayılır ve birkaç dakika içinde etkisini gösterir. İkinci yol lenf dolaşım sistemidir. Zehir vücut içine daha çok bu yol ile yayılır, lenf yoluyla yayılma yavaş olur. Fakat zehrin bazı toksik unsurları, temasa geldikleri dokuları ve ince damarları tahrip ederek kan ve lenf in dokular arasına sızmasına neden olurlar. Lenf yoluyla yayılmada vücudun hareket ettirilmemesi gerekir. Çünkü hareket zehrin yayılmasını hızlandırır. Zehrin lenf yoluyla yayılması önlenmezse. Sonuçta zehir kana karışmış olur ve daha tehlikeli bir durum ortaya çıkar.

Zehir Miktarları:

Yılanların zehir miktarları yılanın boyu, zehir kesesinin büyüklüğü ile ilgilidir ama bir yılan ısırdığında zehrinin tamamını boşaltabileceği gibi dilerse hiç boşaltmayabilir bu tamamen onun kontrolündedir. Korkmuş veya kızmış bir yılan zehrinin tamamını boşaltabilir. Yine zehrin miktarı kadar zehir şiddeti (Toksisitesi) de önemlidir. Bu faktörlerin daha kolay anlaşılması için maxima tabiri kullanılır. Maxima bir zehirli yılanın bir ısırışta zehrinin tamamını boşalttığında öldürebileceği 70kg lık adam sayısına denk gelir. Örneğin maximası 15 olan Kobralar bir ısırışta enjekte ettikleri zehirle 70 kg ağırlığında 15 insanı öldürebilirler. Türkiye’deki zehirli yılanların maximaları 1’den daha düşüktür ve sağlıklı bir insan için öldürücü değildir, ısırılan yer şişer ve bu yerde devamlı ağrı duyulur. Türkiye’deki yılanların zehri ancak küçük memeliler veya sürüngenler (Fare, tavşan, kedi, köpek, kertenkele vs.) için öldürücüdür. Ancak bu yılanlar tarafından ısırılan bir kişiye de hiç vakit kaybetmeden derhal ilk yardım uygulanmalı ve gerekiyorsa yılan serumu (Antiserum) yapılması için derhal hastaneye kaldırılmalıdır.

İlk Yardım:

Böyle bir durumda yapılacak ilk işler aşağıdadır.

Isırılan kişi, ısıran yılanı yakalamaya çalışmamalıdır; çünkü bu durum diğer ısırma ve yaralanmalara sebep olabilir, ayrıca hareket zehirin yayılmasını çabuklaştırır. Hastahanelerde farklı yılanlar için farklı tip antiserumlar yoktur bu bakımdan yılanın türünü hassas olarak belirlemenin fazlaca bir anlamı da yoktur. Her yılan ısırması zehirli bir yılan ısırması anlamına gelmez, çoğu kez insanlar, zehirsiz yılanlar tarafından ısırılır. Hatta zehirli bir yılan ısırsa bile her zaman zehir enjekte etmeyebilir.

Yılan türlerinin ısırmalarında, şayet zamanında önlem alınırsa, ölüm çok enderdir. Tedavi edilmemiş engerek ısırmalarında dahi 24 saat içinde bir ölüm olayı hemen hemen imkansızdır. Bununla birlikte yılan ısırmaları ciddiye alınmalıdır. Derhal mekanik emme yapılmalıdır. Şayet yarım saat içinde ısırılan yerde bazı belirtiler ortaya çıkarsa bir zehirlenme ihtimali vardır. Bu durumda tedaviye geçmek için vakit kaybedilmemelidir. Ancak telaşlanma ve heyecan aynı şekilde tehlikeli olabilir. Bu bakımdan hasta yatırılmalı ve sakinleştirilmelidir.

Bazı hassas kimselerde (yılan zehirine aşırı duyarlı) ısırılma olayından hemen sonra kasılmalar ortaya çıkar, bu durumlarda mümkün olduğunca çabuk tıbbi yardım gereklidir.

Eğer bir zehirli yılan tarafından zehirlenme olayı gerçekleştiyse:

Türkiye'deki zehirli yılanların neredeyse tamamı Vipera cinsine aittir, yani Engerekdir. Engereklerin zehri kanın yapısını bozar bir kişi engerek tarafından ısırıldıysa ve engerek hatırı sayılır miktarda zehir enjekte ettiyse: Bölgesel ağrı, şişme, ödem, deri renginin değişmesi ortaya çıkacaktır. Bazı durumlarda yara ve hastanın dişetlerinde kanamalar meydana gelir. Ciddi zehirlenmelerde ise dirsek ve diz üzerine geçen şişmeler veya kanamalar 2 saat içinde görünebilir.

1) Isırılan yerin 8-10 cm. kadar üzerinden bir bağ ile (mendil, kravat, serum lastiği) ile sıkmak. Bağ ne çok gevşek nede çok sıkı olmalıdır ve arada gevşetilmelidir. Buradan amaç deri altındaki lenf hareketini durdurmak ama kan dolaşımına engel olmamaktır, baskı bu düzeyde olmalıdır, bilekteki nabız atışı hissedilmelidir. Ayakta ise nabız atışı topuktan alınmalıdır. Hastaya kesinlikle alkol VERİLMEMELİ, Antihistaminik ilaçlar VERİLMEMELİDİR.

2) Eğer ısırık zehirli yılan ısırığıysa ve yılan zehir boşalttıysa (ki her yaklaşık 3 ısırma olayından birinde boşaltmayabilmektedir) eğer hastayı 1 saat içerisinde bir hastahaneye yetiştiremeyeceksek o zaman (Bunu ısırma yerine yakın çok büyük ağrı, şişkinlik ve ödemli kızarıklık oluşmasıyla anlarız.) Isırılan yerin biraz üstünü antiseptik (Alkol, tentürdiyot vs.) ile temizledikten sonra temiz bir enjektörün on kısmını bıçak ile kesip bir çeşit emme pompası oluşturup, bununla ısırın yerini emdirerek zehrin boşaltılmasını sağlamamamız gerekir. Bu olayın ısırmadan ilk 15 dakika içinde yapılması çok faydalıdır yarım saat geçtikten sonra yapılacak müdahalelerden fayda sağlanamamaktadır. Böyle bir enjektörün bulunamadığı durumlarda emme işi ağız ile de yapılabilir ancak emecek şişinin ağzında veya dişetlerinde açık yara bulunmaması gerekir.

3) Lenf ve bununla birlikte zehrin çıkması için açılan yarıkların ağızla emilmesi veya vantuz ile yaklaşık 15-20 dakika boyunca çekilmesi gerekir. Ağız ile emilecekse, emen kişinin ağzında yara bulunmamalıdır ve emilen sıvı derhal tükürülmelidir. Ancak ağız ile emmektense daha iyisi plastik büyükçe bir şırınganın ön kısmı kesilerek vantuz olarak kullanılmalıdır ve zehir bununla emilmelidir. Kesinlikle insizyon (kesi) yapılmamalıdır. Hasta mümkün olduğunca yavaş hareket ettirilmeli ve kendisine kesinlikle alkollü içecek verilmemelidir çünkü bu zehrin kana karışmasını hızlandırır.. Hastaya hiç bir tedavi uygulanmasa bile ölüm olayı (Yılan büyükse ve tüm zehirini boşalttıysa ve ısırılan kişi sağlıklı değilse) 24 saatten önce gerçekleşmez bu yüzden acele edip yanlış bir hareketten kaçınılmalıdır. Yılan zehirinin emilmesi işlemi yılan ısırmasından hemen sonra yapılırsa etkisi artar ısırma olayından yarım saat geçtikten sonra yapılacak olan emme işleminin bir faydası olmaz.

4) Hastaya Yılan Serumu enjekte etmek ve diğer rahatsızlıkları bakımından tedavi altına almak için, en kısa zamanda bir doktora müracaat edilmesi veya bir hastaneye götürülmesi gereklidir Gerekiyorsa yılan serumu bir doktor nezaretinde yapılmalıdır çünkü serum, sadece 2. ve 3. tür zehirlenmelerde tatbik edilir. Çünkü bir görüşe göre panzehir aşırı duyarlılığı olan kişilerde ölümcül anaflaktik şoklara neden olabilir. Eğer yukarıda belirtildiği gibi hastanın ısırılan yeri mekanik emme yöntemiyle emildiyse 1. tür zehirlenmelerde yılan serumu uygulaması yapılmamaktadır.

Bu arada yeri gelmişken bu dereceleri ve doktor tarafından uygulanacak serum dozunu yazalım.
1. Derece: Yılanın soktuğu yerde şiddetli ağrı ve zonklama diş çevresinde 3-6 cm arası ödemli kızarıklık, görülür. Zehir emildiyse seruma gerek yoktur, 12 saat içinde belirtiler kaybolur. Zehir emilmediyse baldırın ön-yan yüzü veya kalçadan 1 ampul yılan serumu yaptırmak (Bir doktora) yeterlidir. (Önceden antiseruma alerji olup olmadığı kontrol edilmelidir)

2. Derece: 1. derecedeki belirtilere ilaveten, şişkinlik ve kızarıklıklar vücuda yayılmaya başlar, ödemli bölgede kanamalı lekeler ve morluklar belirir. Bunlara ilave olarak; Terleme, bulantı, kusma, karınağrısı, hafif ateş varsa, bu 2. dereceden bir zehirlenmedir ve doktor tarafından 1 ampul yılan serumu iv. olarak, bir ampul de kalçadan olmak üzere toplam 2 ampul serum yaptırılır (doktor nezaretinde).

3. Derece: 1 ve 2. Derece zehirlenmelere ilaveten, belirtiler büyüyerek artarsa, vücut ısısı düşmeye başlar, nabız atışları artar ve hasta şoka girerse bu 3. dereceden bir zehirlenmedir ki. Bu durumda hastahanede doktor tarafından damardan en az 5 ampul serum yapmak gerekir

4. derece: (Türkiye'deki yılanlarada görülmez) Genellikle çıngıraklı yılan sokmalarında görülen çok daha ağır belirtiler gösteren bir zehirlenmedir, Türkiye'deki yılan türlerinin ısırmasıyla bu tür zehirlenme olamayacağından, akılları karıştırmamak için bu tür zehirlenmeyi anlatmıyorum.

Yanlız şunu da belirtmekte fayda var ki; Bu müdahalelerin hepsinin hastahanede yapılması gereklidir ayrıca hasta müşahade altına alınmalı Tansiyon kontrol altına alınmalı, kan sayımı yapılmalı, kandaki fibrinojen düzeyi, trombosit sayısı, protrombin zamanı, azot düzeyi ve elektrolitler incelenmeli, hatta bunlar 2-8 saat arayla tekrarlanmalıdır. Ayrıca alyuvarlardaki olası yapısal değişiklikler belirlemek amacıyla periferik yayma da yapılmalıdır. Tansiyon düşmesine eşlik eden asidoz (kanda asitlik düzeyinin yükselmesi) durumunun sık sık laktat düzeylerinin ölçülmesi gerekir. İdrar incelemeleri sonucunda olası alyuvar yıkımına bağlı hemoglobinin ve olası kas dokusu yıkımına bağlı miyoglobin varlığı belirlenebilir. Dışkıda gizli kan da aranmalıdır. Tedavi buna göre sürdürülmelidir. Eğer bu kişiye daha önce yılan serumu uygulandıysa bunu doktora mutlaka söylemek gereklidir çünkü yılan serumları aynı kişide 2 veya 3. kullanımdan sonra hastanın anaflaktik şoka girmesine neden olabilir varsa bu husus doktora önceden bildirilmelidir.

Tabi bu saydıklarım çok ağır vak'alar için geçerlidir ki Türkiye'de bu türden ölüm olaylarına rastlanmamıştır. Türkiye'deki yılan sokmalarında eğer zehir emildiyse en fazla 2. dereceden bir zehirlenme gerçekleşebilir o da hasta büyük bir engerek tarafında ısırıldıysa ve engerek bütün zehirini enjekte ettiyse.
 

Ynt: Yılan Sokması

ATROPİN:
Atropa Belladonna (Güzel Avrat Otu) adlı bitkiden elde edilen bir alkaloiddir. Tıpta çok değişik kullanım alanları vardır. Örneğin, göz dibinin muayenesinde, göz bebeğinin genişletilmesi için, ayrıca anesteziden önce üst solunum yollarında salgıların azaltılması için kullanılır.

Ayrıca organofosfat insektisitleri ve sinir gazı zehirlenmelerinde panzehir (antidot) olarak kullanılır.Vagus sinirinin mideye gelen dallarından salgılanan asetilkolin hücre içerisine kalsiyum geçişini artırarak hidrojen iyonu salınımını da artırır. Atropin, bu mekanizmayı önleyebilir.
 

Ynt: Yılan Sokması

Verdiğiniz bu aydınlatıcı ve detaylı bilgiler için çok teşekkürler.
En azından TR de bir yılan sokmasında ölüm tehlikesinin neredeyse sıfır olması çok rahatlatıcı bir bilgi :smiley:
Sevgiler
erdal
 

Ynt: Yılan Sokması

Karadeniz li özellikle Artvinli arkadaşlar bilir Hopa engereği diye bir tür var o civarda yaşayan.
Yurt dışından gelip bu türü yasa dışı yollardan kendi ülkelerine panzehir yapımı adına götürenlerin olduğu bilinen bir gerçek.
Engerek türleri içersinde oldukça değerli ve korunması gereken bir tür.
Bu sürüngene dikkat diyorum(sıcak temastan kesinlikle kaçınılmalı)
Güzel yurdumun kıymetini tam anlamıyla bir bilsek herşey çok daha güzel olacak.
sevgiler
 



Ynt: Yılan Sokması

merhabalar hakikaten çok isabetli bir konu ve bence de yılandan korksada korkmasada herkesin aklında olması gereken şüphelerini acabalarını azaltan bilgiler .... nacizane bende birkaç ekleme yapmak isterim . tedbir almak sonradan uğraşmaktan daha az zahmetlidir. yılanlar tabiatları gereği soğuk kanlı canlılar olduklarından vücut ısılarını bizim gibi tek başlarına dengeleyemezler. ısıl dengede bildiğim kadarı ile özellikle doğum-üreme ve sindirim için yılanlar açısından önemli. onun için bilek seviyesinden yukarıda otlu arazide yürüyüş yapan ekibin tümü uzun mümkünse botlarını üzerini kaplayan trek pantolonu ile yürüyüşe katılmalı . arazide öncünün elinde ön tarafında otları yaracak şekilde bir sopa ve dal olması birçok akadaşında yukarıda belirtiği gibi yılana bizim geldiğimizi bildirir oda gereğini yapar yani yuvası orda değilse kaçar. gene aynı riski taşıyan bölgelerde sadece yılan için değil bize istemeden korku ve endişe ile zarar verebilecek diğer canlılara karşıda tek sırada yürümek öncüden kaçan canlının bir anda sağda soldaki kişilerin üzerine fırlayıp korku ile yanlış şeyler olmasını engeller. hava çok sıcak ve öğle vakitleri ise kayaların gölge kısım ve oyuklarına basmamak akıllıca olur çünkü yılanlar güneşin etkilerinden korunmak için orada gölgeleniyorlardır.sabah ise tam tersi güneşlenen yılan açıkta duracaktır. yılan riski varsa mümkünse yanınızda yumurta taşımayın yada çadırdan uzak bir noktada sıkı sıkı bağlı dala asın. ayrıca çadırın etrafını sönmemiş kireçle işaretlerseniz yılan çadıra yaklaşamaz.
 

Ynt: Yılan Sokması

Yılan Isırması:

Yılan ısırdığında ani ve şiddetli bir ağrıya, sokma yerinin şişmesine yol açar. Daha sonra gözbebekleri genişler, sokma yerinde kanamalar görülür. Sırasıyla bulantı, kusma, ishal, karın ağrısı, kalp atımlarında ve solunumda hızlanma ortaya çıkar. Hastanın genel durumu o ana kadar vücuda karışan zehir miktarına bağlıdır.

Hastayı gölgelik bir yere çekin ve hareket ettirmeyin. Çok çabuk ısırılan yerin 15 cm . kadar yukarısından kan ve lenf dolaşımını durduracak şekilde sıkı bir turnike yapın. Hastanın şoka girmesini engelleyin. Sokulan bölgeyi tentürdiyot ve cerrahi antiseptikle dezenfekte edip, hastaya serum verilmesi için hastaneye götürün.
 

Ynt: Yılan Sokması

Yılan zehirlenmelerinde ısırık yerinde ağrı, şişlik, morluk, hassasiyet vardır. Sokulan yer hareket ettirilmeden yıkanır. Isırılan yerin birkaç cm yukarısına boğucu sargı uygulanır. Isırık yeri 0.5 cm kesilerek ve elle sıvazlanarak zehrin kısmen çıkması sağlanır. Yaranın emilmesi etkili değildir ve zararlı olabileceği için uygulanmamalıdır. Isırık yerine buz uygulanabilir. Kişinin yatarak nakli sağlanır.

* Bu yayın Ankara Tabip Odası İlkyardım Eğitimi Komisyonu İlkyardım Eğitimi Kursu Ders Notlarından Alınmışır.
 


Ynt: Yılan Sokması

yasarergun' Alıntı:
Arkadaşlar turnike uygulanması ve ağızla emme geçmiş yıllarda önerilen ilkyardım bilgilerinden olsa da son zamanlarda doktorlar tarafından pek tavsiye edilmeyen iki uygulama.
Yaşar hocam bildiğim kadarıyla turnike uygulaması zehrin kan yoluyla yayılımını engellemek için kan akışını yavaşlatmayı hedefleyen bir uygulama, diğer bir çok tıbbi vakada da uygulanıyor.

Turnike uygulaması artık tavsiye edilmeyen bir uygulama ise, onun yerine başka ne tür bir müdahalede bulunulabilir ?
 



Ynt: Yılan Sokması

turnike uygulamanın vücuda verdiği zarar zehrin verdiğinden daha fazla
bir an önce en yakın hastaneye ulaştırmak gerekir ayrıca artık türkiyede hemen heryerde ambulans helikopterle ulaşım mümkün korkmayın birileri size ulaşır

www.amanoslar.net adresinde bir kitap var hatayda on sıcak gün diye orada doğada yaşamın temel kuralları ve ilkyardım konularını okursan ayrıntılı bilgi orada var
 

SON KONULAR - FORUM

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,908
Mesajlar
1,525,464
Kayıtlı Üye Sayımız
166,709
Kaydolan Son Üyemiz
Mete26

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst