Sayın Alperdos ve Kyenipazar41 çok önemli konuları dile getirdiler.
Bazı noktaları kendi deneyimlerime göre biraz açmak istiyorum.
Pencereler hem havalandırma hem de karavanın içinin ısınmasında etkili oluyorlar. Üzerine güneş vuran bir pencere karavanın içini ısıtıyor. Pencereyi açarak bu ısınmayı bir ölçüde azaltabiliriz. Dışarıya doğru açılan pencereler tam olarak, sürme camlı pencereler ise sadece yarısına kadar açılabiliyor. Sıcak yaz günlerinde güneşe bakan taraftaki dışarıya açılan pencereye takılan böyle bir örtü ısınmayı azalttığı gibi havalandırmayı da daha etkili yapıyor. Ayrıca hafif yağmurlarda bu pencereyi açık tutmak, dışarda yemek yendiğinde bu pencerelerden servis yapmak mümkün. Demek istediğim ödenen fazla paraya değer.
Karavancılığın geliştiği ülkelerde, çekme karavan üretiminde kampingler ön planda oluyor. Kampinglerde kalan bir karavan için ev tipi bir buzdolabı yeterli olabilir. Eğer gezilerimizde çekme karavanla çoğunlukla kampdışı (elektrik olmayan yerlerde) kalmak istiyorsak üç sistem buzdolabı gerekir diyebilirim. Çünkü çekme karavanlarda boş ve azami ağırlık arasındaki yükleme payı çok az. Üç sistem buz dolapları, hareket eden bir parçaları olmadığı için çok uzun ömürlü cihazlar. Karavanda yönetmeliklere göre yapılan bir gaz sistemine güvenebiliriz. Şu anda karavancılığın geliştiği ülkelerde, çekme karavan olsun motokaravan olsun, en az % 80’den fazlasında 3 sistem buzdolabı var.
Karavanlarda sıra yalıtıma gelinceye kadar yanacak çok şey var. Bu nedenle elektrik ve gaz sisteminin yönetmeliklere uygun yapılması çok önemli. Böylece yangın riskini azaltmış oluruz. Karavanlarımızın küçük hacmini göz önüne alarak her karavancının karavanına mutlaka bir duman alarm cihazı takması lazım. Eşim ne zaman karavanda yemek pişirirken üst pencereyi açmayı unutsa, bu cihaz hemen alarm verir.
Üreticiler de karavalara bir duman alarm cihazı takarak satabilirler Iyi bir satış agümenti olabilir.
Kendi Araçlarım ve Sigorta Ücretleri.
46 yıldır Almanya’da yaşıyorum ve 1980 yılından bu yana da karavancıyım. Kullandığım motokaravanları kendim yaptığım için teknik ve mevzuat yönünde deneyimim ve biraz bilgim var diyebilirim. Aile de iki aracımız var. Sprinter karavanı hem gezilerde hemde günlük işlerimde kullanırım. Maliyeye her yıl verdiğim vergi açıklamasında, işimde kullandığım her kilometre için 30 cent gider gösteririm. Ikinci aracı (Corsa) eşim kullanır. Her iki araçta iki yılda bir tüve gider. Trafik sigorta ücretini belirleyen şahsi şartlar aynı olduğu için iki aracın sigorta ücretini karşılaştırmak mümkün. Sprinterin yıllık sigorta ücreti, 180 €, Corsa’nın 258 €. Sprinterin yılda gittiği kilometre, Corsanın iki katı.
Almanya’da Karavancılık.
80’li yıllarda Almanya’da motokaravanlar süratle çoğalmaya başladı. Karavancılar olarak karavanın durabileceği her yerde geceleme hürriyetinin tadını çıkarıyorduk. Bugünkü gibi atık boşaltacak yerler yoktu. Sanıyorum biraz da çevreye karşı yeterince duyarlı değildik. Bir kaç yıl sonra karavanlar için yasak levhaları süratle çoğalmaya başladı. Uzun süren yasaklı yılarda karavan üreticileri karavancılara atık boşaltma olanağı sağladılar, belediyelerde görevli karavancıların desteği ile karavanparklar açılmaya başlandı, en büyük desteği ama küçük esnaftan gördük ve görüyoruz. AVM‘lerin zor duruma düşürdüğü küçük esnaf bizim gittiğimiz yerlerde para bıraktığımızı çabuk farketti. Belediyeleri karavanpark açmaya en etkili onlar teşvik eder. Bügün Almanya’da (Avrupa’da diyebiliriz) belediyeler karavanpark açmak için sanki yarış içindeler. Almanya’da bugün üçbine yakın kamping ama beşbinin üzerinde karavanpark var. Bu karavanparkların yarısı çekme karavanların da kalmasına uygun. Avrupa’da karavanla gezmek hiç bu kadar kolay değildi.
Karavanların çoğalmasının yanısıra atık boşaltma tesisleri, karavanparklar ve kampingleri de çoğaltmak lazım. Bunlar olmadan karavanları çoğaltmak çıkmaz sokağa benzer diyebilirim.
Almanya’da bizimle beraber karavancılığın gelişmesinde etkin kuruluş CIVD’dir. Bu kuruluşta bütün karavan üreticileri, karavanda kullanılan parçaları yapan firmalar, karavan yapımındaki araçları yapan firmalar ve kamping sahipleri birliği aynı çatı altındalar. Biz tüketici olarak bu birlikte olmasak ta, karavancılığın gelişmesi ortak noktamız. Almanya’da karavanlara orantısız bir trafik sigortası uygulaması ilk olarak bu büyük firmalar birliğini de karşısında bulur.
CIVD - Verband :: Wohnwagen, Wohnmobile, Campingurlaub
Sayın Gündoğdu, karavanlar hakkında yazdıklarımın büyük bir kısmı genel anlamda, olmasında fadya gördüğüm noktaları dile getirdim. Yani doğrudan sizin ürettiğiniz karavanlar hakkında değil.
Çalısmalarınızda başarılar.
Bazı noktaları kendi deneyimlerime göre biraz açmak istiyorum.
Pencereler hem havalandırma hem de karavanın içinin ısınmasında etkili oluyorlar. Üzerine güneş vuran bir pencere karavanın içini ısıtıyor. Pencereyi açarak bu ısınmayı bir ölçüde azaltabiliriz. Dışarıya doğru açılan pencereler tam olarak, sürme camlı pencereler ise sadece yarısına kadar açılabiliyor. Sıcak yaz günlerinde güneşe bakan taraftaki dışarıya açılan pencereye takılan böyle bir örtü ısınmayı azalttığı gibi havalandırmayı da daha etkili yapıyor. Ayrıca hafif yağmurlarda bu pencereyi açık tutmak, dışarda yemek yendiğinde bu pencerelerden servis yapmak mümkün. Demek istediğim ödenen fazla paraya değer.
Karavancılığın geliştiği ülkelerde, çekme karavan üretiminde kampingler ön planda oluyor. Kampinglerde kalan bir karavan için ev tipi bir buzdolabı yeterli olabilir. Eğer gezilerimizde çekme karavanla çoğunlukla kampdışı (elektrik olmayan yerlerde) kalmak istiyorsak üç sistem buzdolabı gerekir diyebilirim. Çünkü çekme karavanlarda boş ve azami ağırlık arasındaki yükleme payı çok az. Üç sistem buz dolapları, hareket eden bir parçaları olmadığı için çok uzun ömürlü cihazlar. Karavanda yönetmeliklere göre yapılan bir gaz sistemine güvenebiliriz. Şu anda karavancılığın geliştiği ülkelerde, çekme karavan olsun motokaravan olsun, en az % 80’den fazlasında 3 sistem buzdolabı var.
Karavanlarda sıra yalıtıma gelinceye kadar yanacak çok şey var. Bu nedenle elektrik ve gaz sisteminin yönetmeliklere uygun yapılması çok önemli. Böylece yangın riskini azaltmış oluruz. Karavanlarımızın küçük hacmini göz önüne alarak her karavancının karavanına mutlaka bir duman alarm cihazı takması lazım. Eşim ne zaman karavanda yemek pişirirken üst pencereyi açmayı unutsa, bu cihaz hemen alarm verir.
Üreticiler de karavalara bir duman alarm cihazı takarak satabilirler Iyi bir satış agümenti olabilir.
Kendi Araçlarım ve Sigorta Ücretleri.
46 yıldır Almanya’da yaşıyorum ve 1980 yılından bu yana da karavancıyım. Kullandığım motokaravanları kendim yaptığım için teknik ve mevzuat yönünde deneyimim ve biraz bilgim var diyebilirim. Aile de iki aracımız var. Sprinter karavanı hem gezilerde hemde günlük işlerimde kullanırım. Maliyeye her yıl verdiğim vergi açıklamasında, işimde kullandığım her kilometre için 30 cent gider gösteririm. Ikinci aracı (Corsa) eşim kullanır. Her iki araçta iki yılda bir tüve gider. Trafik sigorta ücretini belirleyen şahsi şartlar aynı olduğu için iki aracın sigorta ücretini karşılaştırmak mümkün. Sprinterin yıllık sigorta ücreti, 180 €, Corsa’nın 258 €. Sprinterin yılda gittiği kilometre, Corsanın iki katı.
Almanya’da Karavancılık.
80’li yıllarda Almanya’da motokaravanlar süratle çoğalmaya başladı. Karavancılar olarak karavanın durabileceği her yerde geceleme hürriyetinin tadını çıkarıyorduk. Bugünkü gibi atık boşaltacak yerler yoktu. Sanıyorum biraz da çevreye karşı yeterince duyarlı değildik. Bir kaç yıl sonra karavanlar için yasak levhaları süratle çoğalmaya başladı. Uzun süren yasaklı yılarda karavan üreticileri karavancılara atık boşaltma olanağı sağladılar, belediyelerde görevli karavancıların desteği ile karavanparklar açılmaya başlandı, en büyük desteği ama küçük esnaftan gördük ve görüyoruz. AVM‘lerin zor duruma düşürdüğü küçük esnaf bizim gittiğimiz yerlerde para bıraktığımızı çabuk farketti. Belediyeleri karavanpark açmaya en etkili onlar teşvik eder. Bügün Almanya’da (Avrupa’da diyebiliriz) belediyeler karavanpark açmak için sanki yarış içindeler. Almanya’da bugün üçbine yakın kamping ama beşbinin üzerinde karavanpark var. Bu karavanparkların yarısı çekme karavanların da kalmasına uygun. Avrupa’da karavanla gezmek hiç bu kadar kolay değildi.
Karavanların çoğalmasının yanısıra atık boşaltma tesisleri, karavanparklar ve kampingleri de çoğaltmak lazım. Bunlar olmadan karavanları çoğaltmak çıkmaz sokağa benzer diyebilirim.
Almanya’da bizimle beraber karavancılığın gelişmesinde etkin kuruluş CIVD’dir. Bu kuruluşta bütün karavan üreticileri, karavanda kullanılan parçaları yapan firmalar, karavan yapımındaki araçları yapan firmalar ve kamping sahipleri birliği aynı çatı altındalar. Biz tüketici olarak bu birlikte olmasak ta, karavancılığın gelişmesi ortak noktamız. Almanya’da karavanlara orantısız bir trafik sigortası uygulaması ilk olarak bu büyük firmalar birliğini de karşısında bulur.
CIVD - Verband :: Wohnwagen, Wohnmobile, Campingurlaub
Sayın Gündoğdu, karavanlar hakkında yazdıklarımın büyük bir kısmı genel anlamda, olmasında fadya gördüğüm noktaları dile getirdim. Yani doğrudan sizin ürettiğiniz karavanlar hakkında değil.
Çalısmalarınızda başarılar.
Son düzenleme: