melihcc
Ana Kamp
Denizlerimizde bulunan koylar bükler hakkında bilgilerimi paylaşacağım
ilk bölgemiz Marmara kıyıları
Çanakkale ve İstanbul boğazları arasında kalan iç denizimiz asla küçümsenmemelidir. Özellikle küçük tonajlı tekneler ve yatlar için tehlikeli olabilecek özellikleri vardır.
Sık aralıklarla dik dalgalar yapar, dalga çukuruna düşemeden yeni bir dalganın darbesi hırpalayıcı olur. Rüzgarlar genelde saat istikametinde yön değiştirirler ve yaz döneminde hakim rüzgarlar kuzey yönlü olanlardır. Bu nedenle, Marmara’nın güney sahilleri kaba dalga ve rüzgarsız havalarda bile solugan alır. Aniden bora ile karşılaşılabilir, bunun gibi ani boralar hava durumlarında yer almıyorlar; bu durumda denizcinin deneyimi ve barometre gözlemi önem kazanmaktadır. Kendi deneyimlerimden iki örnek vermek istiyorum.
Geçen yıl Saraylar Limanında mendireğin içinde yaprak kıpırdamayan bir gece demirli idik ve sabaha karşı 04 de rüzgarın uğultusu ile fırladığımda 48 knot gördüm göstergede ve mendirek içinde demir taradık. Aynı gece 14m bir Bavaria yat zar zor sığınabildi aynı mendireğe. Fenerbahçe Marinadan tanıdığımız bu tekne açık denize uygun ve sahipleri deneyimli denizciler oldukları halde perişan vaziyette idiler.
Bu yıl ben kendi kotramla Egeden dönerken 11 Ağustosta Çanakkale boğazını çıkıp Marmara ya akşamüzeri girdik. Frişka bir poyraz var, hava raporları (üç ayrı kaynak birden) 1-3 NE gösteriyor, hava açık. Bulut bile yok. Rotamız Marmara adası ve yaklaşık 25 mil yolumuz vardı. Ara ara barometreye bakmak alışkanlığımdır. Aniden hızla düşmekte olduğunu gördüm, hemen yelken topladık, ortalığı neta ettim, havuz serpinti tentelerini kapattım. Bu sırada eşim yanımda ve bütün bu yaptıklarıma anlam veremediğini söylüyordu ki lafı ağzında kaldı, aniden bir bora yıldız istikametinden bindirdi, 42 knot ile başladı ve 50 knot a çıktı, dalga yüksekliği beş metreye yakın. Böyle durumda dalgayı tam kafadan almamak gerekir yoksa baş-kıç yapmaya başlayan teknenin pervanesi çürük suda kalır ve ilerleyemez. Baş omuzluklardan almak gerekir dalgayı. Ayrıca bir ufacık fırtına floğu sallantıyı azaltır ve stabilite sağlar. Bütün bu önlemlere rağmen kuzey doğuya ilerlemek imkansızlaştı. İlerleyemiyorsanız ve sürükleniyorsanız yapılacak tek şey denizleri pupadan almaktır. Denizciler arasında bir tabir vardır “gelsin de arkadan gelsin “ diye. Bu tavsiye kulaklarımızda çınlayarak rotamızı Karabiga'ya çevirmek zorunda kaldık. Denizleri iskele kıç omuzluktan alarak ve buna rağmen çok zorlanarak Mendireğe varabildik. Bizimle beraber seyir yapan Fenerbahçe'den bir arkadaşımızın kotrası ışıkla, telsizle ikazlarımıza rağmen büyük risklere girerek dalgaya ve solugana açık Şahmelek koyuna sığındı; tabiatiyle sıkıntılı saatler yaşadı ve tariflerimize göre hareket ederek saatler sonra Karabigaya sığınabildi.
Bu örnek olaylar da gösteriyor ki Marmara değişken karakterli ve dikkat edilmesi gereken bir denizdir.
İstanbul'dan Çanakkale ve Ege istikametine gidilirken izlenebilecek iki rota vardır. Doğrudan Marmara Adalarına veya Trakya sahillerini izleyerek... Güney sahilleri rotası kaba dalga ve solugan aldığı için hiç tavsiye edilmez ve kullanılmaz.
Fenerbahçe – Kalamış ile Marmara adası fener adası arası düz 64 mildir. Ortalama hızı 6-7 mil olan bir tekne için bu on saat kadar bir süre demektir. Ayrıca ülkemiz sahillerinde kara gözükmeksizin yapılan tek seyir rotası da budur.
Bu rotayı on metreden küçük ve kıyı seyri için yapılmış teknelere tavsiye etmiyorum. Motor yatlar için de sakıncalı zira, bu tip yatlar hızla ilerlemekle beraber denizdeki dengeleri küçük bir yelkenliden daha azdır.
Dizayn ve donanımı açık denize uygun tekneler için uygun bir rotadır.
Kuzey sahillerini izleyerek, hakim rüzgarlar olan kuzey yönlü rüzgarların etkisini azaltmak ve yarattıkları dalgalardan etkilenmeden gitmek küçük tekneler için çok daha uygundur. Küçükçekmece ve özellikle Büyükçekmece gölleri ağzında ani sağanaklar yaşanabilir ama, bu bölgeler geçilince karanın kuytusunda kuzey rüzgarları çok mutedil hale gelmektedir. Gerçi yol biraz uzar ve bir hamlede etap bitemez fakat huzurlu ve daha güvenli bir yolculuk olur. Trakya sahillerinde sığınılabilecek liman ve mendirekler vardır. Bir arıza durumunda veya sert bir havada sığınılacak yer çok önemli olmaktadır. Sırası ile, Yeşilköy- Büyükçekmece- Mimarsinan- Güzelce- Selimpaşa- Silivri- Marmara Ereğlisi barınaklarından yararlanılabilir. Buralarda bağlanacak yer bulabilmek ayrı bir mesele ve zor. Yöre halkının tekneleri ve balıkçı tekneleri ile tamamen dolular. Yer kavgası çıkması sık sık görülüyor. Bir arkadaşımız geçen yıl motor arızası sebebiyle zar zor varabildiği Büyükçekmece mendireğinde her türlü denizcilik nezaket ve ahlakından bihaber, maganda bir motor yat sahip ve mürettebatının, yerimizi işgal ettin bahanesi ile saldırısına uğrayıp polis marifeti ile kendini zor kurtarmıştı. Yani, bu barınaklarda uzun süreli kalmanız şansa kalmış ve pek de mümkün değil. Sadece Güzelcedeki Kumburgaz Yat Limanı bu yıl işletmeye açılmış, ( 40,59085 N – 28,30,62 E ) henüz epey eksiği olmasına rağmen elektrik, su ve palamar hizmeti veriliyor, güvenlik ekibi de kurmuşlar, çekek yeri var fakat, fiyatları sundukları hizmet kalitesine oranla çok pahalı herhalde o nedenle olacak liman boş sayılır.
Marmara Ereğlisinden sonra iki alternatif gündeme gelir, Marmara Adasına gidebilirsiniz yaklaşık 30 mil veya kıyı kıyı devam edersiniz. Tekneniz biraz daha denize mukavim ve denizcilik deneyiminiz yeterli ise Marmara adası rotasını tavsiye ederim.
Yazımızın içerisinde yer verilen koordinatlar kendi GPS cihazımla tespit ettiğim değerlerdir.
Not:Bilgiler Kemal BARAL'dan alıntıdır
ilk bölgemiz Marmara kıyıları
Çanakkale ve İstanbul boğazları arasında kalan iç denizimiz asla küçümsenmemelidir. Özellikle küçük tonajlı tekneler ve yatlar için tehlikeli olabilecek özellikleri vardır.
Sık aralıklarla dik dalgalar yapar, dalga çukuruna düşemeden yeni bir dalganın darbesi hırpalayıcı olur. Rüzgarlar genelde saat istikametinde yön değiştirirler ve yaz döneminde hakim rüzgarlar kuzey yönlü olanlardır. Bu nedenle, Marmara’nın güney sahilleri kaba dalga ve rüzgarsız havalarda bile solugan alır. Aniden bora ile karşılaşılabilir, bunun gibi ani boralar hava durumlarında yer almıyorlar; bu durumda denizcinin deneyimi ve barometre gözlemi önem kazanmaktadır. Kendi deneyimlerimden iki örnek vermek istiyorum.
Geçen yıl Saraylar Limanında mendireğin içinde yaprak kıpırdamayan bir gece demirli idik ve sabaha karşı 04 de rüzgarın uğultusu ile fırladığımda 48 knot gördüm göstergede ve mendirek içinde demir taradık. Aynı gece 14m bir Bavaria yat zar zor sığınabildi aynı mendireğe. Fenerbahçe Marinadan tanıdığımız bu tekne açık denize uygun ve sahipleri deneyimli denizciler oldukları halde perişan vaziyette idiler.
Bu yıl ben kendi kotramla Egeden dönerken 11 Ağustosta Çanakkale boğazını çıkıp Marmara ya akşamüzeri girdik. Frişka bir poyraz var, hava raporları (üç ayrı kaynak birden) 1-3 NE gösteriyor, hava açık. Bulut bile yok. Rotamız Marmara adası ve yaklaşık 25 mil yolumuz vardı. Ara ara barometreye bakmak alışkanlığımdır. Aniden hızla düşmekte olduğunu gördüm, hemen yelken topladık, ortalığı neta ettim, havuz serpinti tentelerini kapattım. Bu sırada eşim yanımda ve bütün bu yaptıklarıma anlam veremediğini söylüyordu ki lafı ağzında kaldı, aniden bir bora yıldız istikametinden bindirdi, 42 knot ile başladı ve 50 knot a çıktı, dalga yüksekliği beş metreye yakın. Böyle durumda dalgayı tam kafadan almamak gerekir yoksa baş-kıç yapmaya başlayan teknenin pervanesi çürük suda kalır ve ilerleyemez. Baş omuzluklardan almak gerekir dalgayı. Ayrıca bir ufacık fırtına floğu sallantıyı azaltır ve stabilite sağlar. Bütün bu önlemlere rağmen kuzey doğuya ilerlemek imkansızlaştı. İlerleyemiyorsanız ve sürükleniyorsanız yapılacak tek şey denizleri pupadan almaktır. Denizciler arasında bir tabir vardır “gelsin de arkadan gelsin “ diye. Bu tavsiye kulaklarımızda çınlayarak rotamızı Karabiga'ya çevirmek zorunda kaldık. Denizleri iskele kıç omuzluktan alarak ve buna rağmen çok zorlanarak Mendireğe varabildik. Bizimle beraber seyir yapan Fenerbahçe'den bir arkadaşımızın kotrası ışıkla, telsizle ikazlarımıza rağmen büyük risklere girerek dalgaya ve solugana açık Şahmelek koyuna sığındı; tabiatiyle sıkıntılı saatler yaşadı ve tariflerimize göre hareket ederek saatler sonra Karabigaya sığınabildi.
Bu örnek olaylar da gösteriyor ki Marmara değişken karakterli ve dikkat edilmesi gereken bir denizdir.
İstanbul'dan Çanakkale ve Ege istikametine gidilirken izlenebilecek iki rota vardır. Doğrudan Marmara Adalarına veya Trakya sahillerini izleyerek... Güney sahilleri rotası kaba dalga ve solugan aldığı için hiç tavsiye edilmez ve kullanılmaz.
Fenerbahçe – Kalamış ile Marmara adası fener adası arası düz 64 mildir. Ortalama hızı 6-7 mil olan bir tekne için bu on saat kadar bir süre demektir. Ayrıca ülkemiz sahillerinde kara gözükmeksizin yapılan tek seyir rotası da budur.
Bu rotayı on metreden küçük ve kıyı seyri için yapılmış teknelere tavsiye etmiyorum. Motor yatlar için de sakıncalı zira, bu tip yatlar hızla ilerlemekle beraber denizdeki dengeleri küçük bir yelkenliden daha azdır.
Dizayn ve donanımı açık denize uygun tekneler için uygun bir rotadır.
Kuzey sahillerini izleyerek, hakim rüzgarlar olan kuzey yönlü rüzgarların etkisini azaltmak ve yarattıkları dalgalardan etkilenmeden gitmek küçük tekneler için çok daha uygundur. Küçükçekmece ve özellikle Büyükçekmece gölleri ağzında ani sağanaklar yaşanabilir ama, bu bölgeler geçilince karanın kuytusunda kuzey rüzgarları çok mutedil hale gelmektedir. Gerçi yol biraz uzar ve bir hamlede etap bitemez fakat huzurlu ve daha güvenli bir yolculuk olur. Trakya sahillerinde sığınılabilecek liman ve mendirekler vardır. Bir arıza durumunda veya sert bir havada sığınılacak yer çok önemli olmaktadır. Sırası ile, Yeşilköy- Büyükçekmece- Mimarsinan- Güzelce- Selimpaşa- Silivri- Marmara Ereğlisi barınaklarından yararlanılabilir. Buralarda bağlanacak yer bulabilmek ayrı bir mesele ve zor. Yöre halkının tekneleri ve balıkçı tekneleri ile tamamen dolular. Yer kavgası çıkması sık sık görülüyor. Bir arkadaşımız geçen yıl motor arızası sebebiyle zar zor varabildiği Büyükçekmece mendireğinde her türlü denizcilik nezaket ve ahlakından bihaber, maganda bir motor yat sahip ve mürettebatının, yerimizi işgal ettin bahanesi ile saldırısına uğrayıp polis marifeti ile kendini zor kurtarmıştı. Yani, bu barınaklarda uzun süreli kalmanız şansa kalmış ve pek de mümkün değil. Sadece Güzelcedeki Kumburgaz Yat Limanı bu yıl işletmeye açılmış, ( 40,59085 N – 28,30,62 E ) henüz epey eksiği olmasına rağmen elektrik, su ve palamar hizmeti veriliyor, güvenlik ekibi de kurmuşlar, çekek yeri var fakat, fiyatları sundukları hizmet kalitesine oranla çok pahalı herhalde o nedenle olacak liman boş sayılır.
Marmara Ereğlisinden sonra iki alternatif gündeme gelir, Marmara Adasına gidebilirsiniz yaklaşık 30 mil veya kıyı kıyı devam edersiniz. Tekneniz biraz daha denize mukavim ve denizcilik deneyiminiz yeterli ise Marmara adası rotasını tavsiye ederim.
Yazımızın içerisinde yer verilen koordinatlar kendi GPS cihazımla tespit ettiğim değerlerdir.
Not:Bilgiler Kemal BARAL'dan alıntıdır