Ynt: Yapmadan Dönme
Konuyu hortlatıyorum, kusuruma bakmayın arkadaşlar.
Yaşım 29 ve 16 yıldan beri Sinop' ta ikamet ediyoruz. Dönem dönem başka şehirlerde yaşadığım oldu. Malumunuz fakülteydi, askerlikti... Bodrum, Didim, Kuşadası, Çanakkale gibi enfes kentlerde yaşama lütfuna nail oldum. ALLAH' a çok şükür Sinop gibi bir şehirde yaşıyorum. Aradıklarımızı bulamıyoruz, neredeyse bütün işlerimizi yanıbaşımızdaki Samsun' da hallediyoruz. Evet, merkez nüfusumuz 35.000. Sanayi sıfır, keza tarım sıfıra yakın. Ama huzurumuz var. İnsanlar birbirine saygılı, kavgamız gürültümüz yok. Söylenenler çok doğru, şehirdeki bayanlar çok şanslılar ve diğer şehirlerimizdeki hemcinslerine nazaran çok daha rahatlar. Sakın bu sözümüz başka yere çekilmesin. Sinop' ta bir bayanın gidip de misafir olamayacağı bir mekan yok. Bayanlar için hususi kahvehaneler var. Gecenin bir saati sokağa çıktığınızda yürüyüş yapan, yol kenarında oturup laflayan teyzeler de şaşırtmasın. Trafik lambalarının olmadığı bir şehirde fazlasıyla bayan sürücü var. Cadde, sokak demeyip ulu orta ağzını bozan Sinoplu bir adama rastlayamazsınız. En azından Sinop' ta rastlayamazsınız. 16 yılda Sinop' ta birkaç kavgaya ancak denk gelmişimdir. Birkaç yıl öncesine kadar insanlar araçlarının anahtarını araçlarının üzerinde bırakıyorlardı, inanın abartmıyorum. Maalesef son yıllarda tek tük de olsa hırsızlık vakalarına rastlar olduk. Cezaevindeki mahkumların pek çoğu bu şehirden değiller, tıpkı hırsızlık vakalarının failleri gibi. Yarımadanın doğa güzelliklerini saymayacağım, yoksa inanın uzayıp gidecek.
Madem konumuz "Yapmadan Dönme" o zaman şehre gelecek arkadaşlara şiddetle tavsiye ediyorum: denize girin, upuzun kumsallara uzanın, balığa çıkın(mutlaka yakalıyorsunuz), mevsim balıklarından yiyin, balıkçılarla çay içip sohbet edin, İnceburun' a gidin ve rüzgarı dinleyin, Hamsilos' a gidin, Tarihi Cezaevi' ni ve Alaaddin Camii' ni görün ve ölmeden önce bu şehri gördüğünüz için şükredin. İsteyenler için kilisemiz de var. Fotoğraf makinesini unutan ağlar!