k_akkus
Ana Kamp
1- TÜRKİYE’den VİETNAM’a
Nihayet 2022 yazında kararımızı verip 874 dolara uçak biletlerini aldık. Yağmur mevsiminin sona erdiği kasım ayının 15’inde gidip, 2 Aralıkta döneceğiz.
Kabin boy valizimize kuruyemiş, peynir, birkaç konserve, sallama çay, birkaç şort ve gömlek koyduk. Tabi yetmiş yaşında olmanın sonucu oluşan hastalıklarımızın ilaçlarını da ihmal etmedik.
İstanbul Havaalanı’ndan Katar Havayolları ile Doha aktarmalı Ho Chi Minh’e gideceğiz. Havayolu görevlileri kontrol sırasında dönüş biletimizin ve konaklama rezervasyonumuzun olup olmadığını sordular. Niye bu evrakları istediklerini sorduğumuzda bunları ülkeye giriş sırasında pasaport polisinin sorduğunu, o nedenle kontrol ettiklerini söylediler. Dönüş biletimizin olmayabileceğini, oradan başka ülkelere geçip canımız ne zaman isterse bilet alıp dönme niyetinde olduğumuzu, bu nedenle dönüş bileti göstermek zorunda olmadığımızı ısrarla söylememize karşın tavırları değişmedi, dönüş biletimizi gösterdik. Bu kez de vizeniz yok diye tutturdular. Yeşil pasaporta Vietnam vizesi gerekmediğini söyledik. İnanmadılar. Bilgisayardan kontrol ettikten sonra kabul ettiler.
Rahat ve sarsıntısız bir uçuşla dört buçuk saatte Doha’ya geldik. Yemekler güzeldi. İçki servisi de yapıldı. Havaalanındaki tabelalar ve görevlilerin yönlendirmesiyle aktarma yapacağımız alana geçtik.
Bir buçuk saat sonra Doha - Ho Chi Minh uçağındaydık. Yedi saat süren yolculuktan sonra Ho Chi Minh Havaalanına indik. Pasaport polisi ne dönüş biletini ne de konaklama rezervasyonunu sordu. Sadece yeşil pasaporta vize olup olmadığını kendi bilgisayarlarından kontrol ederek “giriş” damgasını vurdu.
Ho Chi Minh Tan Son Nhat Havaalanı’ndan çıkınca etrafınızı hemen taksiciler sarıyor. Konuştuğumuz bir tanesi bizi otelimizin bulunduğu Bui Wien Sokağına götürmek için 420.000 dong (17 dolar) istedi. Kabul etmedik. Az ileride bulunan otobüs durağına yürüdük. Bui Wien sokağının yakınından geçen 109 nolu otobüse (otobüs deniliyor ama aslında minibüs) bindik. Kişi başı 15.000 dong. (Bir dolardan az.) Yarım saat kadar süren yolculuktan sonra 94-96 Le Lai durağında inip biraz yürüyerek otelimize ulaştık. Hava 29 derece nem epey fazla. Çok terliyorsunuz. Gerek uçakta gerekse minibüste klimalar sonuna kadar açık. Çantanızda mutlaka mont ve yedek giysi olsun.
Ho Chi Minh Tan Son Nhat Havaalanı’ndan otele giderken ilk olarak inanılmaz sayıdaki motosikletliler dikkat çekiyor. Sekiz milyon civarında nüfusu olan bu kentte dört milyonun üzerinde motosiklet olduğu söyleniyor.
Ho Chi Minh’de Bui Wien sokağı üzerindeki Valentine Hotel’de yer ayırtmıştık. Bu sokak eğlencenin merkezi. Eğlence sabaha kadar sürüyor. İlk gece otelin sokağa bakan odasında kaldık. İnanın sabaha kadar müzik sesinden uyuyamadık. İkinci ve sonraki geceler arka tarafa bakan bir odaya geçtik de biraz olsun rahat ettik.
Sabah odamızda sallama çayımızı yapıp, getirdiğimiz peynir ve zeytinle kahvaltımızı ettik.
Kahvaltı sonrası şehri keşfetmeye çıktık. Önce Notre-Dame Bazilikası’na gittik. Ne yazık ki onarımdaydı. İçeri giremedik. Dışı da iskelelerle çevrilmişti.
Hemen arkasındaki merkez postane binasını (Central Post Office) gezdik. Gerçekten güzel bir bina. Buradan sevdiklerinize kart gönderebilirsiniz. Ayrıca bina içinde değişik objelerin satıldığı iki dükkan da var.
Buradan “The Independece Palace” (Bağımsızlık Sarayı)na gittik. (giriş ücreti kişi başı 65.000 dong) Saray şehrin ortasında büyük bir bahçe içinde. Saraydaki yemek salonlarını, toplantı, çalışma, dinlenme ve yatak odalarını gezebilirsiniz. Sarayın çatısındaki Amerikan helikopteri de ilginizi çekecektir. Bahçedeki tankları da görmeden geçmeyin. 15.000 Dong karşılığında saray bahçesini gezdiren elektrikli araca da binebilirsiniz.
Bağımsızlık Sarayı’ndan sonraki durağımız Savaş Müzesi (War Remnats) oldu.
Savaş Müzesi saat 13.00 da açılıyor. Üç katlı bir bina. Giriş 65.000 dong. Müzenin bahçesinde savaşta ele geçirilmiş ve/veya Amerikalıların giderken bıraktıkları değiş modellerde uçaklar, tanklar, silahlar sergileniyor. Bu ölüm makinalarını yakından görmek insanı etkiliyor. Bu makinalardan açılan ateşle öldürülenleri düşünüyorsunuz. Bunca ateş gücü üstünlüğüne karşın direnişin ve sonunda zaferin kazanılmasının nasıl bir ruh ile başarıldığı, ne zorluklara göğüs gerildiği geliyor aklınıza. Hüzünleniyorsunuz.
Müzenin giriş katında Amerika’nın Vietnam’ı işgal etmesini protesto eden ülkelerde çekilmiş fotoğraflar, gazete yazıları yer alıyor. Müzenin ikinci katında ise savaşı izleyen gazetecilerin çekmiş olduğu acı dolu fotoğraflar sergileniyor. Amerika’nın savaş zamanında kullandığı bombaların etkisiyle vücudu yanan, kolu, bacağı, elleri olmayan birçok kişinin fotoğrafı var. Müzenin son katında ise yine fotoğraflar ve savaşta kullanılan bombaların sergilendiği bölüm var.
Müzede sergilenen tabloda yazdığına göre: Vietnam Savaşı 17 yıl 2 ay sürmüş. Aktif görev yapan askeri personel sayısı: 8.744.000 Atılan bomba ve top mermisi 14.300.000 ton. Savaşın parasal maliyeti: 676 milyar dolar.
Ne için???
Bu günlük bu kadar diyerek otele dönüyoruz. Hava sıcak, terden sırılsıklam olmuşuz. Ho Chi Minh’in gece hayatını inceleyebilmek için duş alıp dinleniyoruz.
Akşam otelden çıktığımızda hava sanki biraz serinlemiş gibi. En azından güneş yok. İki mototaksi kiralayarak Nguyen Hue Meydanı’na gidiyoruz. (50.000 dong)
Burası trafiğe kapalı uzun bir cadde, akşam üstü ve gece çok kalabalık oluyor. Şehrin piyasa caddesi. Ho Chi Mihn’in heykeli de var. Nehre doğru yürürken sol tarafta Saigon Opera binasını da görebilirsiniz. Çeşitli müzik aleti çalanlar, şarkı söyleyenler, yiyecek – içecek satıcıları hepsi bu caddede.
Caddeyi turladıktan sonra gece hayatının kalbinin attığı Bui Wien Sokağı’na yürüyerek dönüyoruz. Yol üzerinde Ben Thanh Pazarı’na da uğruyor, temizce gördüğümüz bir tezgahta karnımızı doyuruyoruz. İstanbul’daki Kapalı Çarşı’nın küçük bir modeli olan bu pazarda ne ararsanız var. Ama mutlaka sıkı pazarlık yapmak gerek. (Aslında Vietnam ucuz bir ülke değil.)
Bui Wien Sokağı’nda çeşitli barlar, kafeler, oturup bira içilebilecek mekanlar, masaj salonları, karaoke barları vb. var. Her mekanda yüksek sesle müzik çalınıyor. Caddeye bağlanan ara sokaklar da eğlenceli.
Bira molası yaptıktan sonra bir arkadaki caddede turluyoruz. Buradaki seyahat acentelerinin birinden ertesi gün için kişi başı 30 dolara tam günlük Mekong Deltası turu satın aldık. Sabah tura katılacağız. Sakin bir yer bulup oturuyoruz. Sadece gelen geçene bakarak, ateş püskürten çocukları seyrederek, sık sık gelen satıcı ve dilencilere “no-no” diyerek vakit geçiriyoruz.
2. Bölüm: Mekong Deltası gezisi: Vi̇etnam - Kamboçya - Tayland Gezi̇si̇
- (İstanbul’dan Ho Chi Minh’e)
Nihayet 2022 yazında kararımızı verip 874 dolara uçak biletlerini aldık. Yağmur mevsiminin sona erdiği kasım ayının 15’inde gidip, 2 Aralıkta döneceğiz.
Kabin boy valizimize kuruyemiş, peynir, birkaç konserve, sallama çay, birkaç şort ve gömlek koyduk. Tabi yetmiş yaşında olmanın sonucu oluşan hastalıklarımızın ilaçlarını da ihmal etmedik.
İstanbul Havaalanı’ndan Katar Havayolları ile Doha aktarmalı Ho Chi Minh’e gideceğiz. Havayolu görevlileri kontrol sırasında dönüş biletimizin ve konaklama rezervasyonumuzun olup olmadığını sordular. Niye bu evrakları istediklerini sorduğumuzda bunları ülkeye giriş sırasında pasaport polisinin sorduğunu, o nedenle kontrol ettiklerini söylediler. Dönüş biletimizin olmayabileceğini, oradan başka ülkelere geçip canımız ne zaman isterse bilet alıp dönme niyetinde olduğumuzu, bu nedenle dönüş bileti göstermek zorunda olmadığımızı ısrarla söylememize karşın tavırları değişmedi, dönüş biletimizi gösterdik. Bu kez de vizeniz yok diye tutturdular. Yeşil pasaporta Vietnam vizesi gerekmediğini söyledik. İnanmadılar. Bilgisayardan kontrol ettikten sonra kabul ettiler.
Rahat ve sarsıntısız bir uçuşla dört buçuk saatte Doha’ya geldik. Yemekler güzeldi. İçki servisi de yapıldı. Havaalanındaki tabelalar ve görevlilerin yönlendirmesiyle aktarma yapacağımız alana geçtik.
Bir buçuk saat sonra Doha - Ho Chi Minh uçağındaydık. Yedi saat süren yolculuktan sonra Ho Chi Minh Havaalanına indik. Pasaport polisi ne dönüş biletini ne de konaklama rezervasyonunu sordu. Sadece yeşil pasaporta vize olup olmadığını kendi bilgisayarlarından kontrol ederek “giriş” damgasını vurdu.
Ho Chi Minh Tan Son Nhat Havaalanı’ndan çıkınca etrafınızı hemen taksiciler sarıyor. Konuştuğumuz bir tanesi bizi otelimizin bulunduğu Bui Wien Sokağına götürmek için 420.000 dong (17 dolar) istedi. Kabul etmedik. Az ileride bulunan otobüs durağına yürüdük. Bui Wien sokağının yakınından geçen 109 nolu otobüse (otobüs deniliyor ama aslında minibüs) bindik. Kişi başı 15.000 dong. (Bir dolardan az.) Yarım saat kadar süren yolculuktan sonra 94-96 Le Lai durağında inip biraz yürüyerek otelimize ulaştık. Hava 29 derece nem epey fazla. Çok terliyorsunuz. Gerek uçakta gerekse minibüste klimalar sonuna kadar açık. Çantanızda mutlaka mont ve yedek giysi olsun.
Ho Chi Minh Tan Son Nhat Havaalanı’ndan otele giderken ilk olarak inanılmaz sayıdaki motosikletliler dikkat çekiyor. Sekiz milyon civarında nüfusu olan bu kentte dört milyonun üzerinde motosiklet olduğu söyleniyor.
Ho Chi Minh’de Bui Wien sokağı üzerindeki Valentine Hotel’de yer ayırtmıştık. Bu sokak eğlencenin merkezi. Eğlence sabaha kadar sürüyor. İlk gece otelin sokağa bakan odasında kaldık. İnanın sabaha kadar müzik sesinden uyuyamadık. İkinci ve sonraki geceler arka tarafa bakan bir odaya geçtik de biraz olsun rahat ettik.
Sabah odamızda sallama çayımızı yapıp, getirdiğimiz peynir ve zeytinle kahvaltımızı ettik.
Kahvaltı sonrası şehri keşfetmeye çıktık. Önce Notre-Dame Bazilikası’na gittik. Ne yazık ki onarımdaydı. İçeri giremedik. Dışı da iskelelerle çevrilmişti.
Hemen arkasındaki merkez postane binasını (Central Post Office) gezdik. Gerçekten güzel bir bina. Buradan sevdiklerinize kart gönderebilirsiniz. Ayrıca bina içinde değişik objelerin satıldığı iki dükkan da var.
Buradan “The Independece Palace” (Bağımsızlık Sarayı)na gittik. (giriş ücreti kişi başı 65.000 dong) Saray şehrin ortasında büyük bir bahçe içinde. Saraydaki yemek salonlarını, toplantı, çalışma, dinlenme ve yatak odalarını gezebilirsiniz. Sarayın çatısındaki Amerikan helikopteri de ilginizi çekecektir. Bahçedeki tankları da görmeden geçmeyin. 15.000 Dong karşılığında saray bahçesini gezdiren elektrikli araca da binebilirsiniz.
Bağımsızlık Sarayı’ndan sonraki durağımız Savaş Müzesi (War Remnats) oldu.
Savaş Müzesi saat 13.00 da açılıyor. Üç katlı bir bina. Giriş 65.000 dong. Müzenin bahçesinde savaşta ele geçirilmiş ve/veya Amerikalıların giderken bıraktıkları değiş modellerde uçaklar, tanklar, silahlar sergileniyor. Bu ölüm makinalarını yakından görmek insanı etkiliyor. Bu makinalardan açılan ateşle öldürülenleri düşünüyorsunuz. Bunca ateş gücü üstünlüğüne karşın direnişin ve sonunda zaferin kazanılmasının nasıl bir ruh ile başarıldığı, ne zorluklara göğüs gerildiği geliyor aklınıza. Hüzünleniyorsunuz.
Müzenin giriş katında Amerika’nın Vietnam’ı işgal etmesini protesto eden ülkelerde çekilmiş fotoğraflar, gazete yazıları yer alıyor. Müzenin ikinci katında ise savaşı izleyen gazetecilerin çekmiş olduğu acı dolu fotoğraflar sergileniyor. Amerika’nın savaş zamanında kullandığı bombaların etkisiyle vücudu yanan, kolu, bacağı, elleri olmayan birçok kişinin fotoğrafı var. Müzenin son katında ise yine fotoğraflar ve savaşta kullanılan bombaların sergilendiği bölüm var.
Müzede sergilenen tabloda yazdığına göre: Vietnam Savaşı 17 yıl 2 ay sürmüş. Aktif görev yapan askeri personel sayısı: 8.744.000 Atılan bomba ve top mermisi 14.300.000 ton. Savaşın parasal maliyeti: 676 milyar dolar.
Ne için???
Bu günlük bu kadar diyerek otele dönüyoruz. Hava sıcak, terden sırılsıklam olmuşuz. Ho Chi Minh’in gece hayatını inceleyebilmek için duş alıp dinleniyoruz.
Akşam otelden çıktığımızda hava sanki biraz serinlemiş gibi. En azından güneş yok. İki mototaksi kiralayarak Nguyen Hue Meydanı’na gidiyoruz. (50.000 dong)
Burası trafiğe kapalı uzun bir cadde, akşam üstü ve gece çok kalabalık oluyor. Şehrin piyasa caddesi. Ho Chi Mihn’in heykeli de var. Nehre doğru yürürken sol tarafta Saigon Opera binasını da görebilirsiniz. Çeşitli müzik aleti çalanlar, şarkı söyleyenler, yiyecek – içecek satıcıları hepsi bu caddede.
Caddeyi turladıktan sonra gece hayatının kalbinin attığı Bui Wien Sokağı’na yürüyerek dönüyoruz. Yol üzerinde Ben Thanh Pazarı’na da uğruyor, temizce gördüğümüz bir tezgahta karnımızı doyuruyoruz. İstanbul’daki Kapalı Çarşı’nın küçük bir modeli olan bu pazarda ne ararsanız var. Ama mutlaka sıkı pazarlık yapmak gerek. (Aslında Vietnam ucuz bir ülke değil.)
Bui Wien Sokağı’nda çeşitli barlar, kafeler, oturup bira içilebilecek mekanlar, masaj salonları, karaoke barları vb. var. Her mekanda yüksek sesle müzik çalınıyor. Caddeye bağlanan ara sokaklar da eğlenceli.
Bira molası yaptıktan sonra bir arkadaki caddede turluyoruz. Buradaki seyahat acentelerinin birinden ertesi gün için kişi başı 30 dolara tam günlük Mekong Deltası turu satın aldık. Sabah tura katılacağız. Sakin bir yer bulup oturuyoruz. Sadece gelen geçene bakarak, ateş püskürten çocukları seyrederek, sık sık gelen satıcı ve dilencilere “no-no” diyerek vakit geçiriyoruz.
2. Bölüm: Mekong Deltası gezisi: Vi̇etnam - Kamboçya - Tayland Gezi̇si̇
Son düzenleme: