Solana
Kamp II
- Mesajlar
- 320
- Tepkime Puanı
- 2
Kasim ayinda Sili’deydim. Sili guney yarim kurede oldugu icin Kasim ayi oralarda ilkbahar. Oncelilkle Valparaiso’daydim, bu sehrinden baslamak istiyorum…
Valparaiso, Sili’nin eski bir liman kenti. Sehir, limanin gerisinde ve tepelik bolgelerde kurulmus. Guzel ve keyifli bolumu de bu tepelik yerler. Hostalimiz de yuksek tavanli eski bir binadan cevrilmis, 4 - 5 odasi ve And Daglarinda yetisen ozel sedir agacindan yapilma antika sayilabilecek mobilyasi olan sevimli bir yer. Isletmeci gencin annesi Sili’li, babasi Kuba’li. Kahvaltimiz, Isletmci Rene’nin hazirladigi ev yapimi receller ve ozel kahvemiz esliginde. Diger konuklar Kanada’li, Avustralya’li, Norvec’li... Herkes birbirlerine gezip gorulecek yerler tavsiyesinde bulunuyor.
Tepelik yerlerde kurulmus sehrin bu bolumune rayli, ayni zamanda telli olan asansorlerle de cikiliyor. Gercekten de bildigimiz asansor kabinine biniliyor ve yukari cekiliyor... En yenisi 90 senelik.
Sili’nin en buyuk Sairi, ayni zamanda siyaset adami Pablo Neruda’nin guzel bahceli ve manzarali evini (simdi muze) maalesef son gune biraktigimizdan, sansimiza o gun de kapali oldugundan gezemedik
Valparaiso, Unesco tarafindan dunya mirasi korunmasina alinmis. Gercektende yuksek olmayan, rengarenk binalar belli bir kurala uygun yapilmis. Oyle birbirlerini engelleyen tarzlari yok. Renkli binalar arasinda essiz Pasifik Okyanus manzarasi ruya sehir goruntusu veriyor.
Ilginc gelen bir diger sey de sokak kopeklerinin bollugu (ben sadece gelismemis ulkelerde olur saniyordum)... Ancak bu kopekler, tamamen sehir hayatina adapte olmuslar ve insanlar gibi hareket ediyorlar... Kirmizi isikta insanlarla durup yesilde hep beraber karsiya geciyorlar.
Parklar, insanlarin rahatladiklari, bulustuklari ortak sevimli mekanlar... Buralarda halki izleyebiliyor, daha yakindan tanima firsatlari bulabiliyorsunuz. Bu yuzden gittigim her ulkede mutlaka saatlerce parklarda ve meydanlarda zaman geciririm ve insanlarla konusmaya calisirim. Bu bir cocuk bile olabilir. Valparaiso’daki parklarda, bizdeki kir kahvesi goruntusundeki masalarda, insanlar dortlu gruplar olusturmus, bric turnuvalari duzenliyorlar.
Vina del Mar Sehri, Valparaiso’ya banliyo treni ile 15 dakikalik mesafede. Pasifik kiyisi boyunca uzanan genis kumsallariyla bu sehir, baskent Santiago’lularin sayfiye yeri. Yeni modern binalari, guzel kafe ve restoranlari ile yabanci turistlerin de gozdesi... Ama sakin olaki, bir Valparaiso’luya bu sosyetik sehir icin guzel demeye kalkmayin...
Devam edecek...
Valparaiso, Sili’nin eski bir liman kenti. Sehir, limanin gerisinde ve tepelik bolgelerde kurulmus. Guzel ve keyifli bolumu de bu tepelik yerler. Hostalimiz de yuksek tavanli eski bir binadan cevrilmis, 4 - 5 odasi ve And Daglarinda yetisen ozel sedir agacindan yapilma antika sayilabilecek mobilyasi olan sevimli bir yer. Isletmeci gencin annesi Sili’li, babasi Kuba’li. Kahvaltimiz, Isletmci Rene’nin hazirladigi ev yapimi receller ve ozel kahvemiz esliginde. Diger konuklar Kanada’li, Avustralya’li, Norvec’li... Herkes birbirlerine gezip gorulecek yerler tavsiyesinde bulunuyor.
Tepelik yerlerde kurulmus sehrin bu bolumune rayli, ayni zamanda telli olan asansorlerle de cikiliyor. Gercekten de bildigimiz asansor kabinine biniliyor ve yukari cekiliyor... En yenisi 90 senelik.
Sili’nin en buyuk Sairi, ayni zamanda siyaset adami Pablo Neruda’nin guzel bahceli ve manzarali evini (simdi muze) maalesef son gune biraktigimizdan, sansimiza o gun de kapali oldugundan gezemedik
Valparaiso, Unesco tarafindan dunya mirasi korunmasina alinmis. Gercektende yuksek olmayan, rengarenk binalar belli bir kurala uygun yapilmis. Oyle birbirlerini engelleyen tarzlari yok. Renkli binalar arasinda essiz Pasifik Okyanus manzarasi ruya sehir goruntusu veriyor.
Ilginc gelen bir diger sey de sokak kopeklerinin bollugu (ben sadece gelismemis ulkelerde olur saniyordum)... Ancak bu kopekler, tamamen sehir hayatina adapte olmuslar ve insanlar gibi hareket ediyorlar... Kirmizi isikta insanlarla durup yesilde hep beraber karsiya geciyorlar.
Parklar, insanlarin rahatladiklari, bulustuklari ortak sevimli mekanlar... Buralarda halki izleyebiliyor, daha yakindan tanima firsatlari bulabiliyorsunuz. Bu yuzden gittigim her ulkede mutlaka saatlerce parklarda ve meydanlarda zaman geciririm ve insanlarla konusmaya calisirim. Bu bir cocuk bile olabilir. Valparaiso’daki parklarda, bizdeki kir kahvesi goruntusundeki masalarda, insanlar dortlu gruplar olusturmus, bric turnuvalari duzenliyorlar.
Vina del Mar Sehri, Valparaiso’ya banliyo treni ile 15 dakikalik mesafede. Pasifik kiyisi boyunca uzanan genis kumsallariyla bu sehir, baskent Santiago’lularin sayfiye yeri. Yeni modern binalari, guzel kafe ve restoranlari ile yabanci turistlerin de gozdesi... Ama sakin olaki, bir Valparaiso’luya bu sosyetik sehir icin guzel demeye kalkmayin...
Devam edecek...