anerkad
Kamp III
- Mesajlar
- 564
- Tepkime Puanı
- 2
TÜRKİYE'NİN İLK VE TEK YERLİ ÜRETİM UÇAĞI 1938 YILINDA YAPILDI
- NU D.36 VE NU D.38 ADI VERİLEN UÇAKLAR GEREKLİ BELGEYİ ALAMADIĞI İÇİN SERİ ÜRETİME GEÇEMEDİ
- 270 KİLOMETRE HIZ VE 5 BİN 500 METRE YÜKSEKLİĞE ÇIKABİLEN NU D.38 DÜNYA HAVA SANAYİCİLERİNİN BÜYÜK İLGİSİNİ ÇEKMİŞTİ
Türkiye'nin ilk uçak fabrikasında Nuri Demirağ tarafından üretilen Nu D.36 ve Nu D.38 uçakları hızları ve uzun mesafe kat etmeleriyle bütün dünya havacılarının ilgisini çekmeyi başardı. Test uçuşu sırasında kullanan pilotun acemiliği neticesi düşen ve pilotu şehit olan uçaklar gerekli belgeyi alamadığı için seri üretime geçemedi.
Kurtuluş Savaşı'nın ardından dünyada ve Türkiye'de ekonomik sıkıntı had safhaya ulaşmıştı. Bu yüzden orduya uçak ve benzeri ihtiyaçlar ancak halkın bağışlarıyla alınabiliyordu. O yıllarda her ilden toplanan paralarla yada zengin vatandaşların bağışı ile bir uçak alınıyor ve kuyruğuna bağışlayanın ismi yazılıyordu. O yıllarda Türkiye'nin sayılı zenginlerinden olan Nuri Demirağ'a da bu teklif sunuldu ancak o uçak almak yerine uçakların imal edilebileceği bir fabrika yapmaya talip oldu. Yanına aldığı teknisyen ve mühendislerle birlikte seyahatlere çıkan Nuri Demirağ Almanya Çekoslovakya ve İngiltere'deki uçak fabrikalarını gezdi ve bilgi aldı.
Nuri Demirağ 1936 senesi ortalarına doğru uçak fabrikası için hazırlıklara başlamış ve ilk etapta on senelik bir program yaptı. Bir Çekoslovak firmasıyla anlaşarak İstanbul Beşiktaş'ta Hayrettin İskelesi'nde bugün Deniz Müzesi olarak kullanılan o zamana göre modern bir bina yaptırdı. Nuri Demirağ Türkiye'nin ilk uçak mühendislerinden olan Selahattin Alan ile birlikte çalışıyordu. Selahattin Alan ilk Türk tipi uçaklarının çizimini yapmış ve yapımını sağlamıştı. Nuri Demirağ ile birlikte kolları sıvayan Selahattin Alan Türkiye'nin ilk modern uçak fabrikasını kurmaya başladı. Fabrikanın ilk siparişi Türk Hava Kurumu (THK) tarafından verildi. İlk sipariş 65 adet planör sonrasında 10 adet başlangıç eğitim uçağıydı. Planörler 1937-1938 yıllarında tamamlanarak teslim edildi. Bu dönemde Selahaddin Alan'ın Eskişehir'de prototipini yaptığı Nu D.36 rumuzuyla 24 adet uçak imal edildi. 1938 yılında Alman uzmanların da yardımıyla Nu D.38 rumuzlu çift motorlu ve madeni gövdeli 6 kişilik yolcu uçağının dizaynına başlandı.
NU D.38 DÜNYA HAVACILARININ DİKKATİNİ ÇEKMEYİ BAŞARDI
Nuri Demirağ'ın Beşiktaş'taki fabrikada yapılan ve hiç bir arıza göstermeden başarılı uçuşlarına devam eden uçakları Türkiye'de olduğu kadar yurtdışında da büyük yankılar uyandırmıştı. Özellikle çift motorlu barışta yolcu uçağı savaşta istenildiği zaman eksiksiz bir bombardıman uçağı görevini görecek şekilde yapılan ve saatte 270 kilometre hıza ulaşan 5 bin 500 metre yükseğe çıkabilen Nu D.38'in yapılması dünya uçak sanayicilerinin dikkatini birden Türkiye'ye ve Nuri Demirağ'ın uçak fabrikasına çekmişti. Ürettiği Nu D.38 adını taşıyan çift motorlu 6 kişilik yolcu uçağı yurt dışında büyük ilgi gördü ve bu uçaklar Dünya havacılığı yolcu uçakları A sınıfına alındı. Nuri Demirağ'ın işleri giderek büyüyordu. Atölyede yapılan uçakların testleri için bir piste ihtiyaç vardı. Bu yüzden Yeşilköy'de şu anda Atatürk Havalimanı olarak kullanılan Elmas Paşa Çiftliği'ni satın alarak orada 1559 dönümlük geniş arazi üzerinde 1000x1300 metre ölçülerinde bir uçuş sahası yaptırdı. Bu sahanın üzerine bir de Nuri Demirağ Gök Okulu uçak tamir atölyesi ve hangarlar yapıldı. Bu tesisleri yaptıran Nuri Demirağ "Türk'ün yaptığı uçakları elbette Türkiye'de yetişen pilotlar uçuracaktır" düşüncesiyle hareket ediyordu. Bu yüzden havacılık üzerine eğitim verecek 150 yataklı bir yurdu da bulunan 'Gök 0kulu'na üniversitede okuyan veya mezun olmuş öğrenciler alınıyor ve uçuş eğitiminin yanı sıra uçağın teknik yapısıyla ilgili eğitimler de verilerek pilot yetiştiriliyordu.
Türk Hava Kurumu sipariş ettiği uçakların testini Eskişehir'de bulunan pistte yapılmasını istedi. Bu test uçuşunu henüz yeterli uçuş deneyimi olmayan baş mühendis Selahattin Alan yapmak istedi. İniş sırasında piste hayvanların girmemesi için kazılan hendeğe düşen Selahattin Alan şehit düştü. Bu olay üzerine THK bütün siparişlerini iptal eder ve şartlara uygun değildir diye belge verir. Nuri Demirağ bütün çabalarına rağmen yetkililerin bu karanını düzeltemez. THK'yi mahkemeye veren ve zamanın Cumhurbaşkanı ve hükümet yetkililerine mektuplar gönderen Nuri Demirağ hiçbirinden sonuç alamayınca fabrikasını kapattı ve siyasete atıldı.
Nuri Demirag, 1936 yilinda havacilik sanayiinin ilk temellerini atmaya basladi. Ilk is olarak 10 yillik devreyi kapsayan bir plan - program hazirlatti. Bu program geregi, Besiktas Barbaros Hayrettin Iskelesinin yaninda Tayyare Etud Atelyesini kurdu. Bu tayyare atolyesi kisa bir surede dev bir fabrika haline geldi.
Yesilkoy'de Elmas Pasa ciftligini tayyare meydani yapmak icin satin aldi. 1000 X 13000 metre boyutlarinda duz bir tayyare alani yaptirdi. Bunun bir ornegi de o siralar Avrupa'nin en modern havaalani olan Amsterdam'da vardi. 1937-1938 yili icinde Turk Hava Kurumu 10 okul ucagi ve 65 planor siparisinde bulundu.
Istanbul fabrikalarinda yapilan ilk yerli Turk ucagi, 1941 yili agustosunda Nuri Bey'in dogdugu yer olan Divrigi'ye ucarak gidip gelmisti. Halki da heyecanlandiran bu tur gosterilerin yararli oldugunu dusunen Nuri Bey Eylul ayinda 12 ucaklik bir filoyu, Bursa, Kutahya, Eskisehir, Ankara, Konya, Adana, Elazig ve Malatya rotasinda ucurarak halka kendi tayyarelerimizle goklerimizi kendimizin koruyabilecegini gostermek ve onlara inanc vermek istemistir.
Nu.D.38 tipi yolcu ucagi, tamamen Turk muhendis ve iscilerinin ortaya cikardiklari Turk tipi bir ucaktir. 6 kisilik yolcu ucaginin cift pilot kumandasi bulunmaktadir. Saatte 325 kilometre hiz yapabilmekte ve 1000 km ucabilmektedir. Turk Hava Kurumu, Nuri Demirag'in fabrikalarina siparis vermis oldugu bu ucaklari almaktan vazgecmistir. (nedeni tamamiyle siyasidir) (Bu vazgeçme ile devrim otoları arasında benzerlik var mı sizce ? - enginel)
Nuri Demirağ ve yaptıkları,
1936'da ilk turk ucagini yapti.
Ilk muhalafet partisini kurdu.
Ankara'nin dogusuna ilk demiryolunu yapti.
Ilk yerli parasutu yapti.
1922'de ilk turk sigara kagidini uretti.
Bursa'da Sumerbank'in Merinos fabrikasini kurdu.
Istanbul bogaz'ina ozel kopru yaptirmayi projelendirdi.
Ilk sehir ve koy planlarini hazirladi.
1942'de Keban'a baraj yapilmali dedi.
Karabuk'te Demir ve Celik fabrikasini kurdu.
Izmit'te Seluloz fabrikasini kurdu.
Sivas'ta Cimento fabrikalarini kurdu.
Istanbul'daki buyuk hal binasini yapti.
O, CUMHURİYETİ ÖZÜMSEMİŞ, İDEALİST BİR VATANSEVERDİ.
. Anekdot : İnsan Sarrafı Olma
Eski Başbakanlardan Şemsettin Günaltay gazeteci A. Hazım Sezgin'e anlatıyor:
- Kızılay'a bağış kampanyası açıldı. Atatürk'te bağışta bulundu. Bu bağış kampanyasına büyük bağışlarda bulunanların isimlerini her akşam Çankaya'da kendisine bildirirlerdi. Bir akşam bağış listesi verilirken Atatürk'ün yatırdığı paradan yirmi bin lira fazla yardımda bulunan birinin ismini gördü. Bu isim Mühürdarzade Nuri ( Demirağ ) Bey'di. Listeyi getirene - Bu Nuri Bey kimdir? Ve nerelidir? Diye sordu.
- Fabrikatör ve Divriklidir, denilince Atatürk'ün kaşları çatıldı. Bir noktaya bakmaya başladı. Yüzünün çizgileri bir anda karıştı. Ortalığa büyük bir sessizlik çöktü. Sert bir tavırla:
- Yarın bu saate onu buraya getireceksiniz, dedi.
Ertesi akşam Köşke geldiğimiz zaman Atatürk'ün neşeli olmadığını gördük. Nihayet Nuri Bey'in geldiğini söylediler. Asabi bir tarzda ' gelsin! ' dedi. Nuri Bey içeri girdi ve
- Paşa Hazretleri, beni emretmişsiniz, dedi.
- Evet, Kızılay'a benden yirmi bin lira fazla yardımda bulunmuşsunuz.
- Evet efendim.
- Siz benden zengin misiniz?
- Evet efendim. Bendeniz sizden zenginim.
- Neden?
- Çünkü siz aylıklı kimselersiniz. Bendeniz ise ticaretle uğraşırım.
- Peki bu yardımı niçin yaptınız?
- Allah bu memlekete böyle hayırlı müesseselerin kurulmasını nasip etsin. Çünkü memleket harap olmuştur. Bizler de yardım yapmazsak memleketin hali fena olur. Eğer vaziyetim müsait olsa idi daha fazla yardımda bulunurdum.
Atatürk'ün neşesi bir anda yerine geldi. Yanındaki boş koltuğa oturtarak, Nuri Bey'e
- Nerelisiniz? Diye sordu.
- Divrikliyim, efendim.
- Divrikliler şapka isyanı yapmışlardı.
- Aman Paşa hazretleri, birkaç çapulcunun bu hareketini doğru bulmayız.
İşin içyüzünü hepimiz anladık. Demek ki Atatürk'de şöyle bir kanaat oluşmuş: Acaba benden fazla bağışta bulunup muhitine karşı bir yatırım mı yapıyor? Gerçeğin böyle olmadığını anlayınca Atatürk memnun oldu. Bundan sonra her fırsatta Nuri Bey'i destekledi." ( 'Atatürk Doğru Konuşanı Severdi ' Kalkınma Dergisi 1977 Kasım sayısı, A. Hazım Sezgin )
“Geleceğin en etkili silahı da aracı da hiç kuşkunuz olmasın uçaklardır.Bir gün insanoğlu uçaksız da göklerde yürüyecek,gezegenlere gidecek, belki de aydan bize mesajlar yollayacaktır.Bu mucizenin gerçekleşmesi için iki bin yılını beklemeğe gerek kalmayacaktır.Gelişen teknoloji bize şimdiden bunu müjdeliyor. Bize düşen görev ise, Batı’dan bu konuda fazla geri kalmamanın teminidir.”
Mustafa Kemal ATATÜRK - 1936 Eskişehir Tayyare Alayı
(ALINTIDIR.)
- NU D.36 VE NU D.38 ADI VERİLEN UÇAKLAR GEREKLİ BELGEYİ ALAMADIĞI İÇİN SERİ ÜRETİME GEÇEMEDİ
- 270 KİLOMETRE HIZ VE 5 BİN 500 METRE YÜKSEKLİĞE ÇIKABİLEN NU D.38 DÜNYA HAVA SANAYİCİLERİNİN BÜYÜK İLGİSİNİ ÇEKMİŞTİ
Türkiye'nin ilk uçak fabrikasında Nuri Demirağ tarafından üretilen Nu D.36 ve Nu D.38 uçakları hızları ve uzun mesafe kat etmeleriyle bütün dünya havacılarının ilgisini çekmeyi başardı. Test uçuşu sırasında kullanan pilotun acemiliği neticesi düşen ve pilotu şehit olan uçaklar gerekli belgeyi alamadığı için seri üretime geçemedi.
Kurtuluş Savaşı'nın ardından dünyada ve Türkiye'de ekonomik sıkıntı had safhaya ulaşmıştı. Bu yüzden orduya uçak ve benzeri ihtiyaçlar ancak halkın bağışlarıyla alınabiliyordu. O yıllarda her ilden toplanan paralarla yada zengin vatandaşların bağışı ile bir uçak alınıyor ve kuyruğuna bağışlayanın ismi yazılıyordu. O yıllarda Türkiye'nin sayılı zenginlerinden olan Nuri Demirağ'a da bu teklif sunuldu ancak o uçak almak yerine uçakların imal edilebileceği bir fabrika yapmaya talip oldu. Yanına aldığı teknisyen ve mühendislerle birlikte seyahatlere çıkan Nuri Demirağ Almanya Çekoslovakya ve İngiltere'deki uçak fabrikalarını gezdi ve bilgi aldı.
Nuri Demirağ 1936 senesi ortalarına doğru uçak fabrikası için hazırlıklara başlamış ve ilk etapta on senelik bir program yaptı. Bir Çekoslovak firmasıyla anlaşarak İstanbul Beşiktaş'ta Hayrettin İskelesi'nde bugün Deniz Müzesi olarak kullanılan o zamana göre modern bir bina yaptırdı. Nuri Demirağ Türkiye'nin ilk uçak mühendislerinden olan Selahattin Alan ile birlikte çalışıyordu. Selahattin Alan ilk Türk tipi uçaklarının çizimini yapmış ve yapımını sağlamıştı. Nuri Demirağ ile birlikte kolları sıvayan Selahattin Alan Türkiye'nin ilk modern uçak fabrikasını kurmaya başladı. Fabrikanın ilk siparişi Türk Hava Kurumu (THK) tarafından verildi. İlk sipariş 65 adet planör sonrasında 10 adet başlangıç eğitim uçağıydı. Planörler 1937-1938 yıllarında tamamlanarak teslim edildi. Bu dönemde Selahaddin Alan'ın Eskişehir'de prototipini yaptığı Nu D.36 rumuzuyla 24 adet uçak imal edildi. 1938 yılında Alman uzmanların da yardımıyla Nu D.38 rumuzlu çift motorlu ve madeni gövdeli 6 kişilik yolcu uçağının dizaynına başlandı.
NU D.38 DÜNYA HAVACILARININ DİKKATİNİ ÇEKMEYİ BAŞARDI
Nuri Demirağ'ın Beşiktaş'taki fabrikada yapılan ve hiç bir arıza göstermeden başarılı uçuşlarına devam eden uçakları Türkiye'de olduğu kadar yurtdışında da büyük yankılar uyandırmıştı. Özellikle çift motorlu barışta yolcu uçağı savaşta istenildiği zaman eksiksiz bir bombardıman uçağı görevini görecek şekilde yapılan ve saatte 270 kilometre hıza ulaşan 5 bin 500 metre yükseğe çıkabilen Nu D.38'in yapılması dünya uçak sanayicilerinin dikkatini birden Türkiye'ye ve Nuri Demirağ'ın uçak fabrikasına çekmişti. Ürettiği Nu D.38 adını taşıyan çift motorlu 6 kişilik yolcu uçağı yurt dışında büyük ilgi gördü ve bu uçaklar Dünya havacılığı yolcu uçakları A sınıfına alındı. Nuri Demirağ'ın işleri giderek büyüyordu. Atölyede yapılan uçakların testleri için bir piste ihtiyaç vardı. Bu yüzden Yeşilköy'de şu anda Atatürk Havalimanı olarak kullanılan Elmas Paşa Çiftliği'ni satın alarak orada 1559 dönümlük geniş arazi üzerinde 1000x1300 metre ölçülerinde bir uçuş sahası yaptırdı. Bu sahanın üzerine bir de Nuri Demirağ Gök Okulu uçak tamir atölyesi ve hangarlar yapıldı. Bu tesisleri yaptıran Nuri Demirağ "Türk'ün yaptığı uçakları elbette Türkiye'de yetişen pilotlar uçuracaktır" düşüncesiyle hareket ediyordu. Bu yüzden havacılık üzerine eğitim verecek 150 yataklı bir yurdu da bulunan 'Gök 0kulu'na üniversitede okuyan veya mezun olmuş öğrenciler alınıyor ve uçuş eğitiminin yanı sıra uçağın teknik yapısıyla ilgili eğitimler de verilerek pilot yetiştiriliyordu.
Türk Hava Kurumu sipariş ettiği uçakların testini Eskişehir'de bulunan pistte yapılmasını istedi. Bu test uçuşunu henüz yeterli uçuş deneyimi olmayan baş mühendis Selahattin Alan yapmak istedi. İniş sırasında piste hayvanların girmemesi için kazılan hendeğe düşen Selahattin Alan şehit düştü. Bu olay üzerine THK bütün siparişlerini iptal eder ve şartlara uygun değildir diye belge verir. Nuri Demirağ bütün çabalarına rağmen yetkililerin bu karanını düzeltemez. THK'yi mahkemeye veren ve zamanın Cumhurbaşkanı ve hükümet yetkililerine mektuplar gönderen Nuri Demirağ hiçbirinden sonuç alamayınca fabrikasını kapattı ve siyasete atıldı.
Nuri Demirag, 1936 yilinda havacilik sanayiinin ilk temellerini atmaya basladi. Ilk is olarak 10 yillik devreyi kapsayan bir plan - program hazirlatti. Bu program geregi, Besiktas Barbaros Hayrettin Iskelesinin yaninda Tayyare Etud Atelyesini kurdu. Bu tayyare atolyesi kisa bir surede dev bir fabrika haline geldi.
Yesilkoy'de Elmas Pasa ciftligini tayyare meydani yapmak icin satin aldi. 1000 X 13000 metre boyutlarinda duz bir tayyare alani yaptirdi. Bunun bir ornegi de o siralar Avrupa'nin en modern havaalani olan Amsterdam'da vardi. 1937-1938 yili icinde Turk Hava Kurumu 10 okul ucagi ve 65 planor siparisinde bulundu.
Istanbul fabrikalarinda yapilan ilk yerli Turk ucagi, 1941 yili agustosunda Nuri Bey'in dogdugu yer olan Divrigi'ye ucarak gidip gelmisti. Halki da heyecanlandiran bu tur gosterilerin yararli oldugunu dusunen Nuri Bey Eylul ayinda 12 ucaklik bir filoyu, Bursa, Kutahya, Eskisehir, Ankara, Konya, Adana, Elazig ve Malatya rotasinda ucurarak halka kendi tayyarelerimizle goklerimizi kendimizin koruyabilecegini gostermek ve onlara inanc vermek istemistir.
Nu.D.38 tipi yolcu ucagi, tamamen Turk muhendis ve iscilerinin ortaya cikardiklari Turk tipi bir ucaktir. 6 kisilik yolcu ucaginin cift pilot kumandasi bulunmaktadir. Saatte 325 kilometre hiz yapabilmekte ve 1000 km ucabilmektedir. Turk Hava Kurumu, Nuri Demirag'in fabrikalarina siparis vermis oldugu bu ucaklari almaktan vazgecmistir. (nedeni tamamiyle siyasidir) (Bu vazgeçme ile devrim otoları arasında benzerlik var mı sizce ? - enginel)
Nuri Demirağ ve yaptıkları,
1936'da ilk turk ucagini yapti.
Ilk muhalafet partisini kurdu.
Ankara'nin dogusuna ilk demiryolunu yapti.
Ilk yerli parasutu yapti.
1922'de ilk turk sigara kagidini uretti.
Bursa'da Sumerbank'in Merinos fabrikasini kurdu.
Istanbul bogaz'ina ozel kopru yaptirmayi projelendirdi.
Ilk sehir ve koy planlarini hazirladi.
1942'de Keban'a baraj yapilmali dedi.
Karabuk'te Demir ve Celik fabrikasini kurdu.
Izmit'te Seluloz fabrikasini kurdu.
Sivas'ta Cimento fabrikalarini kurdu.
Istanbul'daki buyuk hal binasini yapti.
O, CUMHURİYETİ ÖZÜMSEMİŞ, İDEALİST BİR VATANSEVERDİ.
. Anekdot : İnsan Sarrafı Olma
Eski Başbakanlardan Şemsettin Günaltay gazeteci A. Hazım Sezgin'e anlatıyor:
- Kızılay'a bağış kampanyası açıldı. Atatürk'te bağışta bulundu. Bu bağış kampanyasına büyük bağışlarda bulunanların isimlerini her akşam Çankaya'da kendisine bildirirlerdi. Bir akşam bağış listesi verilirken Atatürk'ün yatırdığı paradan yirmi bin lira fazla yardımda bulunan birinin ismini gördü. Bu isim Mühürdarzade Nuri ( Demirağ ) Bey'di. Listeyi getirene - Bu Nuri Bey kimdir? Ve nerelidir? Diye sordu.
- Fabrikatör ve Divriklidir, denilince Atatürk'ün kaşları çatıldı. Bir noktaya bakmaya başladı. Yüzünün çizgileri bir anda karıştı. Ortalığa büyük bir sessizlik çöktü. Sert bir tavırla:
- Yarın bu saate onu buraya getireceksiniz, dedi.
Ertesi akşam Köşke geldiğimiz zaman Atatürk'ün neşeli olmadığını gördük. Nihayet Nuri Bey'in geldiğini söylediler. Asabi bir tarzda ' gelsin! ' dedi. Nuri Bey içeri girdi ve
- Paşa Hazretleri, beni emretmişsiniz, dedi.
- Evet, Kızılay'a benden yirmi bin lira fazla yardımda bulunmuşsunuz.
- Evet efendim.
- Siz benden zengin misiniz?
- Evet efendim. Bendeniz sizden zenginim.
- Neden?
- Çünkü siz aylıklı kimselersiniz. Bendeniz ise ticaretle uğraşırım.
- Peki bu yardımı niçin yaptınız?
- Allah bu memlekete böyle hayırlı müesseselerin kurulmasını nasip etsin. Çünkü memleket harap olmuştur. Bizler de yardım yapmazsak memleketin hali fena olur. Eğer vaziyetim müsait olsa idi daha fazla yardımda bulunurdum.
Atatürk'ün neşesi bir anda yerine geldi. Yanındaki boş koltuğa oturtarak, Nuri Bey'e
- Nerelisiniz? Diye sordu.
- Divrikliyim, efendim.
- Divrikliler şapka isyanı yapmışlardı.
- Aman Paşa hazretleri, birkaç çapulcunun bu hareketini doğru bulmayız.
İşin içyüzünü hepimiz anladık. Demek ki Atatürk'de şöyle bir kanaat oluşmuş: Acaba benden fazla bağışta bulunup muhitine karşı bir yatırım mı yapıyor? Gerçeğin böyle olmadığını anlayınca Atatürk memnun oldu. Bundan sonra her fırsatta Nuri Bey'i destekledi." ( 'Atatürk Doğru Konuşanı Severdi ' Kalkınma Dergisi 1977 Kasım sayısı, A. Hazım Sezgin )
“Geleceğin en etkili silahı da aracı da hiç kuşkunuz olmasın uçaklardır.Bir gün insanoğlu uçaksız da göklerde yürüyecek,gezegenlere gidecek, belki de aydan bize mesajlar yollayacaktır.Bu mucizenin gerçekleşmesi için iki bin yılını beklemeğe gerek kalmayacaktır.Gelişen teknoloji bize şimdiden bunu müjdeliyor. Bize düşen görev ise, Batı’dan bu konuda fazla geri kalmamanın teminidir.”
Mustafa Kemal ATATÜRK - 1936 Eskişehir Tayyare Alayı
(ALINTIDIR.)