EvliyaCelebi2
Söz insanın aynasıdır..
- Mesajlar
- 2,218
- Tepkime Puanı
- 2,198
Ynt: Terkos Ve Müsellim Göletinde Turna Peşinde...
Gerçi içinde röportajdan, edebi denemeye, olta ile balık avcılığından, gizli nisbet ve masum günah çıkartmaya kadar herşeyin olduğu karavancılık ile balık avcılığını birleştiren bu sevimli olduğu kadar keyifli başlığa birşeyler yazabileceğimi düşünemezken, nedense Hüseyin'in gönderdiği balık yemekleri sayfasına takıldım.
Biliyorsunuz karavanda balık, buğulama ve marine meze dışında sorun. Fırın ise neredeyse hiçbirimizde yok. Evelsi sene 9 hafta İber yarımadasında İzmir tarzı fincan enginar ve yeşil kuşkonmaz dışında sadece deniz ürünleri, özellikle balık ile beslendik. Avrupa'da kamplar haricinde dışarıya ocak çıkartılamaması, (gözünü sevdiğimin Türkiye'si ) aklıma tavada sucuk yaparken uyguladığım bir yöntemden faydalanmayı getirdi.
İspanyollar marketlerde balık reyonları dışında mesela levrek ve çipuranın kılçıksız filetolarını azotlu atmosfer altında paketlenmiş halde satıyorlar. Tavaya konan 1 yemek kaşığı su ile en kısık ateşde birkaç dakika içinde bu filetolar, fırın tadında sofraya sürülebiliyor. Asla kokusuz bu tazda hazırladığımız balıkları, dikkatle eritilmiş tereyağı içine tarhun otu koyarak servis ettik. Fransızların balıkta sıklıkla kullandıkları bu enfes baharat, bizde Konya dışında pek tanınmıyor galiba ? Bizler balığı sossuz sevsek de denenmeye değer bence, üstelik bilmem buna sos da denir mi ? Kurutulmuş tarhun otu tazesinden 10 misli daha keskin. Az ve dikkatli kullanmak gerekli.
Kullanılan tavanın yapışmaz cinsden olması, düşük ısı yüzünden önemli değil. Zaten balık proteini 70˚C ye varmadan renk değiştirip denatüre oluyor. Kokunun olmaması bir kenara, tava da çok kolay temizleniyor.
Ben bu usule, balıkları bir kaşık suda boğduğum (halletiğim) için müsadenizle "Balık boğma" diyorum.
Herneyse...
Önce "rastgele" ve sonunda umarım "afiyet olsun" diyelim.
Gerçi içinde röportajdan, edebi denemeye, olta ile balık avcılığından, gizli nisbet ve masum günah çıkartmaya kadar herşeyin olduğu karavancılık ile balık avcılığını birleştiren bu sevimli olduğu kadar keyifli başlığa birşeyler yazabileceğimi düşünemezken, nedense Hüseyin'in gönderdiği balık yemekleri sayfasına takıldım.
Biliyorsunuz karavanda balık, buğulama ve marine meze dışında sorun. Fırın ise neredeyse hiçbirimizde yok. Evelsi sene 9 hafta İber yarımadasında İzmir tarzı fincan enginar ve yeşil kuşkonmaz dışında sadece deniz ürünleri, özellikle balık ile beslendik. Avrupa'da kamplar haricinde dışarıya ocak çıkartılamaması, (gözünü sevdiğimin Türkiye'si ) aklıma tavada sucuk yaparken uyguladığım bir yöntemden faydalanmayı getirdi.
İspanyollar marketlerde balık reyonları dışında mesela levrek ve çipuranın kılçıksız filetolarını azotlu atmosfer altında paketlenmiş halde satıyorlar. Tavaya konan 1 yemek kaşığı su ile en kısık ateşde birkaç dakika içinde bu filetolar, fırın tadında sofraya sürülebiliyor. Asla kokusuz bu tazda hazırladığımız balıkları, dikkatle eritilmiş tereyağı içine tarhun otu koyarak servis ettik. Fransızların balıkta sıklıkla kullandıkları bu enfes baharat, bizde Konya dışında pek tanınmıyor galiba ? Bizler balığı sossuz sevsek de denenmeye değer bence, üstelik bilmem buna sos da denir mi ? Kurutulmuş tarhun otu tazesinden 10 misli daha keskin. Az ve dikkatli kullanmak gerekli.
Kullanılan tavanın yapışmaz cinsden olması, düşük ısı yüzünden önemli değil. Zaten balık proteini 70˚C ye varmadan renk değiştirip denatüre oluyor. Kokunun olmaması bir kenara, tava da çok kolay temizleniyor.
Ben bu usule, balıkları bir kaşık suda boğduğum (halletiğim) için müsadenizle "Balık boğma" diyorum.
Herneyse...
Önce "rastgele" ve sonunda umarım "afiyet olsun" diyelim.