Zeki Ağaçgözgü
Yeni Üye
Merhabalar.
Ben ve eşim emekliyiz. Antalya’da ikamet ediyoruz. Bu bayram memleketlerimiz Bursa ve Artvin’e gitmedik. Bayram namazından sonra Oğullarım Gelinim ve Torunum geldiler. Bayramlaştık, kahvaltı yaptık. Öğleden sonra Onlar programları gereği çıkınca biz bize kaldık. Kapıda Suzuki Jimny cipimiz var bizde evde oturmayalım seyre çıkalım dedik.
Eşim bu sefer Taşucu’nu seçti. Yayladan gidip sahilden dönmeyi planladık. Hemen Google Earth’ü açtık. Gezip görülecek yerleri de ekleyerek rotamızı belirledik. Cipimizin sol arka koltuğu sandalyelerimiz, sehpamız ve günlük kullanım için hep kapalı; sağ arka koltuğu Torunumuz için hep açık tutarız. Yol hazırlığımızı yaptık. Sağ arka koltuğu da kapatarak bagajımızı düzenledik. Bağlama kancaları ile yanlardaki halkalara sabitledik.
Bayramın 2.günü sabahı rotamıza göre cipimizin navigasyonunu açarak yola çıktık.
Aksu, Serik ve Taşağıl’ı geçtik. Tarihi Kargıhan’a geldik. Onarımda olduğu için hana giremedik. Ayaküstü kahvemizi yudumladık.
Yeni açılan tünelleri geçerek Derebucak ilçesine vardık. Eski taş evleri gördük. İlçe içi turumuzdan sonra yamaca yerleşmiş Gencek köyünden geçtik. Ovadaki sulama göleti manzarası çok hoşumuza gitti. Silah fabrikalarının merkezi Huğlu’yu turladıktan sonra bayramı köyünde geçiren bir arkadaşla bayramlaşmak üzere yolumuzun üzerindeki Akçabelen köyüne saptık. Bizim için güzel bir çay molası oldu.
Beyşehir gölü plajını geçtik. Hava kararırken Beyşehir’e girdik. Göl kenarındaki öğretmen evine yerleştikten sonra ilçe merkezinde gece turu yaptık. Arapaşı çorbamızı içip döndük. Bayramın 3.günü sabahı göl manzaralı salonda kahvaltı yaptık. Merkezde bulunan Eşrefoğlu Camii, Kale kapısı, Bedesten, İsmail ağa Medresesi, Demirli Mescit ve Taş Köprü gezileriyle kültür turumuzu tamamlayarak Beyşehir’den ayrıldık.
Alüminyum Fabrikasının önünden geçerek Seydişehir’e girdik. Çarşı turu, Adile Baysal Kültür Evi ve Seyyid Harun Veli Camii ziyaretimizden sonra Ermenek’e gitmek üzere yola devam ettik.
Suğla Gölünü de görelim dedik. Göl kıyısı taş dolgu ile yükseltilmiş üzeri yol yapılmıştı. Arkası sulama kanalı idi. Tekerlek izi olan stabilize yolda tozu dumana katarak 5 km kadar dümdüz ilerledik. Cipimiz bir güzel kirlendi. Yolun ortsında taş yığını ile karşılaştık. Yol yapımı yarım kalmıştı. Ana yoldan göl kıyısına dönüşteki “Bu yol araç trafiğine kapalıdır” yazısı doğrulanmış oldu. Göl kıyısında kapalı yol üstünde çıkınımızdaki erzakla ikindi kahvaltısı yaptık. Çevrede buzağılarıyla birlikte büyükbaş hayvanlar yayılmışlardı. Çobanla selamlaştık. Göl manzarası ve kuşlar mükemmeldi. Geri döndük. Ana yola çıktık. Kısa süre sağanak yağmurda ilerledik. Cipimiz bir güzel temizlendi.
Bozkır, Hadim, Taşkent, Sarıveliler’i geçerek akşam olmadan Ermenek’e vardık.
Ermenek’te Konuk Evi’nde (Eski Öğretmen Evi) konakladık. Eğimli arazide kurulmuş Ermenek’e hâkim bir konumda olan Konuk Evinden izlediğimiz Ermenek ve Baraj gölü manzarası harika idi. Turumuzun 3.günü kahvaltı sonrası çarşıya indik. Tol Medrese, Rüstem Paşa ve Ulu Camileri gördük. Olukça eğimli ve virajlı yoldan Ermenek Barajı ve Hidroelektrik Santrali’ne indik. Baraj gölü yamacında manzarayı seyrederek kahvemizi içtik.
Aynı yoldan geri dönerek Mut yoluna yöneldik. Mut’ta Mut Kalesi yakınındaki Karacaoğlan Çınaraltı Parkında mola verdik. İkindi vakti yaşlı çınar ağaçlarının gölgesinde çayımızı içip dinlendik.
Hava kararmaya başlamadan önce Silifke’ye ulaştık. Silifke Kalesine çıkarak güneşin batışına kadar Silifke ve Göksu nehri manzarasını seyrettik. Silifke’de Göksu Nehri ve Taş Köprü manzaralı otele yerleştik. Çıkıp çorba içtik, Silifke yoğurdu yedik. Yorulmuştuk. Göksu’nun ninni gibi gelen çağlama sesiyle uyuduk. Turumuzun 4.sabahına aynı sesle uyandık ve Göksu manzarası eşliğinde kahvaltımızı yaptık. Çarşıyı gezdik. Hediyelik cezerye aldık.
1980 li yıllarda Kültür ve Turizm Bakanlığında çalışırken restorasyon çalışmalarını yaptığımız Silifke Atatürk Evi’ni gezdik. Müze’ye gittik. Birlikte çalıştığımız müzenin ilk müdürü Arkeolog Nurettin Çelem Bey’in vefatını öğrendik. Allah rahmet eylesin. Roma Tapınağını gördük.Silifke rotamızın doğudaki son ilçesiydi.
Dönüş yolunun ilk durağı Taşucu oldu. Akdeniz’e kavuştuk. Limanda mola verdik. Künefemizi yedik ve navigasyonumuza Antalya yazıp ana yolda batıya yöneldik.
Aydıncık’tan geçerken “Gilindere Mağarasını gördünüz mü “ tabelası dikkatimizi çekti.Saat 16.45 ti. Kapanmamışsa görebiliriz umuduyla sahil yönüne dönerek eğimli ve virajlı bir yolla mağara girişinin olduğu düzlüğe indik. Şanslıymışız. Kapanmamıştı. Cipimizi Akdeniz manzaralı otoparka çektik. Hava soğuk esiyordu. Sıkı giyindik. Biletimizi alıp mağaraya girdik. Oldukça kalabalıktı. Çok güzel aydınlatılmış ve merdiven düzenlemesi yapılmıştı.350 basamak inerek göle ulaştık. Durgun su yüzeyi ayna gibiydi. Nemi ve nefes darlığını hissettik. Çıkışa geçtik. Terledikçe kalın giysilerimizi çıkardık. Çıkışa gelince üşütmemek için tekrar sıkı giyindik.” Şahane Akdeniz manzarasında öz çekim yapmayı ihmal etmedik.
Tekeli, Tekmen, Kaledibi (Softa Kalesi),Bozyazı, Mamure Kalesi derken akşam vakti Anamur’a girdik. Limana indik. İlçe içi turumuzu yaptık. Burada kalmak için erkendi. Gazipaşa öğretmen evini arayarak yer ayırttık. Tır trafiğinin yoğun olduğu eğimli dar ve virajlı meşhur sahil yolunu geçerken yakıt göstergesinin son kademesi yanıp sönmeye başladı. Yakıt bitecek korkusuyla ilerlerken Antalya sınırında jandarma kontrolü denk geldi. En yakın istasyonun 5 km ilerde olduğunu öğrendik. Muzkent’te yakıt alıp rahatladık. Gazipaşa’ya varıp saat 22.22 de Öğretmen Evine giriş yaptık.
Turun 5.gün kahvaltısı sonrası Gazipaşa Marina’ya gittik. Sahildeki Mehmetçik Ormanı kenarından seyir tepesine çıkarak ilçeyi seyrettik. Muz bahçelerinin içinden geçerek ilçe turu yaptık.
Alanya Mahmutlar’ı geçerken Cuma vakti olmuştu. Sahilde mola verdik. Turizm sezonu daha başlamamıştı. Hava serindi. Cuma namazından sonra Alanya Kalesi, Kızıl Kule ve Yat Limanını gezdik. Limanda seyyar satıcıların ve gezi teknelerinin yoğunluğu nedeniyle deniz manzaralı fotoğraf çekmekte çok zorlandık.
Manavgat’tan geçerken Side Antik Kenti’ne uğradık. Cipimizi ziyaretçi merkezi otoparkına bıraktık. Side Antik Kentini gezdik. Limanda yeniden yapılmış Atatürk Heykeli önünde öz çekim yaptık. Yıllar önce turizme daha rahat hizmet edilmesi için antik liman üzeri taşlarla kapatılarak liman büyütülmüştü. Şimdide üzerini betonla kaplamışlar. Köy içindeki tescilli yapıların eklentileri ve kaçak yapılar yıkılmaya, Kazı Başkanlığı denetiminde parsel kazıları yapılmaya, İmar planına uygun olarak Anıtlar Kurulundan onaylı projelere göre onarımlar ve yeni yapılar yapılmaya devam ediliyor Side Antik Kenti üzerine kurulmuş Selimiye köyü yenileniyor. Özellikle 22 yıl boyunca çalıştığım ve 15 ay önce ayrıldığım firmanın restorasyon çalışmalarını yaptığı Sütunlu Cadde, Büyük Hamam, Liman Hamamı, Anıtsal Çeşme ve Athena Tapınağının son durumlarını gördük. Böylece anıları da tazelemiş olduk. Sizler de Side Antik Kenti’ni gezin bakalım beğenecek misiniz?
Akşam vakti Antalya’ya geldik. Yorgun ama keyifliydik. Eve aç gitmeyelim dedik ve Aksu’da köfte-piyaz yemek için bu turumuzun son molasını verdik.
Suzuki Jimny cipimizle süratimiz 90 km yi geçmedi. Ortalama 60-70 km. süratle seyir ettik.
Jimmy’mizin şanzımanı 4 vitesli (3 vites artı aşırı devir) otomatik bir şanzımandır. Vites kolunda Aşırı devir (Overdrive) seçme düğmesi vardır.
Dik yokuşlu, virajlı yolları çıkarken ve inerken (Overdrive) seçme düğmesine basarak çıkışlarda daha nadir vites değişimi yaptırdım, inişlerde bir miktar motor freni sağladım. Bunu yapınca çıkışlarda aracın daha da güçlendiğini inişlerde yolu daha sıkı kavradığını hissettim.
Bu turumuz 5 gün 4 gece devam etti.
1110 km yol katettik.100 km de 5.9 lt benzin tükettik. Yakıt 3.163 TL, Konaklama 6.200 TL, Yeme içme 2.185 TL olmak üzere toplam 11.548 TL harcama yaptık.
Helal olsun. Turumuz çok keyifli geçti.
Güzel Anadolu’muzu çok seviyoruz. Her fırsatta gezmeye devam edeceğiz inşallah.
Hepimize keyifli seyirler.
Ben ve eşim emekliyiz. Antalya’da ikamet ediyoruz. Bu bayram memleketlerimiz Bursa ve Artvin’e gitmedik. Bayram namazından sonra Oğullarım Gelinim ve Torunum geldiler. Bayramlaştık, kahvaltı yaptık. Öğleden sonra Onlar programları gereği çıkınca biz bize kaldık. Kapıda Suzuki Jimny cipimiz var bizde evde oturmayalım seyre çıkalım dedik.
Eşim bu sefer Taşucu’nu seçti. Yayladan gidip sahilden dönmeyi planladık. Hemen Google Earth’ü açtık. Gezip görülecek yerleri de ekleyerek rotamızı belirledik. Cipimizin sol arka koltuğu sandalyelerimiz, sehpamız ve günlük kullanım için hep kapalı; sağ arka koltuğu Torunumuz için hep açık tutarız. Yol hazırlığımızı yaptık. Sağ arka koltuğu da kapatarak bagajımızı düzenledik. Bağlama kancaları ile yanlardaki halkalara sabitledik.
Bayramın 2.günü sabahı rotamıza göre cipimizin navigasyonunu açarak yola çıktık.
Aksu, Serik ve Taşağıl’ı geçtik. Tarihi Kargıhan’a geldik. Onarımda olduğu için hana giremedik. Ayaküstü kahvemizi yudumladık.
Yeni açılan tünelleri geçerek Derebucak ilçesine vardık. Eski taş evleri gördük. İlçe içi turumuzdan sonra yamaca yerleşmiş Gencek köyünden geçtik. Ovadaki sulama göleti manzarası çok hoşumuza gitti. Silah fabrikalarının merkezi Huğlu’yu turladıktan sonra bayramı köyünde geçiren bir arkadaşla bayramlaşmak üzere yolumuzun üzerindeki Akçabelen köyüne saptık. Bizim için güzel bir çay molası oldu.
Beyşehir gölü plajını geçtik. Hava kararırken Beyşehir’e girdik. Göl kenarındaki öğretmen evine yerleştikten sonra ilçe merkezinde gece turu yaptık. Arapaşı çorbamızı içip döndük. Bayramın 3.günü sabahı göl manzaralı salonda kahvaltı yaptık. Merkezde bulunan Eşrefoğlu Camii, Kale kapısı, Bedesten, İsmail ağa Medresesi, Demirli Mescit ve Taş Köprü gezileriyle kültür turumuzu tamamlayarak Beyşehir’den ayrıldık.
Alüminyum Fabrikasının önünden geçerek Seydişehir’e girdik. Çarşı turu, Adile Baysal Kültür Evi ve Seyyid Harun Veli Camii ziyaretimizden sonra Ermenek’e gitmek üzere yola devam ettik.
Suğla Gölünü de görelim dedik. Göl kıyısı taş dolgu ile yükseltilmiş üzeri yol yapılmıştı. Arkası sulama kanalı idi. Tekerlek izi olan stabilize yolda tozu dumana katarak 5 km kadar dümdüz ilerledik. Cipimiz bir güzel kirlendi. Yolun ortsında taş yığını ile karşılaştık. Yol yapımı yarım kalmıştı. Ana yoldan göl kıyısına dönüşteki “Bu yol araç trafiğine kapalıdır” yazısı doğrulanmış oldu. Göl kıyısında kapalı yol üstünde çıkınımızdaki erzakla ikindi kahvaltısı yaptık. Çevrede buzağılarıyla birlikte büyükbaş hayvanlar yayılmışlardı. Çobanla selamlaştık. Göl manzarası ve kuşlar mükemmeldi. Geri döndük. Ana yola çıktık. Kısa süre sağanak yağmurda ilerledik. Cipimiz bir güzel temizlendi.
Bozkır, Hadim, Taşkent, Sarıveliler’i geçerek akşam olmadan Ermenek’e vardık.
Ermenek’te Konuk Evi’nde (Eski Öğretmen Evi) konakladık. Eğimli arazide kurulmuş Ermenek’e hâkim bir konumda olan Konuk Evinden izlediğimiz Ermenek ve Baraj gölü manzarası harika idi. Turumuzun 3.günü kahvaltı sonrası çarşıya indik. Tol Medrese, Rüstem Paşa ve Ulu Camileri gördük. Olukça eğimli ve virajlı yoldan Ermenek Barajı ve Hidroelektrik Santrali’ne indik. Baraj gölü yamacında manzarayı seyrederek kahvemizi içtik.
Aynı yoldan geri dönerek Mut yoluna yöneldik. Mut’ta Mut Kalesi yakınındaki Karacaoğlan Çınaraltı Parkında mola verdik. İkindi vakti yaşlı çınar ağaçlarının gölgesinde çayımızı içip dinlendik.
Hava kararmaya başlamadan önce Silifke’ye ulaştık. Silifke Kalesine çıkarak güneşin batışına kadar Silifke ve Göksu nehri manzarasını seyrettik. Silifke’de Göksu Nehri ve Taş Köprü manzaralı otele yerleştik. Çıkıp çorba içtik, Silifke yoğurdu yedik. Yorulmuştuk. Göksu’nun ninni gibi gelen çağlama sesiyle uyuduk. Turumuzun 4.sabahına aynı sesle uyandık ve Göksu manzarası eşliğinde kahvaltımızı yaptık. Çarşıyı gezdik. Hediyelik cezerye aldık.
1980 li yıllarda Kültür ve Turizm Bakanlığında çalışırken restorasyon çalışmalarını yaptığımız Silifke Atatürk Evi’ni gezdik. Müze’ye gittik. Birlikte çalıştığımız müzenin ilk müdürü Arkeolog Nurettin Çelem Bey’in vefatını öğrendik. Allah rahmet eylesin. Roma Tapınağını gördük.Silifke rotamızın doğudaki son ilçesiydi.
Dönüş yolunun ilk durağı Taşucu oldu. Akdeniz’e kavuştuk. Limanda mola verdik. Künefemizi yedik ve navigasyonumuza Antalya yazıp ana yolda batıya yöneldik.
Aydıncık’tan geçerken “Gilindere Mağarasını gördünüz mü “ tabelası dikkatimizi çekti.Saat 16.45 ti. Kapanmamışsa görebiliriz umuduyla sahil yönüne dönerek eğimli ve virajlı bir yolla mağara girişinin olduğu düzlüğe indik. Şanslıymışız. Kapanmamıştı. Cipimizi Akdeniz manzaralı otoparka çektik. Hava soğuk esiyordu. Sıkı giyindik. Biletimizi alıp mağaraya girdik. Oldukça kalabalıktı. Çok güzel aydınlatılmış ve merdiven düzenlemesi yapılmıştı.350 basamak inerek göle ulaştık. Durgun su yüzeyi ayna gibiydi. Nemi ve nefes darlığını hissettik. Çıkışa geçtik. Terledikçe kalın giysilerimizi çıkardık. Çıkışa gelince üşütmemek için tekrar sıkı giyindik.” Şahane Akdeniz manzarasında öz çekim yapmayı ihmal etmedik.
Tekeli, Tekmen, Kaledibi (Softa Kalesi),Bozyazı, Mamure Kalesi derken akşam vakti Anamur’a girdik. Limana indik. İlçe içi turumuzu yaptık. Burada kalmak için erkendi. Gazipaşa öğretmen evini arayarak yer ayırttık. Tır trafiğinin yoğun olduğu eğimli dar ve virajlı meşhur sahil yolunu geçerken yakıt göstergesinin son kademesi yanıp sönmeye başladı. Yakıt bitecek korkusuyla ilerlerken Antalya sınırında jandarma kontrolü denk geldi. En yakın istasyonun 5 km ilerde olduğunu öğrendik. Muzkent’te yakıt alıp rahatladık. Gazipaşa’ya varıp saat 22.22 de Öğretmen Evine giriş yaptık.
Turun 5.gün kahvaltısı sonrası Gazipaşa Marina’ya gittik. Sahildeki Mehmetçik Ormanı kenarından seyir tepesine çıkarak ilçeyi seyrettik. Muz bahçelerinin içinden geçerek ilçe turu yaptık.
Alanya Mahmutlar’ı geçerken Cuma vakti olmuştu. Sahilde mola verdik. Turizm sezonu daha başlamamıştı. Hava serindi. Cuma namazından sonra Alanya Kalesi, Kızıl Kule ve Yat Limanını gezdik. Limanda seyyar satıcıların ve gezi teknelerinin yoğunluğu nedeniyle deniz manzaralı fotoğraf çekmekte çok zorlandık.
Manavgat’tan geçerken Side Antik Kenti’ne uğradık. Cipimizi ziyaretçi merkezi otoparkına bıraktık. Side Antik Kentini gezdik. Limanda yeniden yapılmış Atatürk Heykeli önünde öz çekim yaptık. Yıllar önce turizme daha rahat hizmet edilmesi için antik liman üzeri taşlarla kapatılarak liman büyütülmüştü. Şimdide üzerini betonla kaplamışlar. Köy içindeki tescilli yapıların eklentileri ve kaçak yapılar yıkılmaya, Kazı Başkanlığı denetiminde parsel kazıları yapılmaya, İmar planına uygun olarak Anıtlar Kurulundan onaylı projelere göre onarımlar ve yeni yapılar yapılmaya devam ediliyor Side Antik Kenti üzerine kurulmuş Selimiye köyü yenileniyor. Özellikle 22 yıl boyunca çalıştığım ve 15 ay önce ayrıldığım firmanın restorasyon çalışmalarını yaptığı Sütunlu Cadde, Büyük Hamam, Liman Hamamı, Anıtsal Çeşme ve Athena Tapınağının son durumlarını gördük. Böylece anıları da tazelemiş olduk. Sizler de Side Antik Kenti’ni gezin bakalım beğenecek misiniz?
Akşam vakti Antalya’ya geldik. Yorgun ama keyifliydik. Eve aç gitmeyelim dedik ve Aksu’da köfte-piyaz yemek için bu turumuzun son molasını verdik.
Suzuki Jimny cipimizle süratimiz 90 km yi geçmedi. Ortalama 60-70 km. süratle seyir ettik.
Jimmy’mizin şanzımanı 4 vitesli (3 vites artı aşırı devir) otomatik bir şanzımandır. Vites kolunda Aşırı devir (Overdrive) seçme düğmesi vardır.
Dik yokuşlu, virajlı yolları çıkarken ve inerken (Overdrive) seçme düğmesine basarak çıkışlarda daha nadir vites değişimi yaptırdım, inişlerde bir miktar motor freni sağladım. Bunu yapınca çıkışlarda aracın daha da güçlendiğini inişlerde yolu daha sıkı kavradığını hissettim.
Bu turumuz 5 gün 4 gece devam etti.
1110 km yol katettik.100 km de 5.9 lt benzin tükettik. Yakıt 3.163 TL, Konaklama 6.200 TL, Yeme içme 2.185 TL olmak üzere toplam 11.548 TL harcama yaptık.
Helal olsun. Turumuz çok keyifli geçti.
Güzel Anadolu’muzu çok seviyoruz. Her fırsatta gezmeye devam edeceğiz inşallah.
Hepimize keyifli seyirler.
Son düzenleme: