Hiçbirşey İçin Geç Kalmadık
Hani, Türkçemizde “Ana gibi yâr, Bağdat gibi diyar olmaz” şeklinde bir söz vardır ya. Sözün birinci kısmı doğru. Gerçekten de, “ana gibi yâr” olmaz. Ama, sözün “Bağdat gibi diyar olmaz” kısmı, hele de “ABD işgali”nden sonra, herhalde “sözde” kalacaktır. Çünkü “Eski Bağdat” yok!. Daha doğrusu, “övülen” Bağdat yok!.
“Iraklı bakanlar” ile “9 Türk bakan” adeta “iki devlet, tek hükümet” gibi, günboyu sürdürdükleri görüşmeler sonunda, “8 başlık” altında toplam “48 anlaşma”ya imza attılar.
Bu anlaşmalar “Ticaret, İçişleri, Bayındırlık ve İskan, Sağlık, Ulaştırma, Su Kaynakları, Çevre, Enerji ve Tarım” alanlarında!.
Anlaşmalar, “İki Başbakan”ın önünde imzalandı.
Anlaşmaların imzalandığı salon, Iraklı gazeteci Muntazar El Zeydi’nin “Bush’a ayakkabı fırlattığı” salondu.
“Bush’a ayakkabı atılan” o salonda, Başbakan Erdoğan’a bir tek lâf bile atılmadı. Tam aksine, anlaşmalara atılan her imzadan sonra, salondan alkışlar yükseldi. Herhalde bu da, “Türkiye’nin itibarı”nı gösteriyordu.
Dışişleri Bakanı Sayın Ahmet Davutoğlu ve Enerji Bakanı Sayın Taner Yıldız’dan aldığımız bilgilere göre; anlaşmaların en önemli maddelerini “Petrol ve doğalgaz” oluşturuyor. Türk teknik heyetleri ve işadamları, Irak’ta “doğalgaz santralleri” kuracak ve Iraklı teknik adamları eğitecekler!.
Türkiye 1 milyar metreküp doğalgaz kullanırken, Irak’ın 20 milyar metreküplük bir kapasiteyi kullanıma açacak olması, anlaşmanın büyüklüğünü ortaya koyuyor. Ayrıca, Kerkük-Yumurtalık Boru Hattı’nın genişletilip, buradan 70 milyon ton petrol akıtılacağının plânlanması da, “ziyaret”in önemini ortaya koyuyor!.
Bu anlaşmalar hayata geçirilirse, hem Irak “yeniden inşa” edilir, hem de Türkiye uçar!. Tabiî, bunun için hem “Kuzey Irak”ta, hem de Irak’ın genelinde “normalleşme” şart!.
Başbakan Tayyip Erdoğan öncülüğündeki Türkiye; işte hem bu “normalleşme”yi sağlamaya çalışıyor, hem de “Irak’ı yeniden inşa” etmenin mücadelesini veriyor!.
Olayın en güzel tarafı;
Irak’ın da, “Türkiye ile işbirliği” konusunda “son derece istekli” olması!.
İşte bunun içindir ki; “iki Başbakan başkanlığındaki ortak kabine toplantıları”nın sonunda, Başbakan Erdoğan, gelinen noktayı tek cümleyle özetledi: “İki devlet, tek hükümet.”
Başbakan Tayyip Erdoğan, “ortak basın toplantısı”nda, Irak’la ilgili hedeflerini şöyle açıkladı:
Yıllık “5 milyar dolar” olan ticaret hacminin “20 milyar dolar”a çıkarılması, Bağdat’tan sonra Basra-İstanbul arasında da bir “hava köprüsü”nün kurulması, bölgenin bir “ekonomik havza”ya dönüştürülmesi ve “Türkiye ile Irak’ın ortak belası PKK ile mücadele” edilmesi.
Tüm bunların gerçekleşmesi; sadece “bölge”nin değil, Türkiye’nin de “normalleşme”sine bağlı!.
Aklıma gelen tek şey komşu ülkeleri bize düşman adepte etmek. En basidinden kapı komşumuz bize nekadar dost, nekadar düşman olur?
Bir Atasözü KOMŞU KOMŞUNUN KÜLÜNE MUHTAÇTIR