faruk haksal
Ana Kamp
- Mesajlar
- 20
- Tepkime Puanı
- 2
Aylardan Kasım.
Yıllardan 2009,
Günlerden, salı.
Eğer gerçekten kampçıysanız… Ve eğer biriktirdiğiniz yeterli vakit, nakit [ve ruh] karavanınızın tekerleklerini döndürmek için yeterli ise… Niçin Köyceğiz’in Sultaniye’sinde değilsiniz?..
Denize [ya da göle] sıfır bir konum, ancak böyle olur…
Çam ağaçları suyun içine ancak bu kadar karışır.
O eşsiz göl + dağ + çam +orman görüntüsü ancak bu kadar birbiri ile dans eder, birbirine yakışır… Ve insanın içini bu kadar “hop” eder…
Bu gün biraz rüzgâr mı var? Olsun, o zaman biraz daha, biraz daha “hooop” eder…
Köyceğiz’i bilirsiniz.
Ama ben size Köyceğiz’den değil… Köyceğiz’in tam karşısına düşen gerçek bir cennetten söz ediyorum.
Burada, bu mevsimde, kampçı arkadaşlarımızın tartıştıkları birçok konu da kendiliğinden çözüm bulmuş ve her şey ya da “sorun” olacağına varmış…
Örneğin, mangal mı yakmak istiyorsunuz; yakabilirsiniz… Çünkü, etrafta rahatsız edebileceğiniz pek kimseler yok.
Sessizlik mi istiyorsunuz?..
Sultaniye’yi sessizlikten alıkoyamazsınız.
Bedelini mi merak ediyorsunuz?..
Karavan başı 10 TL mevsimde… Şimdisini hesap öderken öğreneceğim, ayrıca bildiririm.
Bu fiyata ne mi dâhil?
En önemlisi, göle bitişik çamur havuzları ve sıcacık kaplıca suyu ile dolu enfes bir antik yapı, tertemiz havuz sınırsız bir biçimde girip çıkmak dahil…
Ayrıca üstü kapalı iki ayrı “hamam” da var..
Sultaniye’de Türkçe’den gayrı ayrı bir dil bilmeniz de gerekmiyor.
Çünkü, gündüz saatlerinde havuzu dolduran yabancılar, konuşmaya pek meraklı değiller. Sadece, günaydın ve tünaydın anlamına gelen bir gülümseme, bu beşeri sorunu da kolaylıkla çözüyor…
Geriye, gölün üzerine usulcacık [adeta] konan akşamın o dingin güzelliğinde sizinle baş başa kalmak isteyen mutluluğunuz kalıyor...
Evet, sadece o kalıyor.
Ve eğer O’nunla da başa çıkamıyorsanız, size söyleyecek fazla bir sözümüz yok.
İyisi mi, siz evinizde kalın; televizyon seyredin; dizileri izleyin ve bol bol kabak çekirdeği yiyin. Birçok şeye iyi geliyor…
Haydi, bize müsaade…
Bu akşamın alacakaranlığı ile görülecek işimiz var…
Not:
Sultaniye, Köyceğiz’e 20 küsur kilometre uzaklıkta… Yol boyu portakal bahçelerinden geçiyorsunuz. Sonra, tepeler ve göl kıyısı başlıyor. Ve çam ormanları…
Görüşmek dileği ile…
www.soruyusormak.com
www.dnm-ler.com
Yıllardan 2009,
Günlerden, salı.
Eğer gerçekten kampçıysanız… Ve eğer biriktirdiğiniz yeterli vakit, nakit [ve ruh] karavanınızın tekerleklerini döndürmek için yeterli ise… Niçin Köyceğiz’in Sultaniye’sinde değilsiniz?..
Denize [ya da göle] sıfır bir konum, ancak böyle olur…
Çam ağaçları suyun içine ancak bu kadar karışır.
O eşsiz göl + dağ + çam +orman görüntüsü ancak bu kadar birbiri ile dans eder, birbirine yakışır… Ve insanın içini bu kadar “hop” eder…
Bu gün biraz rüzgâr mı var? Olsun, o zaman biraz daha, biraz daha “hooop” eder…
Köyceğiz’i bilirsiniz.
Ama ben size Köyceğiz’den değil… Köyceğiz’in tam karşısına düşen gerçek bir cennetten söz ediyorum.
Burada, bu mevsimde, kampçı arkadaşlarımızın tartıştıkları birçok konu da kendiliğinden çözüm bulmuş ve her şey ya da “sorun” olacağına varmış…
Örneğin, mangal mı yakmak istiyorsunuz; yakabilirsiniz… Çünkü, etrafta rahatsız edebileceğiniz pek kimseler yok.
Sessizlik mi istiyorsunuz?..
Sultaniye’yi sessizlikten alıkoyamazsınız.
Bedelini mi merak ediyorsunuz?..
Karavan başı 10 TL mevsimde… Şimdisini hesap öderken öğreneceğim, ayrıca bildiririm.
Bu fiyata ne mi dâhil?
En önemlisi, göle bitişik çamur havuzları ve sıcacık kaplıca suyu ile dolu enfes bir antik yapı, tertemiz havuz sınırsız bir biçimde girip çıkmak dahil…
Ayrıca üstü kapalı iki ayrı “hamam” da var..
Sultaniye’de Türkçe’den gayrı ayrı bir dil bilmeniz de gerekmiyor.
Çünkü, gündüz saatlerinde havuzu dolduran yabancılar, konuşmaya pek meraklı değiller. Sadece, günaydın ve tünaydın anlamına gelen bir gülümseme, bu beşeri sorunu da kolaylıkla çözüyor…
Geriye, gölün üzerine usulcacık [adeta] konan akşamın o dingin güzelliğinde sizinle baş başa kalmak isteyen mutluluğunuz kalıyor...
Evet, sadece o kalıyor.
Ve eğer O’nunla da başa çıkamıyorsanız, size söyleyecek fazla bir sözümüz yok.
İyisi mi, siz evinizde kalın; televizyon seyredin; dizileri izleyin ve bol bol kabak çekirdeği yiyin. Birçok şeye iyi geliyor…
Haydi, bize müsaade…
Bu akşamın alacakaranlığı ile görülecek işimiz var…
Not:
Sultaniye, Köyceğiz’e 20 küsur kilometre uzaklıkta… Yol boyu portakal bahçelerinden geçiyorsunuz. Sonra, tepeler ve göl kıyısı başlıyor. Ve çam ormanları…
Görüşmek dileği ile…
www.soruyusormak.com
www.dnm-ler.com