Ynt: Side Ölüdeniz Arası 3 Günlük Gezi Planı
Merhaba,
Kimse cevap veremeden ben eşimle birlikte 3 günlük Side-Ölüdeniz turunu tamamladım.
Rotam tam olarak şu şekildeydi;
Side-Ölüdeniz arası Yerler ve Rota
1. Gün;
Side'den saat 13:00 civarı yola çıktık. Öncelikle Manavgat şelalesine gittik. Şelale için Otopark ücretsiz, şelaleye giriş 5 TL civarıydı. Güzel bir şelale, buz gibi ve çok hızlı akan su görülmeye değer. Yemek yenebilecek ya da çay içilebilecek restoranların yanında hediyelik eşya dükkanları da var.
Şelaleden ayrıldıktan sonra Köprülü kanyon'a doğru Alanya-Antalya yolundan 40-50 km kadar içeri girmek gerekiyor. Güzel berrak akan Turkuaz rengi suda Rafting imkanları var.
Antik tiyatro. Yukarıda kocaman bir kilise var yukarılara kadar çıkmadık ama tiyatro'nun akustiği gerçekten güzel. Müzekart geçerli maximiles'ın ücretsiz müzekart imkanından faydalanarak para ödemedik. Maximum kartınız varsa bilginiz olsun. Müzekart yerine ücretsiz olarak kullanılabiliyormuş.
Belek şehir merkezi trafiğe kapatılmış kocaman bir meydanı var. Yerler sanki mermer kaplanmış gibi ve şehir merkezi sütünlarla çevrilmiş çok güzel şirin bir şehir görünümü var. Burayı da görüp yolumuza devam ettik.
- Antalya Aquarium ve Minicity
Antalya merkezde Konyaaltı plajına girerken hemen sağda Aquarium ve Minicity var. Aquariam giriş ücreti 33 liraydı gece 11'e kadar açıkmış. Minicity giriş 7 lira ama saat 8'de kapanıyor. Minicity'de gidip de görmek gerek diyebileceğiniz Sümela manastırından, Topkapı sarayına, Nemrut harabelerinden eski meclise, pamukkaleye kadar her türlü yapıya yer verilmiş. Ayrıca her mini yapının yanında sesli bir şekilde anlatım yapan elektronik rehberler var.
Genellikle rusların yoğun olduğu bir tatil yeri, Plaj çakıl. Girişte büyük oteller mevcut otelleri geçince sağ köşede Saat Kulesi var. Güzel düşünülmüş ve kuleye bir de kafe yapılmış. Gece hareketli geçiyor sanırım 11'e kadar izin var ki 11'e kadar gümbür gümbür eğlenilen mekanlarda 11'den sonra ses kesildi.
Kemerden Kekova'ya ve diğer çevre koylara yat turları mevcut. Batık kent Phaselis taraflarına turlar varmış ama biz tekne turlarını başka bir zamana erteleyip aracımızla yola devam ettik.
Geceyi Kemerde oda kahvaltı bir otelde geçirdik.
2. gün
Kemerden çıktıktan sonra ilk durağımız Phaselis Antik kenti. Büyük bir antik kentmiş, müzekart geçerli. Ortada antik bir caddesi var ve caddenin iki ucunda iki ayrı plaj var. Deniz temiz, doğudaki plaj çakıl, batıdaki plaj kum.
Batıdaki plaja gitmek için antik caddeden yürümeniz gerekiyor.
Phaselis'ten sonra batıya doğru devam ederken çıralıya doğru döndük. Buranın plajını göremedik ama yanartaş'a çıktık. Meraklıları için 1-2 kmlik stabilize yol ve ardından 1 km'lik yaya tırmanışın ardından hiç sönmeden yanmaya devam eden doğal ateşleri görebiliyorsunuz. 1 kmlik tırmanışa başlamadan önce ücret ödemeniz gerekiyor. Giriş ücreti 5TL idi galiba.
Çıralı'da çok güzel konaklanabilecek yerler var. Bilseydim Kemer'de konaklamak yerine buraları tercih ederdim.
Olympos'a gitmek için sakın Çıralı'nın içindeki tabelayı takip etmeyin. Çok kötü bozuk bir yola çıkarıyor. Eğer aracınızla devam edecekseniz Kemer-Muğla yoluna tekrar çıkmanız gerekiyor. Yanartaş tabelasından sonra gelen Olympos tabelasından içeri girebilirsiniz. Olympos antık kenti plajın arkasında yüksek iki dağın arasına saklanmış gizli bir antik kent. Müzekart geçerli. Otopark ücreti 7 TL idi sanırım.
antik kentin içinden yürüdükten sonra plaja ulaşıyorsunuz. Öğrencilerin hepsi bu doğal plaja toplanmışlar sanki
![Smile :smiley: :smiley:](data:image/gif;base64,R0lGODlhAQABAIAAAAAAAP///yH5BAEAAAAALAAAAAABAAEAAAIBRAA7)
Plaj çakıl. Deniz sanırım teknelerin atıklarından kirlenmiş suyun üzerinde bir yağ tabakası vardı.
Olympos'tan sonra anayola çıkmadan Adrasan plajına uğrayabilirsiniz. Adrasan plajı çarşaf gibi deniziyle ve ince kum plajıyla karşıladı bizi. Açıkçası çakıl plajlardan sonra çok hoşumuza gitti. Genellikle aile pansiyonları var. Denizi hemen derinleşmiyor. Muhtemelen tekne turu imkanları da var burada. Ailece tatilin geçirilebileceği bir yer gibi geldi bize. Sessiz, sakin, güzel bir plaj ve deniz.
Finike'nin içinden geçtik ama Finike'nin çıkışına doğru çok güzel bir noktada bir amca meşhur Finike portakallarından satıyordu. Hem de portakal suyu. Durup manzaraya karşı birer portakal suyu içebilirsiniz.
Aslında burası bir köy. Balıkçı köyü diyebiliriz. Yollar biraz çetrefilli. Zaten 20 yıl öncesine kadar kara ulaşımı yokmuş. Arabadan inmenizle birlikte balık kokusunu hissediyorsunuz. Köyün dar yollarından nasıl geçtim arabayla bilmiyorum. Köyün içine girince çıkarken otopark ücreti alıyorlar. Buradan da özel tekneler ile ya da turlar ile Kaleyi, batık şehri, akvaryumu ya da çevre koyları görebilirsiniz.
Geceyi burada geçirdik. Kaldığımız yer denizin içindeydi gerçekten
3. gün
Eşsiz biz manzara Kaş'a girerken bizi karşıladı. Şehir merkezinden hızlıca geçip yolumuza devam ettik.
Kaş ile kalkan arasında süper bir plaj. Alıntı: kartpostallarina bakip da mumkun degil, o su o renk olamaz dedikten sonra cok daha guzel bir renkle karsilastigim, muthis dalga oyunlari oynanabilen plaj
İncecik kumu ve sığ suyuyla dalgalı da olsa en beğendiğim plaj. Patara antik kentinin hemen güneyinde kalıyor. Şezlong vs kiralama imkanı var. İnsanlara sadece 8-19 arası hizmet veriyor diğer saatlerde Caretta Caretta'lara açık. Antik kente giriş için müze kart geçerli. Arabayla plaja epey yaklaşabiliyorsunuz. Bence mutlaka gidilmeli hatta bol vakit geçirilmeli denize girilmeli.
Güzel bir kanyon. Suyu buz gibi. Kanyona girmeden önce yemek yenebilecek oturup yatılabilecek(!) tesisler var. Kanyona giriş 5.5 lira. Kanyon içinde ilerleyip sonundaki şelaleye ulaşmak için epey yol gitmek ve kimi yerde bele kimi yerde bileğe kadar gelen buz gibi sular içerisinde ilerlemek gerekiyor. Deniz ayakkabılarını ve tamamen ıslanacağınızı unutmayın
Saklıkentten aracınızla 1,5 km daha ilerleyince(biraz gittikten sonra ana yoldan sola dönmeniz gerek) bir restorana ulaşıyorsunuz. 300mlik bir orman yürüyüşşünden sonra şelaleye ulaşılıyor. Saklıkentteki şelaleyi görmeyenler için ikinci fırsat. Burada da ıslanacağınızı unutmayın. Su diz boyunu geçmese de sonunda akan şelalenin altına girmeden dönmeyin bence.
Onca güzel plaj ve manzaradan sonra Ölüdeniz bizi çok büyülemedi. Ama esnaf sıcakkanlı, fiyatlar diğer turistik mekanlara göre biraz daha pahalı. Belcekız ya da belceğız plajı büyük dalgalarıyla ve birden derinleşen suyuyla karşıladı bizi. Bu plajda çakıl. Asıl Ölüdeniz olan kısma girmek için Milli Park'a girmek gerekiyor. Yaya girişi 6 TL. Araba 20 TL. Deniz gerçekten havuz modunda. Suyu berrak kimi yerde kum kimi yerde çakıl. Doğası güzel. Havada sürekli paraşütçüler biri iniyor öteki geliyor. Denemek de fayda var 1900 metre az bir yükseklik değil.