.
11 senede toplamda iki yıl üzeri akü dahil hiçbir bileşenini değiştirmediğim sistemimde soları, şebekeyi ve alternatörü ikişer ikişer beraberce ve sorunsuzca kullandım.
Akü dolumunun, gerilimi minimal de olsa yüksek olan kaynaktan sağlanmasının işin temel çıkış noktası olduğundan yola çıkarsak:
Alternatör regülatörlerinin sınırladığı sabit voltaj, sıhhatli bir kurşun-asit bazlı akü dolumlarının “soğurma" aşaması için gerekli olan voltajdan bile düşük bir gerilim. Araç akülerinin sırf alternatörle kapasitelerinin ancak %80'ine kadar şarj edilebilmelerinin sebebi de zaten bu olmakta..
Bu dezavantajı bilindiği üzere akıllı DC/DC (Booster) aletleri üstelik gayet hızlı kaldırmakta. Kısaca alternatörün taşkın dolgu yapma kaabilyeti yok
Eğer aküye beraberce fazlı dolum yapabilen solar veya şebeke dolum cihazları da bağlanmış ise akü cinsine uygun olduğu müddetçe tam dolum zaten aşamalarına uygun yapılacağından, aralarında bir çatışma beklenmemesi lazım.
Eğer bu aletler fazlı yerine sadece doğrusal (linear) dolum yapabiliyorlarsa (basit redresör veya ucuz PWM solar regülatörü gibi) verilen değerlerini kontrol etmek yerinde olurdu ? Fakat bence malzemeden kısan üreticilerinin bu değerleri hiç olmazsa yüksek seçmemiş olabileceğini tahmin ediyorum.
Tabii sonuç eksik dolum olsa da aküye zarar gelmemiş oluyor.
Herkes Ferhat bey değil ki laboratuarlar tipi ayarlı güç kaynağı ile dolumu becersin.
Benim bereket iki aletim de fazlı dolum yaptığı gibi ayda bir akü hücrelerini eşitlemekte de geri kalmıyorlar..
Diğer sorunlu olabilecek noktalar olarak ise akü ile MPPT cihazı arasına konulacak anahtarın, bu aletlerde panelden önce akünün tanınmasını atlaması ile düzensiz akım impulslarının (?) LFP akünün BMS’ine zarar verebilme ihtimali olabileceğini okumuştum. Bereket ikisi de sistemimi ilgilendirmiyor.
Profesyonellerin cevabının gecikmesine dayanamayıp yazayım dedim. İnternetten mezun biri için bakalım ne kadar yanlışım çıkacak ?