Selam Dostlarım,
Karasu hakkında bir Karasu'lu olarak bende bir şeyler yazmak istedim. Ben İstanbul’da yaşamama rağmen her fırsatta soluğu Karasu’da alırım. Oranın ayrı kalamadığım bir güzelliği vardır. Doğası hala birçok yerden daha iyi korunmuştur. Özellikle insana huzur veren göl ve nehir kenarları çok güzeldir. Halkın çoğunluğu Karadeniz kökenli (benim gibi) canayakın, misafirperver ve yardımlaşmayı seven insanlardır. Karasu Karadeniz 'in eşsiz kumsallarına sahip şirin bir ilçedir. Batıdan Kandıra, doğudan da Akçakoca'ya kadar 60 km. kesintisiz kumsalı vardır. Denizi genellikle sığdır ve dibide ince kumdur. 150-200 mt. gidersiniz dizlerinize ancak gelir. Durgun havalarda denizi çok güzel olur siz yüzerken yanınızda balık yavrularının size eşlik ettiğini görürsünüz. Özellikle benim gibi küçük çocukları olan aileler durgun havalarda korkmadan çocuklarının denizde oymasına izin verebilir.
Bence Karasu 'nun kötü tarafı yazın sürekli kuzey rüzgarlarına maruz kalmasıdır ki bu durum denizimizi sinirlendirir. Dalgalı halinde denizde aşırı bir içeri doğru akıntı olur. Biraz ileri gideyim deseniz geri dönemeyebilirsiniz. Karadeniz azgınlaşır, coşar müsade etmez biraz kıyıda bile debelenemezsiniz. Tatilin tadına varamazsınız ancak kumda yatar güneşlenirsiniz. Ne yazıkki boğulma olayıda çokca olur. Karasu 'da denize girecek arkadaşlara tavsiyem yüzme bilseler dahi ileriye gitmemeleri yönündedir. Genellikle boğularak hayatını kaybedenler denizimizin huyunu bilmeyen tatilciler olmaktadır. Sahilde belli aralıklarla cankurtaran arkadaşlarımızın görev yapmasına rağmen, boğulan birini kurtarmak özellikle dalgalı havalarda imkansız gibidir.
Denizdeki bu olumsuzluklara rağmen muhteşem bir doğa karşılar sizi Karasu 'da. Sakarya nehrinin denizle buluştuğu Yenimahalle 'de nehir kenarındaki salaç lokantalarda mehtaba karşı balık keyfini nehirdeki balıklarının dansları eşliğinde yapabilirsiniz. Diğer tarafta Küçük Boğaz Gölü kenarında ailenizle birlikte hem balığa olta atıp hemde mangalınızı yapabilirsiniz. Daha farklı bir aksiyon arayanlar içinde Maden Deresi var ve devamındaki şelale. Maden deresine Kuyumculu köyü içinden geçilerek gidilir. Anayoldan yaklaşık yarım saatlik mesafededir. Dere kenarında çok geniş ve gayet organize halde piknik alanı mevcuttur. Şelaleye az yukarıdaki tepeye açılmış patikadan ve 1 mt. yükseklikteki mağaraların içinden geçerek ulaşılır. Ben ailemle birlikte denedim ama sonradan çıktığıma pişman oldum çünkü patikanın bir kenarı 100-150 mt. kadar sürekli uçurumdur. Düşünün ki biz buraya 5 ve 9 yaşlarındaki kızlarımla çıkmıştık. Bu patikadan 1 saat civarı yürüyüp şelaleye ulaşılıyor. Aşağıya birkaç resim eklemeye çalışacağım. Birde piknik alanında yalnızca alabalık yiyebileceğiniz bir lokanta mevcuttur. Ancak piknikçilerin etrafta ve dere içinde umarsızca geride bıraktıkları poşet ve çöpler keyfinizi kaçırabilir.
Birde Acarlar Longozu vardır ki görmeden ayrılmayın derim. Dünyanın en güzel subasar ormanlarından biridir. Acarlar Longozu Türkiye’nin İğneada’dan sonra en büyük subasar ormanı ve birinci derecede doğal SİT alanıdır. Sakarya’daki Acarlar Gölü, Sakarya Nehri’nin Karadeniz’e ulaştığı ağız kesiminin yaklaşık 6 km. batısında yer alıyor. Kıyı çizgisinden ortalama 1,5 km. içeride ve kıyıya paralel uzanan gölün kapladığı alan yaklaşık 1.560 hektar. Göl, oldukça yoğun bir orman ve bitki örtüsü tarafından kaplanmış sulak-bataklık özelliği ile longoz karakterine sahip. Göl ayrıca çok zengin hayvan türlerini de barındırmaktadır. Eğer bir gün gelirseniz bu güzellikleri görmeden geçmeyin derim. Saygılarımla.
Karasu hakkında bir Karasu'lu olarak bende bir şeyler yazmak istedim. Ben İstanbul’da yaşamama rağmen her fırsatta soluğu Karasu’da alırım. Oranın ayrı kalamadığım bir güzelliği vardır. Doğası hala birçok yerden daha iyi korunmuştur. Özellikle insana huzur veren göl ve nehir kenarları çok güzeldir. Halkın çoğunluğu Karadeniz kökenli (benim gibi) canayakın, misafirperver ve yardımlaşmayı seven insanlardır. Karasu Karadeniz 'in eşsiz kumsallarına sahip şirin bir ilçedir. Batıdan Kandıra, doğudan da Akçakoca'ya kadar 60 km. kesintisiz kumsalı vardır. Denizi genellikle sığdır ve dibide ince kumdur. 150-200 mt. gidersiniz dizlerinize ancak gelir. Durgun havalarda denizi çok güzel olur siz yüzerken yanınızda balık yavrularının size eşlik ettiğini görürsünüz. Özellikle benim gibi küçük çocukları olan aileler durgun havalarda korkmadan çocuklarının denizde oymasına izin verebilir.
Bence Karasu 'nun kötü tarafı yazın sürekli kuzey rüzgarlarına maruz kalmasıdır ki bu durum denizimizi sinirlendirir. Dalgalı halinde denizde aşırı bir içeri doğru akıntı olur. Biraz ileri gideyim deseniz geri dönemeyebilirsiniz. Karadeniz azgınlaşır, coşar müsade etmez biraz kıyıda bile debelenemezsiniz. Tatilin tadına varamazsınız ancak kumda yatar güneşlenirsiniz. Ne yazıkki boğulma olayıda çokca olur. Karasu 'da denize girecek arkadaşlara tavsiyem yüzme bilseler dahi ileriye gitmemeleri yönündedir. Genellikle boğularak hayatını kaybedenler denizimizin huyunu bilmeyen tatilciler olmaktadır. Sahilde belli aralıklarla cankurtaran arkadaşlarımızın görev yapmasına rağmen, boğulan birini kurtarmak özellikle dalgalı havalarda imkansız gibidir.
Denizdeki bu olumsuzluklara rağmen muhteşem bir doğa karşılar sizi Karasu 'da. Sakarya nehrinin denizle buluştuğu Yenimahalle 'de nehir kenarındaki salaç lokantalarda mehtaba karşı balık keyfini nehirdeki balıklarının dansları eşliğinde yapabilirsiniz. Diğer tarafta Küçük Boğaz Gölü kenarında ailenizle birlikte hem balığa olta atıp hemde mangalınızı yapabilirsiniz. Daha farklı bir aksiyon arayanlar içinde Maden Deresi var ve devamındaki şelale. Maden deresine Kuyumculu köyü içinden geçilerek gidilir. Anayoldan yaklaşık yarım saatlik mesafededir. Dere kenarında çok geniş ve gayet organize halde piknik alanı mevcuttur. Şelaleye az yukarıdaki tepeye açılmış patikadan ve 1 mt. yükseklikteki mağaraların içinden geçerek ulaşılır. Ben ailemle birlikte denedim ama sonradan çıktığıma pişman oldum çünkü patikanın bir kenarı 100-150 mt. kadar sürekli uçurumdur. Düşünün ki biz buraya 5 ve 9 yaşlarındaki kızlarımla çıkmıştık. Bu patikadan 1 saat civarı yürüyüp şelaleye ulaşılıyor. Aşağıya birkaç resim eklemeye çalışacağım. Birde piknik alanında yalnızca alabalık yiyebileceğiniz bir lokanta mevcuttur. Ancak piknikçilerin etrafta ve dere içinde umarsızca geride bıraktıkları poşet ve çöpler keyfinizi kaçırabilir.
Birde Acarlar Longozu vardır ki görmeden ayrılmayın derim. Dünyanın en güzel subasar ormanlarından biridir. Acarlar Longozu Türkiye’nin İğneada’dan sonra en büyük subasar ormanı ve birinci derecede doğal SİT alanıdır. Sakarya’daki Acarlar Gölü, Sakarya Nehri’nin Karadeniz’e ulaştığı ağız kesiminin yaklaşık 6 km. batısında yer alıyor. Kıyı çizgisinden ortalama 1,5 km. içeride ve kıyıya paralel uzanan gölün kapladığı alan yaklaşık 1.560 hektar. Göl, oldukça yoğun bir orman ve bitki örtüsü tarafından kaplanmış sulak-bataklık özelliği ile longoz karakterine sahip. Göl ayrıca çok zengin hayvan türlerini de barındırmaktadır. Eğer bir gün gelirseniz bu güzellikleri görmeden geçmeyin derim. Saygılarımla.