kuroscu
Kamp II
arkadaşlar bu resimler murat arkadaşın çekmiş oldugu resimler metin abinin çektiklerinide siteye atacam ve oldugu gibi atıyorum
Hemen Metin abiyi arıyorum bu sırada Bayram aga(Kroscu) dandik aktivanın yan ayağına paçası takılınca yere düşmüş MÇ de ona katıla katıla gülüyordu neredeyse benimle konuşamadı ama "Geliyorum" dedi tabi... Bu sırada yoldan geçen KTM li genci ben Beyaz kartal sanıp el ettim... İşte bahsi geçen genç bahsi geçen aktiva ve metin abim...
Otoparka vardım tabi geleceğim düşünülmediğinden önce bir hazırlıksız yakaladım insanları ancak çiftalan MÇ nin ikinci evi olduğu için hemen sağa sola koşturmaya başladı ekipman(Kavurmalık,kahvaltılık,mayo,su çantası) toplanırken biz bayram agayla bekledik...
Metin abinin çatısına konmuş ama uçamayan güvercin ve Dinç arkadaşın WR si ile vakit geçiriyoruz
Metin abi toplandıktan sonra yola çıktık acele ile olunca bazı şeyler yolda aklımıza geldi... Son dakika alışverişinde 10 litrelik suyu neremize koyucaz tartışması
Kamp mekanına en yakın yolda durup eşyaları indiriyoruz hemen fotolar çekiliyor günün son ışıklarını yakalıyoruz...
Gariban çekirge benim afyon yollarında çadırım parçalandığı uyku tulumum da nuri ve hakan usta da kaldığı (abi bir ara alayım ben onu artık
) için yuvamızı MÇ yapıyor...
Bu çadır işinden sonra hemen gazlamaya MÇ nin kross parkuruna çıkıyoruz...10 Tur sonra parkura alışıyorum lakin makina ile henüz 2. gazlamam olduğundan ve Bayram aga tozumu attırıyor...(Abi saymıyorum bunu tekrar görüşücez
)... Bu kısımda gazladığımdan fotolar metin agadan gelicek...
Tekrar mekana dönüp kampı süslüyoruz... MÇ nin Afyondan el koyduğu flamamızı açıyoruz MK nın kulakları çınlatıyoruz...Karanlık hafif bastırınca benim fotoların kalite de düşüyor...
Bayram aga kızını alıp evine gidiyor sabah gelmek üzere biz metin agamla tek kalıyoruz kavurma pişerken çok şeyler konuşuyoruz çok kulaklar çınlatıyoruz... Yanımıza çay almadığımıza hayıflanıyoruz ertesi gün geliceklere çay sipariş ediyoruz...
Saat 23:30 gibi çadıra geçiyor uyumaya çalışıyoruz... Ancak sinek olmasın die ateşin dumanını rüzgarı hesaplayıp çadıra yönlendirdiğimizden dumandan biraz zor uyuyoruz... Tam daldığımızda da iki yeni motorcu geceyi yaran eksoz sesiyle uykumuzu da "hiç" ederek kampımıza dahil oluyor... Ateş yeniden canlanıyor çekirdekler çitleniyor bir "erzurumlu kaynamış çayı nasıl mok" eder birfiil gözleniyor bu sırada karşı tarafta sürekli şimşekler çakıyor...
Akabinde yağmur yağmadan biraz inşallah uyuyabiliriz düşüncesiyle tekrar çadıra çekiliyoruz...Diğer iki arkadaşın çadırı yok battaniyelere sarılıyorlar... Gece yağmur yağmıyor ancak rüzgar yön değiştirip sancaktan esmeye başlıyor çadırı bizimle havalandırmaya çalışıp MÇ yi sürekli kaldırıp indirirken benim tarafta yüzüme çarpıyor... Neden sonra bilmem gece 4 gibi MÇ doğrulup "Ayberk Saat 4" diyor tekrar yatıyor... Gece ile ilgili son hatırladığım bu sabah 8 de uyanıyorum... MÇ ye ilişmiyorum diğer arkadaşlar erken mi gittiler hiç uyumadılar mı bilemem ama balığa gitmişler eşyalarını bırakıp...
Mekanın hali sabah mükemmel...Ama felaket esiyor...
Bakıyorum ateşte hiç odun kalmamış e diyorum madem ayaktayım... Hemen ortaya güzel bir yığın yapıyorum... O iş bitince gazlamak için eşyalarımı almaya çadıra giriyorum saat 8:10 MÇ aynı pozisyonda...
Toplanıyor giyiniyorum tam kaskımı takarken MÇ uyanıp "Çekirge hiç uyuyamadım" diyor "Rüzgar beni mahfetti" "Abi uyu" diyorum "Ben bir tur Atıcam..." "Eyvallah koçum gazla" diyor aynen devam...
Daha geceden karşıdaki tepeyi gözüme kestirmiştim... Epey güzel gazlamalardan fışkırmalardan sonra ulaşıyorum... Efil efil rüzgarlı açık alanda birden telefon çekiyor ve Seda'nın "hacı oldun mu hemşo" mesajı geliyor...
Tepeden hem bizim kamp görünüyor...
Hem de 2 km ötedeki karadeniz...
Biraz turlayınca birilerinin burayı "aile çay bahçesi" modunda kullandıklarını sonra terkettiklerini görüyorum...
Aşağıda hareketliliği görüyorum hemen iniyorum...Metin abim uyanmış ancak geceki arkadaşlardan haber yok...Hemen çadırımızı ıvır-zıvırımızı topluyoruz enerjimiz yerindeyken... Hem ufak bir tur atmak hem elemanlara bakıp kahvaltıya çağırmak için turluyoruz... Ben yine full kıyafet olduğumdan bu turun fotoları metin abimde...
Bulamayıp "neyse biz yiyelim" diye kampa dönünce Bayram abi ve kızı ebru bizi karşılıyor... Akabinde yiğeni ve oğlu da geliyor... Apaçı Nedim de kendine özgü arızalı halleriyle aramıza katılınca kamp sabahı şenleniyor...
Kahvaltı soframızdan gölet...Soldan sağa Bayram aganın yiğeni Apaçi Nedim MÇ ve Bayram abinin oğlan...
Apaçi Nedim Kameraya oynuyor...
Mis gibi mısır unlu yumurtamız çay zaten pişmişti aynen sofraya...
Kahvaltı masası enduro ve kamp alanı üzerine konsept bir kadraj...
Kahvaltı açları...MÇ,Kroscu,Krosscu'nun yeğen,Nedim abey...
Metin agam şu an aklıma gelmeyen bir cümleye takılarak "Alem döt olmuş" konulu bir konuşma yapıyor...
Apaçi Nedim sabah buraya gelirken kamyondan kalkan toz sonucu nasıl "az daha karşıdan gelen araca kapak" olacağını ve nasıl kıl payı kurtulduğunu anlatıyor 4. kez
Derken dünkü balıkçılar geliyor...Elleri boş değil ama diş kovuğu doldurmaz...
Gazlama ekibi hazır...
MÇ bizi akşamdan sularımız bittiğinden en yakın kaynağa götürüyor muazzam bir orman...
Metin agamla gazlamaya devam ediyoruz bu sırada Nedim abinin ön takım gevşemiş bir yarıkta "Lololo" olmuş beklerken foto çekiyoruz... Muhtemelen metin abideki fotoda tek başıma ormanda dikilirkenki bir halim var
Agalar geliyor hoş bir kare oluyor bana
Apaçi nedim portresi adam felaket "MR.Bean'e" benziyor bilenler bilir...
Sıkı gazlama sonrasında Nedim abi "kampa dönelim takımlar elimde kalacak" diyor biz de dönüyoruz takım düzeltildikten sonra Bayram aga da Nedim abi de balığa merak salıyor biz aynen MÇ ile Kross parkuruna... Bu parkurda uçarken yanlarken kaçarken fotolarım yine MÇ de ben de kendisi benim makinayı denerken tek foto var yine kendi fotoları da kendi makinasında...
Gazlamaktan tam yorulmasam da dönüş yolumuz kalabalık yükümde ağır olduğu için Metin aga da yaşlılıktan
D) yorulduğundan toplanıyoruz herkese güle güle diyerek yola koyuluyoruz Yolda hard enduro sırasında koyun sürüleri çok güzel görüntüler oluşturuyor ancak cebimden telefon çıkaramıyorum... Geceki manzaralar gibi bunlarda sadece benim hafızamda kalacak
Otoparkda bizi Dinç kardeşim karşılıyor... Hemen flamayı tekrar asıp önünede makinayı çekip pozlar veriyoruz... Asıl pozlar MÇ de benim tek foto...
Metin abimi herkes başka tanıyabilir ama hem hoş sohbetiyle hem misafirperverliğiyle beni başında taşıdı desem abartmış olmam... Çok mahçup etti ve son güzelliği Dinç'e özel süt aldırarak eliyle sütlü kahve yapmak oldu... Bu sırada Seda aradı 15-16 eylülde burada olacağını söyledi...Bakalım...
Metin abime herşey için tekrar teşekkür edip evin yolunu tutuyorum... Herkese çok selam bundan sonra Çiftalan benim için 2. Aydos olur kısmetse... Hem doğasıyla hem gazlama imkanıyla benim için cennet gibi yer burası herkese tavsiye olunur...[/QUOTE]
Hemen Metin abiyi arıyorum bu sırada Bayram aga(Kroscu) dandik aktivanın yan ayağına paçası takılınca yere düşmüş MÇ de ona katıla katıla gülüyordu neredeyse benimle konuşamadı ama "Geliyorum" dedi tabi... Bu sırada yoldan geçen KTM li genci ben Beyaz kartal sanıp el ettim... İşte bahsi geçen genç bahsi geçen aktiva ve metin abim...
Otoparka vardım tabi geleceğim düşünülmediğinden önce bir hazırlıksız yakaladım insanları ancak çiftalan MÇ nin ikinci evi olduğu için hemen sağa sola koşturmaya başladı ekipman(Kavurmalık,kahvaltılık,mayo,su çantası) toplanırken biz bayram agayla bekledik...
Metin abinin çatısına konmuş ama uçamayan güvercin ve Dinç arkadaşın WR si ile vakit geçiriyoruz
Metin abi toplandıktan sonra yola çıktık acele ile olunca bazı şeyler yolda aklımıza geldi... Son dakika alışverişinde 10 litrelik suyu neremize koyucaz tartışması
Kamp mekanına en yakın yolda durup eşyaları indiriyoruz hemen fotolar çekiliyor günün son ışıklarını yakalıyoruz...
Gariban çekirge benim afyon yollarında çadırım parçalandığı uyku tulumum da nuri ve hakan usta da kaldığı (abi bir ara alayım ben onu artık
Bu çadır işinden sonra hemen gazlamaya MÇ nin kross parkuruna çıkıyoruz...10 Tur sonra parkura alışıyorum lakin makina ile henüz 2. gazlamam olduğundan ve Bayram aga tozumu attırıyor...(Abi saymıyorum bunu tekrar görüşücez
Tekrar mekana dönüp kampı süslüyoruz... MÇ nin Afyondan el koyduğu flamamızı açıyoruz MK nın kulakları çınlatıyoruz...Karanlık hafif bastırınca benim fotoların kalite de düşüyor...
Bayram aga kızını alıp evine gidiyor sabah gelmek üzere biz metin agamla tek kalıyoruz kavurma pişerken çok şeyler konuşuyoruz çok kulaklar çınlatıyoruz... Yanımıza çay almadığımıza hayıflanıyoruz ertesi gün geliceklere çay sipariş ediyoruz...
Saat 23:30 gibi çadıra geçiyor uyumaya çalışıyoruz... Ancak sinek olmasın die ateşin dumanını rüzgarı hesaplayıp çadıra yönlendirdiğimizden dumandan biraz zor uyuyoruz... Tam daldığımızda da iki yeni motorcu geceyi yaran eksoz sesiyle uykumuzu da "hiç" ederek kampımıza dahil oluyor... Ateş yeniden canlanıyor çekirdekler çitleniyor bir "erzurumlu kaynamış çayı nasıl mok" eder birfiil gözleniyor bu sırada karşı tarafta sürekli şimşekler çakıyor...
Akabinde yağmur yağmadan biraz inşallah uyuyabiliriz düşüncesiyle tekrar çadıra çekiliyoruz...Diğer iki arkadaşın çadırı yok battaniyelere sarılıyorlar... Gece yağmur yağmıyor ancak rüzgar yön değiştirip sancaktan esmeye başlıyor çadırı bizimle havalandırmaya çalışıp MÇ yi sürekli kaldırıp indirirken benim tarafta yüzüme çarpıyor... Neden sonra bilmem gece 4 gibi MÇ doğrulup "Ayberk Saat 4" diyor tekrar yatıyor... Gece ile ilgili son hatırladığım bu sabah 8 de uyanıyorum... MÇ ye ilişmiyorum diğer arkadaşlar erken mi gittiler hiç uyumadılar mı bilemem ama balığa gitmişler eşyalarını bırakıp...
Mekanın hali sabah mükemmel...Ama felaket esiyor...
Bakıyorum ateşte hiç odun kalmamış e diyorum madem ayaktayım... Hemen ortaya güzel bir yığın yapıyorum... O iş bitince gazlamak için eşyalarımı almaya çadıra giriyorum saat 8:10 MÇ aynı pozisyonda...
Toplanıyor giyiniyorum tam kaskımı takarken MÇ uyanıp "Çekirge hiç uyuyamadım" diyor "Rüzgar beni mahfetti" "Abi uyu" diyorum "Ben bir tur Atıcam..." "Eyvallah koçum gazla" diyor aynen devam...
Daha geceden karşıdaki tepeyi gözüme kestirmiştim... Epey güzel gazlamalardan fışkırmalardan sonra ulaşıyorum... Efil efil rüzgarlı açık alanda birden telefon çekiyor ve Seda'nın "hacı oldun mu hemşo" mesajı geliyor...
Tepeden hem bizim kamp görünüyor...
Hem de 2 km ötedeki karadeniz...
Biraz turlayınca birilerinin burayı "aile çay bahçesi" modunda kullandıklarını sonra terkettiklerini görüyorum...
Aşağıda hareketliliği görüyorum hemen iniyorum...Metin abim uyanmış ancak geceki arkadaşlardan haber yok...Hemen çadırımızı ıvır-zıvırımızı topluyoruz enerjimiz yerindeyken... Hem ufak bir tur atmak hem elemanlara bakıp kahvaltıya çağırmak için turluyoruz... Ben yine full kıyafet olduğumdan bu turun fotoları metin abimde...
Bulamayıp "neyse biz yiyelim" diye kampa dönünce Bayram abi ve kızı ebru bizi karşılıyor... Akabinde yiğeni ve oğlu da geliyor... Apaçı Nedim de kendine özgü arızalı halleriyle aramıza katılınca kamp sabahı şenleniyor...
Kahvaltı soframızdan gölet...Soldan sağa Bayram aganın yiğeni Apaçi Nedim MÇ ve Bayram abinin oğlan...
Apaçi Nedim Kameraya oynuyor...
Mis gibi mısır unlu yumurtamız çay zaten pişmişti aynen sofraya...
Kahvaltı masası enduro ve kamp alanı üzerine konsept bir kadraj...
Kahvaltı açları...MÇ,Kroscu,Krosscu'nun yeğen,Nedim abey...
Metin agam şu an aklıma gelmeyen bir cümleye takılarak "Alem döt olmuş" konulu bir konuşma yapıyor...
Apaçi Nedim sabah buraya gelirken kamyondan kalkan toz sonucu nasıl "az daha karşıdan gelen araca kapak" olacağını ve nasıl kıl payı kurtulduğunu anlatıyor 4. kez
Derken dünkü balıkçılar geliyor...Elleri boş değil ama diş kovuğu doldurmaz...
Gazlama ekibi hazır...
MÇ bizi akşamdan sularımız bittiğinden en yakın kaynağa götürüyor muazzam bir orman...
Metin agamla gazlamaya devam ediyoruz bu sırada Nedim abinin ön takım gevşemiş bir yarıkta "Lololo" olmuş beklerken foto çekiyoruz... Muhtemelen metin abideki fotoda tek başıma ormanda dikilirkenki bir halim var
Agalar geliyor hoş bir kare oluyor bana
Apaçi nedim portresi adam felaket "MR.Bean'e" benziyor bilenler bilir...
Sıkı gazlama sonrasında Nedim abi "kampa dönelim takımlar elimde kalacak" diyor biz de dönüyoruz takım düzeltildikten sonra Bayram aga da Nedim abi de balığa merak salıyor biz aynen MÇ ile Kross parkuruna... Bu parkurda uçarken yanlarken kaçarken fotolarım yine MÇ de ben de kendisi benim makinayı denerken tek foto var yine kendi fotoları da kendi makinasında...
Gazlamaktan tam yorulmasam da dönüş yolumuz kalabalık yükümde ağır olduğu için Metin aga da yaşlılıktan
Otoparkda bizi Dinç kardeşim karşılıyor... Hemen flamayı tekrar asıp önünede makinayı çekip pozlar veriyoruz... Asıl pozlar MÇ de benim tek foto...
Metin abimi herkes başka tanıyabilir ama hem hoş sohbetiyle hem misafirperverliğiyle beni başında taşıdı desem abartmış olmam... Çok mahçup etti ve son güzelliği Dinç'e özel süt aldırarak eliyle sütlü kahve yapmak oldu... Bu sırada Seda aradı 15-16 eylülde burada olacağını söyledi...Bakalım...
Metin abime herşey için tekrar teşekkür edip evin yolunu tutuyorum... Herkese çok selam bundan sonra Çiftalan benim için 2. Aydos olur kısmetse... Hem doğasıyla hem gazlama imkanıyla benim için cennet gibi yer burası herkese tavsiye olunur...[/QUOTE]