Ynt: Online İzleyebileceğiniz 2 Doğa Filmi
Başlığı düzelmenize gerek yoktu espri olsun diye yazmıştım teşekkürler. Kuranda geçen kutsal balık diye bir balık yoktur. Yunus peygamberi kurtaran balığın yunus balığı olduğuna dair hiç bir delil ve veri de yoktur. Hatta aslında balık kıssasında geçenin isimi yunus peygamber bile değildir. Olayda geçenin ismi kuranda balık sahibi diye geçer. Meallerde bu parantez içinde yunus peygamber olarak yazılır çünkü İncil ve Tevrat bu olayda ki kişiyi yunus diye adlandırır. Yani kuranda geçen balık olayındaki kişin isminin yunus olduğunun kaynağı Tevrattır. Bildiğiniz gibi yunusların ağız yapıları ve mideleri bir insanı tek parça yutabilecek kabiliyette değiller. Kuranda geçen olayda adı geçen balık balıktır. Hangi balık olduğu bilinmemektedir ki bazı tefsirciler bunun aslında balık ve deniz olmadığını hapishane olduğunu balığın mecaz anlamda kullanıldığını söylerler. Sanırım eski insanlar daha büyük balıkların varlığından habersiz olduklarından ve yunusun yaygınlığından dolayı olsa olsa o balık bu balıktır diyerek balığa yunus peygamberin ismini vermişlerdir. Eğer balinalar yunuslar kadar yaygın olsaydı balinaya şu anda yunus diyor olacaktık. Bu balığa bildiğim kadarı ile sadece Kürtler ve Türkiye Türkleri yunus diyor başka dillerde yunus denmiyor. Diğer dillerde örneğin Azerice delfin Farsça delfin Arapça delfin olarak geçiyor. Biz bu ismi Araplardan aldıksa onlar deflin diyor bizim de öyle dememiz gerekir, bu öz Türkçe bir isimse ki değil Azeriler bile deflin diyor, bu bölgede bu balığa böyle deniyordu biz de oradan aldıksa değil en yakın Arap olmayan ve en çok kelime aldığımız dil farsça onlar deflin diyor. Yani sadece anadoluda bu balığa yunus deniyor.
Balığın dini olaylarla hiç bir alakası yoktur ayrıca yenmesi de yasaklanmış ya da caiz olmayan (at eti gibi ) bir canlı değil. Kısaca yemek için bu balığı avlamanın ve öldürmenin dinen hiç bir sakıncası yok ton balığı hamsi ya da alabalıktan bir farkı yok. Durum böyleyken bu balık İslam dininde peygamberi kurtarmış kutsal bir balık diyerek o dine hiç inanmayan insanları neden yiyorlar diye suçlamak mantıksız. Dininizde yasak olsa bile inanmayan insanları bunu yapıyor diye suçlamak mantıksızdır. Bir Hindu’nun sizi inek yiyorsunuz diye bizi barbar görmesi ne kadar mantıksızsa bu da o kadar mantıksızdır.
Balığı sevdiğiniz için yenmesine karşı olmanız sadece sizi ilgilendiren bir durumdur. Yemezsiniz olur biter. Ama ben yemiyorum başkaları da yemesin demek bencillik olur. Kabul edilecek bir durum olmaz çünkü yarın biri çıkar ben marulu çok seviyorum der yasaklar diğeri koyunu öbürü sığırı yasaklar. Herkes farklı düşünüyor ve herkes farklı şeyleri seviyor dünya bu nedenle güzel bir yerdir. Farklı düşüncelere görüşlere ne kadar açıksanız o kadar rahat edersiniz.
Hoş görülü olmamız ve inandığımız şeyleri başkalarına dayatmamız gerekiyor. Dört büyük kitaba inanmıyorlar pehhh derseniz Japonlarda binlerce yıl önce birilerinin yazdığı birkaç kitaba ve hiç var olmayan bir şeyin varlığına inanıyorsun pehhh derler ve kavgalar savaşlar başlar. Japonların şu anda sadece %5 lik bir kısmı Şintodur. %100 Şinto oldukları tarihlerinde bile hiçbir din savaşı yoktur. Dini bahane edip hiçbir ülkeye haçlı çıkarması yapmamışlardır ya da Arap ve Osmanlı orduları gibi başkalarının ülkelerini din adına işgal etmemişlerdir. Müslümanlar, Yahudiler ve Hıristiyanlar dinleri yüzünden yargılanabilirler ama Japonlar bu yargılamayı hak etmeyen nadir milletlerdendir. Başka bir hata bulmanız gerekiyor.