Ynt: Moğolistan Orhun Abidelerine Gitmek İstiyorum
Yaşar Bey,
pek çok gezgin biliyoruz ki anlatacakları ile külliyat bile oluşturulur, ama gezginlerin ortak huyu olsa gerek, sadece kendi aralarında konuşurlar geyiğini ederler ertesi gün naftalinler sandıga kaldırırlar deneyimlerini.
o gün çok tatlı gelen ama bugün açıkcası canımı sıkan bi anımı aktarayım;
addis ababa/etiyopya'da, arkadaşlarla akşam yemeği için orada çok da tercih edildiğini duydugumuz bir türk lokantasına gittik. türkiyeden gelenler oldugunu duyunca, kimi özel şirket kimi kamu çalışanı, kimi turist kimi gezgin birkaç türk geldi sohbet başladı. derken laf lafı açtı, koyu bir muhabbete girildi. susup az kenara geçtiğimde karşımdaki sahne şuydu: hiç bir şartlanmışlığı olmayan, gezgin turist ayrımını bir kere bile düşünmemiş, bambaşka nedenlerden dolayıorada bulunan insanların konuştugu ortak bir dil vardı, bu sadece bir dil değildi üstelik, bir kültür, bir anafikrin parantezinde buluşmuş gibiydi insanlar; gezginliğin o geniş, ferah, dünyayı insanlığı, sırf insan olmanın verdiği bir özgüvenle kabullenmiş ve hazmetmiş bir buluşmaydı gördüğüm. geriden kaba saba eleştirilerle anlatılan etyopya insanın, nasıl onurlu, nasıl şahsiyetli bir kökten beslendiği ve nasıl da gözalıcı bir sosyal altyapı taşıdıkları dile getirildiğinde o masada oturan herkesin gözlerinde, "yaşamayan bilmez işte, kime anlatacaksın bunları" ortak noktası vardı.
o gece orada, arjantinden japonyaya, orhun abidelerinden, norveçe, antartikadan şiraza anılar anlatıldı. insanlar gidip görmüşlerdi. istanbulda zaman bulamayacağımız, belki o heyecanı yakalayamayacağımız bir coşkuyla, herkes birbirinden diğer yerleri sordu. soran ne sordugunu biliyor anlatan da neyi anlatacağından emindi. ben baykal gölü ne olan merakımı dile getirdiğimde, hemen oradaki (hataylı ) usta anlatmaya başladı(meger seneleri orada geçmişti ve şimdi addis de karşılaşıyorduk), gittiğimde gölün neresinde kayıga binmemin doğru olacağından tutun da, gölün hangi cenahına düşen köyde neyi bulacağıma kadar.. bunlar hangi atlasta yazar ya da hangi belgeselde raslanır?
o gece orada bulunan ve bir daha karşılaşmadığım birkaç gezginle ayaküstü, bir gün kimbilir nerede karşılaşırız ama keşke yazsak da notlarımızı birleştirsek ve dünyayı bir de bizim gözümüzle anlatsak, güncellesek gezi yollarını demiştik, ne ben bunun peşine düştüm ne de onlardan ses çıktı, sadece Hüseyin isimli bir arkadaştan geçen kurban bayramında tebrik maili aldım, addis ababa dan ayrılmış ve yeni zelanda’daymış artık.
şurada tembel tembel oturdugum yerde bile son 2 haftada bu yaz için yapılmış 3 ayrı gezi projesini inceleme şansım oldu. türkiye, sanılanın aksine bence a klasmanı kabul edilecek çok sayıda gezgin çıkardı, özellikle son 10-12 yılda. türk gezginleri, bildiğim kadarıyle son 3-4 yılda bile dünyada gidilmedik çok az yer bıraktı. bu insanlar nasıl edilir bilmiyorum ama, yazmaları ve paylaşmaları sağlanmalıdır, bu önemli bir kayıt olacaktır.
öte yandan, çok önemli bir konu daha var: o da gidilmemiş destinasyon konusu. bilindiği gibi, bir destinasyon belirli süre notlanmadığı takdirde artık gidilmeyen yere dönüşür. mesela borneo ya bundan 5 yıl önce dört başı mamur bir gezi edilmiş en son, burası bir süre sonra gidilmemiş yer kabul ediliyor . gidilmemiş yer kabulünün standart süresi yok. bunu daha çok o bölgenin değişim hızı belirliyor. geçenlerde discovery de olsa gerek, amazon ormanlarının 2002 yılında çekilmiş görüntüleri ile birlikte 2009 yılında çekilmiş görüntülerini verdiler arada uçurum var, orman içinde şehirler türemiş vs.
Bu gidilmemiş yerler, notlanmamış yollar oldukça fazla. yakutsk-bering arası mesela çok cazip, gezenbilirde de yakutsk yolunun fotografları vardı bir ara, rüyalara giresi bir yol. avrupa forumlarında da sık sık ısıtılan bir diğer gidilmemiş yol, iç çin. içeri çine ilişkin elinde veri olan birini tanıyor musunuz? pek çok örnek sıralanabilir.
gezginlerin yazmaları ve paylaşmaları teklif edilir ve bunda ısrar edilirse, özellikle genç ve yeni başlayan gezgin adayları gidilmemiş yollar için teşvik edilmiş ve cesaretlendirilmiş olacaktır.
Bu yabana atılmaması gereken konularla belki bizim site dahilinde de gönül verip ilgilenecek, bir başlık altında iz sürmeye ve bir literatür oluşturmaya soyunacak gençler çıkacaktır. bildiğim şu, niteliki ve güncel gezgin arşivi dünyada pek az, türkiyede hiç yok.
Yaşar Bey,
pek çok gezgin biliyoruz ki anlatacakları ile külliyat bile oluşturulur, ama gezginlerin ortak huyu olsa gerek, sadece kendi aralarında konuşurlar geyiğini ederler ertesi gün naftalinler sandıga kaldırırlar deneyimlerini.
o gün çok tatlı gelen ama bugün açıkcası canımı sıkan bi anımı aktarayım;
addis ababa/etiyopya'da, arkadaşlarla akşam yemeği için orada çok da tercih edildiğini duydugumuz bir türk lokantasına gittik. türkiyeden gelenler oldugunu duyunca, kimi özel şirket kimi kamu çalışanı, kimi turist kimi gezgin birkaç türk geldi sohbet başladı. derken laf lafı açtı, koyu bir muhabbete girildi. susup az kenara geçtiğimde karşımdaki sahne şuydu: hiç bir şartlanmışlığı olmayan, gezgin turist ayrımını bir kere bile düşünmemiş, bambaşka nedenlerden dolayıorada bulunan insanların konuştugu ortak bir dil vardı, bu sadece bir dil değildi üstelik, bir kültür, bir anafikrin parantezinde buluşmuş gibiydi insanlar; gezginliğin o geniş, ferah, dünyayı insanlığı, sırf insan olmanın verdiği bir özgüvenle kabullenmiş ve hazmetmiş bir buluşmaydı gördüğüm. geriden kaba saba eleştirilerle anlatılan etyopya insanın, nasıl onurlu, nasıl şahsiyetli bir kökten beslendiği ve nasıl da gözalıcı bir sosyal altyapı taşıdıkları dile getirildiğinde o masada oturan herkesin gözlerinde, "yaşamayan bilmez işte, kime anlatacaksın bunları" ortak noktası vardı.
o gece orada, arjantinden japonyaya, orhun abidelerinden, norveçe, antartikadan şiraza anılar anlatıldı. insanlar gidip görmüşlerdi. istanbulda zaman bulamayacağımız, belki o heyecanı yakalayamayacağımız bir coşkuyla, herkes birbirinden diğer yerleri sordu. soran ne sordugunu biliyor anlatan da neyi anlatacağından emindi. ben baykal gölü ne olan merakımı dile getirdiğimde, hemen oradaki (hataylı ) usta anlatmaya başladı(meger seneleri orada geçmişti ve şimdi addis de karşılaşıyorduk), gittiğimde gölün neresinde kayıga binmemin doğru olacağından tutun da, gölün hangi cenahına düşen köyde neyi bulacağıma kadar.. bunlar hangi atlasta yazar ya da hangi belgeselde raslanır?
o gece orada bulunan ve bir daha karşılaşmadığım birkaç gezginle ayaküstü, bir gün kimbilir nerede karşılaşırız ama keşke yazsak da notlarımızı birleştirsek ve dünyayı bir de bizim gözümüzle anlatsak, güncellesek gezi yollarını demiştik, ne ben bunun peşine düştüm ne de onlardan ses çıktı, sadece Hüseyin isimli bir arkadaştan geçen kurban bayramında tebrik maili aldım, addis ababa dan ayrılmış ve yeni zelanda’daymış artık.
şurada tembel tembel oturdugum yerde bile son 2 haftada bu yaz için yapılmış 3 ayrı gezi projesini inceleme şansım oldu. türkiye, sanılanın aksine bence a klasmanı kabul edilecek çok sayıda gezgin çıkardı, özellikle son 10-12 yılda. türk gezginleri, bildiğim kadarıyle son 3-4 yılda bile dünyada gidilmedik çok az yer bıraktı. bu insanlar nasıl edilir bilmiyorum ama, yazmaları ve paylaşmaları sağlanmalıdır, bu önemli bir kayıt olacaktır.
öte yandan, çok önemli bir konu daha var: o da gidilmemiş destinasyon konusu. bilindiği gibi, bir destinasyon belirli süre notlanmadığı takdirde artık gidilmeyen yere dönüşür. mesela borneo ya bundan 5 yıl önce dört başı mamur bir gezi edilmiş en son, burası bir süre sonra gidilmemiş yer kabul ediliyor . gidilmemiş yer kabulünün standart süresi yok. bunu daha çok o bölgenin değişim hızı belirliyor. geçenlerde discovery de olsa gerek, amazon ormanlarının 2002 yılında çekilmiş görüntüleri ile birlikte 2009 yılında çekilmiş görüntülerini verdiler arada uçurum var, orman içinde şehirler türemiş vs.
Bu gidilmemiş yerler, notlanmamış yollar oldukça fazla. yakutsk-bering arası mesela çok cazip, gezenbilirde de yakutsk yolunun fotografları vardı bir ara, rüyalara giresi bir yol. avrupa forumlarında da sık sık ısıtılan bir diğer gidilmemiş yol, iç çin. içeri çine ilişkin elinde veri olan birini tanıyor musunuz? pek çok örnek sıralanabilir.
gezginlerin yazmaları ve paylaşmaları teklif edilir ve bunda ısrar edilirse, özellikle genç ve yeni başlayan gezgin adayları gidilmemiş yollar için teşvik edilmiş ve cesaretlendirilmiş olacaktır.
Bu yabana atılmaması gereken konularla belki bizim site dahilinde de gönül verip ilgilenecek, bir başlık altında iz sürmeye ve bir literatür oluşturmaya soyunacak gençler çıkacaktır. bildiğim şu, niteliki ve güncel gezgin arşivi dünyada pek az, türkiyede hiç yok.