Sevgili Hüseyin,
sevgili
@kartalveat ,
Başlığın tek maddesi olan Mehmetçiğimize olan duygularınızı ima ve kelimelerle dile getirmenizin her ne kadar sadece sizi ilgilendirdiğini söyleseniz de, umarım yine de cevabınıza sevinmeme müsaade edersiniz sanırım ?
Aslında Şadan beyin yaptığı gibi tek kelime bile fazlasıyla yeterliydi.
Baştan asıl konuda farklı düşündüğünüzden şüphem olmadığını bilmenizi isterim. Düşünün aksi nasıl mümkün olabilir ki ? Zaten böyle bir anlayışı konu etmek bile anlamsız olmalı.
Yazım kimsenin tersini düşündüğü suçlamasını yapmadığı gibi, sadece başlığın bu durumuna “baş çevirme” “duyarsız kalmak” ve ”ilgisizlik” kelimeleriyle açıklık getirmek istiyor. Tepkisi sadece bunlara. Yazımdan tersi kelimeler bildirilmediği müddetçe, o şekilde yorumlandığınızı kabul etmek durumundayım.
Beni bu açıdan itham etme düşüncenizle bana, belki heyecanlı ve gereksiz haksızlıkta bulunduğunuzu düşünüyorum. Belki cevaplarınızdaki enerjiden bana biraz ödünç verebilseniz, inanın onu tam da burada yerinde kullanacağımdan emin olabilirdiniz.
Kısaca başlığın mecrasına şekil bakımınan farklı yaklaştığımız ortada.
Eğer ikinci yazım bütünüyle ve doğru okunulmaya çalışılırsa onun, dediğim gibi, cevaplarınızın bu tarz ve yoğunluğunu kazanmadığını, tekrar söylemeliyim.
Korkum, daha evvel de dediğim gibi, konunun böylelikle hak etmediği mecraya kayması.
Öte taraftan size de salık verdiğim üzere, bu yazıyı tekrar okuyunca her ne kadar “kimseyi töhmet altında bırakmadan “ ve “kendi açımdan” diyerek kaleme almış olsam da, insanları taraf almaya iten bir arka planın varlığını, haklı olarak dediğiniz üzere ben de tesbit ettim.
Kimsenin düşüncelerini açıklamaya zorlanmaması üzerine öncelikle insan hakları olarak yaşamın vazgeçilmez prensipini her alana keyfi uygulamanın ise ayni değerde olmadığını biliyoruz. Mesela bu prensip
asıl kapsam alanı olan bireysel politik ve dini inanç konu olduğunda ne kadar doğru ise, insancıl sosyal konularda bir o kadar yanlış.
Düşünün o zaman insanlığımız hangi sahile vururdu acaba ?
Ne demek istediğimi belki şöyle anlatabilirim:
Örnek olarak; Akdeniz’de boğulan mülteciler hakkında, onların kurtarılılması için gemi gönderilip gönderilmemesi üzerine düşüncemizin bilinmek istenmesi bereket ayni katagoride sınıflandırılmıyor. Ben bu konuda bütün Avrupa ülkelerinin tek tek ne düşündüğü ve konuyla nasıl ilgilendiği hakkında bilgi sahibi olma hakkını kendimde görmemde, umut ederim çoğumuz gibi tenkit edilecek hiçbir yan görmüyorum. Bu şu an Avrupa’da aktüel bir konu. Bu amaçla yönlendirilen bir soruya, demokratik hakların çiğnendiği şeklinde hassasiyet göstermek bilmem ne kadar yerinde olurdu ?
Açtığım konu da, özellikle politik olmadığı üzerine yeteri kadar basarak yazdığımı sandığım gibi, sadece evlatlarımız, yani insancıl amaçlıydı...
Lütfen yazıma bu açıdan bakmaya çalışmanızı, rica ederim.
Başlığın asıl temasına sadık kalmayı başarırsak, belki bize ve konuya pek de uygun düşmeyeceğini sandığım gereksiz gerilimleri de kendimizden uzak tutabileceğimizi düşünüyorum.
Üstelik prensipte izafi ve eksajere edilenlerin değil, sadece doğru hedeflerin düşünce ve gerilimlerimizi kanalize etmemizde, konulara katkısı olmalı ? Yoksa kendi hatamıza kızınca, çocuğumuzu azarlamanın bir faydası olmadığını zaten hepimiz gayet iyi biliyoruz.
Yine de forumda politik olmadığı müddetçe kimsenin kısıtlama hakkı olmadan herşeyin tartışma konusu olması üzerine de benzer fikirde olduğumuzu umut etmek istiyorum. Bu demokratik olduğu kadar her özgür düşüncenin de kaynağı.
Bu başlıkta ağırlıkla bana cevap yazdığınızı görüyorum. Bu yüzden daha evvel yaptığınız gibi, cevaplarınızın başına lütfen çekinmeden ad ya da rumuzumu koymanızı rica etmemi de çok görmezsiniz umarım ?
Artık bu saatten sonra kendimize, birbirimizle güneş gözlüğü takarak konuşmayı yakıştıracak bir durumumuz olmamalı ?
Umudum, birbirimizi anlamaya çalışmaktan vaz geçmememiz yönünde...
Eh fark hanesine yazılacak bir şeylerimiz de olmalı, değil mi yani ?
@kartalveat ‘ın sevgi hanesinde, yanılmıyorsam bana da yer ayırma nezaketi göstermesi çok hoşuma gitti.
Candan teşekkürler.
Fakat bu beni yazısını, bazı pasajların uygunluğu açısından tekrar okumasını rica etmemden alıkoymuyor. Özellikle ilk yazımın sadeliği düşünülürse, ona başka anlamlar yüklemek, benim surumluluğuma girmemeli ? Diğeri yazım için de iki madde olarak yukarıda düşüncelerimi ifade ettim.
.