Teṣekkürler. Alman karavanforumda konu aҫıldığında verdiğiniz bilgileri orada anlatacağım.
Araҫlı turistlerin sorunu ücretlerin yüksekliğinden ziyade sistemi anlamakta ve uygulamakta zorlanmaları olduğu iҫin, KGM yabancılar iҫin ayrı bir ҫözüm üretebilir. Bence en kolayı, turistlere iki, dört ve altı haftalık gibi HGS uygulaması olur. Fiyat iki haftalık 20 €, dört haftalık 35€, altı haftalık 50 € olabilir. En iyisi bunları sınırlarda satmak. Böyle bir sistemle karayolları turistlerden daha ҫok para toplayacaktır.
Sorun şu ki otoyollar artık yalnız Karayollarının değil. Bir sürüsü özel teşebbüs. Bunlar da FECİ pahalı. Tahminim yabancılar için bile pahalı olacaktır. Bu yüzden önerdiğiniz sistemi uygulamak mümkün değil. Bunların çoğunun girişinde filanca firmanın sorumluluğunda olduğuna dair Türkçe bir tabela oluyor. Ama çoğu kez hızlı geldiğiniz için tabelayı gördüğünüzde çok geç oluyor. Daha kötüsü bu tabelalar olmasına karşın Bursa çevre yolu gibi bir kısım yerlerde ücret ödenmesi gerekMİyor. Bu da ayrı bir karmaşa. Açıkçası takip etmekte biz de zorlanıyoruz.
Örneğin İstanbul'dan geçen bir Kuzey Marmara Otoyolu var. Bu yol özel teşebbüse ait. Devlete ait olana paralel gidiyor ve aralarında pek çok yerde bağlantı yolu var. Pek çok kavşakta aynı yerleşim yerini (örneğin İst.) gösteren birden çok alternatifli tabelalar var. Hangisine sapmanız gerektiğini anlamanız kolay değil. Yanılıp da özel olana girerseniz yandı gülüm keten helva. Adapazarı (Karasu) dönüşünde devlete ait olana girdiğimi sanıp özel olana daldığım için tecrübeyle sabit.
Neden böyle derseniz, cevap vermemem gerekiyor. Çünkü ucu siyasete ve ağzımı bozmaya, dolayısıyla suç işlemeye giriyor.
Geçenlerde bir arkadaş İzmir'e giderken ucuz olması için hangi otoyolu kullanması gerektiğini sormuştu. Ona verdiğim cevaptaki gibi: İstanbul Kocaeli arasında devlete ait olanı kullanın ve Osman Gazi Köprüsüne sapMAyın. Kocaeli'nde duble yola geçip Körfezi dolaşın ve Bursa'ya kadar gidin. Bursa'da tekrar otoyola girin (Çevre yolu ücretsiz). Manisa duble yol kavşağına kadar gidip mavi renkli Manisa tabelasından sapıp tekrar duble yola geçin.
Bunu yapmayıp özel köprü ve otoyoldan geçerseniz ne olur? Uçakla gitme parasını otoyol ücreti olarak ödersiniz.
Daha absürd bir örneği de var: Yanlış hatırlamıyorsan İzmir Aydın arasında duble yol üzerinde çok kısa bir tünel var ve tünelden geçmek paralı. Okuduğum hikayesine göre tüneli belediye yapmış. Devlet parasını ödemeyince çözüm olarak girişine gişe koymuşlar.
Bilginiz için yeşil renkli tabelalar otoyolu, mavi olanlar devlet karayollarını (pek çoğu duble, yani gidiş ve gelişi banketle ayrılmış, bölünmüş yol) beyaz olanlar yerleşim yeri içinden geçen yolları gösteriyor. Belki Almanya'da da öyledir. Otoyolda hız sınırı 120 km/s. Duble yolda (otomobiller için) 110 km/s. Yani arada pek bir fark yok. Tek sorun duble yolların şehir geçişlerinde hız sınırlarının abes derecede düşük ve değişken olması. 30, 50, 60, 70, 82, 90 km/s çeşitleri var. Pek çok yerde (köyler dahil) coğrafi sınırın (yerleşim yerinin değil) başladığı yerden itibaren hız sınırlaması olması. Neye göre derseniz ben bir standardını göremedim. Anladığım kadarıyla ya Karayollarının duble yol kavramının olmadığı 1940'lardan kalma kafasına ya İl Trafik Komisyonunun keyfine göre. Hepsine uymaya kalkarsanız yolculuk cehenneme dönüyor. Bu yüzden pek çok insan "ceza yazan kamera" olmayan yerlerde uymuyor.
Bu ne demek derseniz hemen bütün yerleşim yerlerinin girişinde plaka okuyan kameralar var. Ama bunlar daha çok asayiş amaçlı. Trafikte ceza yazmak için konanlarıa gelmeden EDS (Elektronik Denetim Sistemi) veya TEDS (Trafik Elektronik Denetim Sistemi) yazan tabelalar ve kamera uyarıları var. Ama Ankara şehir içindekiler ve otoyollardaki kameralar için bu uyarıları ben görmedim. Dolayısıyla özellikle Almanların otoyollarda 120 km/s hız sınırına uymalarını tavsiye ederim.
Duble yollarda seyyar radar (araç içinden çalışan) uygulaması yapılan yerlere gelmeden uyarı tabelası koymaları zorunlu. Bunların uyarı tabelaları genellikle yere konuyor. Bazıları korkuluk amaçlı olsa da bunları gördüğünüz yerde hız sınırına uymakta fayda var. Hangisinin gerçek hangisinin korkuluk olduğunu anlamak zor.
Daha kötüsü, kamera görüntüleri üzerinden ceza yazan polislerin pek çoğu karavanları kamyonet sınıfına sokup daha yüksek ceza tahakkuk ettiriyor. Normalde hız sınırını %10'a kadar aşarsanız ceza yok. %10-30 arası şu anda 320 TL. %30-50 arası 600 küsur lira. %50'den fazlası galiba bir kaç bin liraydı. Kamyonetlerin şehir içi hız sınırı 50 km/s. Dolayısıyla benim gibi M1 sınıfı motokaravana sahip oludğunuza güvenip otomobil hız sınırında giderseniz katlamalı ceza yemeniz işten bile değil. Maalesef o da tecrübeyle sabit. Bunlara mahkeme yoluyla itiraz etmek mümkün. (Yabancılar için şaka gibi.) Ama benim yediğim cezaların birisinde uzun süreli tatilde olduğum için 15 günlük itiraz süresini kaçırdım. (Pek çok karavancının kaderi!). Birisinde mahkeme 3 sene sürdü. Üstüne bir de 80 küsur lira mahkeme masrafı çıktı.
Konu başlıktan saptı. Hız sınırları ve cezalar üzerine ayrı bir başlk açıp mesajı oraya (da) mı taşımalı, bilemedim.