eftaLYa
Face & Ben
Geçen hafta tatil için Kıyıköy’e gittim arkadaşımla ve köpeklerimizle..
Yanımızda köpeklerimiz olacağı için en sakin olan ramazan ayının ilk haftaiçini seçtim. Çok da yerinde bir karar almışım. Herkes gider mersine biz gideriz tersine hesabı Pazar sabahı tatilciler evlerine dönme hazırlığı yaparken bizde yola çıkma hazırlığındaydık.
Kıyıköy, İstanbul’a 165 km mesafede. Kıyıköy’ün eski adı “Midye”.. Kırklareli’ne bağlı bir sahil kasabası. İstanbul Tekirdağ yolu istikametinde ilerliyorsunuz. Çerkezköy sapağından içeri giriyorsunuz. Sonra Saray, Bahçeköy sırası ile ve finalde Kıyıköy.
Kıyıköy’e vardığımızda saat 2,5 idi. Çadırımızı nereye kuralım diye bakınırken kaşla göz arası Face kendine dişi bir Husky bulmuş oyunlar oynuyor Husky’nin sahipleri de onları izliyor. Bizim çadır yeri için bakındığımızı öğrenince “biz kalkacağız isterseniz buraya kurun” dediler. Ve eşyaları boşaltmaya başladık. 15 dk içinde çadırlarımız kurulmuş eşyalarımız yerleşmişti.
O sıcakta denize koşmak yapılacak en mantıklı şeydi
Giydik mayolarımızı, aldık köpüşlerimizi doğru sahile.. Face de, Ceny de balık tadında köpekler. Ama cüsse olarak epey irice olduklarından insanlar ilk etapta tedirgin oluyor. O yüzden sahile indiğimizde genelde az insan olan kısımları tercih ediyoruz. Hem kendi, hem diğer insanların huzuru için.
Az evvel çadır yeri için yardım eden ağabeyler de sahildeydi. Face i görünce çağırdılar denize, ve bizim gireceğimiz yer belli oldu
İlk dakikalar çevreden insanların köpekler bir şey yapar mı, saldırır mı soruları ile geçti. Sonraki dakikalar ise çevredeki herkesin “Faceeee gel oğlum” “Cennyyy yakala kızım” nidaları içinde oyunlarla En son bir ara yaklaşık 7-8 kişilik bir çemberin ortasında face ile ortada sıçan oynuyorlardı Seviyorum oğlumun sosyalliğini …
Cemile (17), Ender(16) ve Alpay(10) ile orada tanıştık. Akşama kadar suda kaldık. Akşam yemeği için genç arkadaşlarımızla sözleştik.
Limanda balık satılıyor. 3 tane balıkçı var biz Cihan Balıkçıklık’tan aldık balıklarımızı. 3 Çipura 10 TL.. 7 taneyi 20 TL’ye aldık Salata malzemeleri ve diğer gereksinimleri köy içindeki marketlerden, bakkallardan vs temin ettik.
Akşam yemeği mangalda balık yanına bol salata.. Salatayı Cemile yaptı Ellerine sağlık.
Dere kenarında Ahmet abi’nin piknik masaları var. Aynı zamanda Ahmet abi derede gezebilmeniz için sandal, yunus vs de kiralıyor. Sadece derede gezmek için yada balık tutmak için kiralayabilirsiniz.
Bu arada Kıyıköy balıkçı köyü. Ama asıl balık zamanı Eylül 15’den sonra. Kısmet olursa o zaman tekrar gitmek lazım..
Akşam yemeğinden sonra biraz sohbet ve sonrasında onlar evlerine gitti biz çadırlarımıza çekildik. Çadırlarımızın önüne koyduk sandalyelerimizi yıldızları seyrettik. Ve donduk! İlk gece çok soğuktu. Bir gece önce İstanbul da sıcaktan uyuyamazken burada battaniyelere sarılıp oturduk.
Biraz sohbetten sonra çadırlarımıza geçtik. Ben kitabımı okumaya başladım.
Yılmaz Özdil – İsim Şehir Hayvan…
Yanımızda köpeklerimiz olacağı için en sakin olan ramazan ayının ilk haftaiçini seçtim. Çok da yerinde bir karar almışım. Herkes gider mersine biz gideriz tersine hesabı Pazar sabahı tatilciler evlerine dönme hazırlığı yaparken bizde yola çıkma hazırlığındaydık.
Kıyıköy, İstanbul’a 165 km mesafede. Kıyıköy’ün eski adı “Midye”.. Kırklareli’ne bağlı bir sahil kasabası. İstanbul Tekirdağ yolu istikametinde ilerliyorsunuz. Çerkezköy sapağından içeri giriyorsunuz. Sonra Saray, Bahçeköy sırası ile ve finalde Kıyıköy.
Kıyıköy’e vardığımızda saat 2,5 idi. Çadırımızı nereye kuralım diye bakınırken kaşla göz arası Face kendine dişi bir Husky bulmuş oyunlar oynuyor Husky’nin sahipleri de onları izliyor. Bizim çadır yeri için bakındığımızı öğrenince “biz kalkacağız isterseniz buraya kurun” dediler. Ve eşyaları boşaltmaya başladık. 15 dk içinde çadırlarımız kurulmuş eşyalarımız yerleşmişti.
O sıcakta denize koşmak yapılacak en mantıklı şeydi
Giydik mayolarımızı, aldık köpüşlerimizi doğru sahile.. Face de, Ceny de balık tadında köpekler. Ama cüsse olarak epey irice olduklarından insanlar ilk etapta tedirgin oluyor. O yüzden sahile indiğimizde genelde az insan olan kısımları tercih ediyoruz. Hem kendi, hem diğer insanların huzuru için.
Az evvel çadır yeri için yardım eden ağabeyler de sahildeydi. Face i görünce çağırdılar denize, ve bizim gireceğimiz yer belli oldu
İlk dakikalar çevreden insanların köpekler bir şey yapar mı, saldırır mı soruları ile geçti. Sonraki dakikalar ise çevredeki herkesin “Faceeee gel oğlum” “Cennyyy yakala kızım” nidaları içinde oyunlarla En son bir ara yaklaşık 7-8 kişilik bir çemberin ortasında face ile ortada sıçan oynuyorlardı Seviyorum oğlumun sosyalliğini …
Cemile (17), Ender(16) ve Alpay(10) ile orada tanıştık. Akşama kadar suda kaldık. Akşam yemeği için genç arkadaşlarımızla sözleştik.
Limanda balık satılıyor. 3 tane balıkçı var biz Cihan Balıkçıklık’tan aldık balıklarımızı. 3 Çipura 10 TL.. 7 taneyi 20 TL’ye aldık Salata malzemeleri ve diğer gereksinimleri köy içindeki marketlerden, bakkallardan vs temin ettik.
Akşam yemeği mangalda balık yanına bol salata.. Salatayı Cemile yaptı Ellerine sağlık.
Dere kenarında Ahmet abi’nin piknik masaları var. Aynı zamanda Ahmet abi derede gezebilmeniz için sandal, yunus vs de kiralıyor. Sadece derede gezmek için yada balık tutmak için kiralayabilirsiniz.
Bu arada Kıyıköy balıkçı köyü. Ama asıl balık zamanı Eylül 15’den sonra. Kısmet olursa o zaman tekrar gitmek lazım..
Akşam yemeğinden sonra biraz sohbet ve sonrasında onlar evlerine gitti biz çadırlarımıza çekildik. Çadırlarımızın önüne koyduk sandalyelerimizi yıldızları seyrettik. Ve donduk! İlk gece çok soğuktu. Bir gece önce İstanbul da sıcaktan uyuyamazken burada battaniyelere sarılıp oturduk.
Biraz sohbetten sonra çadırlarımıza geçtik. Ben kitabımı okumaya başladım.
Yılmaz Özdil – İsim Şehir Hayvan…