Kışın Iber Yarımadası

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan oralakbas Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 221
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 47,373
Harika görseller eşliğindeki muhteşem yorumunuz, bizim için devamını sabırsızlıkla arzuladığımız doyumsuz bir ziyafetti. Kaleminize ve yüreğinize sağlık...
 

Etiketler
İlginize çok teşekkür ediyoruz. Bizim için de paylaşmak bir keyif...

04/01/2017, Çarşamba, Valencia’ya doğru
Sabah atık boşaltma, su alma ve ücret ödeme işlerimizi hallettikten sonra 11.00 gibi park yerinden ayrılarak Valencia'ya doğru yola çıktık. GPS’imize (Tomtom) göre otoyol harici yollardan yaklaşık 381 km yolumuz var.
Uzun süre deniz kıyısını takip eden yoldan güneye doğru indik. Yol gidiş-geliş, virajlı ve oldukça kalabalık bir yoldu. Sıkça tek veya gruplar halinde bisikletliler var; yol darmış, yokuşmuş filan demiyor pedallıyorlar… zaman zaman arkalarına takıldık. Ama şikâyet edecek halimiz yoktu; zira yol boyunca manzaralar çok güzeldi ve herkes yolu gayet saygılı bir şekilde kullanıyordu.
Hava çok güzel, az bulutlu… derken Tarragona’yı geçtikten sonra yaklaşık iki saat bulut-sis karışımı bir havada yol aldık. Yer yer görüş mesafesi çok kısaldı. Sonra yeniden güneşli hava.
Artık Katalonya özerk bölgesinden Valencia özerk bölgesine geçiyoruz... narenciyesi ile ünlü bir bölge. Nitekim ağaçlık bitki örtüsü de giderek makiliklere değişiyor. Zeytinlikleri daha çok görür olduk. Portakal-mandalina bahçeleri başladı.
Yolda mazot aldık (1,139€/l). Benzincideki termometre 19 derece gösteriyordu.

Barselona_Valencia yolu (1).jpg Barselona_Valencia yolu (2).JPG Barselona_Valencia yolu (3).JPG Barselona_Valencia yolu (4).jpg Barselona_Valencia yolu (5).JPG Barselona_Valencia yolu (6).JPG

Barselona Valencia yolu
 

İkindi sonuna doğru Valencia’ya girdik; şık mahallelerden, geniş ağaçlıklı bulvarlardan geçiyoruz. Daha sonra deniz yönünde ilerleyip güneye doğru şehirden çıktık. Meğer işaretlediğimiz karavan kamp alanı şehrin 10 km kadar dışında imiş. Deniz kenarına paralel bir yoldan, bir sulak alanın içinden geçerek oraya ulaştık: Camping Park el Saler (39.389072°, -0.333192°). Çok güzel bir ağaçlık. Geceliği 18€. Duş ve WC var ve Barselona’da kaldığımız yere kıyaslayınca çok iyi. Gerçi CamperContact listesine göre bizim aradığımız yer geceliği 11€ olan bir yerdi ama herhalde fiyatı artırmışlar deyip kalmaya karar verdik. Ertesi sabah çevrede yürüyüş yaparken yolun az ilerisinde o 11€’luk yeri gördük, koordinat verirken doğruluğun önemini de böylece anlamış olduk!

Campinge dogru (1).JPG Campinge dogru (2).JPG Campinge dogru (3).jpg Campinge dogru (4).JPG Campinge dogru (5).jpg Campinge dogru (6).jpg

Kampinge doğru
 

Akşamüzeri yakındaki bir otobüs durağından otobüse binerek Valencia’ya gittik. Dönüş için son otobüsün saati 10:00 imiş; o vakte kadar epeyce dolaştık. Valencia insanda ‘zarif’ bir yer olduğu hissini uyandırıyor. Şehrin merkezi burada da çok canlı ve kalabalıktı. Eski tarihi binalar özenli ışıklandırmalarla göz alıcı güzelliklerini sergiliyorlardı. Tarihi sokakların yine özenle restore edilmiş, korunmuş olduğunu gördük. Çevreleyen yeni mahallelerdeki binalar ise modern mimari projelere göre yapılırlarken bile gelenekle uyum gözetilmiş olduğundan gözü asla rahatsız etmeyen özelliklere sahiptiler.

Valencia gece (1).jpg Valencia gece (2).jpg Valencia gece (3).jpg Valencia gece (4).jpg Valencia gece (5).jpg Valencia gece (6).jpg

Valencia
 

05/01/2017, Perşembe, Valencia L’Albufera ve Altea’ya doğru
Bu sabah kamp yerimizin imkânlarından yararlanalım istedik; duşa gittik. Duş binası ısıtılmış olduğundan konforlu gibiydi, gelgelelim musluklar düzgün çalışmadığı için suyun sıcaklığını ayarlamak eziyet oldu; ya kaynar ya buz gibi akıyordu. İnsan kızıyor… Alt tarafı tesisat bir elden geçecek; belki sadece contaları değiştirmek yeterli olacak! Bu iş bu kadar zor mudur? Neyse…
İçme suyumuz bittiği için bir market bulmamız lazım. Yaklaşık 500 m mesafedeki köye kadar yürüdük; küçük, güzel, sakin bir sayfiye yeri olduğu anlaşılıyor. Alışverişimizi yaptık.

Camping El Saler (1).jpg Camping El Saler (2).jpg El Saler yolu.jpg El Salerde bir ev (2).jpg El Salerde bir ev.jpg El Salerde bir sokak.jpg

El Saler
 



Karavan kampımızın bulunduğu bölgenin adı L'Albufera Ulusal Doğa Parkı. Parka adını veren tatlı su gölü doğu İspanya’da kuşlara doğal yaşam ortamı sağlayan başlıca sulak alanlardan biriymiş. Gölü Turia nehri (Rio Turia) besliyor ve sonra göl üç kanal ile denize açılıyormuş. Valencia’dan kampa geldiğimiz yol göl ile deniz arasındaki dar kara şeridinde güneye doğru hayli belki 30 km daha gidiyor. Burası 'Dehasa Ağaçlık Kumluğu' diye adlandırılıyormuş. Bölge aynı zamanda İspanya’nın pirinç üretiminin üçte birini karşılayan pirinç tarlalarıyla da önemliymiş. Buralarda günlerce kalınabilir ve keyifli vakit geçirilebilir; mesela doğa yürüyüşleri yapılabilir, kuş gözlemlenebilir, denize girilebilir, yakındaki küçük köyler keşfedilebilir… diye düşündük. Muhtemelen karavanı ücretsiz park edebileceğimiz yerler de mevcuttur. Hani elektrik-su gibi gereksinimler yoksa o gözle etrafa bakılıp kalınabilirdi.
Yola devam etmeyi planladığımız için öğlene doğru kampingden ayrıldık. Bölgeden ayrılmadan önce gölün etrafını görmek istedik. Manzaralar çok güzel. Fotoğraflar çektik

. L'Albufera (1).jpg L'Albufera (2).jpg L'Albufera (3).jpg L'Albufera (4).jpg L'Albufera (5).jpg L'Albufera (6).JPG

L'Albufera
 

Daha sonra güneye doğru yola koyulduk. Bugün akşama kadar Altea’ya ulaşmayı hedefliyoruz. Bu arada yolumuzun üzerinde Calp kasabası var. Orada ünlü bir kayalık olan Penon d’Ifach’ı görmeyi amaçlıyoruz.
Calp’e yine kıyı boyunca ilerleyen virajlı bir yoldan gidiliyor. Daha hayli uzaktan kayayı görmeye başladık; insanda denizden fırlayıvermiş duygusu uyandırıyor. Etkileyici gerçekten. Bir yandan da artık o sözü edilen turizm patlaması yıllarında yaşanan betonlaşmadan ne kastedildiğini burada anlıyoruz; kayanın bulunduğu Calp kasabası o süreçten nasibini ciddi düzeyde almış bir yer :( Sahil boyunca hemen her biri gökdelen kıvamında oteller dolu. Öte yandan ilginç bir şekilde fark ettik ki bu yapılaşma insanı bizim buradaki örneklerinin olduğu gibi rahatsız etmiyor. Bunda çoğu iki katlı evleriyle diğer mahallelerinin, çevrenin ve yollarının güzelce, hatta zarifçe düzenlenmiş olmasının bir rolü olabilir. Örneğin bizim Kuşadası’nın şehir içinin keşmekeşliği ile kıyaslayınca trafik son derece rahat; çirkin, salkım saçak uyumsuz bina yok; turistik sokaklarında sokağın ortasına attığı naylon sandalyelerinde kaykılarak sabahtan akşama turistlere laf atıp etrafı kesen tipler yok, kafanız havada, sağa sola bakınarak hiç takılmadan kaldırımlar boyunca yürüyebiliyorsunuz.

P_Calp'e doğru (1).JPG P_Calp'e doğru (2).jpg P_Calp'e doğru (3).JPG Calp'e doğru
P_Calp'e doğru (4).jpg P_Calp'e doğru (5).JPG P_Calp'e doğru (6).jpg Calp - Penon d’Ifach
 

Bir saat kadar oyalandıktan sonra Calp’ten ayrılıp yola devam ettik. Valencia’nın güneyinde kalan bu kıyı şeridi Costa Blanca (Beyaz Kıyılar) olarak adlandırılıyormuş. Güneye doğru kıyı boyunca benzer şekilde yapılaşmış çok sayıda yerleşim gördük. İspanya kıyılarının bozulmasından bahsedilirken kastedilenin buralar olduğunu anlıyoruz; çünkü daha yukarılarda kalan kıyı bölgesinde (Costa Brava) bu manzaralara rastlamamıştık.
Akşama doğru Altea’ya vardık. GPS’te işaretlediğimiz park alanını biraz zahmetlice de olsa bulduk (38.597765°, -0.052048°). Çünkü kasabada pek düzlük bir yer olmadığı gibi yollar da manevralar için oldukça dardı. Park yerine ulaştığımızda buranın mahalle içinde sıradan bir araç park yeri olduğunu anladık. Neyse… önemli olan yerleşebilmiş olmamızdı. Burada Noel kutlamaları halen devam ediyormuş, onun kalabalığı da vardı büyük olasılıkla.
Karavanı park ettikten sonra kasabayı dolaşmaya çıktık. Bizi buraya çeken eski Altea’nın fotoğraflarında taş binaların oluşturduğu güzel görüntüyü görmekti. Gelgelelim akşamüzerinin alacakaranlığında zaman zaman eski sokaklardan, arada yeni mahallelerden geçerek epeyce dolaştığımız halde aradığımız manzaraya rastlayamadık. Ta ki ilerleyen saatlerde bir tepenin üstünde yerden aydınlatılmış kiliseyi ve çevresindeki eski Altea evlerini görene kadar. Üstelik o bölge bizim karavanı park ettiğimiz yerin hemen üst tarafındaki tepelik yermiş ve arabadan inince kafayı kaldırsak görebilecekmişiz. Biz ise yönümüzü aşağıya verip denize doğru yürüyünce fark edemeden dolanıp durmuşuz. Bu durumda ertesi sabah ilk işimiz çıkıp etrafımızı gündüz gözüyle görmek olacak.

Z_Altea (0)1.jpg Z_Altea (0)2.jpg Z_Altea (1).JPG Z_Altea (2).jpg Z_Altea (3).jpg Z_Altea (4).jpg

Altea
 

06/01/2017, Cuma, Granada’ya doğru
Sabah erken Altea fotoğraflarımızı çekebildik nihayet. Bizi buraya getiren fotoğraf öğleden sonranın ışığında alınmış olmalı. O yüzden aynı etkiyi yakalayamadık muhtemelen ama yine de görünüm güzel. Bunun dışında Altea, Calp kadar betonlaşmış olmasa da tipik bir sayfiye yeri. Fazla oyalanmadık. Hazırlanıp saat 10:00 gibi ayrıldık. Rotamız Andalucia (Endülüs) özerk bölgesi… Mağribi medeniyeti topraklarına doğru gidiyoruz. İlk uğrayacağımız yer Granada. Otoyol harici karayolundan Tomtom 451 km hesapladı.

Altea (1).jpg Altea (2).JPG Altea (3).jpg Altea'dan cikis (1).jpg Altea'dan cikis (2).jpg Altea'dan cikis (3).jpg
 

Yolda Altea'nın güneyinde bir gökdelenler şehri gibi Alicante görünüyor. Alicante’yi uzaktan, batısından geçtikten sonra yolumuz İspanya’nın iç kısımlara doğru döndü. Artık denizi uzun süre göremeyeceğiz. Yeşil bitki örtüsü kayboldu; çalılılıklar ve boz tepeler başladı. Hava bulutlandı, az miktarda yağmur yağdı.
Murcia’ya doğru dağlık bölgeye yaklaştık. Sağımızda portakal bahçeleriyle dolu çok güzel bir vadi/ova görüyoruz. Rotamız boyunca solumuzda güneydoğu İspanya’nın önemli yerleri var: Murcia, Cartagena, Lorca, Almeira gibi. Vakit olsa her birine dalmak ve gezmek isterdik.
Yol çok düzgün. Granada’ya yaklaşık 100 km kala yolda mazot aldık; 1,194 €/l.

Granada yolu (1).jpg Granada yolu (2).jpg Granada yolu (3).jpg Granada yolu (4).jpg Granada yolu (5).jpg Granada yolu (6).jpg

Granada yolu
 



Akşamüzeri 18:00’e doğru GPS’te işaretlediğimiz ilk kamping noktasına vardık, ancak muhtemelen kış olması nedeniyle kapalıydı. Zaten konum olarak da şehirden epey uzak kaldığı için dert etmedik. Şehre yöneldik ve işaretlediğimiz bir diğer kamp yerine baktık; şehrin güneyinde, stadyumun hemen karşısı. Önümüze yeraltına doğru inilen kapalı bir otopark çıktı (kalmayı düşünen olursa diye koordinatları burada: 37.150952°, -3.595961°). Muhtemelen karavanlar için bir yer ayırmış olmalılar ki burası CamperContact’da işaretlenmiş; atık boşaltma yeri ve su var görünüyordu ama biz kapalı bir park yerinde kalmayı hiç çekici bulmadık.
Etrafı dolaşırken yakın bir yerde yol kenarında bir girintiyi fark ettik; TIR’ların da park ettiklerini gördük ve oraya yöneldik. Nitekim bolca yer olduğundan ve kimse karışmıyor göründüğünden burada kalmaya karar verdik (37.147074°, -3.600447°). Burası büyük olasılıkla PTS’nin (Parque Tecnologico de la Salud) yerleşkesi içinde bir park; etrafta ilgili binalar görünüyor. Güney ila güney-doğumuzda karlı tepeleriyle Sierra Nevada’lar uzanıyor.
Bu arada akşam internetten Elhamra Sarayına giriş için bilet almak istedik, ancak başaramadık. Girişin randevulu olduğunu öğrendiğimiz için şimdi bir an önce bilet alalım ki Granada’ya ayırdığımız süre içinde görebilelim istiyoruz.

Granada yolu (7).jpg Granada yolu (8).jpg Granada yolu (9).jpg Yaklasirken (1).JPG Yaklasirken (4).jpg Yaklasirken (5).JPG
 

Sabah ilk işimiz otobüsle şehir merkezine gidip (şehir için ulaşımı rahat; otobüs bileti 1,2€) turizm ofisini bulmak oldu. Ancak onlar bilet satmıyorlarmış ve bilet satan turizm acentelerine gitmemizi de pek önermediler. Turizm ofisi ‘Granada Card’ almamızı tavsiye etti; çünkü bu kart ile aktifleştirdikten sonraki 3 gün boyunca Elhamra Sarayından başka bazı müze ve yerlere de girilebildiği gibi, karta 5 binmelik otobüs bileti de yüklenmiş. Kişi başı 37€. Aklımıza yattı. Kartlarımızı aldık, ofisteki bilgisayarların birinden de Elhamra Sarayı randevularımızı aldık. En yakın randevu gelecek çarşambaya, yani dört gün sonraya idi. Moralimizi bozmadık... bu dört günde yakın bir yerleri (Cordoba, Úbeda, Baeza) gezelim diye karar verdik hızla :smiley:

Granada'da ilk sabah (5).JPG Granada'da ilk sabah (8).jpg Granada'da ilk sabah (12).JPG Granada ilk sabah
H_Ubeda'ya dogru (4).jpg H_Ubeda'ya dogru (6)2.jpg H_Ubeda'ya dogru (6)3.jpg Ubeda'ya doğru
 


Bir tepenin üzerinde harika bir konuma yerleşik, çok iyi korunmuş bir ortaçağ kasabasına, Úbeda’ya vardığımızda ikindi üzeriydi.
Kasabaya batıdan yanaşan yol tam şehire gireceğimiz sandığımız kavşakta bizi 90 derece döndürdü (muhtemelen biz bir tabelayı kaçırdık) ve güneye yönlendirdi. O yolu takip ettiğimizde giderek zeytinliklerin arasına daldığımızı fark ettik... traktörlerin arkasına takıldık... neredeyse kaybolduğumuzu düşünmeye başlamışken az sonra güneydeki diğer girişe ulaştık. Gelgelelim bu giriş bizi doğrudan eski yerleşimin içine sokmuş.

I_Ubeda'ya yaklasirken (13)6.JPG I_Ubeda'ya yaklasirken (13)8.JPG I_Ubeda'ya yaklasirken (13)9.JPG I_Ubeda'ya yaklasirken (20)1.JPG Ubeda turu (0).JPG Ubeda turu (0)1.JPG
 




Hemen çıktık, sokaklarını dolaştık. Burası da dünya kültür mirası listesindeymiş. Nitekim ortaçağdan kalma binaları ve sokakları çok etkileyici. Diğer İspanyol şehirlerinde de dikkatimizi çektiği gibi dar sokaklar sıkça meydanlara çıkıyor... İrili ufaklı bu meydanlar belli ki insanlara nefes aldırıyor.

Ubeda turu (11).jpg Ubeda turu (12).JPG Ubeda turu (13).JPG Ubeda turu (14).jpg Ubeda turu (19)1.JPG Ubeda turu (35).JPG

Ubeda
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,662
Mesajlar
1,521,823
Kayıtlı Üye Sayımız
166,519
Kaydolan Son Üyemiz
cagatayuysal

Çevrimiçi üyeler

SON MESAJLAR

SON KONULAR



Geri
Üst