Doğrucu Davut
Zirve
.
Türkiye’deki sekiz milyon civarındaki öğrenci için yetersiz bulunan bir milyon yurt bazlı yatak kapasitesini yarısı kadar arttırarak Avrupa ortalamasına getirmek demek, yarım milyon karavan park yeri anlamına gelmekte.
Değil bu sayı, bu sayının yanlızca onda biri olan elli bin artımın bile ne kadar gerçekçi olabileceğini en azından arsa ve ulaşım açısından düşünmek gerekiyor. Karavanda kişi başı arsa gereksinimi öğrenci yurtlarına göre parmak hesabı en az on misli fazla olmalı. Yani bu yaklaşım yol ve sosyal alan da düşünülürse birim başı ~30 m2 alan gerektirmekte. Böyle yerlerin ançak şehir dışlarında bulunabilmesi, fazladan yeni ulaşım sorunu da doğurmalı.
Üstelik karavanın, yapılara göre ülke için kaynak israfı olacağı da atlanmamalı. Ayrıca ikisin sunduğu sosyal ortam da farklı karakterde.
Sanırım karavan alma kapasitesindeki ailelerin çocukları zaten evlerde kalabilme durumundalar.
Bankaların da böyle uzun vadeli çözümleri, hele günümüz için öyle pek gerçekci göreceğini sanmıyorum. Binaların teminat karşılığı daha sağlam.
Bence, yeni yaklaşımları ayrıntıları ve sonuna kadar düşünme sorumluluğu atlanmamalı. Yurt ve karavan baranak olsalar da ayrı özellikleri var. Bire bir karşılaştırılmaları aldatıcı olurdu.
Ne kadar iyi niyetli olsa da dünyada böyle kapsamlı bir uygulamaya rastlanmamasının, başka anlamlı sebepleri de olacağını tahmin ediyorum.
Fakat yine de ihmal edilecek kadar gayet az sayıda ve deneysel yaklaşım olarak Almanya’daki bazı Tiny House barınaklarının, sonuçta egzotik çözüm olarak görüldüğünü de eklemeliyim.
Türkiye’deki sekiz milyon civarındaki öğrenci için yetersiz bulunan bir milyon yurt bazlı yatak kapasitesini yarısı kadar arttırarak Avrupa ortalamasına getirmek demek, yarım milyon karavan park yeri anlamına gelmekte.
Değil bu sayı, bu sayının yanlızca onda biri olan elli bin artımın bile ne kadar gerçekçi olabileceğini en azından arsa ve ulaşım açısından düşünmek gerekiyor. Karavanda kişi başı arsa gereksinimi öğrenci yurtlarına göre parmak hesabı en az on misli fazla olmalı. Yani bu yaklaşım yol ve sosyal alan da düşünülürse birim başı ~30 m2 alan gerektirmekte. Böyle yerlerin ançak şehir dışlarında bulunabilmesi, fazladan yeni ulaşım sorunu da doğurmalı.
Üstelik karavanın, yapılara göre ülke için kaynak israfı olacağı da atlanmamalı. Ayrıca ikisin sunduğu sosyal ortam da farklı karakterde.
Sanırım karavan alma kapasitesindeki ailelerin çocukları zaten evlerde kalabilme durumundalar.
Bankaların da böyle uzun vadeli çözümleri, hele günümüz için öyle pek gerçekci göreceğini sanmıyorum. Binaların teminat karşılığı daha sağlam.
Bence, yeni yaklaşımları ayrıntıları ve sonuna kadar düşünme sorumluluğu atlanmamalı. Yurt ve karavan baranak olsalar da ayrı özellikleri var. Bire bir karşılaştırılmaları aldatıcı olurdu.
Ne kadar iyi niyetli olsa da dünyada böyle kapsamlı bir uygulamaya rastlanmamasının, başka anlamlı sebepleri de olacağını tahmin ediyorum.
Fakat yine de ihmal edilecek kadar gayet az sayıda ve deneysel yaklaşım olarak Almanya’daki bazı Tiny House barınaklarının, sonuçta egzotik çözüm olarak görüldüğünü de eklemeliyim.
Son düzenleme: