.
Eğer bu başlığın; özgürlüğün, depoların hacımlarıyla ters orantılı olduğuna gönderme yaptığını düşünüyorsak, tüketim üzerine somut örnekleriyle konuşmak, konunun bam teli sayılmalı..
Tüketim, karavan depoları arasında kesim noktası (interface) durumunda. Yani bu noktanın çapı ne kadar küçükse, iki depo da o kadar küçük olmakta.
Tabi kastım, tüketim biçimimiz, boruların fiziksel çapı değil.
Örnek
Karavanımızı ilk aldığımızda, delikli musluk başlığından tazzikle akan suyun etrafa sıçramasına belki alternatif olabilir diye suyu kapağı delikli yarım litrelik bir pet şişeyle kullanmayı denemek istemiş ve sonucun da beklenen işlevi hakkıyla ve tasarrufla yerine getirdiğine şaşırmıştık. Dolayısıyla bu yöntemi hemen benimsedik.
İkinci benzer bir pet şişesi içindeki 1-2 kapak sıvı sabunlu su da elleri teker teker yıkamaya ve benzeri gereksinimlere çözüm sunmakta.
Dişleri bezelye büyüklüğünde macunla susuz fırçalamayı profesyonel bilgime, sabahları yüz için sadece gözleri üstelik sabunsuz yıkamanın yeterliliği bilgisini de eşimin cildiye doktoruna borçlu olsak da zaten bunlar karavanla ilgili olmayan günlük rutin uygulamalarımız.
Mutfağın ana su tüketimi bulaşığa gelince. Kritik zamanlarda kullandığımız kağıt cinsleri dışında tabakları ıslak kağıtlı ön temizlik sonrası ve diğer bulaşıklarla beraber gereksiz köpürmeyen sadece birkaç damla deterjanla yıkamaktayız. Tüketim, tek kaplı öğünlerde bir iki litre arası !
Hepimiz gibi içme ve yemeklerde kullandığımız sular ise ayrı.
Kamperimizin yapısı dolayısıyla duşu dışarıda kampinglerde almamız depo büyüklüğünü etkileyen en büyük etken olsa da özgürlükle ilişkisinin maalesef bu sefer doğru orantılı olduğunu itiraf etmeliyim.
Yok mu başka konuya Kayserili yaklaşan ya da İskoç kalan ?
…
Karavanda duş kabinim olsaydı bile duşu, suyunu ocakta ısıttığım kapakları delikli iki büyük pet şişesiyle alırdım diye düşünüyorum..