Ynt: Karavancıların Kamping'de Yada Kamping Dışı Konaklamalarını Tartışalım.
Aslında "sevgili gurumuz" tanımı ile umarım kendisini gücendirmeyeceğim
Rüzgar'ın, tecrübeleri ile yazılmış analitik yazısı konuyu noktalamış olsada, birkaç farklı şeye değinmek istiyorum.
*Sığınmacıların suça yatkınlığı hakkındaki düşünce, medyasal yaklaşımları bir kenara bırakırsak, maalesef bazı devlet organlarının tarafsız olduğu izlenimini vermeye çalışan ve hangi pratik gereksinimler sonucu yapıldığı ahlaki alanda tartışmalı, yabancılar hakkındaki suç istatistiklerinde de kendini göstermekte ve batılı popülist politikacılar tarafından malzeme olarak kullanılmakta.
Düşünün, turistlerin trafik suçları, ancak yabancı veya sığınmacıların işleyebileceği yabancılar ve sığınmacı kanunları ile ilgili suçların da dahil edilebildiği istatistikler, ayriyeten yaş itibariyle genç olan sığınmacıların, genelde yaş ilerledikçe azalan suç eğilimini gözardı etmesiyle de bilimsel olarak sorunlu. Bazı araştırmalarda sadece şüphelilerin karşılaştırıldığı yada yabancıların işlediği sanılan suçları ihbar ve takip etme işüzarlığı, sunulduğu sanılan sonuçları ciddiyetten uzaklaştırıyor. Üstelik zaten kamp ve diğer unsurlar ile kontrol altında olan hepimizin malumu çeşitli badirelerden sonra Avrupa ya ulaşabilmiş sığınmacıların, istatistiklerde belki çizebildiği bu az farklı tablo, çanları saldıracak seviyede olduğunu iddia etmek; Avrupa kültürüne, bütün dinlerin insana yaklaşımına ama herşeyden önce akla ve genel ahlaka aykırı olmalı? Lütfen yanlış anlaşılmasın adresim bu çeşit yargıların yayılmasına sebep, Avrupa toplumunun malum bazı kesimleri. Sezar'a hakkını vermek gerekirse dini ve sivil kuruluşların saygın uğraşılarını ise asla unutmamalı.
Pratikte biz karavancılar için belki haddim olmayarak söylemek istediğim, lütfen onlarla en azından biri ile konuşmaya çalışın, belki nasıl yaşadıkları, nasıl geldikleri, ne yaptıkları, geçmişleri ve de çocukları hakkında az da olsa bilgi sahibi olmak, bizleri onlardan ufak birşey almaktan daha kazançlı çıkarır, onlar hakkındaki düşüncelerimizi daha yerine oturtabilir ? En azından bu benim için öyle oldu. Zaten karavancılar için meraklı insanlar deniyor.
*Gazlı soygun acaba gaz mı?
Gaz uyarıcısı yapım ve satıcı firmalarının hoşlarına gideceği düşünebilinen soygun hikayelerinin, karavanla ilgili okuduğum kitaplarda, internetde ve forumlarda, verilerle ispatlanmış somut bir örneğine rastlayamadım. Üstelik farkedilmesi ile yarım kalmış herhangi bir girişimden de bahsedilmiyor. Bu konuda rastlıyabildiğim tek resmi yazıda Alman Bavyera polisi otoban parkyerlerinde gecelemenin sorunlu olabileceğinden ve örnek olarak somut bir soygun olayından bahisle, gaz kullanımı şüphesi ile, sabah uyanan bu kişide başağrısı şikayetinden bahsetmekte, fakat bu olayın alkolle ilişkisine yada yiyeceklere katılması daha az sorunlu ilaç problemine açıklık getirmemekte !
Kimseye bu konuda garanti vermek gibi bir amacım olmamakla beraber, bırakın anestezi uzmanını her tıp mensubunun söyleyebileceği üzere, bu girişimin uygulanması tıbben oldukça sorunlu. En azından farklı yerlerde yatanların, böylelikle farklı konsentrasyonlardaki gaza yine farklı reaksiyon göstermesi akla uygun olmalı ? İşi garantiye alabilecek yüksek dozun, suçun mahiyetini değiştireceği ise ortada.
Tabi böyle birşeyin başına geldiğini söyleyenin, şüphelerinden çok verilerini merak ve ciddiyetle bekliyoruz ?
Yalnızca beni bağlamak üzere konuya yaklaşımın ise; sorunun hep inanç bazında kalacağı yönünde. Kim talihsiz bir soygun sonucu yaşanan ruh halinde ne getireceği belli olmayan kan tahlilini düşünebilir yada duyduğunu sandığı kokunun diğer kokulardan ayırt edebilmek bir yana, hangi anestezi maddesine ait olduğu şeklinde bilgiye sahiptir ?
Konuya "olmaz deme olmaz, olmaz" şeklinde yaklaşanların önlemlerini saygı ile karşılamak ise, sanırım hiçbirimiz için sorun değil. Her gaza duyarlı bir alarm aleti benim için öncelikle butan gazı için düşündüğüm ama akım sarfiyatı açısından bundan da uzak durduğum bir çözüm.
*Asıl konuya ise kutuplara kaymadan rahat bir tarzda yaklaşmak sanırım yanlış olmamalı.
Kamp içi yada dışı geceleme, her ikiside duruma ve kişiye göre değişgen bir seçenek, yalnız bir tanesi doğru olsaydı sonuçta herkes aynisini yapardı ama bildiğimiz üzere uygulamadaki gerçek bu değil diye düşünüyorum.
*Son olarak bu fırsatla mayınlı olabileceğini düşündüğüm bir konu için üzerine basarak baştan ısrarla söylüyorum; yalnızca tesbitde bulunuyorum asla tenkit değil.
Daha evvel kapanan bir forumda ve buradada diğer yabancı forumlarda rastlamadığım üzere karavancı kime denir? ya da kimdir? şeklinde varoluşcu bir yaklaşım dikkatimi çekti.
Konu belki sizler için boş ama, sebebini gerçekten merak ediyorum.